Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni Konu Anlatımı

Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni konu anlatımı Kunduz eğitmenimiz tarafından hazırlandı! Bilmen gereken tüm detaylar ve sorular bu yazımızda!

7 dakikalık okuma
Kunduz Eğitmen tarafından yazıldı, 5.07.2021
Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni Konu Anlatımı

Hesap Oluştur

Ücretsiz kaydol, sınırsız video içerikler ve soru çözümleri ile sınava hazırlan!

ÜCRETSİZ KAYDOL

 

Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni konu anlatımı Kunduz eğitmenimiz tarafından hazırlandı! Bilmen gereken tüm detaylar ve sorular bu yazımızda!

Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni konusu TYT ve AYT Tarih için önemli ve soru gelen konulardan biri. Bu yazı, Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni başlığı altında; Osmanlı Toplum Yapısı, Osmanlı Millet Sistemi, Osmanlı Devletinde Ticaretin Gelişimini Sağlayan Unsurlar konularını içeriyor. Kunduz Tarih eğitmenimiz Ayşenur Hoca tarafından senin için hazırlandı! Şimdi beraber bu konuyu keşfedelim!

Osmanlı Toplum Yapısı

  • Osmanlı toplumu töre ve İslam hukukuna göre düzenlenmişti ve farklı din, dil ve ırktan insan topluluklarından oluşuyordu.
  • Devlet içinde herkes eşit statüde yer alıyordu. Sınıf ayrımı söz konusu değildi.
  • Osmanlı toplumu genel olarak yönetenler(askerî) ve yönetilenler(reaya) olarak iki gruptan meydana geliyordu. Yönetilenler grubu da Müslim ve gayrimüslim şeklindeydi.
  • Devlete hizmet karşılığı Müslüman reayadan askeri sınıfa geçmek mümkündü.

Osmanlı Millet Sistemi

  • Osmanlılar toplum kesimlerini ırk esasına göre değil din esasına göre teşkilatlandırdı.
  • Osmanlı Devleti millet sistemi ile sınırları içerisinde yaşayan milletlere karşı inanç ve ibadet özgürlüğü tanımıştır. Yani kendi ibadet yerlerini açma ve inançlarını yaşamada özgürdüler.
  • Müslüman cemaatini meydana getiren topluluklar Türkler, Araplar, Acemler, Boşnaklar ve Arnavutlardı. Bunlardan sonra en kalabalık topluluğu Ortodoks cemaati oluşturuyordu.
  • Ortodoks cemaatler; Rumlar, Eflak- Boğdanlılar, Karadağlılar, Sırplar ve Bulgarlar idi.
  • Osmanlı toplumunda Ermeni, Musevi(Yahudi), Süryani, Nasturi ve Kildani cemaatleri de vardı.
  • Osmanlı Devleti, gayrimüslimlere büyük bir tolerans tanıdı. Nitekim Fatih Sultan Mehmet İstnabul’u fethettiğinde Rum patriğini Hristiyan cemaatinin lideri olarak tanıdı ve ona geniş yetkiler verdi.
  • Fatih, Rum cemaatine tanıdığı hak ve yetkileri Ermeni ve Yahudilere de tanıdı. Ermenilerin hem yönetim işlerini hem de dini işlerini kolaylaştıracak örgütlenmeleri için İstanbul’da Gregoryan Ermeni Patrikhanesini kurdu.
  • II. Bayezid Dönemi’nde İspanya’daki baskı ve katliamdan kurtarılan Yahudiler, Osmanlı Devleti’ne getirilerek Selanik ve İstanbul’a yerleştirildi.

Fethedilen Bölgelerde Toplumsal ve Kültürel Değişimler

  • Osmanlılar, fethedilen ve nüfusça az oldukları bölgelere yönelik iskân politikası uyguladılar. Özellikle Balkanlara Anadolu’dan Yörük ve Türkmenleri getirip yerleştirdiler. Yapılan göçler sonucunda Balkanlarda Türk nüfusu arttı ve Türk İslam kültürü yayıldı.
  • Osmanlı hâkimiyetiyle birlikte bölgede güvenlik sağlandı, yerli halktan angarya kalktı, ağır vergiler azaltıldı. Bu sayede Balkanlarda Arnavut, Bosna, Hersek, Kosova gibi bölgelerde gayrimüslim köylüler arasında İslamlaşma hareketi hızla arttı.
  • Osmanlı aldığı yerlere başlangıçta bir cami ve onun etrafında kümelenen kültürel, sosyal ve iktisadi kuruluşların oluşturduğu külliyeler kuruldu.

