Paragrafta Yapı Soruları

A 34. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Gülme eylemi için birden çok işaret kullanmak, hangisini nerede kullanacağını şaşırmak gibi bir sonuç doğuracağı için tercih edilmemelidir" düşüncesine uzak düşmektedir? A) 90'larda tek satırlik ekranı olan ilk mobil telefonlarda mesaj sağdan sola doğru akardı. Nerede o zamanlar emoji memoji? Gülücük mü yollamak istiyorsun? İki nokta üst üste + parantez. Al sana gülücük. Bende hâlâ alışkanlıktır. Severim. Severek kullanırım. B) Yılların getirmiş olduğu alışkanlık ile":)" biçiminde gülüyorum ve bu durumdan çok fazla şikâyetçi olan tanıdığım var. Sanırım bu tarz gülmeyi çok samimi bulmadıkları için rahatsız oluyorlar. Bana da random, yani rastlantısal harflerle yapılan gülücük tuhaf geliyor açıkçası. C) İki nokta ile parantez de güzeldir elbette. Ama daha samimi ve kolay olanı vardır. Telefonların yeni yeni yaygınlaştığı, sabahtan akşama kadar kısa mesajla haberleşilen dönemlere denk gelmiştik. Bizler için xd harfleri, yaşımızın vazgeçilmez gülme biçimlerinden biriydi. D) Resmî bir konuşmada emoji problemimi çözer. Biraz daha samimi konuşmalarda iki nokta, parantez imdadımıza yetişir. Bir tık samimisi iki nokta ve d harfi gülümsemesi olur. Büyük harfle olan d, yani D tercihimdir. Bir hinlik yaptığımda xd yeterli genelde. E) “:)" şeklinde gülmek son derece normaldir. Anormal olan; asdfghk, qwqwqw, sjsjjsjsjdjdjfjfk şeklinde gülmektir. İnsan nasıl harfle güler yahu! Hayır, gülüp kahkaha atarken harf mi çıkıyor da harfle gülme diye bir şey icat etmişler! 35. C

29. Öfke duygusunun etkisi altındaki bireyler, olayları olduğundan daha kötü görme eğilimindedirler. Gerçekleri olduğu gibi görme yetileri âdeta hasar görmüştür. Bilişsel yeniden yapılandırma adı verilen teknik; işlevsiz, yardımı olmayan olumsuz duyguların daha işlevsel olanlar ile yer değiştirmesine neden olur. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Ofke duygusu bakış açısını etkileyip değiştirir mi? B) İnsanlar neden ve nasıl öfkelenir? C) Öfkelenen insanların davranışları nasıldır? D) Öfke hangi durumlarda ortaya çıkar? E) Öfke durumunda beyin işlevini yitirir mi? Krallar Karması

13. (1) "Seyahatin önündeki tek engel kapının eşiğidir." der bir Boşnak atasözü. (II) O eşiği bir kez aştınız mı gerisi kendiliğinden geliyor. (III) Bence çantamıza ha- yallerimizi doldurabildiğimiz sürece çıkamayacağımız herhangi bir yolculuk yok. (IV) Sanırım biraz da bu yüzden yolculuğa sırt çantasıyla çıkmanın daha keyifli olduğunu düşünüyorum. (V) Bırakın, sırtınızda taşıdık- larınız bu yapay düzenin getirdiği sıkıcı sorumluluklar değil de hayalleriniz olsun. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümle, devrik ve olumlu bir cümledir. B) II. cümle, yer yön zarfı olan basit cümledir. C) III. cümle, birleşik yapılı, isim cümlesidir. D) IV. cümle, miktar zarfı olan eylem cümlesidir. E) V. cümlede, emir kipiyle çekimlenmiş eylemler vardır.

