Servetifünun Dönemi’nde Hikâye

Şimdi arkadaşlar bu videomuzda da Servetifünun dönemi hikayeden bahsedeceğiz.
Servetifünun dönemi önemlidir bizim için arkadaşlar.
Bu dönemde Tanzimat'a göre teknik yönü sağlam ürünler veriliyor arkadaşlar.
Yani Tanzimat döneminde roman ve hikaye ilk defa bizim edebiyatımıza girdiği için, bu türler ilk defa denendiği için tabii ki de teknik yönden bazı kusurlar vardı, işte araya girip okuyucuya bilgi vermeye çalışıyorlardı ve bu akışı bozuyordu ve kusur haline geliyordu.
Artık arkadaşlar Servetifünun dönemi hikayesi Tanzimat'a göre kıyaslayacak olursam kesinlikle daha sağlam tekniklerle kurulmuş bir hikaye şeklini alıyor.
Romanda olduğu gibi arkadaşlar genellikle Serveti Fünun döneminde bireysel konular ele alınıyor.
Yani romanda toplumsal, hikayede bireysel ya da tam tersi gibi bir durum söz konusu değil.
Romanda da hikayede de bireysel konular ele alınır.
Arkadaşlar ki Serveti Fünun döneminde zaten toplumsallık yok, istibdat dönemi yani kendi görüşlerini ortaya koyabilecek nitelikte değiller.
Kendi görüşlerini ortaya koyduklarında sürgün ediliyorlar.
Basın sansürü var.
O yüzden de bireysel konularda yazılıyor arkadaşlar.
Bu dönem hikayelerinde arkadaşlar realizm akımı etkili oluyor.
Bakın bu kısmı asla unutmuyoruz.
Yazarlar kendi kişiliklerini gizliyorlar.
Romantizmi benimseyenler kendi kişiliklerini gizlemiyorlar.
Realizm benimseyenler ise bu akımın bir özelliği olarak kişiliklerini gizliyorlar.
Arkadaşlar bu kısmı asla unutmuyoruz.
Şimdi Serveti Fünun döneminde arkadaşlar romanlar ağır bir dille yazılmıştır.
Ama ben roman ve hikayeyi kıyaslayacak olursam hikayeler romanlara göre daha sade bir dil vardır hikayelerde.
Yani Serveti Fünun dönemi hikayesi çok sadedir demiyorum.
Bakın romanla kıyaslarsak eğer hikayelerde romanlara göre daha sade bir dil vardır hikayelerde.
Arkadaşlar maupassant tarzı.
Bu ne demekti?
Olay öyküsü tekniğiydi.
Maupassant tarzı olay tekniği, öykü tekniği benimseniyor.
Dönemin en önemli yazarı arkadaşlar tabii ki de Halit Ziya Uşaklıgil.
Halit Ziya Uşaklıgil arkadaşlar bu dönemin en önemli yazarıdır ve yazar maupassant tarzı öykücü örnek alarak hikayelerini yazmıştır.
Arapça ve Farsça kelime ve tanımlamaların yanında arkadaşlar Fransız cümle yapısına uygun bir dil de kullanılıyor ki zaten biz Servetifünun döneminde Fransız edebiyatını örnek alıyoruz.
Ve bağlacıyla cümleler uzatılıyor.
İşte ara sözler, eksiltili ve devrik cümlelerle anlatıma hareketlilik kazandırılmaya çalışılıyor arkadaşlar.
Olaylar genellikle İstanbul'da geçiyor.
Bakın olaylar genellikle İstanbul'da geçer.
Az da olsa olayların İstanbul dışına çıktığı hikayeler de var.
Arkadaşlar kesinlikle İstanbul'da geçer, İstanbul'dan başka hiçbir yerde geçmez dersek yanlış yapmış oluruz.
Ve bu hikayelerde arkadaşlar daha çok sıradan olay ve kişilere yer veriliyor.
Şimdi Serveti Fünun dönemi romanında üst zümreye ait romanlar vardı.
Aşk-ı Memnu hatırlayın.
Yalılar, katlar, arabalar, cipler gibi.
Ama hikayelerde daha sıradan, daha sade insanlar anlatılıyor.
Atıyorum Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın gibi yazarlar da bu türde eser ortaya koyan yazarlardır.
Arkadaşlar Serveti Fünun dönemi hikayesi bu şekilde.
Serveti Fünun yazarlarıysa ise arkadaşlar bakın Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Hikmet Müftüoğlu.
Hem Serveti Fünun'da hem Milli Edebiyat'ta arkadaşlar bunu her iki dönemde de işleyeceğiz.
Biz ilk olarak Halit Ziya Uşaklıgil'e gelecek olursak bakın arkadaşlar Serveti Fünun'un roman ve hikaye alanında en büyük ismi Halit Ziya Uşaklıgil sayılır.
Batılı ölçütlere uygun arkadaşlar, modern Türk roman ve hikayeciliğinin ilk büyük temsilcisidir.
Yani bu kişiyi asla unutmuyoruz.
Hikayelerinde genel olarak İzmir ve İstanbul'da geçer arkadaşlar.
Halit Ziya Uşaklıgil'in genelde böyle yalıları, Boğaziçi'ni falan anlatır.
Romanlarından farklı olarak arkadaşlar hikayelerinde geniş halk topluluklarına yönelir.
Şehirlerin, mahallenin içlerini, yoksul semtlerine girer, buraların hayat manzaralarını yansıtır.
Bazen Anadolu'ya da yönelir.
