Osmanlı Merkez, Taşra ve Eyalet Yönetimi

Evet arkadaşlar Osmanlı merkez, taşra ve eyalet yönetimine tekrardan bakacağız.
Zaten az önce anlattığımız bütün o yönetenler sınıfı merkez teşkilatının sınıfı idi.
Yani burası İstanbul Topkapı Sarayının bulunduğu yer.
İstanbul'da bundan bazı görevliler var.
İşte İstanbul'un genel düzeni, güvenliği gibi.
Şimdi bunlara bakalım.
İstanbul'un genel düzeninden kim sorumlu?
Tabii ki sadrazam sorumlu.
Güvenliğinden kim sorumlu?
Yeniçeri ağası, belediye işlerinden kim sorumlu?
Şehr emini, adalet işlerine kim sorumlu?
Kadı, asker yani tat kadısı, imar işlerinden mimar, pazar işlerinden ise muhtelif sorumludur.
Merkez teşkilatında on yedinci yüzyıldan on dokuzuncu yüzyıla kadar divan toplantıları zamanla azalacaktır.
19.
Yüzyıl değilse arkadaşlar, İkinci Mahmud döneminde divan kaldırılacak, yani Orhan döneminde kurulmuştu.
İkinci Mahmut döneminde kaldırılıyor.
19.
Yüzyılda artık Divan ı Hümayun yok.
Peki yerine ne kuruldu, Ne hazırlıklar kuruldu, bakanlıklar kuruldu.
Biz buna meclisi has diyoruz.
19'uncu yüzyılda arkadaşlar genelde tek meclis yerine farklı farklı birimler kurulmuş.
Bu da işleyişi daha iyi hale getirmek için yapılan düzenleme.
Askeri konulara Daru, şurayı, askeri bakmaya başlamış.
Bu bakanlık yönetim işleri ne ise Daru, şurayı Babıali.
Bu çok önemli.
Yani Divan ı Hümayun yerini tutuyor.
Yine yargı işlerinde, yani hükümet ile halk arasındaki sorunları çözebilmek için Meclis i Vala, Ahkam ı Adliye gibi birçok kurum oluşturulmuştur.
Bunlar da merkez teşkilatında Divan ı Hümayunu yerini alacak kurumlar olarak görülüyor.
19'uncu yüzyıla, şimdi taşra teşkilatına bakalım Arkadaşlar, burada şunu söyleyebiliriz.
Başkent dışında kalan tüm ülke topraklarına biz ne diyoruz?
Taşra diyoruz.
Bunların yönetim birimleri de farklı.
Büyükten küçüğe doğru sıralamasını şöyle söyleyebiliriz.
Eyaletler sancak, kaza, nahiye ve köy. Şimdi burada sancak ların birleşmesiyle eyaletler oluşmuştur ki iki tane önemli yönetimimiz vardır.
Osmanlı da Anadolu ve Rumeli eyaletleri dir.
Bir daha sonra bunların tamamının açılımını yapacağız.
Ama eyaletlerde sancaklar daha kaza.
Nahiye ve köylerde bir sistem uygulanır arkadaşlar.
O sistemin adı tımar sistemidir.
Hemen ara bakalım isterseniz devlet memuruna arkadaşlar maaş yerine biliyorsunuz toprak veriliyor nasıl ocağın bu.
Has, zeamet, tımar en yüksek dereceli memuruna has dediğimiz topraklar veriliyor.
Bunlar en geniş arazilerde orta dereceli memuruna zeamet yani hastan biraz daha düşük topraklar veriliyor.
Tımar en düşük topraklardır ki tımar sitemin adı nedir arkadaşlar?
Dirlik sistemidir.
Peki bu devlet memurlar toprağını aldı.
Bunlar tımar sistemindeki tımar sahibidir arkadaşlar.
Bu adamlar tımar sahibi.
Peki devlet memuru bunu işleyebiliyor mu?
Onun zaten kendi ayrı bir görevi var.
Mesela bir sadrazam olsun veya işte bir yeniçeri ağası olsun vesaire.
Peki bu devlet memurları ne yapıyor?
Has, zeamet, tımar.
