Edebiyat Nedir? Soruları

N L A i R 13. Tramvay, Galata Köprüsü üzerinden tarihî yarıma- 1 daya geçerek Sultanahmet'e vardığında sırasıyla iki farklı şehrin çehresine şahit olan yolcu, burada bir müddet beklemek zorunda kalacak. Roma hipodromu IH olan At Meydanı çevresindeki yapıların ışıltısı kar- E şısında büyülenecek; üç devrin mabedi bin beş yüz yıllık Ayasofya Camisi, etrafı süsleyen Alman çeşmesi vt gibi anıtlar geçidinin ortasında başı dönecektir. Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinin yazımı yanlıştur AI B) II C) III D) IV TE) V At me y ayday Ajovary coni'si

9. Yeryüzünü kaplayan toprak ve kayalar don, buzlanma, 1 rüzgâr, soğuk ve sıcağın etkisiyle aşınıp ufalanarak zamanla başka yerlere sürüklenir. Her an her yerde f işleyen bu aşınma süreci erozyondur. Bazen öyle yavaş NV gelişir ki etkileri ancak binlerce yıl sonra görülebilir. V Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi fiil kö- künden türemiştir? Alve! B) ve III C) II ve IV OT TIDve v E) I ve V

10. (1) Genç kadın hasırın üstünde kurşun yemiş bir ge- yik gibi gözleri yaşlı, ağzı açık kaldı. (II) Nafile yere genç kızlar Hakkı Celis'in şiirleriyle avunmak istedi- ler. (III) Fakat ne gözlerini ne fikirlerini bir türlü Faik Bey'den başka bir yere çeviriyorlardı. (IV) Genç ada- min bir saniyelik dikkatini celbetmek için bin türlü işveler ve cilveler yapmaya başladılar. (V) Neyyire, ikide bir kollarını kaldırıp saçlarını düzeltiyordu. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümle birleşik yapılı, kuralli bir fiil cümlesidir. B) J. cümle basit yapılı, kurallı bir fiil cümlesidir. C) III. cümle anlamca olumsuz, yapıca basittir. D) IV. cümle birleşik yapılı olumlu bir fiil cümlesidir. E). V. cümle birleşik yapılı bir fiil cümlesidir.

Türkçe 27. Meddahlık, canlandırma ve benzetme ögelerinden yarar- lanarak öykü anlatma sanatıdır. Meddah seyircinin nitelik- lerini göz önünde bulundurarak anlattığı hikâyeyi geliştirir. Sözlü kültür ortamında epik destan anlatan destancı veya kahvehanede halk hikâyesi anlatan âşık gibi, seyircinin tavri meddahı doğrudan etkiler. Bu etkiler hikâyenin uzun- luğunu belirler. Dikkatli ve istekli bir dinleyici karşısında meddah, asıl anlatı içerisine bağımsız sayılabilecek hikâ- yecikler, yeni şive ve taklitler ekleyerek hikâyesini istediği kadar uzatabilir. Dikkatsiz ve isteksiz bir dinleyici karşısın- da ise hikâyeyi kısaltabilir, anlatımını kesip bir anısını ya da bir fıkra anlatarak onların dikkatini toplamayı deneyebilir- Bu parçada "meddah" ile ilgili aşağıdakilerden hangisi- ne ulaşılamaz? A) İzleyenlerin vasfına göre tavır değiştirebilir. B) Hikâyeyi anlatırken değişiklikler meydana getirir. C) Seyircide ilgi uyandırmak için çeşitli yollar dener. D) Birden fazla anlatı türünden yararlanır. E) Epik bir anlatımla hikâyelerini destanlaştırır.