Şehir ve Mahallelerde Çok Kültürlü Sosyal Hayat

  • Osmanlı şehirlerinde gayrimüslimler bazen bir mahallede toplanmış bazen de Müslüman mahallelere dağılmıştı.
  • Aynı mahallede cami, kilise ve havrada insanlar dini vecibelerini rahatça yerine getirirlerdi.
  • Osmanlı Devleti’nde başta başkent İstanbul olmak üzere diğer şehirler (Bursa, Edirne, Selanik vs.) genelde kalabalık bir nüfusa sahipti.
  • Şehirlerde insanlar genel olarak ticaret, esnaflık ve zanaatla uğraşırdı.
  • Osmanlı Devleti’nde erkek kıyafetleri genelde çakşır(şalvar), gömlek, entari, dolama, kaftan, kürk ve başlıktan oluşurdu.
  • Kadınların giyim ve kuşamlarının en önemli öğeleri ise şalvar, bürüncük gömlek, entari, dolama, hırka, kaftan, gömlek, kürk ve dışarıda giydikleri ferace, peçe ve yaşmak idi.
  • Osmanlı toplumunda Müslümanlar genelde sarı, ulema mavi ayakkabı giyerken askerlerin bazıları kırmızı renk çizme giyerlerdi.
  • Bunun yanında erkekler; sosyal, ekonomik, kültürel, mesleki ve dini statülerine göre kavuk adı verilen başlıklar giyerlerdi. Kavukların en bilinenleri horasani, selimi, kalafat, örfi, kafesi, mücevveze, katibi ve kallavi idi. Kadınlar ise serpuş denilen külaha benzer başlıklar giyerlerdi.
  • Ramazan ayında zengin kimseler farklı yerlerdeki esnaf dükkanlarına girer ve zimem(borç) defterini isterlerdi ve rastgele borçları ödeyip giderlerdi.
  • Osmanlı Devleti’nde erkekler genelde bozahane ve Kıraathane/ kahvehanelerde vakit geçirilerdi.
  • Kahvehaneler toplumsal paylaşımın gerçekleştiği ve geçmişin yâd edildiği kültürel mekânlar olarak Osmanlı toplum yaşamında önemli bir yere sahipti. Nitekim eğitim, ticaret ve sanat üzerine fikir alışverişinin yapıldığı, meddahların konuşma, saz şairlerinin saz çalma ve söyleme yerleri kahvehanelerdi.

Tarımsal Üretim ve Çifthane Sistemi

  • Temeli tarıma dayalı Osmanlı ekonomisinde toprak çok önemlidir.
  • Osmanlı Devleti’nde fethedilen topraklar Divan üyesi nişancı tarafından tapu tahrir defterlerine kaydedilirdi. Böylece devlet arazisi(miri arazi) haline gelen bu araziler işletmek koşuluyla reayaya bırakılırdı.
  • Reayaya vergi ödemek koşuluyla dağıtılan araziler çifthane sistemi içerisinde değerlendirilirdi. Çifthane bir çift öküzle işletilebilen ve bir köylü ailesinin işletiminde olan arazi birimiydi.
  • Çifthane birimi üç unsurdan oluşurdu. Bunlar devletin işletme koşuluyla verdiği arazi, bu araziyi işleten hane halkı ve arazinin koşum gücü olan bir çift öküzdür.
  • Devlet, çifthane sistemi ile toprağı sürekli işleterek boş arazileri değerlendirip tarımsal üretimi arttırdığı gibi düzenli bir vergi sistemi de oluşturuyordu. Bu sistemde topraklar devletin kontrolünde olduğundan büyük toprak sahiplerinin ortaya çıkmasına da müsaade edilmiyordu.
  • Devlet, çifthane sistemi ve tarımsal üretimin devamlılığını sağlamak amacıyla üç yıl toprağı işlemeyen çiftçiden çiftbozan vergisi alındığı gibi bu çiftçinin toprağı başkasına da verilebilirdi.LONCA SİSTEMİ
  • Osmanlı ekonomik sisteminde esnaf loncaları 18. Yüzyılda ortaya çıkan Ahilik teşkilatının devamı gibidir.
  • Esnaf sistemi hiyerarşikti (usta, kalfa, çırak gibi)
  • Dükkân açma izni yalnız ustaya aitti. Bu yetki ona berat ile verilirdi.
  • Dükkân sayısını ustalar tespit ederdi. Her isteyen istediği yerde dükkan açamazdı, amaç mevcut esnafı korumaktı.
  • Mesleğe devam etme imtiyazına gedik denirdi.
  • Esnafın özel işleri için toplandığı odaya lonca denilirdi. Esnaf şeyhi aynı zamanda loncanın da şeyhiydi. Sonra yiğitbaşı ve esnaf kâhyaları gelirdi.
  • Yiğitbaşı, ustalar arasındaki disiplin ve organizasyondan sorumluydu.
  • Loncalar, özellikle gediklerin haksızlık olmadan dağıtımına büyük özen gösterirdi.
  • Esnaf gediklerinin işlediklerini başkası işleyemez, sattıklarını başkası satamazdı. Loncalar bu şekilde üretilen malların kalitesini ve fiyatını belirledikleri gibi esnaflar arasındaki haksız rekabeti de önlemeye çalışırlardı.
  • Osmanlı esnafının en temel özelliği, öncelikle bulunduğu şehir ve çevresinin ihtiyacını karşılamaktı. Bu nedenle esnaflar arasında en önemli unsur ham madde dağıtımıydı. Ham madde dağıtımı lonca kethüdası aracılığıyla adil bir şekilde yapılırdı.