Bunlar tımar sahibi oluyor.
Onlara toprak verilmiş.
Peki bunlar da o toprağı kime verecek?
Halka dağıtacak lar.
Halk bunun karşılığını onlara ne verecek?
Bir üretim yapacak, onlara asker yetiştirecek, bölgenin güvenliğini sağlayacak ve vergi verecekler.
Burada halkın ele geçirdiği toprak kiralık toprak olarak geçiyor.
Dolaylı olarak bir toprak aldılar devletten ve onu işliyorlar.
Burada kimsenin özel mülkü olmuyor.
Toprak, toprak devlete ait bilgimiz olsun.
Tımar sahipleri şunlar, sağ taraftakiler ise tımar işleyen köylüler.
Burada bunların karşılıklı görevleri var arkadaşlar şimdi.
Tımar sahipleri tımar aldığı sancak da oturmak zorunda.
Bunlar kendi kılıcı.
Hakkıyla olan her savaş zamanı asker yetiştirmek, asker beslemek zorunda ve barış zamanda bölgenin güvenini sağlamak zorunda. Karşılıklı olarak söylüyoruz.
Köylünün vergisini kolay ödemesi için onlara ortam hazırlaması gerekiyor.
Tımar sahipleri ve tımar sahipleri yargı gücü yoktur arkadaşlar bunu bilelim.
Aynısını hemen hemen tımar işleyen köylüler de yapar.
Bunlar da sebepsiz yere köyünü terk edemez, toprağını bırakmazlar.
Toprağın üç yıl üst üste ekip biçme olayı.
Bunlar da asla olmaması gerekiyor.
Yani toprağını ekmek zorunda.
Burası bir vergi verir arkadaşlar.
Halk tarafı pek o vergiyi kime veriyorlar?
Tımar sahiplerine veriyorlar.
Zaten tımar sahibi devlet demek.
Bunlar onların memuruydu.
Çünkü devlet bunlara maaş vermemişti, toprak vermişti.
Bunlar bu tarafa toprak veriyor.
Bu.
Bu taraf ise halk toprağı işliyor.
Vergisini kime veriyor hocam?
Tımar sahiplerine veriyor.
Yani böyle bir düzen var.
Peki tımar sistemi nasıl bozuldu?
Bu bir omurga.
Yani devletin en önemli işleyişi burada.
Burada üretim yapılıyor, toprak boş kalmıyor, enflasyon olmuyor arkadaşlar önemli.
Büyük bir ordu aynı zamanda beslenecek.
Bununla beraber üretimle beraber burada asker geliştiriyor dedik.
Buradaki asker yeniçeri ocağına bir denge unsurudur.
Yeniçeri ocağı paralı askerlik geliştiriyor.
Bunlar da hocam tımarlı sipahi yani Anadolu'da da bir.
Ordu var, bir de merkez ordusu var.
Peki o zaman buradaki askerler yeni içeriye bir denge mi?
Evet, denge unsuru.
Bölgenin güvenliği sağlanmış oluyor.
Hazineden para çıkmadan hem asker yetiştiriliyor hem de bölgenin güvenliği sağlanıyor.
Bugünkü kolluk kuvvetlerine harcanan parayı düşünün, polislere, jandarmaya.
Şimdi burada hem bedava asker yetişmiş oluyor hem de o bölgenin bedava güvenliği sağlanıyor.
Hazineden para çıkmıyor.
Aynı zamanda halk burada vergi verdiği için vergiler düzenli bir şekilde toplanmış oluyor. Tımar sahipleri bunları topluyor ve onlara kolaylık da sağlıyor vesaire.
Tabii zaman zaman bu sistem bozulacak.
Tımar sistemi niçin bozuluyor?
Burada tımar sitemini bozan bazı unsurlar var, iltizam siteminin yaygınlaşması.
Hemen buna da başka bir sayfada bakalım.
Peki nedir bu iltizam sistemi?
Devlet uzak eyaletlerde vergi toplama işini ihaleyle yapıyor arkadaşlar.
Bir kere nakit paraya ihtiyacı var.
Bir de bundan dolayı yapıyor.
