Dördüncü ünitemizin dördüncü kazanımı eğitim ve kültür alanında yapılan yenilikler.
İlk olarak bakmamız gereken Tevhid i Tedrisat Kanunu, Osmanlı'da birbirinden bağımsız farklı tarzda eğitim veren okullar mevcuttu.
Bu durum aynı hukukta olduğu gibi Osmanlı'da eğitim ve öğretimde birlik olmadığının göstergesiydi.
Bunun üzerine 3 Mart 1924 tarihinde Tevhid i Tedrisat Kanunu çıkartıldı.
Tevhidi Tedrisat Kanunu'nun sonuçlarına baktığımızda ilk söyleyeceğimiz eğitim ve öğretimde birlik sağlandı.
Farklı kültürde bireylerin yetişmesinin önüne geçildi.
Bütün okullar yeni kurulan Milli Eğitim Bakanına bağlandı.
Böylece yabancı okulların denetlenmesi de sağlandı arkadaşlar.
Ve aynı şekilde de Tevhid i Tedrisat kanunuyla birlikte medreseler kapatıldı.
İlkelere baktığımızda milliyetçilik, halkçılık, laiklik ve inkılapçılık.
Tevhid i Tedrisat Kanunu içinde yer alır arkadaşlarım.
Bir diğer konumuz Harf İnkılabı.
1 Kasım 1928.
Nedenlerine baktığımızda Arap alfabesinin Türkçenin dil ve ses yapısına uygun olmaması, Türkçenin okunup yazılmasının kolaylaştırmak istenmesi, eğitim öğretim yaygınlaştırmak ve çağdaş bir yapıya kavuşturmak istenmesi.
Sonuçlarına baktığımızda okuma yazma oranı böylelikle arttı.
Milli dil ve kültürün gelişmesi sağlandı.
Çağdaşlaşma konusunda önemli adımlar atıldı arkadaşlar.
Harf inkılabı ile birlikte yine aynı şekilde milliyetçilik ve laiklik bu ilkeler arasındadır harf inkılabında.
Millet mekteplerine baktığımızda arkadaşlar Harf İnkılabı'nın başarıya ulaşması için bütün yurtta okuma ve yazma seferberliği başlatıldı.
Yeni alfabenin öğrenilmesi için Millet Mektepleri açıldı.
Millet mekteplerinde okul çağı dışındakilere yeni alfabe öğretildi arkadaşlar.
Yani 16 ve 45 yaş aralığına da yeni alfabe öğretildi.
Yine aynı şekilde milliyetçilik ve inkılapçılık Millet Mektepleri içinde yer alır.
Türk Tarih Kurumu'na baktığımızda arkadaşlar Türk tarihinin sadece Osmanlı ve İslam tarihi sınırlı olmadığını göstermek amacıyla kuruldu.
Türk tarihini aydınlatmıştır.
Milli tarih anlayışıyla milli kültürü korumak hedeflenmiştir.
Türkler hakkında yapılan olumsuz propagandalara karşı da çalışmalar yapmıştır arkadaşlar Türk Tarih Kurumu.
Yine Türk Tarih Kurumu'yla paralel olan Türk Dil Kurumu'na baktığımızda, kuruluş amaçlarının da Türkçeyi yabancı dillerin etkisinden kurtarmak, konuşma ve yazı dili arasındaki birlikteliği sağlamak, Türkçeyi bilim dili haline getirmek, Türkçenin zenginliğini ortaya çıkarmak amacıyla kuruldu diyebiliriz.
Ve bir dipnot olarak da Atatürk mirasının bir bölümünü Türk Tarih Kurumu'na ve Türk Dil Kurumu'na bırakmıştır arkadaşlar.
Yine bu Milliyetçilik ilkesi ile birlikte bağdaşır.
Üniversite reformuna bakacak olursak 1 Ağustos 1930 tarihine bakacağız.
Atatürk, ulusal değerlere bağlı bilim insanları yetiştirmek amacıyla yüksek yüksek öğretim reformu yapmak istemişti.
Bunun üzerine Atatürk İsviçre'den Profesör Doktor Albert Malche'ı davet etti.
Yapılan çalışmalar sonucu ortaya konulan raporda 20.
Yüzyılın başlarında kurulmuş olan Darülfünun, 1933 yılında İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürüldü arkadaşlar.
ki İstanbul Üniversitesi şu anda günümüze de eğitim vermekte.