1. 1. Bu testte Türkçe alanına ait 40 adet soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kağıdının Türkçe Testi için ayrılan kısı dı. Olayın kafamda biçimlenme şeklinden dolayı demiştim. Karahindiba'yı yazdığımda "Neden öykü?" diye sormuşlar- Aynı şey şimdi de geçerli. Benim bir derdim vardı, bu derdi anlatmak istedim. Kırlangıç Dönümü'ndeki derdim de bu dün- yanın başka türlü yaşanabileceğini anlatmak, başka türlü bir aşkın mümkün olduğunu söylemekti. Olayı derinlemesine ele alacağım bu konuya en uygun tür, roman oldu. Dolayısıyla ---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda- kilerden hangisinin getirilmesi en uygundur? A) seçtiğim yazınsal türlerin ele aldığım konuyla doğrudan bir ilgisi yok B) roman ya da öykü yazıyor olmak, ele aldığım konunun önemine veya gelişimine bir katkı sağlamıyor C) hangi konuyu ele alırsam alayım o konuya en uygun dili kurmaya, kişilerimi bu atmosferde konumlandırmaya özen gösteriyorum kurmaca türlerde yazmak, tutarlı bir olay örgüsü oluştur- mayı ve yapıtın sonuna kadar bu olaya bağlı kalmayı zo- runlu kılıyor E) olayın ve durumların gelişimi, hangi türde yazacağımı be- lirleyen önemli bir etken oluyor

34. İnsan zihnini bir imgeler kataloğu olarak düşünürsek bu kataloğun en uzun maddelerinden birini "deniz'e vermek gerekirdi. Bununla birlikte imgelerin cilveli yanlarından biri de bağlamlara bağlı oluşlarıdır. Bir kavrama veya bir sözcüğe atfedilen anlam, onu bulunduğu ortama göre şe- killendirir. Bu yönüyle deniz; mehtaplı bir gecede kıyıdaki biri için estetik bir haz nesnesi veya sonsuzluğa, yüceliğe işaret eden bir figürken fırtınalı bir gecede gemideki biri için bilinemeyen, kontrol edilemeyen büyük bir düşman oluverir. : Bu parçaya göre "mehtaplı bir gecede kıyıdaki biri”ni, "firtinalı bir gecede gemideki biri"nden ayıran özellik aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Bulunduğu ortama göre deniz imgesini haz kaynağı olarak görmesi BElinde olmayan durumlardan çok az hasar görmesi C) Tehlikeli durumlara karşı kurtarıcı bir mekanizmaya sahip olması D) Nesnelere yüklediği anlamların, hiçbir surette değiş- memesi E) Imge dünyasının yarattığı olumsuzluklarla baş edebil- mesi ICE

20. Bu doğrultuda bir bilim dergisinde yayımlanan ve ABD'nin farklı bölgelerinden 998 kadının katılımıyla yürütülen bir çalışma yapıldı. II. Çalışmada havadaki parçacıklarının insan beynine olan etkisini ve bunların Alzheimer gibi sinirsel hasta- lıklara nasıl sebep olduğunu anlamak amaçlandı. III. Çalışma sonucunda araştırmacılar, parçacık kirliliğine maruz kalan 73 - 87 yaş arası kadınların, hafıza kaybı seviyesinin ilerlemesi ihtimalinin yanı sıra beyinlerinde Alzheimer'dakine benzer değişikliklerin gerçekleşmesi ihtimalinin de daha yüksek olduğunu gördü. . Araştırmacılar hava kirliliğine maruz kalmak ile beyin küçülmesi ve hafıza kaybı arasında bir bağlantı oldu- ğunu keşfetti. V. Ayrıca araştırmacılar, bu çalışmanın hava kirliliğinin insan beynindeki değişikliklerle ilişkili olduğunu ve bu değişikliklerin daha sonra bellek performansındaki dü- şüşlerle bağlantılı olabileceğini gösteren ilk çalışma olduğunu söylüyor. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

17. Soyut resim dışındaki yapıtların bir sanat değeri olamaya- cağı söylenemez. Onlarda da elbette ki vardır. Anlayanlar onları da konuları için değil, sanatları için beğeniyor. Ama onları veren ressamlar, yapıtlarının birtakım sanat dışı sebeplerle anlamayanlarca da beğenilmesinden kaçınmı- Konuşur onlarla, yorlar. Dolayısıyla asıl sanat adamı, oturur kalkar ama onlara sanatından açmaz, sanatına ilgi- lendirmek istemez onları. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? 10 A) yaptıklarının her kesime hitap etmesi için uğraşan kişidir B) kendi alanıyla ilgili anlaşılmayı ilke edinen biridir sanattan anlamayanları yanına yaklaştırmamaya çalı- şan adamdır D) başkalarının ne düşündüğüne değil, kendisinin ne dü- şündüğüne bakandır E) sanat yapıtını benzersiz kılan, diğerlerinden ayrı tut- mayı başarandır 19

