Devletleşme Sürecinde Savaşçılar ve Askerler

Evet der arkadaşlar.
Devletleşme sürecinde savaşçılar ve askerler konusu.
Osman biletinin başlangıcında düzenli bir askeri birliği yoktu arkadaşlar.
Genelde bunlar gönüllü alperen akıncı gibi ücretli askerlerden oluşuyordu ve haliyle Osman devleti sınırları genişlediği zaman ne oluyordu?
Artık düzenli ve daimi askere ihtiyaç duyulmaya başladı.
Bu yüzden de ilk defa Orhan döneminde biz düzenli ordunun kurulduğunu biliyoruz.
Yani hiç uzatmadan Osmanlı ordu sistemine şöyle bir bakalım arkadaşlar.
Bizim yaptığımız zaten bir özet.
Osmanlı ordu sisteminde iki tane ana unsur vardır.
Bir kara ordusu.
Bir deniz ordusu olarak yine deniz ordusunun çok önemsenmediğini görüyoruz arkadaşlar.
Biz Türk devletleri olarak hemen hemen donanma gücümüzün biraz daha böyle kara ordusuna göre ikinci planda olduğunu söyleyebiliriz.
Kara ordusunun ise daha önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Biz Türkiye'yi Selçuklu Devleti ile biraz daha olsun kara ordusundan, deniz ordusuna geçmeye başlamışız.
Osmanlı da da altın çağını yaşadığımız zamanlar elbette olmuştur.
Ama kara ordusu sanki bizde daha da biraz birinci planda gibi görünüyor.
Kara ordusuna baktığımız zaman ise arkadaşlar bir paralı askerden oluşan kapıkulu ordusu yani yeniçeriler den bahsediyoruz.
Bir de maaş almaya onun yerine devletin halkına toprak verdiği ekseri Türklerden ve Müslümanlardan oluşan eyalet askerlerinden bahsediyoruz.
Osmanlı Devleti'nde daha kalabalık bir ordu sistemine sahiptir eyalet askerleri.
Yani biz buna tımarlı sipahiler, tımar askerleri de diyoruz.
Bir de yardımcı kuvvetlerimiz var.
Bunlar da bize bağlı beylikler ve devletlerin bize göndermiş olduğu kuvvetlerdir arkadaşlar.
Bunları şimdi tek tek inceleyelim.
Öncelikle paralı askerlerden başlayalım.
Yani yeniçeri ordusundan başlayalım.
Piyadeler diye geçiyor arkadaşlar.
Bunların adı kapı koludur.
En aşağı birimde iken en yukarı kadar çıkabilecek bir askeri yapıdır.
Peki nasıl bunlar?
Önce pençe sistemiyle oluşturmuşlardır.
Sonra devşirme sistemiyle.
Peki Osmanlı Devleti'nin Balkanlarda toprakları genişledikçe, özellikle Birinci Murad döneminde ve Çelebi Mehmet dönemlerinde biz neyi görüyoruz arkadaşlar?
Devşirme sisteminin daha da önemsendiğini görüyoruz.
Çünkü askere ihtiyacımız var ve bunu Hristiyanlardan karşılamaya başlıyoruz.
Hristiyan çocukları 12 13 yaşlarında alınır ve bu çocuklar bir Müslüman aile tarafından yetiştirilir.
Daha sonra Türk ordusuna katılır.
Tabii bunun biraz daha uzun deyimi var ama çok detaylara girmeyeceğim.
Şunu söyleyebiliriz.
Bunlar o küçük yaştaki çocuklar, acemi oğlanlar dediğimiz bir sınıfa, bir ocağa alınırlar ve burada edilirler.
Ve buradan da büyüdükleri zaman askeri yetenekleri gelişmişse onlar yeniçeri ocağına alınırlar.
Eğer acemi oğlanlar da askeri yetenekleri gelişmemiş ise nereye alınırlar?
En durumları anlarlar ileride bahsedeceğiz.
Yine bu kapıkulu askeri sisteminde şöyle bir şey vardır.
Biz zorla hıristiyanların çocuğunu alıp müslüman yapmıyoruz arkadaşlar.
Hatta Hristiyanlar bize kendi çocuklarını vermiştir.
Biz bunları ne yapıyoruz değiştiriyoruz.
Yani Hristiyan kendi Müslüman oluyorlar.
Müslümanlıkta ise Anadolu'da belirli ailelerde yetişiyorlar.
Okul olarak da işte böyle yerlere gidiyorlar.