Narh Sistemi

  • Narh uygulaması İstanbul’un fethinden 19. yüzyıla kadar devam etmiştir.
  • Narh, devletin esnafa malların belirli bir fiyata satmalarını emretmesi veya malların belirlenen fiyattan aşağı veya yukarı bir fiyata satış yapmayı yasaklaması anlamına gelen bir kavramdır.
  • Devlet tarafından sabit fiyatlar belirlenerek belgelerle kayıtlara geçirilirdi. Bu çıkan fiyat belgelerinde de narh defteri deniliyordu.

Osmanlı Devletinde Ticaretin Gelişmesini Sağlayan Unsurlar

  • Akdeniz ve Karadeniz’de denetimin sağlanması, İpek ve Baharat yollarının Osmanlı Devleti’ne geçmesi
  • Siyasal, sosyal ve ekonomik düzenin sağlanması
  • Devletin ticaretin önemi sebebiyle tüccarları özendirmesi
  • Ticaret yolları üzerinde güvenliğin sağlanması ve işlek ticaret yollarının ülke topraklarından geçmesi
  • İç ticaretle uğraşanlardan alınan verginin düşük tutulması
  • Şehirlerde bedestenler (içinde eşya alınıp satılan kapalı çarşı) açılması.

Osmanlı’da Ticaret ve Ticari Mekanlar

  • İstanbul, Bursa, Kahire, Edirne ve Selanik önemli ticaret merkezleriydi.
  • Şehirlerde ticaret için yapılmış bedestenler açıldı. Bedestenler içerisinde en önemlisi Fatih Dönemi’nde yapılan ve sonra geliştirilen İstanbul’daki Kapalı Çarşı idi.
  • Osmanlı Devleti ticareti geliştirmek ve tüccarları korumak amacıyla yollar üzerine hanlar, kervansaraylar, imarethaneler, hamamlar, camiler, tabhaneler (misafirhane), çeşmeler ve köprüler inşa ettiler.

Kervansaraylar

  • Kervanların güvenliği ve konaklaması için anayol kenarında tesis edilen vakıf yapılardır. Bu yapılar insan ve hayvanların her türlü ihtiyacını karşılayacak; yiyecek, içecek, bol su, cami, hamam, kütüphane, baytar, doktor, berber, her çeşit tamir ustası, rehber gibi donanıma sahipti.
  • Kervansaraylar sadece Müslüman Türklere değil ticaretle uğraşan tüm yabancılara hizmet vermekteydi.
  • Buralarda güvenlik, derbentçiler tarafından sağlanırdı. Posta ve haberleşme işlerini menzil teşkilatı yerine getirirdi. Yollarda özel ulaşım ve taşımacılığı ise mekkâreciler yaparlardı.