6. 5. TÜRKÇE Şiir ile nesir arasındaki ayrım için Moliere'in felsefe hocası gibi, "Şiir, şiirdir; nesir de nesir." demek yeterlidir. Belki, şiirin tarifine ufak bir çizgi daha eklenebilir: "Nesirde söylenmesi imkânı olmayan yahut söylenmesi için nesrin rahatlığına muhtaç olmayan şeylerin sanatı." İyi şiir, nesirle ifade edildiğinde daima eksik, az tatmin edici hatta lüzumsuz ve bozulmuş bir anlam olarak görünür. Şiir; dilin çığlık, şekil ve nağme oluşunu aramaktır. Bunları nesre tek başlarına aktarırsanız ortaya tahammül edilmeyecek bir şey çıkar. Çünkü nesir, düşüncenin dolambaçsız söyleyişinin ta kendisidir. Şiir ise kendi şeklinin peşindedir, dolayısıyla kendi diliyle kendi dünyasında konuşur. Bu parçaya göre şiir ile düzyazı ürünlerini ayıran temel unsur aşağıdakilerden hangisidir? (A) Anlatım nitelikleri ve biçimlerinin ayrılıklar içermesi By Sanatçıların bu türlere karşı olan bakış açıları CYOkuyucunun sanatçıdan beklentisi Toplumun bu ürünlerin içeriğine olan yaklaşımı E) Duygusal anlatım özelliklerinin güçlü olması ----. Roman yazma hayalini gerçekleştirebilen çok az kişi bulunur oysa. Birçok zaman roman yazmak istediklerini söyleyen kişiler bunu nasıl yapacağını sorar. Fakat birçoğunda roman yazmak için yeterlilik olmasına rağmen en büyük eksikleri öz güvendir. Roman yazmak için kendilerini yetersiz görmelerinin ve ilk adımı atamamalarının altında bu neden yatar. Hâlbuki dünyayı değiştirmek isteyenin önce kendini değiştirmeli, He 7 365 CU Şiir Na Şiir ya B ku 8.

karek 22. Bazı hayvanların bitkilerden tibbi amaçla faydalandıkları biliniyordu. Ancak son yıllarda, tedaviye yönelik davranış- ların, hayvanlar âleminde sanıldığından da yaygın olduğu ortaya çıktı. Örneğin, kral kelebekleri kendilerine parazit bulaşması durumunda, yumurtalarını, içlerinden çıka- cak larvalara ilaç olacak belirli bir tür ipek otunun üstüne bırakmaktadır. Bu konuyu araştıran Prof. Mark Hunter, "Karşılaştığımız en şaşırtıcı durum, meyve sineği ve ke- lebek gibi hayvanların, hastalığın sonraki nesil üzerindeki etkilerini en aza indirecek ortamlar seçebilmeleriydi." de- miştir. Bu parçaya göre Prof. Mark Hunter, araştırmasında bil- giye ulaşmak için aşağıdakilerin hangisini yapmıştır? A) Hastalanan hayvanların üreme aşamalarını takip et- miştir. B) Hayvanların, hastalandıklarında hangi besinleri yedik- lerini gözlemlemiştir. C) Kanatlı hayvanların, hastalığa yakalanmamak için ne- ler yaptıklarını incelemiştir. D) Parazite maruz kalan hayvanın, kendisini hastalığa karşı nasıl savunduğunu izlemiştir. E) Canlıların, kendilerinden sonra gelen nesle genetik kodlarla ne tür bilgiler bıraktığını araştırmıştır. 24 7

