Bitkilerde Fotosentez Ürünlerinin Taşınması

Hücreler tarafından üretilen besinlerin  ve metabolik faaliyetler için gerekli bazı   maddelerin bitkide farklı bölgelere taşınması  gerekir.
Fotosentezle üretilen şekerler fluem   vasıtasıyla taşınır.
Şekerler bazı hücrelerde  fotosentezle üretilir.
Fotosentez yapamayan   hücrelere ise bu şekerin ulaştırılması  gerekir.
Şekerler enerji sağlamak için   hücrelerde kullanılır ve enerji depolaması için  nişasta da dahil olmak üzere çeşitli moleküllere   dönüştürülür.
Farklı bölgelere gönderilen  şekerler fluem özsuyu adı verilen sulu   bir çözeltide taşınır.
Burada fluemi görüyoruz.  Hatırlarsanız fluem arkadaş hücreleri ve kalburlu   borudan oluşuyordu.
Burada da ksilem var.
Ksilem  içerisinde su tek yönlü olarak taşınır.
Fluemde   besinlerin taşınması ise ksilemin aksine çift  yönlüdür ve bu taşınma sırasında enerji harcanır.   Fluemde besin maddelerinin taşınması ksilemdeki su  ve mineral taşınmasına göre yavaştır.
Fotosentez   sonucu üretilen besinlerin fluemde taşınması  basınç akış teorisi ile açıklanır.
Basınç akış   teorisine göre fotosentezin gerçekleştiği besinin  üretildiği hücreler kaynak, besinlerin fluem ile   taşınarak kullanıldığı veya depolandığı hücreler  ise havuz olarak adlandırılır.
Burada yaprağı ait   bir kaynak hücre var ve burada da köke ait bir  havuz hücresi var.
Bu arada şunlar da kaynak   hücredeki kloroplastlar.
Şimdi sırasıyla  fotosentez ürünlerinin nasıl taşındığını   konuşalım.
Fotosentez sonucu kaynak hücrede  oluşan besin maddeleri yani mesela şekerler   arkadaş hücrelerine geçer.
Bu çizdiklerim şekerler  olsun.
Şimdi arkadaş hücresine geçmişlerdi ve   buradan da kalburlu borulara geçerler.
Bu  durumda kalburlu boru hücrelerinin hücre   içi yoğunluğu artar ve kalburlu boru hücreleri  artan ozmotik basınç ksilemden su çeker.
Suyun   kalburlu boru hücrelerine girmesiyle ozmotik  basınç azalırken turgor basıncı artar ve turgor   basıncının etkisiyle hücre içindeki besin içeren  sıvı bulunduğu hücreden diğer hücreye geçer.   Basınç akış teorisi ile kalburlu boru hücrelerinde  ilerleyen besinler depo edileceği yere geldiğinde   difüzyon ya da aktif taşıma ile önce arkadaş  hücrelerine oradan da depo edileceği havuz   hücrelerine geçerek depolanır.
Bitkilerde depo  şekli nişastadır.
Havuz hücrelerine geçen besin   maddelerinden dolayı ozmotik basınç düşer.  Bu sefer kalburlu borular içerisindeki su   tekrar ksileme geçer.
Geçişler sırasında  difüzyon ve aktif taşımanın gözlendiğini   unutmayalım.
Hatırlarsanız difüzyon çoktan aza  doğru, aktif taşıma ise azdan çoğa doğru küçük   maddelerin geçişiydi.
Difüzyonda ATP harcanmazken  aktif taşımada harcanıyordu.
Kirpi, tavşan   ve kışın yiyecek arayan diğer memeliler gövdeyi  çevreleyen kabuk kısmını belirli yüksekliklerde   beslenmek amacıyla kemirebilir.
Bu türden bir  yara fluem dokusuna zarar verir.
Bu durumda fluem   özsuyunun köke doğru hareketi engellenir.  Bitki kökleri artık gövde ve yapraklardan   gerekli maddeleri alamaz.
Bitki bir süre sonra  kökte depo ettiği nişastayı bitirir ve kök   hücreleri canlılığını kaybetmeye başlar.
Kök  hücrelerinin canlılığını yitirmesiyle birlikte   topraktan su ve mineral alımı durur.
Yapraklara  su ve mineraller ulaşmayınca fotosentez olayı   da aksamaya başlar ve durur.
Bunun sonucu  olarak yapraklar sararıp dökülmeye başlar.
Bitki Biyolojisi
Bitkilerde Madde Taşınması 4 / 5
Bitkilerde Fotosentez Ürünlerinin Taşınması
Bitkilerde Fotosentez Ürünlerinin Taşınması