Kapanlar

  • Büyük şehirlerde özellikle zahire (tahıl ürünleri) türünden ihtiyaç maddelerinin toptan alınıp satıldığı yerlerdi.
  • Zahire ürünlerinin yanında kahve, tütün, ipek, pamuk, kumaş ve çeşitli dokumalar üreticiden satın alınarak başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerdeki kapanlara getirilirdi. Buralarda kadı naibinin nezaretinde esnaf temsilcilerinin de hazır bulunmasıyla mallar tartılır; ağırlık, kalite ve çeşidine göre vergi ve narha tâbi tutulduktan ve fiyatları belirlendikten sonra esnaf aracılığıyla tüketiciye arz edilirdi.
  • Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde yaptırılan un kapanı bir semt olarak varlığını hâlâ sürdürmektedir.

Pazarlar

  • Halkın belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri yerlere pazar denir.
  • Osmanlı’da pazar yerleri halkın kolayca ulaşabileceği yerlerde, haftanın bir veya birkaç gününde kurulan açık çarşılardır. Bu pazarların en büyük özellikleri binalarda olmayıp açık alanlarda kurulmuş olmalarıdır.
  • Osman Bey zamanında Bac yani Pazar vergisi alınmaya başlanmıştır.
  • Osmanlı Devleti ilerleyen dönemlerde Pazar yerlerine halkı alışverişe çekmek için hepsi bir düzeyde olan ve arasta adı verilen dükkânlar inşa etti. Arastaların etrafına medrese, kütüphane ve cami gibi tesisler kurdu. Aynı zamanda arastalardan imaretler için gelir sağlanmaktaydı.

Osmanlı’da Vakıf Geleneği

  • Vakıf, kişilerin kendilerine ait mallarını veya paralarını belirli bir hizmetin yerine getirilmesi amacıyla sosyal ve kültürel alanlarda hizmet verecek kuruluşlara bağışlamasıdır.
  • Sosyal devlet anlayışı ile hareket eden Osmanlı Devleti halkın dini, askeri ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için hizmet veren çeşitli vakıflar bulunmaktaydı. Bu yolla medreseler, hastaneler, camiler, kütüphaneler, kervansaraylar vs. yapıldı.
  • Vakıf kurucusu giderlerin karşılandığı herhangi bir hizmet birimini inşa ettirir, daha sonra bu müessesenin ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda gelir temin edecek kaynaklar tahsis ederdi. Bu kaynaklar genellikle arazi, dükkân, çarşı, han gibi gayrimenkullerden oluşuyordu.
  • Söz konusu vakfın idaresi için bir idareci (mütevelli) tayin edilir ve vakfın tüzüğü (vakfiye) düzenlenirdi. Böylece vakıflar sayesinde şehirler imar edilir; eğitim, sağlık ve kültür işleri yürütülürdü.

Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni Soru Çözümü

Osmanlı Devleti'nde Divan-i Hümayun'da bulunan yöneticilerin günümüzdeki karşılığının verildiği aşağıdaki seçeneklerden hangisi yanlıştır?

TARİH

KLASİK ÇAĞDA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ

Osmanlı Devleti’nde Divan-i Hümayun’da bulunan yöneticilerin günümüzdeki karşılığının verildiği aşağıdaki seçeneklerden hangisi yanlıştır?

Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni konusunu tam olarak anlamak için senin de tahmin edeceğin üzere bol bol soru çözümü yapmak da çok önemli. Çünkü bilgileri öğrendikten sonra, soruların içinde nasıl yer aldığını görerek konuyu pekiştirmen gerekiyor. Konu anlatımı yazılarımıza göz attıktan sonra, kendi kaynaklarına ek olarak MEB Kaynaklarını da incelemen faydalı olabilir. Kunduz’da şu ana kadar, Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni konulu binlerce soru alanında uzman Tarih eğitmenleri tarafından çözüldü. Daha fazla Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni sorusu ve detaylı çözümlerini görmek istersen, aşağıdaki butona tıklayabilirsin!

☀️☀️☀️

Her ders için değişmeyen kilit nokta bol bol soru çözümü ile pratik yapmak. Çözemediğin sorulara yanıt bulmak istiyorsan sınava hazırlık sürecinde Kunduz hep yanında! Profesyonel eğitmenler tarafından hazırlanan Soru Çözümü, binlerce soru ve çözümden oluşan Soru Bankası hizmetlerimizden faydalanabilirsin.
Uygulamada senin için hazırlanmış , tüm konuları öğrenebileceğin premium içerik ders videolarını incelemeyi unutma!

Sınava hazırlanmanın en kolay yolu

Sınırsız video içerikler ve soru çözümleri ile sınava hazırlan

ÜCRETSİZ KAYDOL