Konu çalışmalarını tamamladıktan sonra, zaman zaman notlarına ve formüllere bakmaya ihtiyaç duyabilirsin. Tekrar yaparken veya soru çözerken notlara göz atmak ve gerekli ipuçlarını almak, öğrenme aşamasında sana epey yardımcı olacaktır. Kunduz ekibi olarak, alanında uzman eğitmenlerimizin de desteğiyle, her konuda mutlaka görmen gereken ipuçlarını, formülleri, notları senin için derliyoruz!? Bu yazımızda Servet-i Fünun Edebiyatı Sanatçıları hakkında bilmen gerekenler ve Servet-i Fünun Edebiyatı soruları çözerken işine yarayacağını düşündüğümüz ipuçları yer alıyor. Umarız bu notlar sana yardımcı olur. İyi okumalar!
Bu notlar, Kunduz eğitmenimiz Zeki Hoca tarafından hazırlandı. Zeki Hoca, Karadeniz Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunu. 10 yıldır okul ve özel kurumlar dahil olmak üzere birçok kurumda Türkçe Edebiyat dersleri verdi. Şu an özel bir kolejde öğretmen ve idareci olarak aktif görev alıyor. Deneyimlerini öğrencilere paylaşmaktan da mutluluk duyuyor.
Servet-i Fünun Edebiyatı Özellikleri – Servet-i Fünun Şiiri
Servet-i Fünun, “fenlerin zenginliği” anlamına gelen Servet-i Fünun dergisi çevresinde, 1896’da Recaizade Mahmut Ekrem’in önderliğinde toplanan genç sanatçıların oluşturduğu bir edebiyat topluluğudur. Bu topluluk, Divan edebiyatına karşılık yeni bir edebiyat kurmaya çalıştığından “Edebyat-ı Cedide” (yenilikçi edeiyat) adıyla da anılmıştır. Hüseyin Cahit Yalçın’ın “Edebiyt ve Hukuk” adlı çeviri makalesi bu derginin kapatılmasına yol açmış, dergi kapatılınca da topluluk dağılmak zorunda kalmıştır.
- Servet-i Fünun yazarları, devrin şatrlarından dolayı yapıtlarında toplumsal konulara değil, bireysel konulara (aşk, üzüntü, tabiat güzellikleri, karamsarlık, şahsi hayaller ve melankoli) yönelmiştir.
- Fransız Edebiyatı örnek alınmıştır.
- “Sanat sanat içindir.” ilkesi benimsenmiştir.
- Romanda realizm, şiirde parnasizmve sembolizmin etkisinde kalınmıştır.
- Dil oldukça ağır ve süslüdür.
- Servet-i Fünun şairleri, kimsenin kullanmadığı Arapça ve Farsça sözcükleri, sözlüklerden bularak kullanmış, bunun yanında Fransızcadan da birçok sözcük almışlardır.
- Şiirde aruz ölçüsü kullanılmış; şiir, düzyazıya yaklaştırılmıştır.
- Beyit bütünlüğünün yerini konu bütünlüğü almıştır.
- Cümlenin dize sonunda tamamlanma şartı kaldırılmış, cümleler sondaki dizelere taşınmıştır.
- Fransız şiirinden alına sone, terza rima gibi nazım biçimleriyle serbest müstezat çok kullanılmıştır.
- Şiirin konusu genişletilmiştir.
- Uyağın kulak için olduğu görüşü savunulmuştur.
- Batılı anlamda hikaye ve roman başarılı yapıtlar vermiştir.
- Servet-i Fünun döneminde tiyatro alanında gerileme durmuştur.
Servet-i Fünun Sanatçıları
Servet-i Fünun döneminde eser vermiş sanatçıların Servet-i Fünun edebiyatına olan etkilerini ve bu sanatçıların Servet-i Fünun döneminde verdikleri eserleri senin için derledik. Servet-i Fünun dönemi şiirlerinde de dönemin etkisi görülmektedir.
Tevfik Fikret (1867 – 1915)
- Servet-i Fünun’un şiirdeki en önemli temsilcisidir.
- Şiirde eski nazım biçimlerini değiştirmiş (serbest müstezat), Batı edebiyatı nazım biçimleri (sone, terza rima, triyole) kullanmıştır.
- Parnasizm etkisinde kalmıştır.
- Şiirlerinde yabancı sözcük ve tamlamalara oldukça fazla yer vermiştir.
- Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamıştır.
- Beyit bütünlüğünü kırmış, şiiri düz yazıya yaklaştırmıştır.
- Sanat yaşamının ilk döneminde (1895 – 1901) birtakım doğa tasvirleri, bireysel duyguları anlatan bazı lirik şiirler, günlük yaşamda rastladığımız bazı olayları anlatan ya da hikaye eden manzumeler yazmıştır.
