Solunumda Kemiozmotik Hipotez

Hücresel solunumda kemiozmotik hipoteze geçmeden  önce mitokondrinin yapısını hatırlayalım.   Mitokondri oksijenli solunum yapan, çift katlı  zara sahip bir organeldir.
Burada dış zar,   bu kısımda ise kıvrımlı iç zar bulunuyor.  İç zara krista adını da veriyoruz.
Krista   üzerinde elektron taşıma sistemi elemanları  yer alıyor.
İçerisi sıvıyla dolu ve bu sıvının   adı matriks.
Matriks sıvısında halkasal  DNA, RNA, ribozom ve solunum enzimleri   bulunur.
Evet bunları açıkladığımıza  göre kemiozmotik hipoteze dönebiliriz.   Oksijenli solunum gerçekleşirken açığa çıkan  hidrojen iyonları krista zarında bulunan   ETS elemanları tarafından yakalanır ve krista  zarının dış zar tarafındaki boşluğa doğru   pompalanır.
O boşluğa zarlar arası bölge de  diyoruz.
Bunun sonucunda krista zarının dış   zara bakan kısmı pozitif, matriks sıvısına bakan  kısmı ise negatif yüklenir.
Ben birkaç yere çizdim   ama siz her bölgede bunun olduğunu düşünün.  Bu durumda mitokondri matriksi ile zarlar   arası boşluk arasında potansiyel bir fark  oluşur.
Bu potansiyel fark ATP sentezi için   enerji kaynağı yani bir pil gibi görev yapar.  Krista zarı hidrojen iyonlarına karşı doğrudan   geçirgen değildir.
Üzerinde ATP sentaz enzimi  bulunur.
Zarlar arası boşlukta biriken hidrojen   iyonları krista zarında bulunan ATP sentaz enzimi  yardımıyla matriks sıvısına doğru geri gönderilir.   Hidrojen iyonlarının matriks sıvısına geçişi  esnasında potansiyel farktaki enerji kullanılarak   ATP sentezlenir.
Yani zarlar arası boşluk ile  sıvı ortam arasında oluşan elektriksel yük farkı   sayesinde ATP sentezi gerçekleşmiş oldu.
Bu sırada  ATP sentaz enzimi de görev aldı.
Oksijen bir ETS   elemanı değildir.
Ancak ETS'nin son elektron  alıcısıdır.
Oksijenli solunumda oksijen ETS'nin son molekülüne gelen elektronları alarak  elektron akışının ve ATP molekülünün sentezinin   sürdürülmesini sağlar.
Bu esnada elektron  kazanan oksijen elektronunu kaybetmiş bir çift   proton ile birleşerek suyu oluşturur.
Oksijensiz  solunumda ise sülfat, karbonat, nitrat, demir gibi   son elektron alıcıları görev yapar.
Bu şekilde  ATP üretimine oksidatif fosforilasyon diyoruz.   Fotosentezde gerçekleşen fotofosforilasyonla ATP  üretilmesi de kemiozmotik hipotezle açıklanıyor.   Bunu zaten ayrı bir videoda anlatmıştım ancak  yine de küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum.   Mitokondride zarlar arası bölgede biriken  hidrojenler, veya bunlara protonlar da diyoruz,   kloroplastta tilakoit boşlukta birikiyordu.  Tilakoit boşlukta biriken hidrojen iyonları   ATP sentaz enzimi ile stroma sıvısına tekrar  geri gönderilirken ATP sentezleniyordu.
Yani aslında kemiozmotik hipotez mitokondri ve  kloroplastlarda zarın iki tarafındaki proton   konsantrasyonu farkına bağlı olarak  ortaya çıkan proton itici gücünün ATP   sentezinde kullanılmasını açıklayan bir görüştür.