Ergenlik çağı beraberinde birçok değişimi getirir. Çocukluktan yetişkinliğe geçilen bu dönemde hormonal değişiklikler, fiziksel değişiklikler ve duygu dalgalanmaları yaşanması çok normaldir. Bu süreçte ergen-aile çatışması yaşanması ise çok olasıdır. Çünkü bu süreçte ergenlik çağındaki çocuklarınızın birey olarak varlığını belli etme; “Artık ben de varım!” deme eğilimi yavaş yavaş artıyor olacaktır. Peki bu süreçte nasıl davranmalı, nelere dikkat etmeliyiz? Hadi gelin, beraber inceleyelim!
Öncelikle bu süreçte bireyler daha özgür karar verme, kendi otonomisini kazanma, varlığını diğer varlıklardan ayırarak biricikleştirme isteğinde olurlar. Bu süreçte sizler de çocuklarınızın kendilerini tanımalarına, kendi varlıklarını kabul etmelerine onlara özgürlük alanı vererek yardımcı olabilirsiniz. Bazen çocuklarınızın asi tavırlarıyla karşılaşabilir, öfke patlamalarıyla durumla baş edemeyecek duruma gelebilirsiniz. Ancak tüm bu duygusal değişimlerin “normal” olduğunu ve geçici bir süreç olduğunu kabul ettiğinizde ilişkileriniz çok daha sağlıklı hale gelecektir. Geçmiş ilişkileriniz bu zamanlarda önemli rol oynar demek yanlış olmayacaktır. Biraz düşünelim: “Çocuklarınıza karşı genel olarak baskıcı bir tutum mu sergiliyorsunuz, yoksa onlara karşı daha özgürlükçü bir ebeveyn misiniz?”
Katı ve sert tutumlarınız onları daha saldırgan ve baş kaldırıcı bir hale büründürebilir. Bu sebeple siz değerli veliler çocuklarınıza karşı daha ılımlı ve anlayışlı olmalısınız. Unutmayın ki bu süreç kalıcı değil. Hepimiz bu süreçlerden geçtik ve bu süreçler şu anki halimize ulaşmamızda önemli katkı sağladı. Bu sebeple ergenlik çağındaki çocuklarınızın değişimi hakkında bilgi sahibi olmak; onların yaşadığı bu değişimlerin ne kadarının normal olduğunu bilmenizde ve bu doğrultuda hareket etmenizde mihenk taşı görevini üstlenecektir.
Bir başka durum ise ergenlik çocukluk ve yetişkinlik arasındaki geçiş dönemi olduğu için çoğu zaman ergenler bir bocalama yaşayabilirler. Çocuk gibi davrandığında “Sen çocuk musun” laflarıyla karşılaşırken, olgun davranışlarda bulunulduğunda “Bu kadar olgun olmana gerek var mı?” şeklindeki tutumlar onları belirsizliğe ve bocamalaya itebilir. Bu sebeple tutumlarınız ne kadar kendi içinde dengeli ve tutarlı olursa onların da varoluş şekilleri daha belirgin hale gelecektir. Kısaca belirsizliklerden uzak, daha sağlam temelli yaklaşımlar bu dönemde ergenlerin mühim bir yol göstericisi olacaktır.
Ek olarak çocuklarınıza onların yapabileceği sorumlulukları vermek bu geçişte kafa karışıklıklarını azaltıcı bir etmen görevi üstlenebilir. Küçük görevler verildiğinde ergen “Ben çocuk muyum” düşüncesine sahip olabilir, büyük görevler verildiğinde ise bu görevler yapabileceği veya üstlenebileceği durumlar olmazsa kendini yetersiz hissetme, özgüven kaybı, kendine karşı güvensizlik gibi hisler ile karşı karşıya kalabilir. Bu da istemediğimiz bir durum olduğu için burada verilen görevlerin gerçekçiliği önemli rol oynayacaktır. Çocuklarınızı en iyi sizler tanıyorsunuz, bu sebeple bu süreçte ince eleyip sık dokuyarak onlara uygun görevler vermek ergenlerinizin sorumluluk bilinci kazanmasında da önemli bir işleve sahip olacaktır.
Kısaca bu süreçte iki taraflı ilişkileriniz sürecin nasıl geçeceğini belirleyici bir rol üstlenecektir. Aile arasında daha sıcak ve bilinçli ilişkiler olduğunda gerilimler daha az hale gelecek, ergen kendisini daha iyi ifade edecek. Sonuç olarak süreç iki taraf için daha sorunsuz ve keyifli bir hale bürünecektir.
Bu yazımızda “Ergen-Aile Çatışması Nasıl Çözülür? “ün cevabına değinmeye çalıştık. İlişki temelli bu yazımız umarız sizler için faydalı olmuştur. Keyifli ve verimli günler!
☀️☀️☀️