Kan Grupları

AB0 sistemine göre kan grupları A, B ve 0 olmak üzere üç alel gen tarafından kontrol edilir.
Bu aynı zamanda çok alelliğe de örnektir.
Aleller arası baskınlık da bu şekilde gösterilir.
Yani A ve B eş baskındır, 0 çekiniktir.
Şimdi ilk olarak A kan grubu ile başlayalım.
Fenotipe A yansımış.
Ancak bu kişinin genotipi AA da olabilir A0 da olabilir.
Kan grupları alyuvar zarındaki antijenler tarafından belirlenir.
Yani mesela A kan gruplu bir bireyin alyuvar zarındaki antijen A'dır.
Plazmada bulunan antikor ise B'dir.
Buna Anti-B diyoruz.
Şöyle düşünün, bizde olmayan bir şeye karşı antikor üretiyoruz.
Antikorlar, antijen uyarısına cevap veren proteinlerdir.
Şimdi B kan grubuna gelelim.
Bu bireyin genotipi BB veya B0 olabilir.
O zaman alyuvar zarındaki antijen de B'dir.
Bizden olmayana karşı antikor ürettiğimizi söylemiştim.
O zaman B kan gruplu bir bireyin plazmasındaki antikor Anti-A'dır.
AB kan gruplu bir bireyin genotipi AB'dir.
A ve B'nin zaten eş baskın olduğunu söylemiştim.
Bu nedenle fenotipte ikisi de etkisini gösterir.
Bu bireyin alyuvar zarında hem A hem de B antijeni bulunur.
Ve tabii ki plazmasında antikor bulundurmaz.
Şimdi gelelim 0 kan grubuna.
Bu kişinin genotipi 00 olabilir.
Alyuvar zarında antijen bulunmaz.
Plazmasında hem Anti-A hem de Anti-B bulunur.
Yani o zaman AB0 sistemine göre dört çeşit fenotip altı çeşit genotip bulunur.
Kan gruplarının kalıtımında AB0 sisteminin yanı sıra, Rh faktörü de bulunuyor.
Rh ilk defa resuz cinsi maymunların alyuvarında rastlanılmış bir proteindir.
Biri baskın diğeri çekinik iki alel tarafından kontrol edilir.
Baskınlık durumunu bu şekilde gösteriyorum.
Rh+ bir bireyi düşünelim.
Bu kişinin genotipi RR (büyük R-büyük R) veya Rr (büyük R-küçük R) olur.
Alyuvar zarındaki antijen de yine Rh antijenidir.
Plazmada antikor yoktur.
Şimdi Rh- bireye geliyorum.
Bu kişinin genotipi rr'dir (küçük R- küçük R).
Başka bir ihtimal olamaz.
Alyuvar zarında antijen yoktur.
Gelelim plazmadaki antikor durumuna.
Buraya duruma göre oluşabilir yazıyorum.
Sebebini zaten birazdan konuşacağız.
Rh- kan gruplu bir anne Rh+ kan gruplu bir bebeğe gebe kalırsa, anne ve bebek arasında Rh uyuşmazlığı gelişebilir.
Bu Rh uyuşmazlığına kan uyuşmazlığı veya eritroblastosis fetalis adı da verilir.
Şimdi diyelimki böyle bir durum var.
Doğum sırasında bebekten anne kanına geçen Rh+ faktörü, annenin bağışıklık sistemini uyarır ve anne Rh faktörüne karşı antikor üretir.
Gebelik sonrası annede üretilen bu antikorlar Rh+ kan gruplu bebeklere geçer ve bebeklerin kan hücrelerini parçalar.
Alyuvarların parçalanma oranına göre bebek ya ölü doğar ya belli hasarlara bağlı olarak düşük olur.
Eğer bebek doğarsa sarılık, anemi, beyin hasarı ve kalp yetmezliği görülebilir.
Bu durum tedavi edilmediğinde de bebeğin hayatını kaybetmesine neden olur.
