Atom fiziği ve radyoaktiviteye devam ediyoruz.
Büyük patlama Bigbang.
Yani evrenin oluşumu.
Evreni, birçok teori var ama üzerinde duracağımız teori Big Bang teorisi.Görmüş olduğunuz gibi buraya bir şekil çizmeye çalıştım.
Yoğunluğu sonsuza yakın olan sıkışmış bir gaz bulutumuz var.
Bu sıkışmış gaz bulutu, çok yüksek sonsuza yakın sıkışmış gaz bulutu yoğunluğu çok fazla olan gaz bulutu büyük bir enerjiyle patlattıktan sonra enerjinin adım adım sıra sıra maddeye doğru gidişini, şöyle bir ifade edelim.
İlk patlamada "Kuark Evreni" dediğimiz "Kuark Dönemi" dediğimiz bir dönemimiz var.
Atomaltı parçacıklarda bunları daha detaylı inceleyeceğiz.
Kuark döneminden sonra daha ağır parçacıklar olan "Hadron Dönemi".Tabii ki bu söylediğimiz dönemler oldukça kısa dönemler ama evrenin oluşumuna baktığımızda çok uzun bir süre olacak.
"Hadron Dönemi".Daha sonra "Lepton Dönemi".
Daha sonra nükleer kuvvetler etkisinde bu Lepton,Hadron ve Kuark döneminin birleşme dönemi. Yine daha sonra "Gravitasyonel Kuvvet" yani "Kütle Çekim Kuvveti" etkisinde galaksi ve yıldızların oluşumu süreli şeklinde ifade ediyoruz.
Bu Kuark ve Hadron döneminde başka kuvvet türleri, zayıf çekirdek kuvvetlerimiz etkili daha sonra Kuark, Hadron ve Lepton döneminin sonunda elektrostatik kuvvet ile ilk maddenin oluşumu dönemi.
Ve en sonunda evrenin sıcaklığının, o enerjinin yavaş yavaş maddeye dönüşmesiyle, sıcaklığın oldukça azalmasıyla yavaş yavaş galaksi ve yıldızların oluşup günümüze ulaşması yaklaşık 13-14 milyar yıl arasını almıştır.
Bigbang teorisi, bu teoriye göre o halde bu teoriye göre baktığımızda Evren genişlemeye devam etmektedir.
Bunu nasıl söyleyebiliriz?
Bunu aynı şu ifadeyle modelleyebiliriz.
Bir balonun üzerine -şişirilmiş bir balonun üzerine- şöyle noktaları koyarsanız ve şişirmeye devam ederseniz bu noktaların arasındaki mesafe ne olacak?
Uzaklaşacak gitgide.
Evreni bu duruma benzetebiliriz.
Evreni, tabii ki bu noktada açıkladığımızda çoğu durumda bütün hesaplamalarda, incelemelerde bu maddelerin hepsini net bir şekilde ortaya koyamıyoruz.
Aynı siyah bir fon üzerindeki görsele bakıyormuşuz gibi ifade ediyoruz.
O yüzden çoğu durumdaki bu maddeye, evrenin çoğunluğunu karanlık madde olarak nitelendiriyoruz.
Devam edecek olursak evrenin genişlemesi üzere konuşmaya devam edecek olursak bunun üzerine çalışma yapan Hubble ve elektromanyetik dalgalardan da hatırlayacağınız kızıla kayma Doppler etkisini burada bir inceleyelim.
Bilim adamları yıldızları ve galaksileri incelediklerinde; örneğin Nebula galaksisine baktıklarında, Samanyolu galaksisine baktıklarında gitgide ışığın kırmızıya doğru kaydığını gözlemliyorlar. Örneğin, şöyle ifade edeceğim: Diyelim ki bir galaksimiz var biz de dünyadan gözlemci olarak bunu izliyoruz.
Çıkarttığı elektromanyetik dalgaların zamanla kırmızıya yani kızıla kayma yaptığını gözlemliyoruz.
Biz buna ne demiştik?
Kırmızıya doğru kayıyorsa bizim gözlemcimiz bizden uzaklaşıyor demektir.
O halde galaksi bizden uzaklaşıyorsa Evren hala genişlemeye devam ediyor demektir. Evrenin genişlemesi ile ilgili "Doppler Kızıla Kayma" önemli bir destekleyici ifadedir.
Hubble, yaptığı çalışmada bu galaksilerin ve yıldızların ortalama olarak bizlerden uzaklaşma hızı ve uzaklık miktarını ölçtüğünde sabit bir değer buluyor.
