Evet arkadaşlar bu videomuzda Türkiye'deki su kaynaklarından bahsedeceğiz.
Öncelikli olarak kaynak türleriyle başlayalım.
Şimdi ülkemizde görülen kaynak türlerinin birincisi fay kaynak dediğimiz kaynak türü.
Fay kaynak fayın olmuş olduğu yerde karşımıza gelir.
Şimdi burada şekle baktığımızda fay olduğunu nasıl idrak ederiz?
Özellikle dikkat ettiyseniz çizgilerin bulunmuş olduğu bu alanla bu alanın aynı seviyede olması gerekirken bir kırılma meydana geldiği için de biri yukarıda biri aşağıda kalmış.
Bu da bize fay olduğunu gösterir.
Fay kaynağı suları arkadaşlar sıcaktır, aynı zamanda da minerallidir.
Sıcak ve mineralli suları vardır.
İnsanlar daha çok sağlık amaçlı bu suları kullanırlar.
Bunun dışında ısıtma amaçlı bu sular kullanılır.
Konut ısıtmada yine seraların ısıtılmasında da bu su kaynakları kullanılmaktadır.
Fayların bulunduğu deprem bölgelerinin bulunduğu alanda mevcuttur.
Bir diğer kaynak türümüz karstik kaynak diğer ismiyle voklüz kaynağımız.
Özellikle ülkemizi Akdeniz bölgesinde bulunmuş olduğu alanda karşımıza gelir.
Burada görmüş olduğunuz gibi şekil bizim için oldukça önemli.
Şekil verip özellik sorabilir çünkü bize.
Burada yer alan suyumuz da karstik kaynak.
Bunların suları ise arkadaşlar kireçli aynı zamanda da soğuk sulardır.
Kireçli ve soğuk olan bu sulara da karstik kaynak, voklüz kaynak diyoruz.
Evet bir diğer kaynak türümüz ise artezyen kaynağımız.
Artezyen kaynağımız ise suları soğuktur insanlar tarafından sondajlarla çıkartılır bu sular.
İki geçirimsiz tabaka arasında sıkışan suyun insanlar tarafından sondajlarla çıkarılmasıdır.
Bunu da artezyen kaynak olarak nitelendiriyoruz.
İnsanların bu suyu çıkarmakta ki amaçları ne?
Tabii ki sulama amaçlı, içme amaçlı çıkartılan sulardır.
Şimdi arkadaşlar Türkiye'deki akarsuların özellikleri ile devam edelim.
Ülkemiz eğim ve engebenin fazla olmuş olduğu bir ülke.
Eğim, engebe fazla olduğu için de ülkemizde akarsular denge profiline ulaşmamıştır.
Ne demek bu?
Ülkemizde yani akarsular özellikle Doğu Anadolu bölgesinde derine doğru aşınım yapmaktadır.
Denge profiline ulaşmış olsaydı daha çok şu şekilde menderesler çizerek akarlardı.
Yana doğru da aşınım yaparlardı hem de birikim yaparlardı.
Denge profiline ulaşmadığı için de ulaşım ve taşımacılık için elverişli değildir.
Ülkemizdeki akarsular üzerinde ulaşım ve taşımacılık yapılmaz.
Sadece Bartın çayının bulunmuş olduğu alanda tomruk taşımacılığı ile karşımıza gelir.
Şimdi bunun dışında ülkemizde akarsuların boyları kısadır.
Kısa olmasında ise yer şekilleri dediğimiz faktör bu durumu etkilemekte, dağların uzanışları bu durumu etkiler yine.
Ülkemizdeki akarsuların rejimleri düzensizdir arkadaşlar çünkü iklim ile ilişkilidir bu rejim dediğimiz ifade.
Karadeniz iklimi daha düzenli olduğu için Karadeniz ikliminde bir nebze daha düzenli diyebiliriz.
Diğerlerinde zaten düzensizdir.
Şimdi aşağıdaki harita ile şöyle Türkiye'deki akarsu sularımız hakkında çıkarımlarda bulunalım.
Şimdi arkadaşlar şöyle Ege bölgesiyle başlayacak olursak Ege bölgesinde bulunmuş olduğu havzada Ergene ve Meriç'in, Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes'in bulunmuş olduğu alanı görmekteyiz.
Ege Havzası olarak geçer.