- İkinci döneminde ise (1901 – 1915) Servet-i Fünun kapandıktan sonra, Aşiyan’a çekilmiş, ömrünün sonuna kadar sadece toplumsal konuları işleyen şiirler yazmıştır.
- Servet-i Fünun şiirleri: Haluk’un Defteri, Tarih-i Kadim, Rübab’ın Cevabı, Rübab-ı Şikeste
- Hece ölçüsü ile çocuk şiiri: Şermin
Cenap Şahabettin (1870 – 1934)
- Servet-i Fünun edebiyatının Tevfik Fikret’ten sonra gelen en önemli şairidir. İhtisas için gönderildiği Paris’te, tıptan çok şiirle ilgilenmiş; sembolist şairlerden etkilenmiştir.
- Genellikle aşk ve doğa temalarından yararlanmış, özellikle duygulu şiirler yazmıştır.
- Tabiatı; renkleri, şekilleri ve hareketleri ile tasvir eden, bireysel duyguları anlatan, sembollerle yüklü yeni ve orijinal hayallerle dolu şiirler yazmıştır.
- Şiirlerinde aruza ve ahenge önem verdiği gibi duygu ve hayallerini anlatırken seçkin sözcüklerle, bunlarla yapılmış yepyeni tamlamalara da özenmiştir.
- Nazım biçimi olarak serbest müstezatı kullanmıştır.
- Şiirlerindeki karamsar duyguların müziği halinde olan “iç ahenk”, onda sembolizmin etkileri olduğunu gösterir.
- Hece ölçüsünün bir nazım ölçüsü olamayacağını ileri sürmüş, hece ölçüsünü “parmak hesabı” diye nitelendirmiştir.
- Parnasizm ve sembolizm etkisinde şiirler yazmıştır.
- Genç Kalemler’in sade dil anlayışına karşı Osmanlıcayı savunmuştur.
- Şiir: Tâmat
- Gezi Yazısı: Hac Yolunda, Avrupa Mektupları, Suriye Mektupları
- Özdeyişler: Tiryaki Sözler
- Tiyatro: Yalan, Körebe
- Düz yazı: Nesr-i Harp, Evrak-ı Eyyam, Nesr-i Sulh
Halit Ziya Uşaklıgil (1869 – 1945)
- Edebiyatımızda Batılı anlamda ilk romanı yazan sanatçıdır.
- Servet-i Fünun döneminde roman ve hikaye türünün en önemli ismidir.
- Yapıtlarında realizm etkisi vardır.
- Dil süslü, sanatlı ve ağırdır.
- Yapıtlarını o zamana kadar alışılmış olan yöntemin dışında, yeni bir cümle düzeni ile yazmıştır.
- Romanlarında aydın kişileri anlatır.
- Kahramanları, yaşadıkları çevreye uygun olarak anlatır.
- Romanlarında yalnızca İstanbul‘u anlatan sanatçı, hikayelerinde Anadolu ve köy hayatına, kasabalardaki yaşayışa yer vererek İstanbul dışına çıkmıştır.
- Edebiyatımızda mensur şiirin ilk örnekleri olan nesir parçalarını “Mensur Şiirler” adlı kitapta toplamıştır.
- Son yapıtlarını sade bir dille yazmış, eski yapıtlarının başlıcalarını sadeleştirerek yeniden bastırmıştır.
- Batılı anlamda ilk roman: Mai ve Siyah
- Roman: Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar, Bir Ölünün Defteri, Nemide, Ferdi ve Şürekası, Sefile
- Öykü: İzmir Hikayeleri, Aşka Dair, Onu Beklerken, Kadın Pençesi, Bir Yazın Tarihi, Solgun Demet
- Anı: Kırk Yıl, Saray ve Ötesi
- Oyun: Kâbus, Füruzan, Fare
- Mensur Şiir: Mensur Şiirler
Mehmet Rauf (1875 – 1931)
- Servet-i Fünun romanının ikinci büyük ismidir.
- Yapıtlarında romantik duygular, hayaller ve romantik aşkları işlemiş, sosyal yaşama pek yer vermemiştir.
- Realizm akımından etkilenerek psikolojik tahlillere önem vermiş ve ruh tahlillerinde oldukça başarılı olmuştur.
- Eylül, edebiyatımızın ilk psikolojik romanıdır. Yasak aşkı konu alan romanın şahıs kadrosu dardır. Roman, psikolojik tahliller açısından çok başarılıdır.
- Roman: Ferda-yı Garam, Genç Kızın Kalbi, Karanfli ve Yasemin, Son Yıldız
- Öykü: Âşıkane, Son Emel, Aşkın Tarihi, Üç Hikaye
- Tiyatro: Pençe, Cidal, Sansar
- Mensur Şiir: Siyah İnciler
Hüseyin Cahit Yalçın (1874 – 1957)
- Öykü ve romanlarında gözleme yer veren, betimleme ve tahlillerde derinleşmeyen, gerçekçi bir yazardır.
