III. Ahmet Dönemi(Lale Devri)

Evet arkadaşlar on ikinci yüzyılda Osman Devleti gerileme dönemi eski tabirle 1700 1792 arası gelişmelere göreceğiz.
Padişahlar üzerinden gideceğiz bu dönemleri ve hangi devletle hangi padişah zamanına denk gelindiğini görmesi bakımından önemli.
Öğrenciler bazen burada kronoloji yapmak isteyebilir.
O yüzden bu şekilde gidiyorum.
Öncelikle şunu bilmemiz lazım.
Bu dönemin başında Osmanlı 1699 yılında bir anlaşma imzalamıştı.
Karlofça Anlaşması'nı ve bu dönemin başında yani 1700'lü yıllarda Osmanlı'nın şöyle bir zihniyeti var.
Birinci dönemde kaybedilen yerleri geri almak istiyor.
Hocam birinci dönem hangi aralığı kapsıyor?
1700 ile 1700 on sekizi, yani pasör Arapça anlaşmasına kadar geçen süre demek.
Bu zamana kadar Osmanlı'nın politikası, klasik Osmanlı politikası, kaybedilen yerleri geri alma, güçlü bir Osman devleti hala kendini öyle görüyor.
Niye?
Çünkü kendisinden yardım isteyenler var bu aralıkta.
Hatta daha sonraki zamanlarda bile Osman'dan yardım isteyecekler.
Osmanlı ikinci evrede, yani ikinci dönemde şöyle bir şey izliyor Mevcut topraklarını koruma politikasına dönüyor.
Yani pasör bohça anlaşması Lale Devri ile başlıyor.
Yaş anlaşmasına kadar ki zaten yaş anlaşmasından sonra Osmanlı dağılma dönemine girecek.
İşte bu yüzyılda iki dönem var.
Bu döneme Üçüncü Ahmet dönemiyle başlayalım.
Biz bu döneme Lale Devri de diyoruz.
Aslında Üçüncü Ahmet döneminde yapılan savaşlar şunlar Osmanlı Rus Savaşı, Osmanlı, Venedik, Avusturya savaşları, Osmanlı İran savaşları, Üçüncü Ahmet dönemi de bu savaşları göreceğiz ve şu anlaşmaları göreceğiz Prut Anlaşması.
Pasör Bohça, İstanbul Anlaşması.
Peki Osmanlı Rus Savaşı niçin başladı?
Şundan başladı aslında bu savaş bizimle alakalı bir savaş değilken bizimle alakalı bir savaşa dönüştü.
Şimdi Rusya'yla İsveç kendi arasında savaş yapıyor ve savaşın adı palto va savaş.
Arkadaşlar 18. Yüzyılda Rusya'nın politikasını bilmemiz gerekiyor.
Rusya Kafkasya üzerine hakim olmak istiyor.
Orada İran'la çatışmaya girecek.
Hatta bu yüzden Osmanlı'yla müttefik bile olacak.
Rusya aynı zamanda Karadeniz'e sıcak denizlere inmek istiyor.
Osmanlı ile karşı karşıya gelecek.
Bu yüzyılda yine Rusya Baltık Denizi'nde, yani Avrupa'da, İsveç'te çatışma halinde işte şurayı konu alacağız.
İsveç'te çatışma yaşayan Rusya bir bakıyor.
İsveç Kralı Demirbaş Açan Paul, Tuva savaşında yeniliyor, Kim'e sığınıyor, Osmanlı'ya sığınıyor.
Bu arada Rusya Kralı da Osmanlı topraklarına girdiği için Osmanlı Rus savaşı başlamış olacak.
Bu Osmanlı-Rus savaşı Prut Nehri etrafında yapıldığı için bu anlaşmanın adı da Prut Anlaşması olacak.
Yalnız burada şöyle bir durum var.
Baltacı Mehmet Paşa, Prut Nehri'nde Rus Çarı Petro yı sıkıştırdığı halde, onu yenebilecek olduğu halde yeniçerilere güvenmediği için Birinci Petro'nun barış teklifini kabul ediyor Baltacı Mehmet ve sonunda Prut Anlaşması imzalanıyor.
Kurt Anlaşması 1700 deki İstanbul anlaşmasına göre çok daha kazançlı bir anlaşma Osmanlı için.
Tabii burada Osmanlı'ya saldıran bir devlet var ve Osmanlı bu savaşta başarı kazanıyor, savaşmadan başarı kazanıyor.
Önemli işte Osmanlı.
