Cumhuriyet Sonrası Halk Şiiri Özellikleri

Kunduz dan merhabalar.
Cumhuriyet dönemi şiirde artık son bölüm deyiz.
Cumhuriyet sonrası halk şiiri diğer şiir anlayışlarında olduğu gibi biz önce burada genel özellikleri üzerinde duracağız.
Daha sonra da sanatçılarımıza değineceğiz.
Şimdi bakın genel özelliklerimiz birincisine baktığımızda bir kere halk kültürüne büyük önem verilmiş ve folklor araştırmaları bilimsel bir kimlik kazanmıştır.
Yani artık bu folklor araştırmaları bu döneme gelindiğinde biraz bilimsel bir nitelikte yapılmaya başlanmış.
Tabii ki de halk kültürü.
Çünkü Cumhuriyet sonrası halk şiiri diyoruz.
Halk kültürünün etkisi olacak.
Bakın geleneksel konuların yanında yeni ve güncel konulara da yer verilmiştir.
Sadece halk şiiri geleneğinden gelen o eski, gelenekselleşmiş konular değil, yeni ve güncel, o günün şartlarına uygun, o güne uygun konular da işlenmiştir diyebiliriz.
Aşıklık geleneğindeki usta çırak ilişkisinin devam ettirildiğini görüyoruz ki sanatçılar bu sisteme göre yetişir.
Yazılı geleneğin etkisiyle şiirler yazıya geçirilmiş ve kitap ulaştırılmıştır.
Yani sadece söylenmek ile getirilmemiş, aynı zamanda bu şiirler yazıya da geçirilip kitap haline getirilmiştir.
Hece ölçüsü kullanılmıştır tabi.
Hece ölçüsü varsa halk şiiri olduğu için aynı zamanda sade bir dilin kullanıldığını da söyleyelim.
Abdurrahim Karakoç gibi saz çalmadan sadece Âşık Edebiyatı tarzı şiiri yazan ozanlar da vardır.
Yani aslında burada biz bağlama çalma geleneğinin devam ettiğini görüyoruz.
Ama Abdurrahim Karakoç gibi sanatçıların bazen saz çalmadan da bu anlayışa uygun eserler verdiğini söyleyebiliriz.
Köy kahvelerinde şiir söyleme bazı bölgelerde görülmüştür şiirleri.
Hani kitap ulaştırılmış diyoruz ya, eski halk, yani ilk halk şiiri geleneğimizde bu karaca olanların olduğu dönemde gönüllere yazılırdı.
Ama artık camilere yazma alışkanlığı bu dönem için terk edilmiştir diyebiliriz.
Şimdi sanatçılarımıza, temsilcilerimize isterseniz değinelim.
Âşık Veysel Şatıroğlu gerçekten Türk halk şiirinin çok büyük bir sanatçısıdır, ustasıdır.
Kendisi Sivas Şarkışla malıdır.
Küçükken geçirdiği bir hastalık yüzünden ki bu çiçek hastalığı iki gözünü kaybetmiştir.
Bakın şiirlerinde insan, yurt ve doğa sevgisini dile getirilmiş, dile getirmiş, daha doğrusu onlara karanlık dünyasından kendine özgü, bakın kendine has bir duyuş ve düşürmüşler serpiştirilmiş dir.
Tabii Atatürk sevgisini de yine Aşık Veysel Şatıroğlu için söylemeden geçemeyeceğiz.
Kendisini Türk edebiyatına tanıtan Ahmet Kutsi Tecer dir.
Bakın onun da etkisiyle artık Aşık Veysel kendi sözlerini yazıp söylemeye başlamıştır.
Kendisi tabii Alevi Bektaşi bir çevrede doğup büyümüştür.
Şiirlerinde bunun da yer yer etkisini görebiliriz.
Sadece hece ölçüsünü kullanmıştır.
Şiirlerinin çoğu bakın koşma, semai, destan şeklindedir.
Yine Cumhuriyet sevgisi.
Bakın burası yine çok önemli, not alınabilir derecede önemli.
Gurbet, toprak sevgisi, din, tasavvuf, kardeşlik duygusu en çok işlediği temalar arasındadır.
Ve iki tane üç tane şiir kitabı var.
Biri Dostlar Beni Hatırlasın, biri deyişler, biride yazımdan sesler.
Yani Uzun İnce Bir Yoldayım, Beni Hor Görme Gibi, Hakikatten Benim Sadık Yarim, Kara Topraktır, Güzelliğin On Par Etmez, Bu Bendeki Aşk Olmasa gibi eserleri de gerçekten bestelenmiş ki kendisi tarafından dilden dile, günümüzde bile halen etkisini devam ettiren önemli türküler arasına girmiştir.
Murat Çobanoğlu, Murat Çobanoğlu.
Kendisi Karslılar.
Bakın.
Aşıklık geleneğinin bir parçası olan türkülü hikayeler anlatma konusunda özellikle de başarılıdır.
Diyebiliriz ki televizyonlarda ölmeden vefat etmeden önce kendisini sık sık görüyorduk.
Kendisi bu geleneği gerçekten güzel bir şekilde devam ettirmiştir.
Sadece kendi türküleri değil, bakın kendi türkülerinin yanında yetkin bilinen türküleri de genç kuşaklara aktarmıştır.
Kars'ta aç!
Çobanoğlu, Halk Ozanları Kahvesi yörenin aşıklar merkezine dönüşmüştür.
Bakın Kiziroğlu Mustafa bir hışımla geldi geçti.
Pepe.
Kiziroğlu Mustafa Bey diye devam eden bir türküsü vardı ki, yine Murat Çobanoğlu'nun ait.
Dertli Bülbül, Cumhuriyet Destanı, Öğretmen ve Yaradan onun önemli eserleri arasındadır.
Sıkça Sorular Sorular

 

Cumhuriyet Sonrası Halk Şiiri

 

Cumhuriyet sonrası dönemde, halk şiiri değişik bir şekil alarak, farklı bir anlayış ve tarz ortaya çıktı. Cumhuriyetin ilk yıllarında, halk şiiri, cumhuriyet değerleri, modernizm, toplumculuk, ulusalcılık gibi temaları işledi.

