1980 Sonrası Türk Şiiri Özellikleri

Kunduz dan merhabalar.
Cumhuriyet dönemi ve şiirinde sona doğru yaklaşıyoruz artık.
Bu dersimiz de 1980 sonrası Türk şiiri üzerinde duracağız.
İsterseniz önce özellikle annem bahsedelim.
Daha sonra da hangi sanatçılarımız var onlara bir değinelim.
Bakın bu dönem sanatçıları.
Şiir her şeyden önce şiir olmalıdır ilkesini savunmuşlardır.
Şehirli kimliğiyle öne çıkarılmıştır.
Bakın şehirli kimliği öne çıkarılmıştır.
Bu önemli bir madde.
Buna dikkat.
Gelenekle barışmış, ayrım yapılmadan geçmişe sahip çıkılmıştır.
Bazı sanatçılar ne yapıyordu mesela?
Geleneği reddediyordu halk şiirini, Divan şiirini.
Ama bu dönem şairleri gelenekle barışmış diyebiliriz.
Şiirin esas konusunun birey olduğu anlayışı benimsenmiştir.
Yani şiirde önemli olan kişidir, insandır.
Şairden şaire değişen şiir anlayışlar ortaya çıkmıştır.
Yani belli bir şiir topluluğu değil de.
Kişiden kişiye değişen herkesin kendine göre bir sanat anlayışı ön plana çıkmıştır.
Şiirde estetik amaç önemsenmez.
Yapıya da önem verilmiştir.
Bakın yani estetik biçim, şekil önemlidir.
Kapalı ve yoruma açık bir anlatımı yine tercih etmiştir.
Bu dönem sanatçıları şiirin düz yazıya yaklaşıldığını yine 1980 sonrası şehirlerimizde görmekteyiz.
İkinci yeni şiiri ile barışık bir ilişki geliştirmişlerdir.
Mesela bazı şiir toplulukları İkinci Yenilgilere karşı iken bazılarını yapmıştır, ikinci yenilgilerle barışık bir ilişki geliştirmişlerdir.
Medya şiir üretimine ve sunumuna katkı yapmıştır.
Bakın burası da önemli çocuklu medyayı bakın şiirin yayılmasında önemli bir etken olarak kullanmışlardır.
Çocukluk yine ana temalardan biridir.
Bakın varoluş şiir aracılığıyla artık sorgulanmaya başlanmıştır.
Yani insanın o varoluş aşaması, varoluş serüvenini şiir aracılığıyla sorgulamaya başlamışlardır.
Şiirin aslında bir araç değil, amaç olduğunu savunmuşlardır.
Yani şiir öylesine bizim dertlerimizi veya vermek istediğimiz mesajları anlatan bir araç değil.
Şiir bizim için ana şeydir, amaçtır, renkli.
Dileyen, söyleyiş ve simgeye önem veren, kolayca kategorize edilmeyen bir şiir anlayışı ortaya çıkmıştır.
Bakın içerikten çok söyleyiş, sanatsal ifade ön plandadır.
Şiir politikadan, ideolojiden mesaj vermekten akıl uzak tutulmuştur.
Yani bizim için önemli olan politika, ideoloji, fikirlerin anlatılması değil.
Şiir her şeyden önce şiir olacak demişlerdir.
Bakın ve bu dönem şiirlerinde bir iç hesaplaşma olduğunu görüyoruz.
Özellikle bakın dikkat.
Ana kentlerde yaşayan kişilerin şehre ve insana yabancılaşması, gelenek ve teknoloji arasında sıkışıp kalmaları, geçmişte varolan ama kendilerini ifade etmeyen alt kültür gruplarının bir kimlikle ortaya çıkmaları en çok kullanılan temalar dır.
Bakın son madde önemliydi.
Not almanızı özellikle tavsiye ederim.
Peki bu dönemde hangi şiir, yönelişler var?
Şimdi birazdan temsilcilerine başlayacağız.
Bakın İmge ci şiir anlayışı bu dönemde bakın farklı şiir yönelişler var ya.
Yani belli bir şiir topluluklar ortaya çıkmamış, şaire göre şekillenme var.
Inmeci şiir, folklorik ve mitolojik şiir.
Bakın mistik metafizik çi şiir, toplumcu gerçekçi şiir ve yeni bütün anlatımı şiir, geleneksel şiir, beat, sinik, marjinal şiir ve Yeni Garip Çi Şiir diye bakın.
Farklı farklı şiir, yönelişler var.
Ve bunlar mesela bir topluluk değil.
Bakın mesela bir sanatçının kendine has tarzıdır.
Yani Devrimci in gece şiiri.
Bir sanatçı benimsenmiştir veya iki sanatçı diyelim ki ama bunlar bir araya gelip Biz Gece şiiri kurduk, edememişlerdir.
1980 şiirimizin genel özelliklerini bu şekilde ifade ettik.
Bir sonraki dersimiz de 1980 dönemi sanatçılarımız üzerinde duracağız.
Bir sonraki dersimiz de görüşme güzel.
Sıkça Sorular Sorular

 

1980 Sonrası Türk Şiiri

 

1980 sonrası Türk şiiri, özellikle toplumsal ve siyasal olayların etkisiyle, yeni bir döneme girmiştir. Bu dönemde şiir, daha bireysel ve içsel bir nitelik kazanmış, farklı söylem ve anlatım biçimleri geliştirilmiştir. Ayrıca özgür bir ifade biçimi benimsenmiş ve şiirde dil, biçim ve içerik açısından çeşitlilik ve yenilikler görülmüştür.