Görmüş olduğunuz bu grafikte, şu noktalar aslında galaksilerin bizden uzaklaşma hızının, uzaklığa oranının sabit olduğunu gösteriyor.
Şu açıya α dersiniz ve bu grafiğinin eğimi alırsanız bu eğim bize, uzaklaşma hızını yani bir yıldızın bizden uzaklaşma hızının uzaklığına oranını ifade edecek olursa V/d ile burada Hubble sabitini ifade ediyor.
Bu bütün yıldızlar ve galaksiler için ortalama aynı değere sahip.
O halde bu grafiğe bakacak olursak hızımızın birimi m/s.
Uzaklığın birimini metre olarak alırsak ve bunu oranlarsak Hubble sabitinin biriminin 1/s olduğunu söyleyebiliriz.
Yani bulmuş oluruz?
Zamanı bulmuş oluruz.
İşte burada görmüş olduğunuz bu ifade yani 1/Hubble sabiti, bizim evrenin yaşını hesaplamamızı sağlıyor. Evrenin yaşını, -az önce söyledik ya ortalama 13-14 milyar-Hubble bulduğu bu sabitte ortaya koyuyor.
Evrenin genişlemesine ikinci kanıtımızsa Kozmik Fon Işıması. Arno Allan Penzias ve Robert Woodrow Wilson yapmış oldukları radyo teleskobunu normal iletişim için kullanmaya çalışırken cızırtılı bir sinyal keşfediyorlar.
Bu iki bilim insanı bir ses keşfediyor, cızırtılı bir ses keşfediyor.
Bu cızırtılı sesin, sinyalin Evrenin ilk oluşmasındaki mikrodalga yayını yapan ışınımı fark ediyorlar.
Bu cızırtılı sinyal bize, bu gençlerin fon ışınımını, "Mikrodalga Fon Işınımını" keşfettiklerini ortaya koyuyor yani Evrenin ilk oluşumundaki mikrodalga fon ışınımını tespit ederler.
Görmüş olduğunuz gibi Kozmik Fon Işınımı ve Doppler etkisinin, evrenin genişlediğinin birer destekleyicisi olduğunu ifade edebiliriz.
Büyük patlama Bigbang.
Yani evrenin oluşumu.
Evreni, birçok teori var ama üzerinde duracağımız teori Big Bang teorisi.Görmüş olduğunuz gibi buraya bir şekil çizmeye çalıştım.
Yoğunluğu sonsuza yakın olan sıkışmış bir gaz bulutumuz var.
Bu sıkışmış gaz bulutu, çok yüksek sonsuza yakın sıkışmış gaz bulutu yoğunluğu çok fazla olan gaz bulutu büyük bir enerjiyle patlattıktan sonra enerjinin adım adım sıra sıra maddeye doğru gidişini, şöyle bir ifade edelim.
İlk patlamada "Kuark Evreni" dediğimiz "Kuark Dönemi" dediğimiz bir dönemimiz var.
Atomaltı parçacıklarda bunları daha detaylı inceleyeceğiz.
Kuark döneminden sonra daha ağır parçacıklar olan "Hadron Dönemi".Tabii ki bu söylediğimiz dönemler oldukça kısa dönemler ama evrenin oluşumuna baktığımızda çok uzun bir süre olacak.
"Hadron Dönemi".Daha sonra "Lepton Dönemi".
Daha sonra nükleer kuvvetler etkisinde bu Lepton,Hadron ve Kuark döneminin birleşme dönemi. Yine daha sonra "Gravitasyonel Kuvvet" yani "Kütle Çekim Kuvveti" etkisinde galaksi ve yıldızların oluşumu süreli şeklinde ifade ediyoruz.
Bu Kuark ve Hadron döneminde başka kuvvet türleri, zayıf çekirdek kuvvetlerimiz etkili daha sonra Kuark, Hadron ve Lepton döneminin sonunda elektrostatik kuvvet ile ilk maddenin oluşumu dönemi.
Ve en sonunda evrenin sıcaklığının, o enerjinin yavaş yavaş maddeye dönüşmesiyle, sıcaklığın oldukça azalmasıyla yavaş yavaş galaksi ve yıldızların oluşup günümüze ulaşması yaklaşık 13-14 milyar yıl arasını almıştır.
Bigbang teorisi, bu teoriye göre o halde bu teoriye göre baktığımızda Evren genişlemeye devam etmektedir.
