1980 Sonrası Türk Edebiyatında Romanın Özellikleri

Kunduz dan herkese merhabalar.
Bu dersimiz de romanla ilgili son konumuzu göreceğiz.
O da 1980 sonrası Türk edebiyatında roman konusunda iz isterseniz.
Bu dönem romanının genel özelliklerinden bahsedelim.
Daha sonra da sanatçılarımıza geçebiliriz.
Bakın bu dönem Türk edebiyatında postmodernizm akımının etkili olduğunu söyleyebiliriz.
Yani bu modern sonrası anlamına gelen post modernizme göre bakın hayat bir oyundur.
Post modernist romancılar bakın metinler arası lık, kolaj, pas, diş, üst kurmaca, parodi gibi anlatım tekniklerini yeni bir yorumla eserlerinde işlemişlerdir.
Bakın postmodernizm de yine olay değil.
Olayın oluşturduğu izlenim ve duyguları anlatmak esas.
Yani önemli olan olay değil.
Bu olayların bıraktığı izlenim ve duyguları anlatmak önemli.
Ve yine post modernist romanlarda zaman durağan olup bazen geriye dönüş, bazen zamanda atlama gibi karışık zaman dilimlerine de başvurulduğunu görüyoruz.
Doğru ve tek olan bir yorum değil.
Okur sayısı kadar bakın yorum vardır.
Roman birden fazla sonla neticelenen bilir bakın.
Ve eserlerde neden sonuç ilişkisi yoktur?
Yazar, anlatımın bir kurmaca olduğunu okura hissettirir.
Peki bu anlayışla yazan sanatçılarımız bakın İhsan Oktay Anar, Latife Tekin, Hasan Ali Toptaş, Oğuz Atay, Nedim Gürsel, Orhan Pamuk, Bilge Karasu, Pınar Kür, Selim İleri, İnci Aral, Buket Uzuner, Elif Şafak ve Nazlı Eray gibi sanatçılar bu doğrultuda eser vermiştir.
Bakın biz bu sanatçılarımızın bir kısmını modernist anlayışla yazan sanatçılar içerisinde görmüştük.
Zaten onlara bir daha değinmeye içeyiz.
Ama bu sanatçılarımızın haricinde kalan sanatçılarımıza bir sonraki dersimiz de değineceğiz.
Bir sonraki dersimize kadar kendinize iyi bakın.
Sıkça Sorular Sorular

 

1980 Sonrası Türk Edebiyatında Roman

 

1980'lerden sonra Türk edebiyatında roman, yeni bir döneme girdi. Bu dönemde özellikle toplumsal ve siyasal değişimlerin yansımalarını görmek mümkündür. Romanlarda kentleşme, göç, kimlik sorunları, kadın sorunları, aşk, bireysel ve toplumsal hafıza gibi konular işlenmiştir.

1980'lerde başlayan ve 1990'larda etkisini artıran köyden kente göç, romanlarda önemli bir konu olarak ele alınmıştır. Yazarlar, göçmenlerin yaşadığı zorlukları, çevre değişimini, kültürel çatışmaları, bireysel ve toplumsal kimlik sorunlarını işlemişlerdir. Bu dönemin önemli yazarları arasında Orhan Pamuk, Ahmet Ümit, Elif Şafak, Oya Baydar, Adalet Ağaoğlu, Emine Sevgi Özdamar, İhsan Oktay Anar gibi isimler bulunmaktadır.

1990'larda ise, siyasal ve toplumsal konuların daha yoğun işlendiği bir dönem yaşanmıştır. Özellikle 12 Eylül darbesinin yarattığı travmaların etkisi romanlarda görülmektedir. Bu dönemde yazarlar, bireysel ve toplumsal hafızayı işlemişlerdir. Bu dönemin önemli yazarları arasında Murathan Mungan, Latife Tekin, Hasan Ali Toptaş, Ayfer Tunç, Perihan Mağden, İnci Aral gibi isimler yer almaktadır.

