Milli Edebiyat Dönemi’nde Hikâye

Evet arkadaşlar, bu videomuzda Milli Edebiyat dönemi hikayeyi ya da bizim karşımıza nasıl gelebilir?
Milli Edebiyat dönemi öykü şeklinde gelebilir.
Hikaye ve öykü aynı şeylerdir arkadaşlar.
Şimdi arkadaşlar bu dönemde hikaye büyük bir gelişim gösteriyor.
Hikayenin konusu genişletiliyor.
Konu haritası genişlemiş.
Her kesimden insan, özellikle köylerde ve taşrada yaşayan insanlar konu alınıyor.
Arkadaşlar Anadolu mekan olarak seçiliyor ve yurdun her yöresinde yaşamış olay ve kişiler.
Tarihi olaylar anlatılmaya başlanır arkadaşlar.
Biz ilk kez bir işte olarak İstanbul dışına çıkıyoruz.
Ve artık Anadolu ve Anadolu insanını anlatmaya başlıyoruz.
Ve biz Anadolu ve Anadolu insanını anlatmaya başladıktan sonra yani bizim bu çıkışımız memleket edebiyatı olarak anılan edebiyat anlayışına zemin hazırlıyor arkadaşlar.
Yani biz milli edebiyat dönemini memleket edebiyatı da diye biliyoruz.
Şimdi arkadaşlar, milli edebiyat hikayesinin belirleyici özelliklerinden biri de toplumsal sorunlara yönelik olmasıdır.
Yani milli edebiyatta asla bireysellik yoktur, toplumsal sorunlar vardır.
Bu kısma dikkat ediyoruz.
Türkçülük, milli mücadele, yanlış batılılaşma, aile hayatı gibi konular işleniyor tema ve zihniyet olarak.
Türkçülük, yolsuzluk, yoksulluk, batıl inançlar, Cehalet, ilerleme ve çağdaşlaşma gibi konular üzerinde duruluyor.
Bu dönemde arkadaşlar realizm akımının etkisi var.
Neden?
Çünkü ben toplumsal konuları ele alıyorum.
Gerçeklerden bahsetmek zorundayım.
Realizm akımının etkisinde yazdığım için sanatçılar eserlerde kişiliklerini gizliyorlar arkadaşlar ve bu hikaye bu dönemde önemli bir gelişme gösterdiyse demek ki ben teknik yönden başarılı hikayeler kaleme alıyorum.
Başarılı tasvirler ya da bunu sana ne şekilde verir?
Başarılı betimlemeler vardır arkadaşlar.
Konuşma dili yazı diline aktarılmıştır.
Türkçenin yapısına uygun ve kısa cümleler kullanılmıştır.
Hikayede söylemiştik.
Arkadaşlar realizm akımının etkisi vardır.
Dilimiz tabii ki de sadeydi.
Gözlemci gerçekçilik var arkadaşlar.
Yani ben gördüklerimi başarılı bir betimleme ile realizm akımının etkisiyle kaleme alıyorum.
Dönemde en önemli yazarlar arkadaşlar Ömer Seyfettin'dir ve hikayeler genellikle olay hikayesi olan maupassant tarzı teknikle yazılmıştır.
Ömer Seyfettin de bu tekniği benimsemiştir.
Refik Halit Karay, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi sanatçılar bu dönemdeki önemli hikayecilerdendir.
Arkadaşlar söylemiştik zaten gözleme bağlı realist hikayeler vardı.
Hikayelerde yaşanan zaman diliminin yanında arkadaşlar tarihimizi anlatan hikayelerde geçmiş zaman işleniyordu.
Milli edebiyatta halka doğru ilkesi benimseniyor arkadaşlar.
Yani ben toplumu anlatıyorum.
Kesinlikle bunların hiçbirini unutmuyoruz.
Özelliklerimiz bu kadar.
Arkadaşlar biz bir diğer videomuzda milli edebiyat dönemi hikayecilerimizi işleyeceğiz.
Sıkça Sorular Sorular

 

Hikâye Nedir?

 

Hikâye, bir olay ya da durum anlatan kısa öyküdür. Hikâyeler, insanların hayatındaki olayları, yaşadıkları duyguları, hayal dünyalarını, düşüncelerini ve dünya görüşlerini yansıtan edebi eserlerdir. Genellikle belirli bir teması olan, belli bir yer ve zamanda geçen olayları konu alan, kurgusal bir anlatım tarzı kullanılarak kaleme alınır. Hikâyeler, romanlara göre daha kısa olduğu için genellikle tek bir karakter üzerine odaklanır ve o karakterin iç dünyasına daha fazla yer verir. Hikâyelerde, kahramanların çevreleri, yaşadıkları ortam, sosyal durumları ve içinde bulundukları zaman dilimi de önemli bir yer tutar.


Hikâyenin Özellikleri Nelerdir?