Marmara havzasının bulunmuş olduğu alanda Susurluğu, yine Karadeniz havzasının bulunmuş olduğu alanda Yenice, Kızılırmak, Yeşilırmak yine burada Çoruh görebiliriz, Bartın çayını görebiliriz arkadaşlar.
Bunun dışında Akdeniz havzasında bulunmuş olduğu alanda Manavgat, Göksu, Seyhan, Ceyhan.
Yine Asi'yi burada görebiliriz.
Bunun dışında Fırat ve Dicle hepinizin bildiği gibi Basra Körfezi'ne dökülen akarsularımızdır burası da.
Kura ve Aras da yine arkadaştan Hazar Gölü'ne dökülen kapalı havza gurubu içerisinde yer alır.
Şimdi bunlarla ilgili birkaç tane daha özelliklerimizi verelim.
Kapalı havza ifadesini kullandım.
Onun ne demek olduğunu açıklayalım.
Şöyle şu veya küçük küçük notlar alalım, kapalı havza.
Şimdi bir alanın kapalı havza olmasını etkileyen faktörlere baktığımız zaman özellikle o bölgenin dağlarla çevrili olması ki ülkemizde de durum böyle dağlarla çevrili olma durumu kapalı havza olma durumunu etkiler.
Bunun dışında yine kurak iklim koşulları, kurak iklim koşulları da kapalı olmasını etkileyen faktörler arasında yer alır.
Peki ülkemizdeki kapalı hafızalara bakacak olursak ülkemizde özellikle Tuz Gölü kapalı havzası, kapalı havza niteliği taşımaktadır.
Hatta Türkiye'nin en büyük kapalı hafızasıdır.
Bunun dışında Göller Yöresi, özellikle şu kesim, Göller Yöresi olarak ifade edilir.
Göller Yöresi de yine aynı şekilde kapalı havza özelliği taşır.
Van Gölü etrafı dağlarla çevrili olduğu için kapalı havza özelliği taşımaktadır yine.
Ve Hazar Gölü, dünyanın en büyük gölü olarak geçer.
Aras, Kuru nehirleri de buraya dökülür ve kapalı havza niteliği göstermektedir arkadaşlar.
Yani bir göle döküldüğü durumda kapalı havza, bir denize, okyanusa ulaştırırsa sularını açık havza niteliği gösterir.
Öncelikli olarak kaynak türleriyle başlayalım.
Şimdi ülkemizde görülen kaynak türlerinin birincisi fay kaynak dediğimiz kaynak türü.
Fay kaynak fayın olmuş olduğu yerde karşımıza gelir.
Şimdi burada şekle baktığımızda fay olduğunu nasıl idrak ederiz?
Özellikle dikkat ettiyseniz çizgilerin bulunmuş olduğu bu alanla bu alanın aynı seviyede olması gerekirken bir kırılma meydana geldiği için de biri yukarıda biri aşağıda kalmış.
Bu da bize fay olduğunu gösterir.
Fay kaynağı suları arkadaşlar sıcaktır, aynı zamanda da minerallidir.
Sıcak ve mineralli suları vardır.
İnsanlar daha çok sağlık amaçlı bu suları kullanırlar.
Bunun dışında ısıtma amaçlı bu sular kullanılır.
Konut ısıtmada yine seraların ısıtılmasında da bu su kaynakları kullanılmaktadır.
Fayların bulunduğu deprem bölgelerinin bulunduğu alanda mevcuttur.
Bir diğer kaynak türümüz karstik kaynak diğer ismiyle voklüz kaynağımız.
Özellikle ülkemizi Akdeniz bölgesinde bulunmuş olduğu alanda karşımıza gelir.
Burada görmüş olduğunuz gibi şekil bizim için oldukça önemli.
Şekil verip özellik sorabilir çünkü bize.
Burada yer alan suyumuz da karstik kaynak.
Bunların suları ise arkadaşlar kireçli aynı zamanda da soğuk sulardır.
Kireçli ve soğuk olan bu sulara da karstik kaynak, voklüz kaynak diyoruz.
Evet bir diğer kaynak türümüz ise artezyen kaynağımız.
Artezyen kaynağımız ise suları soğuktur insanlar tarafından sondajlarla çıkartılır bu sular.
İki geçirimsiz tabaka arasında sıkışan suyun insanlar tarafından sondajlarla çıkarılmasıdır.
Bunu da artezyen kaynak olarak nitelendiriyoruz.