1980 sonrası Türk şiirinde, toplumcu şiirin etkisi hala görülürken, postmodernist ve feminist şiir anlayışları da kendini göstermiştir. Şiirde yerel ve evrensel motifler, geleneksel ve modern anlatım biçimleri bir arada kullanılmıştır. Ayrıca müzikle etkileşim halinde olan şiir ve performans şiiri gibi yeni türler de ortaya çıkmıştır.

Bu dönemin önde gelen şairleri arasında İlhan Berk, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever, İsmet Özel, Sezai Karakoç, Özdemir Asaf, Ataol Behramoğlu, Bejan Matur, Haydar Ergülen, Metin Cengiz gibi isimler sayılabilir. Bu şairlerin eserleri, Türk şiirindeki farklı anlayışların ve üslupların örnekleri olarak kabul edilir.


1980 Sonrası Türk Şiiri Özellikleri

 

1980 sonrası Türk şiiri, önceki dönemlerden farklı olarak daha bireysel ve içsel bir nitelik kazanmıştır. Şiirde, toplumsal ve siyasal olaylara duyarlılık devam etmiş olsa da, daha özgür bir ifade biçimi benimsenmiş ve söylem, biçim ve içerik açısından çeşitlilik ve yenilikler görülmüştür. Bu dönemin özellikleri şunlar olabilir:

 

  • Bireysel ve içsel konular: 1980 sonrası Türk şiirinde, bireysel ve içsel konular daha fazla öne çıkmıştır. Şairler, kendi iç dünyalarını, duygu ve düşüncelerini yansıtan şiirler yazmışlardır.
  • Postmodernist ve feminist anlayışlar: Bu dönemde postmodernist ve feminist şiir anlayışları kendini göstermiştir. Şairler, geleneksel şiir anlayışlarına meydan okuyan, dil, biçim ve anlatım açısından farklılıklar gösteren eserler kaleme almışlardır.
  • Özgür ifade: 1980 sonrası Türk şiiri, özgür bir ifade biçimi benimsemiştir. Şairler, kendi üsluplarını oluşturmuş, klişelere bağlı kalmamış ve deneysel bir tutum sergilemişlerdir.
  • Yerel ve evrensel motifler: Bu dönemde, yerel ve evrensel motifler bir arada kullanılmıştır. Şairler, Türk kültürüne özgü sembollerle birlikte evrensel imgeleri de kullanmışlardır.
  • Müzikle etkileşim: Şiir, müzikle etkileşim halinde olmuştur. Bazı şairler, şiirlerini müzikle birleştirerek performanslar sergilemişlerdir.
  • Çoklu anlam: Şiirlerde, çoklu anlam özellikleri görülmüştür. Şairler, farklı yorumlara açık şiirler yazmışlar ve okuyucuya yaratıcı bir okuma deneyimi sunmuşlardır.
  • Yeni türler: Bu dönemde, yeni türler de ortaya çıkmıştır. Performans şiiri, görsel şiir, metin montajı, yerleştirme şiiri gibi türler, şiirin sınırlarını genişletmiştir.

Bu özellikler ışığında, 1980 sonrası Türk şiiri, Türk edebiyatında farklı bir dönem olarak değerlendirilir ve pek çok okuyucu ve eleştirmen tarafından değerli eserlerin üretildiği bir dönem olarak kabul edilir.


1980 Sonrası Şairleri

 

  • Turgut Uyar
  • Sezai Karakoç
  • Edip Cansever
  • Behçet Necatigil
  • Ümit Yaşar Oğuzcan
  • Fazıl Hüsnü Dağlarca
  • Can Yücel
  • Metin Altıok
  • Şükrü Erbaş
  • Cemal Süreya
  • İlhan Berk
  • Ataol Behramoğlu
  • İsmet Özel
  • Sebahattin Yılmaz
  • Küçük İskender
  • Gonca Özmen
  • Murathan Mungan
  • Lale Müldür
  • Haydar Ergülen
  • İlhan İrem
  • Ece Ayhan

1980 Sonrası Türk Şiirinde Öne Çıkan Anlayış

 

1980 sonrası Türk şiiri, özellikle toplumcu şiir anlayışının geri çekilmesiyle birlikte farklı eğilimlerin ortaya çıktığı bir dönemdir. Bu dönemde şiirde bireysel anlatım, içe dönüklük, soyutlama ve düzyazı şiir gibi yeni anlayışlar öne çıkmıştır. Bu eğilimlerle birlikte şiirde toplumsal meselelerden çok bireysel yaşam ve duygular ön plana çıkmıştır.

Ayrıca, özellikle postmodernizmin etkisiyle şiirde geleneksel biçimlerin dışına çıkma, sözcüklerin yeni anlamlar kazandırılması, çağrışımların yoğun kullanımı, ironi ve mizah gibi öğeler de sıkça kullanılmıştır.

Bu dönemde öne çıkan şairler, bireysel duygu ve düşüncelerini yoğun bir şekilde dile getirdikleri gibi toplumsal sorunları da işlemişlerdir. Ancak, toplumcu şiirin aksine, bu sorunlara daha çok bireysel bir bakış açısıyla yaklaşmışlar ve yalnızlık, özlem, aşk, ölüm, varoluşsal sorunlar gibi temaları işlemişlerdir.

1980 Sonrası Türk Şiiri
1980 Sonrası Türk Şiirinin Özellikleri 1 / 1
1980 Sonrası Türk Şiiri Özellikleri
1980 Sonrası Türk Şiiri Özellikleri