 

Hikaye; yaşanmış veya yaşanabilecek olayları yer ve zaman unsurlarına bağlı olarak anlatan, kısa kurmaca yazılardır.  Hikayenin genel özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

 

  • Kısa olması yönüyle romandan ayrılır. Diğer özellikleri romanla benzerdir.
  • Tek bir olay çevresinde gelişir, geniş yer tasvirlerine başvurulmaz.
  • Dar bir kişi kadrosu vardır.
  • Giriş ( serim ), gelişme ( düğüm ), sonuç ( çözüm) bölümlerinden oluşur.
  • Belli bir zaman dilimi, yaşamdan kesit bir an aktarılır.
  • Batı edebiyatında ortaya çıkmıştır.
  • Olay ve durum ol ak üzere iki ana kola ayrılır.
  • Dünyada ilk hikaye örneği Boccaccio’nun “Decameron” adlı hikâyesidir. Türk edebiyatında batılı anlamda ilk hikaye örneği ise Sami Paşazade’nin “ Küçük Şeyler” adlı hikayesidir.

Milli Edebiyat Dönemi’nde Hikaye

 

Milli Edebiyat Dönemi, 1911 yılından 1923 yılına kadar süren ve Türk edebiyatında milli bir anlayışın benimsendiği dönemdir. Bu dönemde hikaye, şiir ve roman gibi türlerde önemli eserler verilmiştir.

Milli Edebiyat Dönemi'nde hikaye, Batılı anlamda kısa hikaye olarak değil, öykü olarak adlandırılmıştır. Hikayelerde toplumsal konular ele alınmış, yerli halkın yaşam tarzı ve kültürü yansıtılmıştır. Dil ve üslup olarak ise sade bir dil tercih edilmiştir.

Milli Edebiyat Dönemi'nde hikaye yazan bazı önemli isimler şunlardır:

 

  • Ömer Seyfettin
  • Halit Ziya Uşaklıgil
  • Yakup Kadri Karaosmanoğlu
  • Mehmet Rauf
  • Refik Halit Karay
  • Hüseyin Rahmi Gürpınar
  • Abdulhak Şinasi Hisar

Milli Edebiyat Dönemi Hikaye Özellikleri

 

Milli Edebiyat Dönemi'nde hikayelerin özellikleri şunlardır:

 

  1. Milli duygular ve Türk toplumunun gerçekleri: Milli Edebiyat Dönemi'nde hikayeler, milli duyguları ve Türk toplumunun gerçeklerini yansıtmaya çalışır.
  2. Dilin sadeleştirilmesi: Hikayelerde dil, sadeleştirilerek anlaşılır ve anlatımı kolay bir hale getirilir.
  3. Toplumsal olaylara yer verilmesi: Hikayelerde toplumsal olaylara sıkça yer verilir. Yoksul insanların yaşamları, kırsal kesimlerdeki hayat şartları, toplumun genel yapısı gibi konular ele alınır.
  4. Öğretici bir yan: Hikayelerde genellikle öğretici bir yan vardır. Okuyuculara, milli ve manevi değerlerin önemi, ahlaki sorumluluklar ve doğru davranış biçimleri konularında yol gösterici mesajlar verilir.
  5. Basit kurgu: Hikayelerde genellikle basit bir kurgu kullanılır. Olaylar, kahramanların yaşantıları ve iç dünyaları üzerine kurulur.
  6. Yerli unsurların kullanımı: Hikayelerde yerli unsurlar sıkça kullanılır. Özellikle Türk toplumunun gelenek ve görenekleri, kırsal kesimlerdeki yaşam biçimi, Türkçe'nin ağız ve lehçeleri gibi konular ele alınır.
  7. İdeolojik bir yapı: Milli Edebiyat Dönemi'nde hikayelerin büyük bir bölümü, ideolojik bir yapıya sahiptir. Bu hikayelerde, toplumun milli bir bilinçle hareket etmesi, milli benliğine sahip çıkması, tarihine ve değerlerine sahip çıkması vurgulanır.

Bu özellikler doğrultusunda Milli Edebiyat Dönemi'nde hikayeler, edebiyatımızın önemli eserleri arasında yer alır.


Milli Edebiyat Dönemi Hikaye Temsilcileri

 

Milli Edebiyat Dönemi'nin önemli hikaye yazarları ve eserleri şunlardır:

 

  1. Ömer Seyfettin - "Bahar ve Kelebekler", "Sinekli Bakkal", "Değirmen", "Kaşağı"
  2. Halit Ziya Uşaklıgil - "Mai ve Siyah", "Aşk-ı Memnu", "Kırık Hayatlar"
  3. Yakup Kadri Karaosmanoğlu - "Sodom ve Gomore", "Ankara", "Hesaplaşma", "Yaban"
  4. Reşat Nuri Güntekin - "Çalıkuşu", "Yeşil Gece", "Acımak"
  5. Refik Halit Karay - "Nur Baba", "Dudaktan Kalbe", "Kızıl Pençe"
  6. Mehmet Rauf - "Eylül", "Genç Kız Kalbi", "Çalıkuşu'ndan Seçmeler"
  7. Abdulhak Şinasi Hisar - "Kuvayı Milliye Destanı", "Hanımlar Arasında", "Ayaşlı ve Kiracıları"
Hikâye
Milli Edebiyat Dönemi’nde Hikâye 1 / 3
Milli Edebiyat Dönemi’nde Hikâye
Milli Edebiyat Dönemi’nde Hikâye