Acemi olanlar Yeniçeri Ocağı veya Enderun.
Genelde kafası çalışanlar yani savaşçı özelliği olmuyorlar.
Ender bunlar alınıyor.
Bakın şunu söyleyebiliriz.
Acemi olanlar Ocağı'na her Hristiyan çocuğu alınmıyor.
Bu arada Yahudiler buraya girmiyor.
Onu söyleyelim ama her Hristiyan çocuğu alınmıyor.
Yani sağlık bakımından, görünüm bakımdan, fiziki bakımdan olumlu olması gerekiyor.
Bu da önemli bir kriter.
Şimdi acemi olanlar, küçük yaşta gayrimüslim çocukların yetiştirildiği ocakları dedik.
Tamam, bunlar Türk İslam'a göre yetiştirirler ve büyüdükleri zamanda ne de gelirler hocam.
Yeniçeri ocağına tamam.
Yeniçeri ocağı nedir peki?
Burası merkez ordusudur.
Yani İstanbul'u koruyan ordu ve savaşlarda önde giden ordudur.
Evlenmeleri, ticaret yapmaları da yasaktır.
Hocam, yeniçerilerin komutanına yeniçeri ağası denir ki en büyük yeniçeri ağası padişah dır.
Arkadaşlar bunu unutmayalım.
Peki padişahlara neden böyle deniliyor?
Çünkü her tahta geçtiklerinde yeniçeri kıyafeti giyiyorlar ve cülus dağıtıyorlar.
Cülus ne demek hocam?
Yeniçerilerin her taht değişikliğinde aldığı bir bahşiş demek.
Şimdi bu yeniçeriler nasıl bir sisteme sahipler?
Şöyle bir üç ayda bir ulufe denilen bir maaş alırlar.
Artı her padişah değiştiğinde ise cülus bahşişi alırlar.
Tamam zaten bunlar ileride Osmanlı'nın başına bela olacak, onu söyleyeyim.
Peki Cebeci ile hocam, yeniçeriler sınıfında silah, bakım ve onarım uğraşan yeni bir sınıf askerleri, silah ve bakım onarımları ile uğraşan bir sınıf olarak söyleyelim.
Yine topçular yine ilk defa Birinci Murat döneminde ses amaçta kullanılmıştı.
Top mermisi yaparlar ve savaşlarda top kullanan bir sınıftır.
Bakın bunlar da yeniçeriler.
Şimdi kısaca bir devşirme kanuna bakalım arkadaşlar hızlıca.
Verilecek yurtlar 8 15 yaşlarında olacaklar.
Tamam ailede tek erkek çocuk olmamalı.
Eğer bir tane Hristiyan çocuk varsa ailede onu almıyoruz.
Sağlıklı ve fiziki bakımdan iyi olmalı ve sadece Hristiyan çocukları değiştirilebilir diye bir tanım var.
Osmanlı öğretinin ilerki zamanlarında yeni askeri birimler de oluşturulmuştur.
Yeniçeriler den top, arap hacıları, Kumbaracı ocağı, el bombacısı ve lağım cı top Arap bacıları.
Biliyorsunuz top arabalarının savaş meydanına taşıyan kişiler.
Hummer araçlar özellikle 18 inci yüzyılda önemi ortaya çıkmış bir ocak dır.
Fransız ordusu örnek alınarak dan el bombası teşkilatıdır.
Yine lağım dediğimizde tünel kazan ve tünellerle surların aşağıya çökmesini sağlayan veya tünellerle aşılamayan kale ve surları geçmeye yarayan bir sınıf.
Bakın bundan hepsi yeniçeriler diyebiliriz.
Şimdi yeniçeri ocağının bir de süvari kısmı var.
Süvari dediğimiz kısım atlı birlikler dir bunlar.
Padişahın yanında gölgesi gibi olanlar diyebiliriz.
Mesela sipahi ve silah atarlar.
Kimdir hükümdarın çadırını korurlar.
Yeni mesela.
Aynı zamanda hükümdarın silah bakımını yapan kişiye de silahtar denir.
Tamam, sağ ve sol uyruğu.
Feci bak ulufe hocam.
Bunlar sancağı korurlar.
Savaşta belirli sancaklar vardır, farklı renklerde dir ve herkesin bir görevi vardır.
Burada o farklı renkteki sancakları korumakla yükümlü kişilerdir.
Bakın bunlar hepsi yeniçeri.
Yine sağ ve sol.
Garip nedir peki bu garipler?