35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bana öyle geliyor ki insanın anlam arayışı en az insanlık tarihi kadar eskiye dayanıyor. Doğru olan ne, işin özü nasil, hangisi gerçek gibi sorular havsalamızı devamlı olarak meşgul etmiştir. "Hakikat" diye inandıklarımız/düşündüklerimiz bizi kâinatın veya yaratılışın özüne ne derece yaklaştırıyor? Benimsediğimiz inanç, bilim, felsefe, tasavvuf, meditasyon veya bireysel motivasyonlarımız bu seyir yolculuğunda bize rehberlik edebiliyor mu? Bana sorarsanız "hakikat'i bulmak kadar kendimizce bir şekilde vardığımız gerçekler üzerine kafa yormanın, bunun için dişe dokunur bir mesaiye girişmenin hatırı sayılır bir önemi vardır. Zira emek vererek, "akıl" terlerini akıtarak ulaşılanların değeri inkâr edilemez. 35. Bu parçada yazarın asıl anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) Insanın hakikati ararken anlam kargaşası yaşamaması gerektiği B) İnsanın sürekli olarak bir anlam arayışı içinde olması gerektiği C) "Hakikat"in insanın bireysel çabasıyla elde edilemeyeceği D) Herkesçe kabul edilebilecek evrensel bir doğrunun olamayacağı E) 'Hakikat" diye adlandırdıklarımız üzerine düşünsel bir gayret sarf etmemiz gerektiği 36. Bu parçanın yazarı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Aſpeğeri yadsınamaz birtakım fikirlere sahip olduğu B) Insanin varoluşsal problemlerine duyarlı olduğu Chinsanın, anlam arayışını önemsediği D) İnsanın, belirli bir inancı benimsemesi gerektiğini düşündüğü E) Anlamlandırmak, düşünmek gibi eylemleri önemsediği

3. Lise birdeki oğlu arkadaşından aldığı notları temize çekerken annesi kuyudan su çekmekle meşguldü. Okullar açılmıştı ama henüz bağ evinden ayrılmak is- temiyordu Ayten. Bu konuda çocuğu da kendi safına çekmeyi başarmıştı. Derken kocası da şehirden geldi, arabayı garaja çekip elinde ekmek poşetiyle Ayten'e yaklaştı. Bu parçada "çekmek" sözcüğü aşağıdaki anlamlar- dan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılma- mıştır? A) Kuvvetle tutup asılmak B) Yukarıya çıkarmak C) Yerine koymak veya bir kenara yanaştırmak D) Etkisi altına almak E) Aynen başka bir yere geçirmek

7. Namık Kemal'den Türk dünyasının beklediği şiir de- un ğil , nesirdi. Edebiyatımızın dünyalaşması, dış âle- LI min varlığına inanması gerekiyordu. İşte bu zorunlulu- ğa uyduğu içindir ki, ona bir kuşak dört elle sarıldı IV sözlerini bilgelik bildi ve ezberledi Yukarıda numaralanmış noktalama işaretlerinin hangisinde bir yanlışlık yapılmıştır? A BAT C) III P) IV EXV

14/125 (1) On altıncı katta asansörden indik. (II) Bana odayı gösterecek çocuğun peşinden yürüyordum. (III) Çocuk kısacık bir koridoru geçti, bir odanın önünde durdu. (IV) Kapıyı açtı, içeri girdik; perdeler sıkı sıkıya kapalıydı. (V) Çocuk dışarıyı göstermek için perdeleri açtı. (VI) Odanın camları kirliydi. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? 1 A) I. cümlede "asansörden" sözcüğü ayrılma eki almış addır. B) III. cümlede "kısacık” sözcüğü sifatidir. C) IV. cümlede "siki sikiya” ikilemesi zarftır. D) V. cümlede "için" sözcüğü edattır. E) VI. cümlede "kirliydi” sözcüğü addan türemiş eylem- dir. hy 1 10 19 20 21 22 23 24 25 26

14. Kaliforniya eyaletinin Calabasas kenti yakınlarındaki helikopter kazasında Los Angeles Lakers'ın başarılı oyuncusu Kobe Bryant ve kızı Gianna ile beraberindeki yedi kişi hayatını kaybetti. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Yardımcı eylemle kurulan birleşik fiil B) Zincirleme isim tamlamas C) Birden fazla çekim eki almış/isim D Niteleme sıfatını belirten zarf E) İsimden fiil yapım ekini almış sözcük