Rus savaşındaki yapılan Prut anlaşması bu şekilde oluşmuştur ve Azak Kalesi ve çevresi Rusya'dan geri alındı.
1700 de Rusya'ya verdiğimiz yer geri alınmış oldu.
Kaybedilen toprakların geri alınması bizde bir umut oluşturdu.
Arkadaşlar Osmanlı kendini dev aynasında görüyor hala önemli burada.
Rusya 1700 de kazandığı hakların bir çoğunu kaybetmeye başladı.
Bu Osmanlı için gerçekten güzel bir anlaşma.
Yalnız kurt anlaşması kısa vadede olumlu, uzun vadede olumsuz bir anlaşma olarak görülüyor.
Neden?
Çünkü 1711 yılında Rusya'yı eğer kurup nehrinde yenmiş olsaydık o zaman belki bir daha karşımıza çıkmakta zorlanacak dı. Yani Osman dönemi sonunda çok kötü olaylar yaşıyor Rusya tarafından.
Bunu bilelim.
Osmanlı, Venedik, Avusturya savaşlar niçin başlamıştır?
Asıl mesele Venedik ile Mora yüzünden başlamıştır.
Burada 18.
Yüzyılda Venedik'in politikasına baktığınız zaman Balkanlarda Karadağ halkını Osmanlı'ya karşı kışkırttığını görüyoruz.
1699 da Mora ve Dalmaçya bölgelerini almıştı.
Bu Osmanlı için kabul edilemez bir durumdu.
Artı şimdi mesele burada başlayacak.
Zaten Mora'da arkadaşlar Venedik Katolik, Mora Ortodoks ve Mora Osmanlı'dan ayrıldı çıktı.
Eee ne yapıyor?
Katolikler Ortodoks lara baskı yapıyor, vergiyi arttırıyor.
Peki Mora kime sığınacak?
Tabi ki bu da Osmanlı'yı.
Bu da neyi başlattı?
Osman Avusturya, Venedik savaşlarını başlattı.
Peki hocam biz Venedik'i anlıyoruz da Avusturya ne alaka?
Avusturya 1699 Karlofça Anlaşması'nın garantörü.
O yüzden de Osmanlı, Venedik ile savaş yaparsa Avusturya ne yapacak, işe karışacak?
Osmanlı iki cephede yaptığı savaşlara ise Peter vara din savaşları diyoruz.
Tabi Avusturya savaşa müdahil olduğu için Peter din savaşları Osmanlı için olumsuz olmuştur ve savaşa kaybetmiştir.
Sonunda da Pasific anlaşmasını imzalamıştır.
Buradaki Osmanlı Venedik Avusturya Savaşı pasör topçu anlaşmasıyla sonuçlandı.
Burada Batı'nın üstünlüğünü Osmanlı kabul etmiş sayıldı ve artık Osmanlı yeni bir devre, yeni bir barış dönemini kültürel evreye geçmiş oldu.
Lale Devri'ne geçti.
Üçüncü Ahmet döneminde, sonrasında Osmanlı İran savaşlarını görüyoruz.
İstanbul Antlaşması yapılacak.
Bunda da, bu arada da Osmanlı Rusya ilk defa işbirliği yaptığını görüyoruz.
Nasıl oluyor bu?
İran'da bir taht kavgası var arkadaşlar.
Nadir Şah'ın zorla Avşarlar arasında Rusya'da bundan istifade etmek istiyor ve İran toprağına girmeye çalışıyor.
Osman deli etti de bu durumun farkına varınca o da İran coğrafyasına hareket ediyor, iki ordu karşı karşıya kalıyor. Osman ileti Rusya'nın güneye inmesinden rahatsız olduğu için, yani bu Osmanlı doğu sınırını tehlikeye atacağı için Rusya'nın o bölgeye girmesini istemiyor.
Ve bu sebeple de Osmanlı Rusya bir ittifak yapıyor.
Bu tarihteki ilk Osmanlı Rus ittifakı dır ve bu savaşta da İran topraklarını paylaşmak istemişler ama çok da başarılı olamayacaklar.
İşte İstanbul anlaşması böyle bir ortamda imzalanmış.
Osmanlı Rus ittifak anlaşmasıdır diyoruz.
Şimdi gelelim kültürel olaylarına.
Biz bunları bir olarak söyleyelim ki kronoloji olarak öğrencilerimiz karıştırmasın diye.
Burada Lale Devri 1718 ile 1130 arasında yapılmıştır.
Peki Lale Devri ne demektir?
Batıyı örnek aldığımız zamandır.