Hocam ordunun malzemelerini ve padişahın hazinelerini korurlar.
Hazırlıkları dediğimiz şey hazine yani.
Peki Padişah'ın hazinesini koruyanlar da garipler diyorsak.
Bakın zıt görüyorsunuz değil mi?
Garip ama hazineyi koruyor.
Şimdi önemli bir not diyelim hocam bunlara altı bölük halkıda denir.
Evet arkadaşlar bunlar da yeniçerilerin atlı askerleri olarak karşımıza çıkıyorlar.
Şimdi gelelim Osmanlı ordu teşkilatında eyalet askerleri, yani tımar ordusu'na.
Osmanlı'nın en kalabalık ordusudur arkadaşlar.
Sayıca yeni ilçelerden fazladır.
Zaten devletin bu da orduya para edinilmesi de mümkün değil.
Artı burada devlet kárlı.
Onu ileride tanıtacağım.
Peki tımarlı sıfat dediğimiz kişi kimdir, nedir?
Tamamen Türklerden oluşturmuşlardır.
Bunlar bir devlet memuruna maaş vermez.
Evet ve onu yerine verir, toprak verir.
İşte olay bu.
Şimdi devlet memuruna maaş vermiyor, ona toprak veriyor.
O toprağı iş ile istediğin gibi tasarruf et, vergi topla, o bölgenin güvenliğini sağlama ve savaş zamanı.
Asker besle, barış zamanı.
Çiftçilik yapsınlar.
E peki devlet burada çok karlı.
Hocam para vermeden ordu sahibi oluyor.
Para vermeden eyaletlerin ve önemli illerin güvenliğini sağlamış oluyor.
Aynı zamanda üretim devam ediyor.
Aynı zamanda vergiler toplanıyor.
Bu memur dirlik sahibi oluyor.
Arkadaşlar işte bu sisteme biz ne diyoruz?
Tımar sistemi diyoruz.
Dirlik sahipleri de bölgelerinde halka toprağı işleme hakkı verirler ve bu sayede böyle bir tımarlı sipahi sistemi oluşur.
Yani tımar sistemin içinde bir oluşumdur.
Arkadaşlar toprağı işleyen halk üretimi yapar, vergi verir, bölge güvenliğini sağlar ve Cebeli adında da asker yetiştirir.
Yani devlet bir toprak verdi, karşılığında bir, iki, üç, dört şey almış oldu.
Zaten arkadaşlar üretimin çok fazla olması enflasyonun engellenmesi demektir.
Çok fazla ürün varsa fiyatlar ucuzdur ve enflasyon yoktur.
İnsanlar ürettiği ürünlerden kısmi de olsa vergi veriyorlar.
Bu da devletin hazinesine gidiyor.
Bölge güvenliği sağlanıyor.
Yani kolluk kuvvetlerine ekstra bir maaş vermiyorlar.
Çünkü zaten bölge halkı asker yetiştiriyor.
E bu askerler de o bölgenin güvenliği sağlıyor.
Devletin burada yaptığı tek şey bunların başına bir subaşı ataması yapmasıdır.
Artı burayı denetleyecek birde kadı gönderiyor arkadaşlar.
Yani baş ordu komutanı bir de kadı.
O zaman bu sistem tıkır tıkır işliyor.
Ta ki on yedinci, on sekiz yüzyıla geldiğimiz zaman yavaş yavaş bozguna kadar.
Ki en son İkinci Mahmut döneminde bu sistem kaldırılacak, memura normal maaş bağlanacak.
Arkadaşlar yine gelenin tımarlı spine sisteminden sonra onların odaklarını bakalım.
Bunların içinde kimler varmış.
Akıncılar arkadaşlar bunlar savaşlardan önce keşif birlikleri dir ve keşif yaparlar, pusu kurarlar.
Yol çitle bilmem ne.
Köprü tamiri gerekiyorsa bunları da yapıyorlar.
İkincisi Anzaklar bekar, hareket eden oluşan gönüllü askerlerdir.
Arkadaşlar önemli.
Diğeri yaya ve müsellim evler.
Bu ilk defa Orhan döneminde oluşturulmuş Osmanlı'nın ilk düzenli ordusudur ve bunlar ne yaparlar?
Yol açarlar.
Siper Hazarlar ordunun ihtiyaçlarını işte taşırlar veya karşılarlar.
Ki aklı mıdır hocam?
Evet, atlılar da vardır, yaya olanları da vardır.
Tamam Sakalar.
Bakın bugünkü Saka markası var.