6. Bilim kurgu edebiyatına "kaçış edebiyatı" dendiğinde To kien buna şöyle cevap vermişti: "Kaçış ihtimali en ço gardiyanlanı telaşlandırır! Tolkien, kendine özgü o kivra zekasıyla çok doğru bir saptama yapıyordu. Çünkü bilir kurgu, bazılarının öngördüğü gibi bir "gerçeklerden kaçı edebiyatı" değil, tam da bastırılan, susturulan, yok sayılam on binlerce farklı gerçekliğin, düzinelerce farklı hayalin onlarca farklı toplumsal ve kişisel ilişki biçiminin ifade ala- ni bulduğu ve böylece gerçekliğin çoğullaştığı bir alandır. Bu parçada Tolkien, verdiği cevapla aşağıdakilerin hangisini anlatmak istemiştir? A) Gerçeklerin üstünü örtmeye çalışanlar, bilim kurguyu yeterince gerçekçi olmamakla suçlarlar. B) Toplumsal ve kişisel ilişki biçimini ifade etmenin en gerçekçi yolu bilim kurgu edebiyatını verimli kullan- maktır. 40 C) Bilim kurguyu gerçeklerden kaçış sayanlar, insanların özgürce düşünüp kendini ifade etmesine karşı çıkan- lardır. D) Gerçeklerden kaçmak, acı gerçeği zihinlerde dönüş- türerek yeni bir düzleme taşıyıp insan ruhuna uygun hale getirmektir. E) Bilim kurgu için "gerçeklerden kaçış edebiyatı" tabirini kullanananlar, hayalleri, konuşma haklanı ellerinden alinmiş kişilerdir.

Tarım sektörü; üretim faktörleri olarak ifade edilen tablat, sermaye, emek ve müteşebbis ile çok sıkı etkileşim içerisindedir. (1) Geleneksel yapıdaki bir tarım sektöründe, toprak ve iş gücü asli girdiler olarak ifade edilmektedir. (II) Muhasebede girdi ve çıktıların takibi çok önemlidir. (III) Bu girdilerin üretimdeki payı bir üretim faktörü olan sermayenin payından yüksektir. (IV) Tarım sektörü diğer sektörler ile karşılaştırıldığında, emek isteyen yoğun üretim tekniklerinin uygulandığı bir sektördür. (V) Fakat günümüzde ekonomik ve teknolojik gelişmeler ile birlikte tarımsal yapılarda da bir değişiklik görülmekte, üretimde toprak ve iş gücünün payı göreceli olarak azalmakta sermayenin payı ise giderek artmaktadır. (VI) Ekonomi gelişirken tarımın ekonomi ile bütünleşmesi artmakta, böylece tarım piyasaya daha fazla ürün sunmakta ve diğer sektörlerden de daha fazla girdi satın almaktadır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? C) III A) I B) II D) IV E) V

2. Gerçek bir sanat eserinin en temel özelliklerinden birisi doğal olmasıdır. Bunu dünya klasikleri arasına girmiş bütün eserlerde görmek mümkündür. Kendisini sanatçı olarak görmek isteyenlerin kalbiyle eserleri arasında bir set olmamasına dikkat etmesi gerekir. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Söyledikleriyle yaptıklarının örtüşmesi B) Eserlerinde sevgi barındırmayan sözcük kullanmaktan kaçınması C) Kendisini sevdirmeye çalışma düşüncesine kapılması D) Duygularını eserlerinde içtenlikle dile getirmesi E) Gösterişli sözlerle eserlerini renklendirmeye çalışması

10. Koyunpazarı'nda bir ufacık dükkân... Bir küçük ocak yanıyor, bir ufak çocuk körük çekiyor. İhtiyarlamış, küçülmüş, aksakallı, küçük yüzlü bir adam; gözünde çifte gözlük, mini mini halkaları ateşte ısıtıp zincir bağlıyordu. Ne hoş manzara, gözüm ilişti... Dükkânın önünde durdum. Bir çilingir dükkânı... Ufak kilitler, eski zaman kapı halkaları, menteşeler, hayvan zincirleri... Ufak tefek şeyler yapıyor. Bunlardan pek çok da yapmış, dükkânın ötesine berisine asmış. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Niteleme sıfatları B) Kurallı birleşik sıfat C) Türemiş sıfatlar D) İşaret sıfatları E) Küçültme sıfatı