2000'li yıllarda ise, romanlarda daha çok bireysel hikayelere yer verilmiştir. Yazarlar, insan psikolojisi, aşk, ilişkiler gibi konulara ağırlık vermişlerdir. Bu dönemin önemli yazarları arasında Buket Uzuner, İclal Aydın, Barış Bıçakçı, Sema Kaygusuz, Canan Tan gibi isimler yer almaktadır.

Sonuç olarak, 1980'lerden günümüze kadar geçen süreçte Türk edebiyatında roman, toplumsal ve siyasal değişimlerin yansımalarını yansıtan bir yapıya sahip olmuştur. Romanlarda işlenen konular, dönemsel ve toplumsal değişimlerle birlikte evrilerek, farklı temalar üzerinde yoğunlaşmıştır.


1980 Sonrası Türk Edebiyatında Roman Özellikleri

 

1980'lerden sonra Türk edebiyatında romanın özellikleri şunlardır:

 

  1. Siyasal ve Toplumsal Konular: Türkiye'nin siyasal ve toplumsal yapısındaki değişimler, romanlarda sıkça ele alınmıştır. Bu dönemde romancılar, özellikle köyden kente göç, kimlik sorunları, kadın sorunları, aşk, bireysel ve toplumsal hafıza gibi konuları işlemişlerdir.
  2. Dil ve Anlatım: 1980'lerden sonra Türk edebiyatında dil ve anlatım konusunda yeni bir dönem başlamıştır. Romancılar, daha özgür bir dil kullanarak, geleneksel anlatım tekniklerinden uzaklaşmışlardır.
  3. Toplumsal Eleştiri: Romanlar, toplumsal eleştiri yapma işlevini de üstlenmiştir. Romancılar, toplumdaki haksızlıkları, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri eleştirerek, toplumsal farkındalık yaratmayı amaçlamışlardır.
  4. İçsel Dünya: Romanlar, artık sadece toplumsal konulara odaklanmamaktadır. Yazarlar, insanın iç dünyasına da yoğunlaşarak, psikolojik derinlikler sunmaya çalışmışlardır.
  5. Yeni Yazarlar: 1980'lerden sonra Türk edebiyatında pek çok yeni yazar ortaya çıkmıştır. Bu yazarlar, farklı konuları işleyerek, Türk edebiyatına yeni bir soluk getirmişlerdir.
  6. Çok Seslilik: Romanlarda birden fazla anlatıcının kullanılması, romanlara bir çeşit çok seslilik kazandırmıştır. Bu sayede, romanlarda farklı bakış açılarına yer verilerek, okuyucuların perspektiflerini genişletmek amaçlanmıştır.
  7. Geçmişe Dönüş: Romanlarda geçmişe dönüş tekniği de kullanılmıştır. Romancılar, geçmişte yaşanmış olayları hatırlatarak, okuyucuların geçmişle yüzleşmesine yardımcı olmuşlardır.

Bu özellikler, Türk edebiyatındaki romanın 1980'lerden sonra evrim geçirdiğini göstermektedir. Romanlar, artık sadece günlük hayattaki olayları işlememekte, aynı zamanda toplumsal sorunlara da dikkat çekmektedir.


1980 Sonrası Türk Edebiyatında Roman Yazan Sanatçılar

 

1980'lerden sonra Türk edebiyatında roman yazan pek çok sanatçı vardır. Bunlardan bazıları:

 