Aynı zamanda vergilerin düzenli toplanması gerekiyor.
Her ay uzak bölgeye vergi memuru gidemez.
Bu yüzden de uzak eyaletlerdeki vergi işini bir yıllık üzerine yapacak.
Yani peşin alacak.
E bunun için de ihale açması gerekiyor.
Mesela Mısır'da burada örnek verelim.
A ve B kişisi toplandı, ihaleyi kim kazandı?
Diyelim ki A kazandı.
Devlete ne yapacak hocam?
Peşin atıyorum 20 bin lira para verecek yıllık A kişisi padişaha 20 bin lira para verdi diyelim.
E peki artık bundan sonra Mısır'da vergi toplama işini kim üstleniyor?
A kişisi üstleniyor.
Artık ağaç isi bir devletten onay almış vergi memuru gibi görebilirsiniz.
Yani parayı delete peşin verdi ve Mısır'ın bir yıllık vergisini toplama hakkını elde etti.
Ağaç ise e peki bu parayı peşin verdi, kar edecek en fazla ne kadar edebilir bu?
Normalde 22 bin lira toplaması gerekir.
Ee o zaman burada günah kimin?
Halkın.
Peki niye Aracı bir kişi olduğu için halktan 22 lira bir para çıkmış oldu.
Yine bu iyi.
Bazı açgözlü ihale sahipleri ki biz bunlara ne diyoruz hocam, mülk rejim diyoruz, bazı açgözlü mülk teslimler ne yapacak?
Daha fazla para toplayacaklar.
Diyelim ki sene sonuna kadar 30 bin lira topladı. Çok iyi bir kar elde etmiş olur.
Ama burada ne olacak hocam?
Halk bıkar der kine siz ne yapıyorsunuz der.
Ben toprağı istemiyorum gidiyorum der.
İşte iltizam sistemi bu şekilde tımar sistemini bozabilir ki bozmuştur da.
Peki yararlı yönüne yararlı yönü şu.
Hazineye nakit para girişi oldu.
Peki zararlı yönüne toprak sistemlerini bozuyor.
Yani halktan çıkacak vergi çok fazla yüksek olduğu için halk toprağını işlemekten vazgeçiyor ve şehirlere göç ediyor.
Şimdi toparlayacak olursak arkadaşlar parayı devlete veren kişiye biz ne diyoruz?
Mülke izin diyoruz.
Aynı zamanda mülke izim vermiş olduğu bölgenin vergi toplama işini de kendisi yapacak mı?
Evet.
Parayı kim aldı, padişah aldı.
Sistemin adı ne?
Iltizam sistemi.
Şimdi tımar sitemine tekrar geçelim.
Konu içinde konu görüyoruz ama bilmemiz gerekiyor arkadaşlar.
Tımarlı ın haksız şekilde dağıtılması, rüşvet, iltimas, adam kayırma burada da var.
Yani normalde bu memurlar tım arı kafasına göre de atamazlar.
Belli bir adalet çerçevesinde dağıtması gerekir ama maalesef bu da bozuluyor.
Bunu sebebini çünkü devlet otoritesi zayıflıyor.
Padişahların yetkisi artık eskisi gibi değil.
Peki tarım gelirlerinin azalması dedik bu neden oluyor?
Çünkü savaşlar uzun sürüyor.
Savaşlar uzun sürdüğü için.
Hocam tarım gelirleri de azalmaya başlar, iki savaşlar uzun sürüyor dersem bu adam barış zamanı çiftçi savaş zamanı asker sen bu adamı askere götürür bir daha getirmezse toprakta boş kalır diyoruz.
Yani tımar sistemi bu tür sebeplerden dolayı bozulmuştur ki tımar da kim kaldıracaktır?
On dokuzuncu yüzyılda İkinci Mahmud kaldıracak artık memurlarına maaş veriyor.
Çünkü İkinci Mahmut.
Dünya Gücü Osmanlı (1453-1595)
Osmanlı Kültür ve Medeniyeti 2 / 5
Osmanlı Merkez, Taşra ve Eyalet Yönetimi
Osmanlı Merkez, Taşra ve Eyalet Yönetimi