KARBONDIOKSIT TÜKETEN VESIL BİNALAR Tayvanin başkent Taiperde inşa edilen Tao Zhu Yin You atmosferden soğurabiliyor. Projenin amaci mega get (Tao Cu Yin Yüen) isimli bina, yilda 130 ton karbondioks Yapimina 2010 yılında başlanan projede binanın gek yaşayan insanlara ekolojik bir yaşam alanı sunmakbr. DNA'dan ilham alınarak tasarlandı. Katlar arasındaki 45 derecelik fark sayesinde yapı dönerek yüksellyor. Böylece her katta üzeri açık bahçeler bulunabiliyor. Kendine bina farklı şekillerde görülüyor. Binada yaklaşık 23 000 has tasanmi sayesinde farklı noktalardan bakıldığında soğuracağı öngörülüyor. Bu, yaklaşık 27 motorlu aracın ağaç var. Binadaki bitkilerin yılda 130 ton karbondioksit yıllık karbondioksit salımına eş değer. 35. Bu haber yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Güncel bir konunun ekonomiye katkısı üzerinde durulmaktadır. B) Istatistiki verilerle bir varlığın çevre temizliğine katkısından bahsedilmektedir. C) Bir durumun olumlu ve olumsuz yanlarına farklı bakış açıları sunulmaktadır. D) Herkesin dikkatini çeken bir konuyla ilgili çelişen yorumlar yapılmaktadır. E) Yaşam standartlarının iyileştirilmesi gerektiğinden söz edilmektedir.

TYT / TÜRKÇE . . Kalp krizi anında ilk yapılması gereken nedir? Kalp krizinde uygulanan tedavi yöntemleri nelerdir? Kalp krizi nedir? Kalp krizine erken müdahale etmenin önemi nedir? Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi bu sorulardan herhangi biriyle ilişkili değildir? A) Kalp krizi koroner arterlerin aniden tıkanması ile kalp kasının kanlanamaması ve kalp kasında ölü doku oluşması durumudur. B) Kalp krizi geliştiğinde hızlı ve erken müdahale etmek hayati önem taşır çünkü kalp kasının yeniden kanlandırılması ne kadar çabuk sağlanırsa oluşabilecek hasar da o kadar az olacaktır. C) Göğüs bölgesinden başlayıp kollara, omuzlara, boyna, çeneye ya da üst karın bölgesine yayılan sıkıştırıcı, baskı yapıcı tarzda ağrı oluştuğunda hemen 112 Acil Yardım aranmalıdır. D) Kalp krizi şikâyeti ile hastaneye başvuran hastalarda tıkanan damarın yeniden açılması için koroner anjiyografi yapılarak perkütan koroner girişim (PKG) ya da koroner arterlerdeki pıhtıyı eritmek için ilaç tedavisi (fibrinolitik tedavi) uygulanır. E) Koroner arter hastalığı tanısında EKG, kan testleri, efor testi, ekokardiyografi, nükleer kardiyolojik incelemeler ve çok kesitli tomografi gibi çeşitli testler kullanılabilir. 7.

17. (1) Çarpma, burkulma ve ezilme gibi durumlarda meydana gelen şişiklere buz uygulamak bilinen bir yöntemdir. (II) Ama bu yöntemde buzun doğrudan cilde uzun süre bastırılmasıyla hissizleşen ciltte yüzeye yakın sinir hücreleri hasara uğrayabiliyor. (III) Bu ihtimali azaltmak için yekpare büyük bir buz kütlesi kullanmak yerine, tüm yüzeye uygulamayı kolaylaştıracak parçalanmış buz kullanımı öneriliyor. (IV) Bununla birlikte, soğutma işlemi uzun süre uygulandığında vücut bu kez ortamı ısıtmak amacıyla soğuyan bölgeye çokça //( kan göndermeye çabalar. (V) Hiperemi adı verilen bu durumun yaşanmaması için soğuk uygulamaya 10-20 dakika kadar sonra ara vererek şişliğin ısınmasına izin verilmelidir. (VI) Şişmeden hemen sonra uygulanan soğutma işlemi hücrelerin metabolik faaliyetlerini de yavaşlatarak düşük oksijen seviyesine karşı direncini artırır. (VII) Uygulama süresi, yaralanan vücut bölgesine ve kişideki yağ dokusunun miktarına göre değişkenlik gösterebilir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II B) III C) IV D) V E) VI