  1. Orhan Pamuk: Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Türk edebiyatının en tanınmış isimlerinden biridir. Pamuk, "Kara Kitap", "Benim Adım Kırmızı", "Beyaz Kale" gibi eserleriyle Türk edebiyatına damga vurmuştur.
  2. Adalet Ağaoğlu: Adalet Ağaoğlu, Türk edebiyatının önde gelen kadın yazarlarından biridir. Ağaoğlu, "Bir Düğün Gecesi", "Fikrimin İnce Gülü", "Ölmeye Yatmak" gibi eserleriyle tanınmaktadır.
  3. Oğuz Atay: Oğuz Atay, Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. Atay, "Tutunamayanlar", "Tehlikeli Oyunlar", "Bir Bilim Adamının Romanı" gibi eserleriyle Türk edebiyatına yeni bir soluk getirmiştir.
  4. Elif Şafak: Elif Şafak, Türk edebiyatının en önemli kadın yazarlarından biridir. Şafak, "Aşk", "Ustam ve Ben", "Baba ve Piç" gibi eserleriyle tanınmaktadır.
  5. İhsan Oktay Anar: İhsan Oktay Anar, Türk edebiyatında fantastik kurgu türünün önde gelen isimlerinden biridir. Anar, "Puslu Kıtalar Atlası", "Suskunlar", "Galiz Kahraman" gibi eserleriyle dikkat çekmektedir.
  6. Murat Uyurkulak: Murat Uyurkulak, Türk edebiyatının yeni nesil yazarlarından biridir. Uyurkulak, "Tol", "Gölgesizler", "Zamanın Köprüsü" gibi eserleriyle geniş bir okuyucu kitlesine sahiptir.
  7. Aslı Erdoğan: Aslı Erdoğan, Türk edebiyatının en önemli kadın yazarlarından biridir. Erdoğan, "Kırmızı Pelerinli Kent", "Hayatın Sessizliği", "Kabuk Adam" gibi eserleriyle tanınmaktadır.

Bu isimlerin yanı sıra, Türk edebiyatında pek çok roman yazarı daha bulunmaktadır. 1980'lerden sonra Türk edebiyatı, yeni yazarların ortaya çıkması ve daha özgür bir dilin kullanılmasıyla birlikte büyük bir dönüşüm geçirmiştir.


1980 Sonrası Türk Edebiyatında Roman Yazarken Hangi Anlayışlar Benimsenmiştir?

 

1980 sonrası Türk edebiyatında roman yazarken benimsenen anlayışlar şunlardır:

 

  1. İçsel Dünya ve Bireysel Yalnızlık: Romanlarda karakterlerin iç dünyalarına yoğun bir şekilde odaklanılmıştır. Bireysel yalnızlık ve yabancılaşma temaları sıkça ele alınmıştır. Bu anlayış, romanların psikolojik bir derinlik kazanmasını sağlamıştır.
  2. Toplumsal Eleştiri: Romanlar, toplumsal eleştiri yapmak amacıyla yazılmıştır. Toplumsal değişimler ve dönüşümler, romanlarda ele alınmıştır. Yozlaşma, adaletsizlik, siyasi çekişmeler ve sosyal eşitsizlik gibi konular sıkça işlenmiştir.
  3. Kurgusal Yenilikler: Yeni teknolojilerin kullanımı ve postmodern anlayışın etkisiyle, romanlarda yeni kurgusal teknikler ve yenilikler kullanılmıştır. Romanların yapısı, klasik yapıların dışına çıkarak yeniden şekillendirilmiştir.
  4. Çokseslilik: Romanlarda, farklı karakterlerin, farklı bakış açılarından olayları anlatması, çok seslilik oluşturmuştur. Bu anlayış, romanların daha zengin ve derin bir anlam katmasını sağlamıştır.
  5. Dilin Özgürlüğü: Romanlarda kullanılan dil, daha özgür bir hale gelmiştir. Yeni yazarlar, özellikle argo ve yerelleşmiş dil kullanarak, toplumun her kesiminden insanlara ulaşmaya çalışmıştır.
  6. Tarihsel Bellek: Romanlar, tarihsel bellek konusunu ele alarak, Türkiye'nin geçmişindeki önemli olayları ve dönemleri işlemişlerdir. Bu sayede, okuyuculara tarihsel bir perspektif sunulmuştur.

Bu anlayışlar, 1980 sonrası Türk edebiyatının önemli özellikleridir. Bu dönem, Türk romanının yapısında ve içeriğinde önemli değişimlere neden olmuştur.