Bu dönemde halk şairleri, genellikle köylerden kente göç etmiş olan insanların yaşamını, zorlu çalışma koşullarını, ayrılıkları, acıları, sevinçleri, özlemleri ve toplumsal sorunları işledi. Şiirlerinde halkın dilini, tınısını ve sesini yansıtmak istediler. Bu nedenle, halk şiiri, dönemin sanat anlayışı ile örtüşen bir tarzda, şiirsel dilde değişimler yaşadı.

Cumhuriyet sonrası halk şiirinde, sosyalist gerçekçilik etkisi de görüldü. Şiirlerde, sınıf mücadelesi, emekçi hakları, üretim ilişkileri, yoksulluk, adaletsizlik gibi konulara ağırlık verildi.

Cumhuriyet sonrası halk şairleri arasında, Âşık Veysel Şatıroğlu, Ali İzzet Özkan, Mahzuni Şerif, Aşık Mahzuni, Neşet Ertaş, Muhlis Akarsu, Arif Sağ ve Selda Bağcan gibi isimler yer alır. Bu şairlerin şiirleri, halk müziği ile de birleşerek, Türkiye'de benzersiz bir müzikal zenginlik oluşturdu.


Cumhuriyet Sonrası Halk Şiirinin Genel Özellikleri

 

Cumhuriyet Sonrası Halk Şiiri, geleneksel halk şiiri geleneğinden izler taşısa da, özellikle şiir dili ve temalarında farklılıklar göstermektedir. Bu dönemde halk şiirinde görülen bazı özellikler şunlardır:

 

  1. Batılı şiir anlayışının etkisi: Cumhuriyet döneminde Türkiye'de edebiyat alanında yapılan yenilikler, halk şiirine de yansımıştır. Batılı şiir anlayışı, halk şiirinde de etkili olmuş ve geleneksel kalıpların dışında yeni formlar ve özellikler ortaya çıkmıştır.
  2. Konuların çeşitlenmesi: Cumhuriyet dönemi halk şairleri, geleneksel halk şiirindeki temaların yanı sıra, güncel konuları da işlemişlerdir. Bu dönemde halk şiirinde tarım, köy yaşamı, kentleşme gibi konuların yanı sıra, milli mücadele, cumhuriyetin kuruluşu ve çağdaşlaşma gibi konular da sıklıkla işlenmiştir.
  3. Şiir dilinin değişmesi: Cumhuriyet dönemi halk şairleri, geleneksel halk şiirinde kullanılan dilin yanı sıra, modern Türkçe'nin de imkanlarından yararlanmışlardır. Bu dönemde halk şiirinde dilin sadeleşmesi, anlatımın açıklığı ve anlaşılırlığı önem kazanmıştır.
  4. Yayıncılık faaliyetlerinin artması: Cumhuriyet döneminde yayıncılık faaliyetleri artmış, bu da halk şiirinin yayılmasını kolaylaştırmıştır. Yayınevleri, halk şairlerinin eserlerini basarak, okurlara ulaştırmış ve halk şiirinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamıştır.
  5. Şairlerin kişisel hayatlarına yer verilmesi: Cumhuriyet dönemi halk şairleri, geleneksel halk şiirinde görülmeyen şekilde, kişisel hayatlarına dair de şiirler yazmışlardır. Bu da halk şiirinin bireyselleşmesine ve duygusal yoğunluğun artmasına neden olmuştur.

Cumhuriyet Sonrası Halk Şiiri, geleneksel halk şiirinden farklılaşarak kendi özgün özelliklerini kazanmıştır.


Cumhuriyet Sonrası Halk Şiiri Temsilcileri

 

Cumhuriyet sonrası dönemde Türk halk şiiri geleneğinin devamını sürdüren önemli şairler arasında şunlar sayılabilir:

 

  • Âşık Veysel Şatıroğlu
  • Ali Kızıltuğ
  • Ali Özgentürk
  • Arif Nihat Asya
  • Cemal Süreya
  • Enis Behiç Koryürek
  • Fazıl Hüsnü Dağlarca
  • İhsan Hınçer
  • İlhan Tarus
  • Kazım Koyuncu
  • Kemal Özer

Bu şairler halk şiirinin özelliklerini modernizmle harmanlayarak yeni bir şiir anlayışı oluşturmuşlar ve bu şekilde Türk şiirinin gelişimine katkıda bulunmuşlardır.


Aşık Veysel Şatıroğlu Kimdir?

 

Son büyük halk şairidir. Sivas Şarkışla’da doğmuş, yedi yaşında çiçek hastalığı yüzünden gözlerini kaybetmiştir. Ahmet Kutsi Tecer tarafından keşfedilerek Türk edebiyatına kazandırılmıştır. Sadece hece ölçüsünü kullanmıştır. Dostlar Beni Hatırlasın, Deyişler, Sazımdan Sesler şiirlerini topladığı kitaplardır.

Cumhuriyet Sonrası Halk Şiiri
Cumhuriyet Sonrası Halk Şiirinin Özellikleri 1 / 1
Cumhuriyet Sonrası Halk Şiiri Özellikleri
Cumhuriyet Sonrası Halk Şiiri Özellikleri