Bir su markası aklınıza oradan gelir, ordunun su ihtiyacını karşılarlar veya sularını taşırlar.
Turnalar, arkadaşlar bunlar da haber alma ihtiyacını karşılarlar.
İşte güvercin, posta teşkilatı vesaire gibi.
Turna deyince aklımıza ordunun posta, haberleşme hizmetleri aklımıza gelsin.
Bir de buna ilaveten der bentler vardır arkadaşlar.
Bunlar da askeri yolları ve ticari yolları korumakla görevli askerlerdir.
Eyalet askerlerimiz de bunlardan oluşuyor diyoruz.
Şimdi de donanmayla devam edelim.
Burada ilk deniz gücümüze biz Karasi Bey'in alınmasıyla arkadaşlar ulaşabildik.
Hatta Orhangazi döneminde Bursa'da Kara Mürsel adında bir donanma mız var.
Bunu biliyoruz.
Burada oluşturuldu.
Daha sonra biz Batı Anadolu Bölgesi'ne baktığımız zaman işte Saruhan oğulları yani Manisa bölgesinde Aydınoğulları burada, Aydınoğlu Umur Bey bu çok önemli bir denizci.
Yani Aydınoğulları Beyliği'nin Osmanlı'ya katılması bize Plas Plas bir etkisi olmuştur onu bilelim.
Yine menteşe oldu arkadaşlar.
Muğla bölgesinde Hamit oğulları, Antalya Isparta bölgesinde bunlar da denizci birliklerde ve bunlar da bize katkısı oldu.
Ekseri Batı Anadolu bölgesindeki ele geçirilen bu beylikler de biz o zaman denizlerde gücümüzü daha da arttırmaya başlamışız.
Burada en önemli aydın oğullarının bize çok büyük katkısı var.
İlk Anadolu'da denizci faaliyeti yapan bir beylik Karasi oğlu beyliği.
Bu da önemli.
Yine ilk tersane arkadaşlar açılacak Gelibolu'da.
Bayezit döneminde, yine denizlerde ise altın.
Çağımız yaşadığımız dönem.
Kim zamanda arkadaşlar?
Kaan'ın Sultan Süleyman döneminde olduğunu bilirim ilk.
Tersane ve denizlerde altın çağımız.
Yaşadığımız dönemleri de yazdıktan sonra şunu söyleyebiliriz.
Denizlerde altın.
Çağımızda önemli bir komutanımız var.
Bu Barbaros Hayrettin Paşa.
Arkadaşlar kaptan deryalar yapmış bir kişi yine burada.
Anadolu'nun kuzey bölgesinde Karadeniz ne zaman Türk gölü haline gelmiş, Fatih Sultan Mehmet döneminde Akdeniz ne zaman Türk gölü haline geldi?
Kanuni Sultan Süleyman döneminde bunlar da bilelim.
Karadeniz'in Türk gölü olması arkadaşlar Kırım'ın sudak limanların alınmasıyla beraber olmuştur.
Akdeniz'in Türk gölü olması ise Kanuni Sultan Süleyman döneminde özellikle Barbaros Hayrettin Paşa zamanında Preveze Deniz Savaşı'yla olmuştur.
Bu savaş bir haçlı savaşıydı.
Akdeniz'de ve Barbaros Hayrettin Paşa arkadaşlar 1538 yılında bu bölgede hakimiyeti mizi kurmuştur.
Şimdi de şuna bir bakalım.
Donanma askerimize levent deniliyor.
Arkadaşlar Donanma Komutanımıza Kaptan ı derya diyoruz.
Biz yine o dönemin önemli denizcileri var.
Klasik dönemde Seydi Ali Reis, Piri Reis, Kemal Reis, Murat Reis, Barbaros Hayrettin Paşa.
En önemlileri Turgut Reis.
Bunlar da önemli denizlerimiz olarak geçiyor.
Yine klasik dönemde ise bizim gemilerimiz 18 ve 19'uncu.
Tabi değişecek bunlar.
O zaman en küçüğü çektirip orta büyüklükte olan kadırga ve en büyüğü kalyon gemilerine sahip.
Bunların çoğu ahşaptan yapılmıştır.
Yine o dönemin önemli savaş makinaları diyoruz.

Dünya Gücü Osmanlı (1453-1595)
Osmanlı Kültür ve Medeniyeti 3 / 5
Devletleşme Sürecinde Savaşçılar ve Askerler
Devletleşme Sürecinde Savaşçılar ve Askerler