Bunu nasıl söyleyebiliriz?
Bunu aynı şu ifadeyle modelleyebiliriz.
Bir balonun üzerine -şişirilmiş bir balonun üzerine- şöyle noktaları koyarsanız ve şişirmeye devam ederseniz bu noktaların arasındaki mesafe ne olacak?
Uzaklaşacak gitgide.
Evreni bu duruma benzetebiliriz.
Evreni, tabii ki bu noktada açıkladığımızda çoğu durumda bütün hesaplamalarda, incelemelerde bu maddelerin hepsini net bir şekilde ortaya koyamıyoruz.
Aynı siyah bir fon üzerindeki görsele bakıyormuşuz gibi ifade ediyoruz.
O yüzden çoğu durumdaki bu maddeye, evrenin çoğunluğunu karanlık madde olarak nitelendiriyoruz.
Devam edecek olursak evrenin genişlemesi üzere konuşmaya devam edecek olursak bunun üzerine çalışma yapan Hubble ve elektromanyetik dalgalardan da hatırlayacağınız kızıla kayma Doppler etkisini burada bir inceleyelim.
Bilim adamları yıldızları ve galaksileri incelediklerinde; örneğin Nebula galaksisine baktıklarında, Samanyolu galaksisine baktıklarında gitgide ışığın kırmızıya doğru kaydığını gözlemliyorlar. Örneğin, şöyle ifade edeceğim: Diyelim ki bir galaksimiz var biz de dünyadan gözlemci olarak bunu izliyoruz.
Çıkarttığı elektromanyetik dalgaların zamanla kırmızıya yani kızıla kayma yaptığını gözlemliyoruz.
Biz buna ne demiştik?
Kırmızıya doğru kayıyorsa bizim gözlemcimiz bizden uzaklaşıyor demektir.
O halde galaksi bizden uzaklaşıyorsa Evren hala genişlemeye devam ediyor demektir. Evrenin genişlemesi ile ilgili "Doppler Kızıla Kayma" önemli bir destekleyici ifadedir.
Hubble, yaptığı çalışmada bu galaksilerin ve yıldızların ortalama olarak bizlerden uzaklaşma hızı ve uzaklık miktarını ölçtüğünde sabit bir değer buluyor.
Görmüş olduğunuz bu grafikte, şu noktalar aslında galaksilerin bizden uzaklaşma hızının, uzaklığa oranının sabit olduğunu gösteriyor.
Şu açıya α dersiniz ve bu grafiğinin eğimi alırsanız bu eğim bize, uzaklaşma hızını yani bir yıldızın bizden uzaklaşma hızının uzaklığına oranını ifade edecek olursa V/d ile burada Hubble sabitini ifade ediyor.
Bu bütün yıldızlar ve galaksiler için ortalama aynı değere sahip.
O halde bu grafiğe bakacak olursak hızımızın birimi m/s.
Uzaklığın birimini metre olarak alırsak ve bunu oranlarsak Hubble sabitinin biriminin 1/s olduğunu söyleyebiliriz.
Yani bulmuş oluruz?
Zamanı bulmuş oluruz.
İşte burada görmüş olduğunuz bu ifade yani 1/Hubble sabiti, bizim evrenin yaşını hesaplamamızı sağlıyor. Evrenin yaşını, -az önce söyledik ya ortalama 13-14 milyar-Hubble bulduğu bu sabitte ortaya koyuyor.
Evrenin genişlemesine ikinci kanıtımızsa Kozmik Fon Işıması. Arno Allan Penzias ve Robert Woodrow Wilson yapmış oldukları radyo teleskobunu normal iletişim için kullanmaya çalışırken cızırtılı bir sinyal keşfediyorlar.
Bu iki bilim insanı bir ses keşfediyor, cızırtılı bir ses keşfediyor.
Bu cızırtılı sesin, sinyalin Evrenin ilk oluşmasındaki mikrodalga yayını yapan ışınımı fark ediyorlar.
Bu cızırtılı sinyal bize, bu gençlerin fon ışınımını, "Mikrodalga Fon Işınımını" keşfettiklerini ortaya koyuyor yani Evrenin ilk oluşumundaki mikrodalga fon ışınımını tespit ederler.
Görmüş olduğunuz gibi Kozmik Fon Işınımı ve Doppler etkisinin, evrenin genişlediğinin birer destekleyicisi olduğunu ifade edebiliriz.