Yani pasör Oktay Anlaşması'ndan sonra girmiş olduğumuz bir evre.
Lale Devri'nde batıda hiçbir savaş yok ama doğuda savaş var.
Çünkü Osmanlı İran savaşı tamda Lale Devri içerisinde olmuş bir savaştır.
Lale devrine baktığımız zaman ilk defa batı tarzı mimari eserlerin yapıldığını görüyoruz.
Buna biz Barok ve Rokoko mimarisi diyoruz.
Üçüncü Ahmet Çeşmesi buna örnektir.
Mimari ve sanat alanında yapılan bir faaliyet.
Avrupa'nın birçok bölgesine ilk kez geçici elçilik gönderiliyor.
Viyana'ya, Paris'e, Londra'ya bakın.
Lale Devri'nde geçici ama Lale Devrinden sonra Üçüncü Selim döneminde ise daimi elçilik gönderiliyor.
Bu önemli.
Bu neyle ilgili?
Siyasi?
İlk özel Türk matbaası kuruluyor.
Burada İbrahim Müteferrika ve Sait Efendi'nin katkılarıyla kurulan bir Türk matbaasında bahsediyoruz.
Bakın matbaa daha önce vardı Osmanlı'da ama ilk defa Türk matbaası diyor.
Bu teknik alanda Avrupa'dan yararlanıldığını gösteriyor arkadaşlar.
Yine burada ilk basılan eser de Van Kululu Gate.
Tarih, coğrafya kitapları da bastırılmıştır.
Burada sadece ne bastırılıyor?
Matbaada dini kitapları bastırılıyor, Kuran'ı Kerim değiştirilebilir korkusu var.
Bir bu iki hattatlar işsiz kalabilir diye hattat güzel yazı yazanlar onlar işsiz kalmasın diye matbaada dini kitaplar bastırılmıştır. Şimdi bir yerde matbaa varsa tabiki kağıt fabrikası kurulacak.
Yalova Kağıt Fabrikası'ndan bahsediyoruz ve onunla beraber çini fabrikaların da kurulduğunu göreceğiz.
Burada çini ve kağıt fabrikalarının kurulması ekonomik ve kültürel girişim olduğunu gösterir.
Yine Doğu klasiklerinin Türkçeye tercüme edildiğini görüyoruz.
Şimdi matbaa, kağıt, klasiklerin Türkçe çevirmeni derken emeğe ihtiyacımız var.
Kütüphane ihtiyacımız var.
O da burada olacak.
Kütüphaneler açılmıştır.
Bu da kültürel bir girişimdir.
Yalnız halkın okuma yazma oranı düşük olduğu için kütüphanelere rağbet az olmuştur.
Burada beyin dediğimiz üç tane şey kaldı.
Onları da şuraya yazalım.
Birincisi İstanbul'da kumaş fabrikalarının açılması, ikincisi ilk defa çiçek aşısı kullanılmıştır.
Üçüncüsü Yeniçeri ocağından tulum bacı ocağı kuruldu.
Bu itfaiye örgütü arkadaşlar, onu da bilelim.
Şimdi Lale Devri'nde bunlar.
Mesela ilk kumaş fabrikası nedir arkadaşlar?
Ekonomik iyi çiçek açtı.
Kullanılması sağlık, yeni çevreden tulum, bacı ocağı kurulmuş.
Yani itfaye ocağı kurumsal bu sosyal ihtiyacı karşılıyor.
Yani askerden sivil alanda yararlanılmış olmuş oldu.
Genel anlamda bakacak olursak lale devrini baştan kişi üçüncü hükümettir.
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa bunun damadı.
Ama hem Üçüncü Ahmet'in hem de Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın sonu kötü olacak.
Niye?
Çünkü Patrona Halil isyanıyla Lale Devri arkadaşlar bitirilecek.
Bunu da şöyle söyleyelim.
Üsluplar yapılırken toplumsal huzursuzluk çıkmamasına da dikkat edilmiştir.
Bu çok önemli ama ne olursa olsun halkın durumu perişan.
İstanbul'da lüks bir yaşam var.
Bu da yeniçerilerin ekmeğine yağ sürmüştür.
Patrona Halil bir yeniçeri isyanıdır ve yeniçeri isyanıyla da bana devrine son verildiğini bilelim.
Üçüncü Ahmed dönemimiz bunlardan ibaret.
Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti
Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi 2 / 5
III. Ahmet Dönemi(Lale Devri)
III. Ahmet Dönemi(Lale Devri)