Arayış Yılları Bölüm 2

Evet, şimdi duraklamanın iç nedenlerine bakalım.
Birincisi merkezi otoritenin bozulmasıyla ilgili.
Yani yönetim kadrosunun bozulmasıyla ilgili.
Bunları tek tek buraya yazalım.
Şimdi birincisi sancağa çıkma usulünün artık kaldırıldığını görüyorum.
Burada padişah çocukları küçük yaşlardan eskiden sancağa gönderiliyordu, tecrübe sahibi oluyorlardı.
Artık Sancar çıkmıyorlar.
Peki nerede bulunuyorlar?
Burada bir kafes sistemi uygulanıyor.
Ekber ve Erşet sistemi uygulanıyor.
En büyük olanın ve en olgun olanın tahta çıkması anlayışı kabul edildi.
Burada tamam büyük abi, küçük kardeşler sırayla tahta geçecekler.
Peki diğerleri ne oluyor?
Kafeste büyüyorlar yani sarayda büyüyorlar.
Buna da kafes sistemi diyoruz.
Peki burada Ekber ve Erşet şunun için getirildi.
Kardeşlerimizi bir daha öldürmenin demişti.
Der ve bu şekilde böyle bir sistem getirmişler.
Yani veraset bir kez daha değişiyor arkadaşlar.
Bunların sonucu bizi nereye götürüyor?
Tecrübesiz padişahlara.
Peki tecrübesiz padişahlar bulunursa orada herkes işe burnunu sokar.
Bu da ne demek?
Yetkisiz kişiler devlet işlerine karışıyor demektir.
Burada saray kadınlarını görebiliriz.
Veya bazı saraydaki devlet görevlileri değil de saray görevlileri devlet işlerine karışmış olabilir.
Bu şekilde merkezle otoritenin bozulduğunu görebiliyoruz.
Artı burada rüşvet ve adam kayırma nın da olduğunu görebiliriz.
Burada savaşlarda da çok fazla verim alınamaz ki zaten bazı padişahlar ne yapıyor sefere gitmiyor, ordunun başında sefere gitmiyor, ordunun da motivasyonu bozuluyor.
Bunları da bilirim.
Bir diğeri ordunun bozulması.
Burada iki türlü ordumuz var.
Biri yeniçeriler, biri tımar sistemi.
Tımar siteminin yeniçerileri de burada görelim.
Öncelikle Yeniçeri A'dan başlayalım.
Bir kere yeniçeriler de şöyle bir anlayış hakim olmaya başlamış.
Daha önceden ocak devlet içinde şimdi devlet ocak içindir olarak anlaşılmaya başlanmış.
1.
2. Yeniçerilerin disiplinsiz davranmaları.
Bu dönemde burada disiplini bozan birçok unsur var.
Bir kere bunlar evlenemez der, evlenmeye başlarlar.
Ticaret de ulaşamazlar.
Ticaret yapmaya başlıyorlar.
Çünkü paralarının ayarıyla oynanıyor.
2.
Burada Yeniçerilerin Ocağı'na sünnet törenlerine katılan şaklaban lar, paylar yıllarda alınıyor ve bunlar da disiplini bozuyorlar.
3.
Yeniçeri ocağına rüşvetle adamlar alınıyor.
Yani yeniçerilerin rüşvete ve iltimas la karışması, yeniçerilerin padişahları tahttan indirip yerine başka padişah getirmesi.
Sırf cülus bağış işleri artsın diye.
O yüzden de yeniçerilerin disiplini artık bozulmuş diyoruz.
Kazan kaldırmaları, kazan devir meler gibi önemli sorun haline geliyor yeniçeriler.
Bu arada yeniliklerin önünde de engel olmaya başlar.
Hemen hemen birçok yeniliğe karşı çıkmışlardır.
Yeniçeriler bir diğeri tımar sisteminin bozulması.
Şimdi burada tımar toprakların dağıtımında adaletsizlikler yapılıyor.
Bir kesim halka iyi toprak veriliyor, bir kesimine kötü veriliyor.
Bir kez dini hiç verilmiyor.
Bir kesimine daha büyük araziler veriliyor gibi.
Burada tımar sistemindeki adaletsizlikler niye ortaya çıkar?