Yalnız şöyle bir durum var, Rh uyuşmazlığı annenin ilk gebeliğinde genellikle bir sorun oluşturmaz.
Çünkü annede antikorların oluşması ve bebeğe geçmesi sürecinde zaten doğum olayı gerçekleşmiş olur.
Ancak bundan sonraki gebeliklerde, eğer bebek Rh+ kan gruplu ise annede ilk gebelikte oluşan antikorlar bebeğin kanına karışarak Rh uyuşmazlığına bağlı sağlık sorunlarına neden olur.
Eğer anne Rh- bir bebeğe gebe kalırsa o zaman zaten sıkıntı olmaz.
Bu arada eğer anne Rh- ise gebelik sırasında her ihtimale karşı kan uyuşmazlığı iğnesi yapılır.
Eğer bebek doğduktan sonra Rh- ise yeni bir doza gerek yoktur.
Eğer bebek Rh+ ise ilk 72 saat içerisinde mutlaka anneye ikinci doz iğne de yapılır.
Böylece bundan sonraki gebelikler Rh uyumsuzluğundan %100'e yakın oranda korunmuş olur.
Kan uyuşmazlığının görülme olasılığı da babanın heterozigot ya da homozigot olmasına bağlıdır.
Annenin zaten rr (küçük R-küçük R) olduğunu biliyoruz.
Baba da homozigot, RR (büyük R- büyük R) olsun.
Yani anne Rh-, baba Rh+.
Çaprazlama yaptığımız zaman %100 Rr (büyük R-küçük R), yani %100 Rh+ birey oluşur.
O zaman da %100 kan uyuşmazlığı gözlenir.
Ancak baba heterozigot olursa çaprazlama yaptığımız zaman %50 Rh+, %50 Rh- oluşur.
Bu durumda da kan uyuşmazlığının görülme oranı %50 olur.
Şimdi gelelim kan gruplarının belirlenmesine.
Bunu belirlemek için test serumları kullanılır.
Bu serumlar Anti-A, Anti-B ve Anti-Rh'tır.
Hatta Anti-Rh'a, Anti-D de denir.
Şimdi ilk olarak kan grubu belirlenecek olan kişiden kanını aldığımızı düşünün.
Daha sonrasında da bir lam üzerine bu kandan üç damla damlattık.
Sonra bu üç kan damlasının üzerine sırasıyla Anti-A, Anti-B ve Anti-Rh serumlarını damlatalım.
Eğer çökelme olursa kan grubu pozitif yoksa da kan grubu negatif olarak adlandırılır.
Şimdi o zaman hemen çökelmenin ne olduğunu da söylüyorum.
Çökelme antijen ve antikorun bir araya gelmesi durumunda oluşur.
Kan hücrelerinin birbirine yapışarak kümelenmesi olarak düşünebilirsiniz.
Şimdi diyelimki bunları damlattık ve bir süre bekledik.
Burada ilk gösterdiğim şekilde bir çökelme olduğunu düşünelim.
O zaman bu kişinin kan grubu AB Rh-'tir.
Eğer çökelme bu şekilde olursa, bu kişinin kan grubu A Rh+ olur.
Böyle olursa da AB Rh+, bu şekilde olursa B Rh- ve bu şekilde olursa da 0 Rh- olur.
Şimdi bir örnek çözelim.
Plazmasında A ve B antikorları bulunan bir bireyle ilgili ifadelerinden hangileri doğrudur?
Plazmasında A ve B antikorları bulundurduğuna göre bu kişi 0 kan grupludur.
Yani genotipi 00 olur.
O zaman da birinci öncül doğrudur.
Çünkü bunlardan birini anneden birini de babadan almıştır.
Bu kişinin AB kan grubunda çocuğu olamaz.
Çünkü bu kişi çocuğuna mutlaka 0 aleli yollar.
Yani çocuğunda mutlaka 0 alelinin bulunması gerekir.
Üçüncü öncül de doğrudur.
Alyuvarlarında A ve B antijenleri bulunmaz, çünkü kişi 0 kan gruplu.