Üniversite reformu doğrultusunda yapılan çalışmalara bir bakındığımızda derslerde deney ve gözlem uygulamalarına ağırlık verildi.
Üniversitelerde halka açık konferanslar yapıldı.
Bina ve malzeme ihtiyaçları giderildi.
Yurt dışından uzmanlar ülkeye davet edildi.
Yine aynı şekilde de Avrupa'ya da öğrenciler gönderildi arkadaşlar.
Dördüncü konumuz ilgili son değineceğimiz sanat ve spor alanında çalışmalar arkadaşlar.
İlk bakmamız gereken resim ve heykelcilik.
Ankara'da Türk İnkılap Sergisi açıldı.
Resim öğretmeni yetiştirmek amacıyla fakülteler kuruldu.
1937 yılında Resim ve Heykel Müzesi açıldı.
Ankara'da Güzel Sanatlar Akademisi açıldı.
Müzik konusunda 1914 yılında Musiki Muallim Mektebi açıldı.
Yine aynı şekilde Avrupa'ya burada müzik amaçlı öğrenciler gönderildi.
Spora baktığımızda 1922 yılında ilk spor teşkilatı Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı kuruldu.
Yurtdışından sporcular getirtilerek Türk öğrencilerin ders alması sağlandı arkadaşlar spor konusunda.
Sorularımıza bakacak olursak ilk sorumuz harf inkılabı ile hangi alfabe kullanılmaya başlanmıştır demişiz.
Arap alfabesi, Yunan alfabesi ve Kiril alfabesi değil, şu an günümüzde kullandığımız Latin alfabesi arkadaşlar.
Harf inkılabı ile birlikte kullanılmaya başlandı.
İkinci sorumuz Tevhid i Tedrisat Kanunu'nun önemli sonuçları nelerdir?
demişiz arkadaşlar.
Burada dediğimiz gibi farklı kültürlere de bireylerin yetişmesi ve yabancı okulların denetime açılması ve bütün okulların Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmasını söyleyebiliriz.
Ayriyeten de çağın gerisinde kalmış medreselerin kapatılması ama en önemli bildiğimiz sonucu.
eğitimde birlik sağlamdı arkadaşlar Tevhid i Tedrisat Kanunu ile.
İlk olarak bakmamız gereken Tevhid i Tedrisat Kanunu, Osmanlı'da birbirinden bağımsız farklı tarzda eğitim veren okullar mevcuttu.
Bu durum aynı hukukta olduğu gibi Osmanlı'da eğitim ve öğretimde birlik olmadığının göstergesiydi.
Bunun üzerine 3 Mart 1924 tarihinde Tevhid i Tedrisat Kanunu çıkartıldı.
Tevhidi Tedrisat Kanunu'nun sonuçlarına baktığımızda ilk söyleyeceğimiz eğitim ve öğretimde birlik sağlandı.
Farklı kültürde bireylerin yetişmesinin önüne geçildi.
Bütün okullar yeni kurulan Milli Eğitim Bakanına bağlandı.
Böylece yabancı okulların denetlenmesi de sağlandı arkadaşlar.
Ve aynı şekilde de Tevhid i Tedrisat kanunuyla birlikte medreseler kapatıldı.
İlkelere baktığımızda milliyetçilik, halkçılık, laiklik ve inkılapçılık.
Tevhid i Tedrisat Kanunu içinde yer alır arkadaşlarım.
Bir diğer konumuz Harf İnkılabı.
1 Kasım 1928.
Nedenlerine baktığımızda Arap alfabesinin Türkçenin dil ve ses yapısına uygun olmaması, Türkçenin okunup yazılmasının kolaylaştırmak istenmesi, eğitim öğretim yaygınlaştırmak ve çağdaş bir yapıya kavuşturmak istenmesi.
Sonuçlarına baktığımızda okuma yazma oranı böylelikle arttı.
Milli dil ve kültürün gelişmesi sağlandı.
Çağdaşlaşma konusunda önemli adımlar atıldı arkadaşlar.
Harf inkılabı ile birlikte yine aynı şekilde milliyetçilik ve laiklik bu ilkeler arasındadır harf inkılabında.
Millet mekteplerine baktığımızda arkadaşlar Harf İnkılabı'nın başarıya ulaşması için bütün yurtta okuma ve yazma seferberliği başlatıldı.