- Dili oldukça sade, anlatımı özenti ve süsten uzaktır.
- Fransızcadan çevirerek yayımladığı “Edebiyat ve Hukuk” adlı makale Servet-i Fünun dergisinin kapatılmasına yol açmış, dergi kapatılınca da topluluk dağılmak zorunda kalmıştır.
- Roman: Nadide, Hayal İçinde
- Öykü: Hayat-ı Muhayel, Hayat-ı Hakikiye Sahneleri
- Anı: Malta Adası’nda, Meşrutiyet Hatıraları
- Eleştiri: Kavgalarım
Süleyman Nazif (1870 – 1927)
Namık Kemal’in etkisinde kalarak şiirler yazmı, ilk dönem şiirlerinde bireysel duygulanışların yanı sıra toplumsal içerikli ve özgürlükçü bir düşünceyi savunmuştur.
- Yapıtlarında süslü bir dil kullanmış, Osmanlıcanın ve aruz kalıplarının şiir saatını zenginleştirdiğini savunmuştur.
- Şiir: Gizli Figanlar, Firak-ı Irak, Batarya ile Ateş, Malta Geceleri
- Düz Yazı: Çal Çoban Çal, Tarihin Yılan Hikayesi, İki Dost
Hüseyin Suat Yalçın (1867 – 1942)
Lirik şiirleriyle tanınmış, Cenap Şahabettin’in teşvikiyle Servet-i Fünun topluluğuna girmiştir.
- Gave-i Zalim takma adıyla siyasi ve sosyal hicivler yazmıştır. Çoğunu kendisinin yazdığı bir kısım çeviri ya da adapte olan birçok tiyatro yapıtı kaleme almıştır.
- Darülbedayi’nin (Şehir Tiyatroları) kuruluşunda önemli katkıları olmuştur.
- Şiir: Lane-i Melal, Gave Destanı
- Tiyatro: Şehbal yahut İstibdadın Son Perdesi, Kirli Çamaşırlar, Ahirette Bir Gün, Deva-yı Aşk, Kayseri Gülleri, Tayyare, Küçük Kedi
Hüseyin Siret Özsever (1872 – 1959)
Tevfik Fikret’in etkisi altında kalarak yazdığı şiirlerinde nazım tekniğine ve dile önem vermiştir.
- Daha çok; aşk, kadın, doğa ve gurbet temalı şiirlerinde nazım tekniğine ve dile önem vermiştir.
- Son şiirlerinde hece ölçüsünü denemiş; dilde sadeliği benimsemiştir.
- Şiir: Leyal-i Girizan, Bağbozumu, Kıvılcımlı Kül, Kargalar
Celal Sahir Erozan (1883 – 1935)
Servet-i Fünun’a bağlı olduğu dönemlerde şekil, dil ve tema bakımından bu hareketin genel anlayışına uygun davranmış, şiirlerinde aşk ve kadına çok fazla yer vermiştir.
- Milli Edebiyat akımına geçtikten sonra ise dilini sadeleştirmeye başlamış, aruz ölçüsü yerine heceyi kullanmış, toplum sorunlarıyla daha çok ilgilenmiştir.
- Şiir: Beyaz Gölgeler, Siyah Kitap
Safveti Ziya (1875 – 1929)
Yapıtlarında genellikle bulunduğu dönemi ve etrafındaki insanları konu edinmiştir.
- Sosyete yaşamını ele aldığı “Salon Köşelerinde” adlı romanı, bu anlamda en büyük yapıtıdır.
- Roman: Salon Köşelerinde
- Öykü: Kadın Ruhu, Silinmiş Çehreler
- Oyun: Haralambos Cankiyadis
Faik Ali Ozansoy (1876 – 1950)
Süleyman Nazif’in kardeşidir. Tevsik Fikret’le yakın ilişkisi kendi kişiliğini bulmasında önemli rol oynamıştır.
- Abdülhak Hamit’i taklit etmiş, edebiyatımızda “İkinci Hamit” olarak anılmıştır.
- Birinci Dünya Savaşı yıllarında bireysellikten sıyrılarak şiirlerinde yurt sevgisini işlemiştir.
- Şiir: Fani Teselliler
- Oyun: Pâyitaht’ın Kapısında, Nedim ve Lâle Devri
Ali Ekrem Bolayır (1867 – 1937)
Namık Kemal’in oğludur. Türk – Yunan savaşını işleyen “Vasiyet” adl şiiri büyük yankılar uyandırmıştır.
- Şiirlerinde toplumsal konulara yönelmiş, heceyi ilk kullananlar arasında yer almıştır.