Çünkü padişahlar yeterli bir otorite de değildir, iki mülk rejimler vardı.
Hatırlayın anlatmıştık.
Mülkiye izinlerin halktan çok fazla vergi alması.
Üç tımar sistemindeki sen askeri alıp bir saat, iki saat veya en fazla bir ay ay savaş verirsin.
Ama bu dönemde bu adamlar yirmi beş yıl savaşıyor, 12 yıl, 10 yıl savaşıyor.
O zaman ne olur bu çiftçi askere gitti, geri dönemedi.
O zaman toprak denemez, boş kalır.
O da tımar sistemini bozar.
Şimdi tımar sisteminin bozulmasında birçok unsur etkilidir arkadaşım.
O da orduyu dolaylı olarak etkilemiştir.
Yani bir yerde paralı askerler, bir yerdi.
Çiftçi askerler, halk askerleri, Türk askerler.
E ne oldu hocam?
Hepsi bozuluyor, ordumuz bozuluyor. Savaşlarda istediğimiz verimi alamayız.
Ganimetler gelmemeye başlar ve bu da neye sebep olur hocam?
Dış dünyada itibarımızı önce bitirir.
Bu da gücümüzün azaldığını gösterir ki, düşmanın en son görmesi gerektiği şey de gücümüzün azaldığını görmesiyle işte bunlarla düşman bizim gücümüzün azaldığını görüyor.
Bir diğeri ekonominin bozulması.
Bu arada ordunun bozulmasında donanmanın da payını görelim.
Donanmanın başına denizcilikte anlamayan kişilerin getirilmesi de.
Bu da bizim Osmanlı donanmasını olumsuz etkilemiştir ki biz bunu Girit'te göreceğiz.
Artı batının teknolojisinden geride kalmamız.
Ateşli silahları önce kullanan bizdik ama geliştiren onlar olacaklar ve daha fazla ateşli silah kullanmaya başlayacaklar.
Bu da bizim teknolojik bakımından geri kaldığımızı göstergesi.
Özellikle on sekizinci yüzyılda Osmanlı bunu batıyı örnek alarak kapatmaya çalışacak.
Bir diğeri ekonominin bozulması.
Sarayda lüks ve israf var arkadaşlar burada savaş giderlerinin çok fazla olması, hemen hemen her bir savaş işte beş yıl, on yıl yani 25 yıla kadar olan savaşlar var.
Şimdi sen bu kadar uzun savaş yaparsan ne olur?
Ciddi bir maliyet artışına sebep olur.
Artı savaşların uzun sürmesinin en büyük sebeplerinden biri de nedir?
Gücümüzün azaldığının göstergesi.
Artı savaşlar uzun sürer sitemine bozulur, tımar sisteminde bozmuş olursun.
Ordunun motivasyonunu da bozarsa ve askerden kaçmaları başlar.
Yani dağlarda eşkiyalar oluşmaya başlar.
Bu da hiç istemediğimiz bir şey.
Yeniçerilerin memnun etmek için cülus, baş işleri ve büfelerin artması.
Bu da ekonominin bozulmasını etkilidir.
Ekonominin bozulmasında önemli etkiye sahip yani omurgasız olan tımar ın çok büyük rolü var.
Eti Mar sistemi bozulursa ekonomik olarak geriler.
Çünkü tımar siteminde üretim vardır arkadaşlar.
Üretim yapamayan bir ülkede vergi toplayamaz. Üretim de olmadığı için ürün satamaz.
O yüzden de ekonomisi bozulur.
Bu dönemde birçok ülkeye kapitülasyon vermeye başlıyoruz.
O da bizi olumsuz etkiliyor.
Ekonomimizi, Osmanlı'yı tamamen dış pazara açık hale getiriyor.
Arkadaşlar kapitülasyonlar.
Peki biz bu kapitülasyonlar niçin vermiştik?
Akdeniz'i yeniden canlandırmak için vermiştik.
Ama gittikçe karşımızda güçlenen bir Avrupa var.
Özellikle sanayi devrimiyle beraber her vermiş olduğumuz kapitülasyonlar bize çok pahalıya mal olacak diyoruz.
Kapitülasyonlar kimi zamanda çok değerliydi.
Fatih, Kanuni Sultan Süleyman döneminde gerçek anlamda işe yarıyordu.