Romanları ağırdır arkadaşlar Halid Ziya Uşaklıgil'in ama hikayeleri romanlarına göre daha sadedir.
Hikayelerinde Fransız sanatçı Maupassant'ı örnek alır ve bu tarzda yazdığı hikayeleriyle de ilk modern hikayecimiz kabul edilir.
Arkadaşlar bakın Halit Ziya Uşaklıgil'in altını çizdiğim hikayeleri çok çıkan hikayelerdir.
Genel olarak Solgun Demet, Ferhunde Kalfa, Hepsinden Acı, Kadın Pençesi, Onu Beklerken, Aşka Dair, Bir Muhtıranın Son Yaprakları bu çok çıkar.
İzmir Hikayeleri, Bu Muydu, Bir İzdivacın Tarihi Muaşakası, Sepette Bulunmuş, Heyhat, Bir Yazın Tarihi.
Bunlar arkadaşlar bizim için önemlidir.
Hatta Bir İzdivacın Tarihi Muaşakası ve Bir Muhtıranın Son Yaprakları ve Bu Muydu deseler arkadaşlar uzun hikaye olarak da kabul edilebilir.
Mehmet Rauf'a bakacak olursak arkadaşlar.
Şimdi Serveti Fünun'un roman ve hikaye alanında Halit Ziya'dan sonra en önemli ismi Mehmet Rauf'tur arkadaşlar.
Henüz 16 yaşındayken yazdığı ilk öykü var Düşmüş diye.
Halit Ziya'nın İzmir'de çıkardığı Hizmet gazetesinde yayımlanıyor.
Ama bu çok fazla çıkmaz.
Hikaye ve romanlarının hemen hepsinde ya kendi hayatından kesitleri yansıtır ya da kahramanların ağzıyla kendi duygu ve düşüncelerini anlatır arkadaşlar.
Hikayelerinin çoğu hayal kırıklıklarıyla biten aşk duygularına yer verilir mesela.
İlk psikolojik roman olan Eylül'de yine hayal kırıklığı vardır.
Yani böyle genelde mutsuz biter.
Mehmet Rauf'un hikayelerine bakacak olursak arkadaşlar bakın Kadın İsterse çıkar.
Bir Aşkın Tarihi, Son Emel, Hanımlar Arasında, İhtizar, Aşıkane, İlk Temas, İlk Zevk, Eski Aşk Geceleri ve Menekşe, Mehmet Rauf'un hikayelerinin altını çizdiklerim de en fazla çıkan hikayeleridir arkadaşlar.
Ben Hüseyin Cahit Yalçın'a gelecek olursam, Ahmet Şuayip ile birlikte yönetimini üstlendiği Mektep dergisini çıkarır arkadaşlar.
Hüseyin Cahit Yalçın, Serveti Fünun Topluluğu'na katıldıktan sonra bu dergide hikaye, fıkra, makaleler yayımlamaya başlıyor.
Eserlerini realist bir anlayışta kaleme alıyor.
Arkadaşlar zaten realizm akımını benimsemiştir.
Biz bu dönemde ve gözlemlere dayanarak bu hikayelerini oluşturuyor.
Roman ve hikayelerinde tasvir ve ruh çözümlemelerine önem veriyor arkadaşlar.
Bakın bu üç eser de benim için önemlidir.
Hayatı Muhayyel, Niçin Aldatırlarmış, Hayat-ı Hakikiye Sahneleri.
Bunların üçünü de kesinlikle ezberlemek zorundayız arkadaşlar.
Üçü de çıkıyor.
Bizim Ahmet Hikmet Müftüoğlu'na bakacak olursak bunlar burada arkadaşlar.
Şimdi bakın Ahmet Hikmet Müftüoğlu arkadaşlar Servet i Fünun dönemi hikaye ve romancılarındandır.
Şimdi Ahmet Hikmet Müftüoğlu'nun arkadaşlar ilk öykü kitabı Haristan ve Gülistandır.
Haristan ve Gülistan ne demek arkadaşlar?
Diken ve gül bahçesi demek.
Haris diken demek.
Gülistan da gül bahçesi demek.
Bu Serveti Fünun döneminde yazdığı ilk öykü kitabı olan eseridir.
Burada hikayelerini bir araya getirmiştir arkadaşlar ve bu hikayelerde Serveti Fünun dil ve üslup anlayışı hakimdir.
İşte Haristan içinde hiç kadın bulunmayan bir adadır arkadaşlar.
Gülistan da sadece kadınların yaşadığı bir yer.
Şimdi kadınların güzelliği, erkeklerin de büyüklüğü sembolize ettiği tabiatta ikisinin birbirini tamamladığı fikri vardır ve bu fikri bir masal atmosferi içinde işler arkadaşlar.
Yani hikayeye göre mutluluk bu iki ülkenin birleşmesiyle mümkündür.
Sonra 1922'de Çağlayanlar adlı kitabını yayımlıyor arkadaşlar.
Çağlayanlar da Türkçülük akımının etkisiyle kaleme aldığı bir kitabı.
Çağlayanlar'da ne var?
Bunu yazalım ki bunu Milli Edebiyat'ta tekrar işleyeceğiz.
Türkçülük akımı Türkçülüğü anlattığı bir eseridir.
Bunun içinde Türk kültür ve tarihini yansıtan on altı tane hikaye vardır.
Ama bu Milli Edebiyat döneminde yazdığı bir hikaye olduğu için arkadaşlar biz burada ne yapıyoruz?
Çağlayanları görmüyoruz.
Hüseyin Rahmi Gürpınar.
Biz arkadaşlar bakın Kadınlar Vaizi, Melek Sanmıştım Şeytanı, İki Hödüğün Seyahati, Tünelden İlk Çıkış, Eti Senin, Kemiği Benim, Namusla Açlık meselesi ve Katil Buse arkadaşlar Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın da öyküleridir.
Serveti Fünun dönemi hikayesi bu şekilde arkadaşlar.
Sıkça Sorular Sorular