- Şiir: Zilal-i İlham, Vicdan Alevleri
- Oyun: Baria
Bağımsız Servet-i Fünun Sanatçıları
Servet-i Fünun döneminde eserler vermiş olmasına karşın dönemin anlayışı dışında eserler veren yazarlar da vardır. Bu sanatçıları Servet-i Fünun bağımsız sanatçıları olarak aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864 – 1944)
- Edebiyatımızda natüralizm temsilcisidir.
- Ahmet Mithat geleneğini sürdürmüştür.
- Dili sadedir. Yapıtlarındaki kahramanları çevrelerinin diliyle konuşturur, taklitlere yer verir.
- Sokağı edebiyata getiren sanatçı olarak nitelendirilir.
- Yapıtlarında İstanbul’un mahallerindeki hayat tarzını anlatmış; en ok da yanlışlıklara, gülünçlüklere, zaaflara, sosyal dengesizliklere dikkat çekmiştir.
- Romanlarında sık sık, olayla ilgisi olmayan gereksiz bilgiler yer alır. Bazen de kendisi olaylara karışır, olayın akışına müdahale eder.
- Yapıtlarında, Tanzimat’tan Cumhuriyet sonrasına kadar, toplumsal değişimin bütün evrelerini İstanbul’un gündelik yaşamını temel alarak işlemiştir.
- Roman: Şık, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Şıpsevdi, Tesadüf, Mürebbiye, Gulyabani, Cadı, Kesik Baş, İffet, Nimetşinas
- Öykü: Kadınlar Vaizi, Melek Sanmıştım Şeytanı, Katil Buse, Gönül Ticareti, Tünelden İlk Çıkış
Ahmet Rasim (1852 – 1937)
- Şiir ve öykü kitapları, okul kitapları, tarih ve bilim konularında çeşitli yapıtlar vermiştir.
- Asıl sanatçılığı; makalelerinde, canlı bir anlatımla kaleme aldığı İstanbul’un günlük hayatını yansıtan fıkralarında görülür.
- Yaşadığı devirde her sınıf halkın yaşayış tarzlarını, inançlarını, gelenek ve göreneklerini bütün incelikleriyle yansıtmıştır.
- Fıkralarında, üçer beşer sözcüklük kısa, hareketli, canlı cümlelerle devrinin yazı yöntmeinden büsbütün ayrılmış; konuşma dilini ve İstanbul ağzını bütün incelikleriyle ustaca kullanmıştır.
- “Şehir Mektupları“nda II. Abdülhamit döneminin İstanbul’unu büyük bir gözlem yeteneği, sade ve kıvrak bir üslupla anlatır.
- Fıkra: Şehir Mektupları, Eşkal-i Zaman, Gülüp Ağladıklarım
- Anı: Gecelerim, Falaka
- Monografi: İlk Büyük Muharrirlerden Şinasi
Abubekir Hazım Tepeayran (1864 – 1947)
- Edebiyatımızda, tek romanı olan “Küçük Paşa” adlı yapıtıyla tanınmıştır. Bir köylü kadınla oğlunun hayat öyküsü olan bu romanda, yazarın çocukluğu ve valilikleri sırasında yakından tanıdığı Anadolu köyü gerçek ve nesnel çizgilerle tasvir edilmiştir. Roman, Nabizade Nazım’ın “Karabibik” yapıtından sonra köy romancılığımızın, çok daha geniş ve önemli ikinci yapıtıdır.
- Roman: Küçük Paşa
- Öykü: Eski Şeyler
Şimdi Servet-i Fünun Sanatçıları soru çözümlerine devam edebilirsin!
Servet-i Fünun Edebiyatı konusunda bolca soru çözerek pratik yapabilirsin. Servet-i Fünun eserleri pek çok bilgi ve kavram içeriyor. Bu da daha çok soru tipini barındırdığı anlamına gelir. Bilgileri, tanımları ve kuralları öğrendikten sonra, soruların içinde nasıl yer aldığını görmen gerekli. Bilgileri, tanımları ve önemli ipuçlarını öğrendikten sonra, soruların içinde nasıl yer aldığını görmen gerekli. Konu anlatımı yazılarımıza göz attıktan sonra, kendi kaynaklarına ek olarak MEB Kaynaklarını da incelemen faydalı olabilir. Türkçe netleri yükseltmedeki anahtar bolca soru çözmek ve yapılamayan soruların doğrusunu öğrenmek. Kunduz’da şu ana kadar, Servet-i Fünun Edebiyatı konulu binlerce soru alanında uzman Türkçe eğitmenleri tarafından çözüldü. Daha fazla Servet-i Fünun Edebiyatı sorusu ve detaylı çözümlerini görmek istersen, aşağıdaki butona tıklayabilirsin! Uygulamamız içerisinden ücretsiz erişebileceğin soru ve çözümler ile, bu konudaki hakimiyetini arttırman mümkün!