Bizim için olumluydu ama onların ölümünden sonra verilen kapitülasyonlar zararlı hale gelmeye başlamıştır bize karşı.
Bir diğeri eğitimin bozulması.
Şimdi burada makamlar rüşvetle ele geçiriliyor.
Ne olur ocağın burada sorun yaşamaya başlarız.
Eşin de rüşvetle iltimas ta memur olduysa bir insan o zaman işin ehli değildir.
Burada Beşik Süleyman sistemini bilmemiz gerekiyor.
Müderris nin çocuğu müderris, doktorun çocuğu doktor olur gibisinden.
Ve Beşik Süleyman siteminde işin ehli olan bir kişinin çocuğu işin ehli olacakmış gibi davranılıyor.
Burada da ne olacak.
Işin ehli olmayan kişiler memur olacak, doktor olacak, öğretmen olacak işin ehli olmayan kişilerin memur olması yani buna biz liyakat sıddık diyoruz arkadaşlar.
Eğer işin ehli olan kişiler osman da memur olmaya devam etseydi liyakata önem veriliyor derdik.
Ama burada bir riya, haksızlık var.
Artı eğitimin bozulmasına en temel unsurlardan biri şudur pozitif bilimlerin geri plana atılması, dini bilimlerin daha ön plana çıkartılması.
Evet, duraklama döneminin iç nedenlerini görüyoruz.
Bu arada Osmanlı Devleti'nin bir de dış sebepleri var.
Duraklama da onu da görelim.
Dış nedenler ise bir kere devletin en uç sınırlara ulaşmış olması, doğuda ve batıda doğal sınırlara ulaşmış olmamız artık sınırlarımızı koruyamadığı mızı gösteriyor. Burada güçlü devletlerle komşu olduğumuzu görüyoruz.
Yani safhaya ve ilerle avusturya gerçek anlamda artık o bölgelerde dayanmıştır, gidemiyoruz, daha fazla ileri gidemiyoruz ve şimdi birde batılı ülkelerin haçlı zihniyeti yeniden canlanıyor.
Bu ikinci murad döneminde durduruldu.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde denizlerde durduruldu.
Ama bu haçlı zihniyeti hala bitmemiştir, devam ediyor.
Günümüzde bile devam ediyor.
Bu yüzden de Batılı ülkelerin Haçlı zihniyeti de bizi olumsuz etkiliyor.
Çünkü bu dönemde Kutsal İttifak Savaşları dediğimiz bir olay yaşanıyor.
Bu kutsal ittifak dediğimiz olayın yeniden canlandığını bin 600 48'den sonra göreceğiz.
Özellikle biz birinci Viyana kuşatmasını başlattığımız sırada Avusturya yardıma giden ülkeleri göreceğiz.
Papalık gibi, Venedik gibi, Malta gibi, Rusya gibi kutsal ittifak bize karşı oluşuyor.
Bir diğeri coğrafi keşiflerin etkileri.
Burada coğrafi keşifler ile beraber ticaret yolları yön değiştirmiştir, iç denizlerden okyanuslara kaymıştır.
Iki Baharat ve İpek yolunun Kürt yolunun artık bizim tek elimizde olmadığını bilelim.
Avrupalılar ticari yolların ana merkezlerini artık buldular.
Hindistan'da, Çin, Endonezya gibi Uzak Doğu'daki yerleri artık ele geçirmişlerdir.
O bölgelerden artık Avrupa'ya direkt malı kendileri taşıyorlar ve burada çok ciddi anlamda zenginleşiyor lar.
Artı yeni kıtalar buldular ve bu bulduğu kıtalardan altın ve gümüş madeni buldular.
Bunları Avrupa'ya taşıdılar.
Para birimleri değer kazandı.
Osmanlının para birimi değer kaybetmiştir.
Coğrafi keşiflerin etkilerinden şunu da görmüştük Rönesans ve reform hareketleri ürüne, sanatta, bilim ve teknik alanda gelişen bir Avrupa var karşımızda.
Bunda bilelim Osmanlı duraklama dönemi de dış sebeplerini bunları.
Ekleyebiliriz arkadaşlar.
Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti
Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi 2 / 5
Arayış Yılları Bölüm 2
Arayış Yılları Bölüm 2