DENEME - 1 22. Zelandiya Dünya'nın 8. kıtası olabilir mi? Geçtiğimiz yıl aralık ayında yayımlanan bir araştırmada Ze- landiya'nın kita olmayı hak edecek özelliklere sahip olduğu öne sürüldü. 5 milyon km-lik alana yayılan kita adayı, bu hâliyle komşusu Avustralya'nın yaklaşık 2/3'ü kadar. Ancak Yeni Zelanda'nın Kuzey ve Güney Adası'nı ve Yeni Kale- donya’yı da kapsayan Zelandiya'nın %94'ü sular altında. Bir yerin kita olarak adlandırılması için öncelikle su yüzeyinde yer alması gerektiğini düşünebilirsiniz ancak bu şart değil. Bilim insanları, bir kara parçasının kita olarak kabul edil- mesi için ilk aşamada bazı şartları karşılayıp karşılamadı- ğına bakıyor. Kara parçasının, çevresine göre yükseltisinin daha fazla olması, kendine özgü jeolojik yapısının olması, sınırları iyi tanımlanabilir bir alan olması ve bölgedeki ki- tasal kabuğun okyanusal kabuktan daha kalın olması bu şartlar arasında. Zelandiya söz konusu şartları sağlıyor olsa da şimdilik kita olarak adlandırılması yönünde alınan bir karar yok. Ancak önümüzdeki yıllarda, bölgede gerçekleşti- rilecek yeni çalışmalar bu durumu değiştirebilir. Uzmanlara göre Zelandiya'nın kita olarak kabul görme olasılığı, kıtalar listesine bir ad daha eklenmesinden öte bir anlam taşıyor. Kitanın büyük oranda tek parça hâlinde olmasının, kitasal kabukların birleşip ayrılması gibi kita hareketlerinin incelen- mesinde önemli veriler sunacağı düşünülüyor. Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- bilir? oldur A) İstatistiki verilerin gerçeklerden uzak düştüğü açıklan- maktadır. B) Kendi içerisinde tutarsızlıkları ve yanlılıkları bulunmakta- dır. C) öne sürülen bir tezin gerçekleşmesini sağlayacak koşul- lara yer verilmektedir. D) Kita olma konusunda bilim adamlarının ayrıştığı ölçütler ortaya konulmaktadır. Üzerinde durulan konunun tek boyutunun olduğuna de- ğinilmektedir.

20. 1. ahabir: (0) ---- Sanatço 11. IN NE ra Bu, yetiştiğim çevrenin bana içinden sürekli öyküler akan görüntüler sunması ile ilgilidir. Daha önce bir ve- sile ile değinmiştim, muhteşem bir coğrafyada doğdum. Ruhumun diplerine kazınan ilmekler, mayıs ayında bile kar yağabilen, rüzgarların varlığımın iliklerine bitimsiz hasretler üfürdüğü bir coğrafyada atıldı. Orada, hayat büyükler için de çocuklar için de bir öykü formunda akar, ileri zamanlarda öykü türüne yönelmemde, hayatımın hikâyemsi bu ilk döneminin önemli etkileri olduğunu dü- şünüyorum. Muhabir: (II) ---- Sanatçı: Dil, yazarın yazar kimliğinin başlıca belirleyicisidir. Dil, yazarın şerefidir. Dili doğru kullanmak için dile hâkimiyet gerekir. Bu da yeterli bir kelime hazinesine sahip olmak. tan geçer. 500 kelimeyle öykü ya da roman yazılamaz. Yazılırsa da zaman eler onu. Bunun için genç arkadaş- lar, kütüphanelerinde Türkçenin en az üç sözlüğüne sahip olmalı, dili çok iyi kullandığı tescillenmiş yazarları öncelikle okumalıdır. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakiler- den hangileri getirilmelidir? A) (1) Oykülerinizde okura yaşamınızla ilgili ipuçları ver- mekteki amacınız nedir? (1) Öykü türünde dilin romana göre daha özensiz kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? B) (1) Edebiyatımızda öykünün gelişimi ve bugün geldi- ği yerle ilgili neler söyleyebilirsiniz? (II) Edebiyatımızda öykü türünün romana geçiş için bir sıçrama tahtası olarak görüldüğü doğru mudur? C) (1) Öykü yazarlarının, yazma sürecinde dikkat etmesi gerekenler nelerdir? (1) Dilin yozlaşmasının öykücülüğümüz üzerinde oluşturduğu tahribatlar nelerdir? D) ) Öykü türünde bu kadar üretken olmanızın nedeni Sizce nedir? 21. (1) Öykü yazmaya başlayacak kişiler hangi yazarları okumalıdır? E) (0) Bir tür olarak öyküyü seçmenizin nedeni hakkında neler söyleyebilirsiniz? (II) Öykü yazmaya başlayan genç arkadaşlara bir öneriniz var mı?