 

Hikâye Nedir?

 

Hikâye, bir olay ya da durum anlatan kısa öyküdür. Hikâyeler, insanların hayatındaki olayları, yaşadıkları duyguları, hayal dünyalarını, düşüncelerini ve dünya görüşlerini yansıtan edebi eserlerdir. Genellikle belirli bir teması olan, belli bir yer ve zamanda geçen olayları konu alan, kurgusal bir anlatım tarzı kullanılarak kaleme alınır. Hikâyeler, romanlara göre daha kısa olduğu için genellikle tek bir karakter üzerine odaklanır ve o karakterin iç dünyasına daha fazla yer verir. Hikâyelerde, kahramanların çevreleri, yaşadıkları ortam, sosyal durumları ve içinde bulundukları zaman dilimi de önemli bir yer tutar.


Hikâyenin Özellikleri Nelerdir?

 

Hikaye; yaşanmış veya yaşanabilecek olayları yer ve zaman unsurlarına bağlı olarak anlatan, kısa kurmaca yazılardır.  Hikayenin genel özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

 

  • Kısa olması yönüyle romandan ayrılır. Diğer özellikleri romanla benzerdir.
  • Tek bir olay çevresinde gelişir, geniş yer tasvirlerine başvurulmaz.
  • Dar bir kişi kadrosu vardır.
  • Giriş ( serim ), gelişme ( düğüm ), sonuç ( çözüm) bölümlerinden oluşur.
  • Belli bir zaman dilimi, yaşamdan kesit bir an aktarılır.
  • Batı edebiyatında ortaya çıkmıştır.
  • Olay ve durum ol ak üzere iki ana kola ayrılır.
  • Dünyada ilk hikaye örneği Boccaccio’nun “Decameron” adlı hikâyesidir. Türk edebiyatında batılı anlamda ilk hikaye örneği ise Sami Paşazade’nin “ Küçük Şeyler” adlı hikayesidir.