1980 Sonrası Türk Edebiyatı Romanlarında Hangi Konular İşlenmiştir?

 

1980 sonrası Türk edebiyatı romanlarında işlenen konular şunlardır:

 

  1. Toplumsal Değişim ve Dönüşüm: Türkiye'nin 1980 sonrası döneminde yaşadığı siyasi, sosyal ve ekonomik değişimler, romanlarda sıkça ele alınmıştır. Yeni bir Türkiye'nin inşası, modernleşme, kentleşme, göç, kültür çatışmaları gibi konular romanlarda işlenmiştir.
  2. Yozlaşma ve Adaletsizlik: Türkiye'nin yaşadığı toplumsal sorunlar romanlarda sıklıkla işlenmiştir. Bürokrasi, yolsuzluk, haksızlık, yargısız infaz gibi konular romanda ele alınmıştır.
  3. Aşk ve İlişkiler: Romanlarda aşk, sevgi, evlilik, boşanma, sadakatsizlik, cinsellik, cinsiyet rolleri gibi konular işlenmiştir.
  4. Kimlik ve Yabancılaşma: Romanlarda kimlik arayışı, toplumun bireyselliğe ve yabancılaşmaya verdiği tepkiler ele alınmıştır. Romanlarda yerelleşme, kimlik çatışmaları ve kimlik kaybı gibi konular işlenmiştir.
  5. Tarih ve Bellek: Romanlarda Türkiye'nin tarihi konuları, özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi, cumhuriyet dönemi ve 12 Eylül Darbesi gibi dönemler işlenmiştir. Bu dönemler, Türkiye'nin tarihinde önemli bir yere sahip olduğu için romanlarda önemli bir yer tutmuştur.
  6. Çevre ve Doğa: Romanlarda çevre sorunları ve doğanın korunması gibi konular da işlenmiştir. Romanlar, doğa ve çevre konusunda farkındalık yaratmaya çalışmıştır.

Bu konular, 1980 sonrası Türk edebiyatının önemli temalarıdır. Romanlar, toplumsal sorunlar, insan ilişkileri ve insanın kendisiyle olan ilişkisini ele alarak, okuyucuya derin bir anlam katmıştır.


1980 Sonrası Romanda Kullanılan Teknikler

 

1980 sonrası Türk romanında kullanılan teknikler şunlardır:

 

  1. Anlatıcı Çokluğu: Romanlarda birkaç anlatıcının kullanılması, farklı bakış açılarını okuyucuya sunar ve karakterlerin iç dünyasına daha fazla odaklanmayı sağlar.
  2. Otobiyografik Anlatım: Yazarın kendi hayat hikayesinin veya deneyimlerinin romanın içine dahil edilmesi, okuyucuyu etkileyici bir şekilde etkiler ve anlatıyı daha kişisel hale getirir.
  3. Çok Katmanlı Anlatı: Romanlarda birden fazla anlatı katmanının kullanılması, okuyucuyu meraklandırır ve okuyucunun hikayeye daha fazla bağlanmasını sağlar.
  4. Geri Dönüş: Romanın başından sonra karakterlerin geçmişine dönülmesi, okuyucunun karakterleri daha iyi anlamasına yardımcı olur ve karakterlere daha fazla duygusal bağlılık hissettirir.
  5. İroni ve Mizah: Romanlarda kullanılan mizah ve ironi, okuyucuya daha etkileyici bir şekilde mesaj verir ve okuyucunun romanın içine daha fazla çekilmesine yardımcı olur.
  6. Postmodern Anlatım: Romanlarda kullanılan postmodern anlatım, klasik anlatımın dışına çıkarak, okuyucunun farklı bir bakış açısıyla hikayeyi değerlendirmesini sağlar.
  7. Sürrealizm: Romanlarda sürrealist tekniklerin kullanımı, okuyucunun gerçeklik algısını değiştirerek, yazarın amacına daha etkili bir şekilde ulaşmasına yardımcı olur.

Bu teknikler, 1980 sonrası Türk romanında kullanılan önemli tekniklerdir ve yazarların anlatılarını daha etkileyici bir şekilde sunmalarına yardımcı olmuştur.

1980 Sonrası Türk Edebiyatında Roman
1980 Sonrası Türk Edebiyatında Roman Özellikleri ve Sanatçıları 1 / 2
1980 Sonrası Türk Edebiyatında Romanın Özellikleri
1980 Sonrası Türk Edebiyatında Romanın Özellikleri