Yeni alfabenin öğrenilmesi için Millet Mektepleri açıldı.
Millet mekteplerinde okul çağı dışındakilere yeni alfabe öğretildi arkadaşlar.
Yani 16 ve 45 yaş aralığına da yeni alfabe öğretildi.
Yine aynı şekilde milliyetçilik ve inkılapçılık Millet Mektepleri içinde yer alır.
Türk Tarih Kurumu'na baktığımızda arkadaşlar Türk tarihinin sadece Osmanlı ve İslam tarihi sınırlı olmadığını göstermek amacıyla kuruldu.
Türk tarihini aydınlatmıştır.
Milli tarih anlayışıyla milli kültürü korumak hedeflenmiştir.
Türkler hakkında yapılan olumsuz propagandalara karşı da çalışmalar yapmıştır arkadaşlar Türk Tarih Kurumu.
Yine Türk Tarih Kurumu'yla paralel olan Türk Dil Kurumu'na baktığımızda, kuruluş amaçlarının da Türkçeyi yabancı dillerin etkisinden kurtarmak, konuşma ve yazı dili arasındaki birlikteliği sağlamak, Türkçeyi bilim dili haline getirmek, Türkçenin zenginliğini ortaya çıkarmak amacıyla kuruldu diyebiliriz.
Ve bir dipnot olarak da Atatürk mirasının bir bölümünü Türk Tarih Kurumu'na ve Türk Dil Kurumu'na bırakmıştır arkadaşlar.
Yine bu Milliyetçilik ilkesi ile birlikte bağdaşır.
Üniversite reformuna bakacak olursak 1 Ağustos 1930 tarihine bakacağız.
Atatürk, ulusal değerlere bağlı bilim insanları yetiştirmek amacıyla yüksek yüksek öğretim reformu yapmak istemişti.
Bunun üzerine Atatürk İsviçre'den Profesör Doktor Albert Malche'ı davet etti.
Yapılan çalışmalar sonucu ortaya konulan raporda 20.
Yüzyılın başlarında kurulmuş olan Darülfünun, 1933 yılında İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürüldü arkadaşlar.
ki İstanbul Üniversitesi şu anda günümüze de eğitim vermekte.
Üniversite reformu doğrultusunda yapılan çalışmalara bir bakındığımızda derslerde deney ve gözlem uygulamalarına ağırlık verildi.
Üniversitelerde halka açık konferanslar yapıldı.
Bina ve malzeme ihtiyaçları giderildi.
Yurt dışından uzmanlar ülkeye davet edildi.
Yine aynı şekilde de Avrupa'ya da öğrenciler gönderildi arkadaşlar.
Dördüncü konumuz ilgili son değineceğimiz sanat ve spor alanında çalışmalar arkadaşlar.
İlk bakmamız gereken resim ve heykelcilik.
Ankara'da Türk İnkılap Sergisi açıldı.
Resim öğretmeni yetiştirmek amacıyla fakülteler kuruldu.
1937 yılında Resim ve Heykel Müzesi açıldı.
Ankara'da Güzel Sanatlar Akademisi açıldı.
Müzik konusunda 1914 yılında Musiki Muallim Mektebi açıldı.
Yine aynı şekilde Avrupa'ya burada müzik amaçlı öğrenciler gönderildi.
Spora baktığımızda 1922 yılında ilk spor teşkilatı Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı kuruldu.
Yurtdışından sporcular getirtilerek Türk öğrencilerin ders alması sağlandı arkadaşlar spor konusunda.
Sorularımıza bakacak olursak ilk sorumuz harf inkılabı ile hangi alfabe kullanılmaya başlanmıştır demişiz.
Arap alfabesi, Yunan alfabesi ve Kiril alfabesi değil, şu an günümüzde kullandığımız Latin alfabesi arkadaşlar.
Harf inkılabı ile birlikte kullanılmaya başlandı.
İkinci sorumuz Tevhid i Tedrisat Kanunu'nun önemli sonuçları nelerdir?
demişiz arkadaşlar.
Burada dediğimiz gibi farklı kültürlere de bireylerin yetişmesi ve yabancı okulların denetime açılması ve bütün okulların Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmasını söyleyebiliriz.
Ayriyeten de çağın gerisinde kalmış medreselerin kapatılması ama en önemli bildiğimiz sonucu.
eğitimde birlik sağlamdı arkadaşlar Tevhid i Tedrisat Kanunu ile.