Servetifünun Dönemi’nde Hikaye

 

Servet-i Fünun Dönemi, Tanzimat Dönemi'nin ardından gelen edebiyat hareketidir. Bu dönemde hikaye de önemli bir yer tutmuştur.

Servet-i Fünun Dönemi hikayeleri, Tanzimat Dönemi'nden farklı olarak daha çok bireysel konulara ve ruhsal çatışmalara yer verir. Hikayelerde genellikle şehirli aydınların hayatı ve zihni dünyası ele alınır. Hikayelerde gözlem ve tahlil ön plandadır.

Servet-i Fünun Dönemi hikayelerinin en önemli özelliklerinden biri dilin şiirsel kullanımıdır. Dil ve üslup, hikayenin içeriği kadar önemlidir.

Servet-i Fünun Dönemi hikayecileri arasında Şemsettin Sami, Ahmet Mithat Efendi, Halit Ziya Uşaklıgil, Ömer Seyfettin ve Ali Ekrem Bolayır gibi isimler yer alır.


Servetifünun Dönemi’nde Hikayenin Özellikleri

 

Servet-i Fünun edebiyatı dönemi, 19. yüzyılın sonlarına doğru başlayıp 20. yüzyılın başlarına kadar devam eden ve Türk edebiyatında Batı tarzı bir edebiyat anlayışının benimsenmesiyle karakterize edilen bir dönemdir. Bu dönemde hikaye de önemli bir edebi tür olarak karşımıza çıkar. Servet-i Fünun dönemi hikayelerinin özellikleri şunlardır:

 

  1. İnce bir dil ve anlatım teknikleri: Hikayeler, ince bir dille ve özenli bir anlatım tekniğiyle yazılır. Bu dönemdeki yazarlar, hikayelerinde birçok sanat tekniği kullanır ve dili oldukça özenle seçerler.
  2. Realizm: Hikayelerde gerçekçi bir anlatım öne çıkar. Yazarlar, olayları gerçeğe uygun bir şekilde betimlemeye çalışır ve olay örgüsünü gerçek hayattan esinlenerek oluştururlar.
  3. Toplumsal konular: Hikayelerde toplumsal konular ve insan ilişkileri önemli bir yer tutar. Yazarlar, toplumun sorunlarına, çelişkilerine ve insan ilişkilerine dikkat çekerler.
  4. Yabancı etkileri: Bu dönemde, yabancı edebiyat örneklerinden etkilenme önemli bir rol oynar. Özellikle Fransız edebiyatından esinlenen yazarlar, hikayelerinde Batı edebiyatının tekniklerini kullanırlar.
  5. İroni: Hikayelerde sıklıkla ironiye başvurulur. Yazarlar, toplumun bazı sorunlarını ironik bir dille ele alır ve okuyucunun düşünmesini sağlarlar.

Servet-i Fünun dönemi hikayecileri arasında Halit Ziya Uşaklıgil, Ömer Seyfettin, Samipaşazade Sezai, Recaizade Mahmud Ekrem gibi isimler öne çıkar.


Servetifünun Dönemi’nde Hikaye Temsilcileri

 

Servet-i Fünun edebiyatı dönemi, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar süren bir edebiyat hareketidir. Bu dönemde hikaye de diğer edebi türler gibi önemli bir yer tutmuştur. Servet-i Fünun hikayelerinin özellikleri arasında anlatımın ayrıntılı ve özenli olması, toplumsal meselelere değinirken kişisel duyguların da işlenmesi, dilin ağırlığı ve yabancı sözcüklerin sık kullanımı yer almaktadır. Bazı Servet-i Fünun hikayecileri şunlardır:

 

  • Ömer Seyfettin
  • Ahmet Rasim
  • Mehmet Rauf
  • Nabizade Nazım
  • Samipaşazade Sezai
  • Halit Ziya Uşaklıgil
Hikâye
Servetifünun Dönemi’nde Hikâye 1 / 1
Servetifünun Dönemi’nde Hikâye
Servetifünun Dönemi’nde Hikâye