İnsanların bu suyu çıkarmakta ki amaçları ne?
Tabii ki sulama amaçlı, içme amaçlı çıkartılan sulardır.
Şimdi arkadaşlar Türkiye'deki akarsuların özellikleri ile devam edelim.
Ülkemiz eğim ve engebenin fazla olmuş olduğu bir ülke.
Eğim, engebe fazla olduğu için de ülkemizde akarsular denge profiline ulaşmamıştır.
Ne demek bu?
Ülkemizde yani akarsular özellikle Doğu Anadolu bölgesinde derine doğru aşınım yapmaktadır.
Denge profiline ulaşmış olsaydı daha çok şu şekilde menderesler çizerek akarlardı.
Yana doğru da aşınım yaparlardı hem de birikim yaparlardı.
Denge profiline ulaşmadığı için de ulaşım ve taşımacılık için elverişli değildir.
Ülkemizdeki akarsular üzerinde ulaşım ve taşımacılık yapılmaz.
Sadece Bartın çayının bulunmuş olduğu alanda tomruk taşımacılığı ile karşımıza gelir.
Şimdi bunun dışında ülkemizde akarsuların boyları kısadır.
Kısa olmasında ise yer şekilleri dediğimiz faktör bu durumu etkilemekte, dağların uzanışları bu durumu etkiler yine.
Ülkemizdeki akarsuların rejimleri düzensizdir arkadaşlar çünkü iklim ile ilişkilidir bu rejim dediğimiz ifade.
Karadeniz iklimi daha düzenli olduğu için Karadeniz ikliminde bir nebze daha düzenli diyebiliriz.
Diğerlerinde zaten düzensizdir.
Şimdi aşağıdaki harita ile şöyle Türkiye'deki akarsu sularımız hakkında çıkarımlarda bulunalım.
Şimdi arkadaşlar şöyle Ege bölgesiyle başlayacak olursak Ege bölgesinde bulunmuş olduğu havzada Ergene ve Meriç'in, Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes'in bulunmuş olduğu alanı görmekteyiz.
Ege Havzası olarak geçer.
Marmara havzasının bulunmuş olduğu alanda Susurluğu, yine Karadeniz havzasının bulunmuş olduğu alanda Yenice, Kızılırmak, Yeşilırmak yine burada Çoruh görebiliriz, Bartın çayını görebiliriz arkadaşlar.
Bunun dışında Akdeniz havzasında bulunmuş olduğu alanda Manavgat, Göksu, Seyhan, Ceyhan.
Yine Asi'yi burada görebiliriz.
Bunun dışında Fırat ve Dicle hepinizin bildiği gibi Basra Körfezi'ne dökülen akarsularımızdır burası da.
Kura ve Aras da yine arkadaştan Hazar Gölü'ne dökülen kapalı havza gurubu içerisinde yer alır.
Şimdi bunlarla ilgili birkaç tane daha özelliklerimizi verelim.
Kapalı havza ifadesini kullandım.
Onun ne demek olduğunu açıklayalım.
Şöyle şu veya küçük küçük notlar alalım, kapalı havza.
Şimdi bir alanın kapalı havza olmasını etkileyen faktörlere baktığımız zaman özellikle o bölgenin dağlarla çevrili olması ki ülkemizde de durum böyle dağlarla çevrili olma durumu kapalı havza olma durumunu etkiler.
Bunun dışında yine kurak iklim koşulları, kurak iklim koşulları da kapalı olmasını etkileyen faktörler arasında yer alır.
Peki ülkemizdeki kapalı hafızalara bakacak olursak ülkemizde özellikle Tuz Gölü kapalı havzası, kapalı havza niteliği taşımaktadır.
Hatta Türkiye'nin en büyük kapalı hafızasıdır.
Bunun dışında Göller Yöresi, özellikle şu kesim, Göller Yöresi olarak ifade edilir.
Göller Yöresi de yine aynı şekilde kapalı havza özelliği taşır.
Van Gölü etrafı dağlarla çevrili olduğu için kapalı havza özelliği taşımaktadır yine.
Ve Hazar Gölü, dünyanın en büyük gölü olarak geçer.
Aras, Kuru nehirleri de buraya dökülür ve kapalı havza niteliği göstermektedir arkadaşlar.
Yani bir göle döküldüğü durumda kapalı havza, bir denize, okyanusa ulaştırırsa sularını açık havza niteliği gösterir.