Yalnızlık Paylaşılmaz Yalnızlık, yaşamda bir an, Hep yeniden başlayan.. Dışından anlaşılmaz. Ya da kocaman bir yalan, Kovdukça kovalayan.. Paylaşılmaz. Bir düşün'de beni sana ayıran Yalnızlık paylaşılmaz Paylaşılsa yalnızlık olmaz. Özdemir Asaf

6. 1 Anadolu II. Milli Mücadele Köyden kente göç Bağımsızlık IV. V. Vatan sevgisi Numaralanmış ifadelerden hangisi Millî Edebiyat Dönemi'nde ele alınan konulardan biri değildir? A) B) 11. C) III. D) IV. EV.

15. Aşağıdaki dizelerin hangisinde hem basit zamanlı hem birleşik zamanlı fiil vardır? A) Aşk elinden susuz kaldım yanarım Kurudu gönlümde sevda pinarim B) Bu dünyada sana hasret ölürsem Mahşere dek kaderime yanarım C) Derdimi söylesem esen yellere X Uğrattın yolumu issiz çöllere D) Madem Leyla bende gönlün yok idi Neden düşürdün beni dilden dile E) Sana toprak olsun canım X Feda olsun mülküm malim X X.

A GRAFIK GÖRSEL YORUMLAMA ORTA ZOA GÜÇ TEST-9 5. Ülkemizin geleneksel hobi ve uğraşlarından olan güvercin yetiştiriciliği, oldukça özen isteyen ama yeterli özen verildiğinde sonucunun kolaylıkla alındığı bir uğraştır. Uzmanlarca üç yüzü aşkın güvercin çeşidi bulunduğu belirtilmektedir. Bu güvercinlerden bazıları şunladır: Bursa güvercini: Bursa ve civarı bölgelere has olan Bursa güvercininin tüyleri parlak siyahtır. Boynu, bacak ve ayak arası kısadır. Gözleri parlak kırmızı ve gözlerinin etrafı tüysüzdür. Gagalarının uzun ve çengel olması Bursa güvercinlerini daha albenili yapmaktadır. Göz- lerinin etrafında boşluk olması ve göz etrafının tüysüz olması en belirgin özelliğidir. Genellikle siyah-beyaz ya da kızıl-beyaz renge sahip olan Bursa güvercinlerinin paçaları olmaz. İskenderun güvercini: Güvercin türleri arasında en ilginç beden yapısına sahip olan bir güvercin türüdür. Zira İskenderun güverci- ninin en karakteristik özelliği olan gagası aşağıya kıvrık biçimiyle toplamda yaklaşık dört ya da beş santimetredir. Bacak uzunluğu on iki santimetreye ulaşabilen is- kenderun güvercini iri bir bedene sahiptir. Kırk beş santime kadar ulaşabilen boyu ve altı yüz grama kadar varabilen kilosu ile diğer güvercin türlerinden hemen ayırt edilebilmektedir. he Baştankara güvercin: Dünyada "nun" adıyla bilinen baştankara güvercini ülkemizde "rahibe güvercini" olarak da adlandırılmaktadır. İsmini baş tüyleri ve beden tüyleri arasındaki farktan alan baştankara güvercini, yaygın olarak Gü- neydoğu Anadolu Bölgesi'nde yetiştirilmektedir. Baştankara güvercinlerinin genellikle baş tüyleri koyu gri ya da siyah, beden tüyleri ise beyazdır. Aşağıdakilerden hangisi tanıtılan güvercinlerden biri değildir? B) D SINIF GÜÇLENDİREN PARAGRAF SORU BANKASI ankarayayincilik.com.tr

KU 40. cerasini Edebiyatımızda insanın kendi ----, bireyin içsel ma- yeteneğinin Garipçiler ve Orhan Veli şiiriyle başladığını söylemek çok da ---- bir tespit sayılamaz. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakiler- den hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) öyküsünü - anlatabilme - abartılı B) hayallerini - çizebilme - olağanüstü C) şiirini - iletebilme - yakışıksız D) macerasını ifade etme - uzak E) beklentilerini - düşünebilme - aykırı KURUMSA DENEME TOR