Vücudumuzda kan dolaşımı ve lenf dolaşımı olmak üzere iki çeşit dolaşım bulunur.
Bu ikisini birbiriyle karşılaştıralım.
Kan dolaşımında atardamar, toplardamar ve kılcal damar olmak üzere üç çeşit damar bulunur.
Ancak lenf dolaşımında atardamar bulunmaz, toplardamar ve kılcal damar bulundurur.
Kan alyuvar içerir, alyuvarın içinde hemoglobin bulunuyor.
Hemoglobinin yapısında da demir bulunur.
Bu nedenle kan kırmızı renklidir.
Lenf damarlarının içinde bulunan sıvıya akkan adını veriyoruz.
Akkan alyuvar içermez. Akkan şeffaf renktedir.
İnce bağırsakta emilen karbonhidrat ve protein monomerleri, suda çözünen B ve C vitaminleri, su ve mineraller kan dolaşımına geçer.
Lenf dolaşımında ise şilomikron, yağda çözünen A D E ve K vitaminleri gibi maddeler taşınır.
Ancak şunu da unutmayalım, lenf dolaşımı taşıdığı her şeyi bir noktada kan dolaşımına katar.
Yani kan dolaşımında da elbette mesela A vitaminine rastlayabiliriz. Lenf dolaşımında taşınan maddeler sol köprücük altı toplardamarından kana geçer.
Şimdi farklardan devam edelim.
Kan dolaşımının kalp gibi bir pompası vardır.
Lenf dolaşımında kalp gibi bir pompa görev yapmaz, bununla bağlantılı olarak kan dolaşımı lenf dolaşımına göre daha hızlıdır. Kan kılcal damarları atardamar ve toplardamar arasında bulunduğu için iki ucu açıktır.
Ancak lenf dolaşımında atardamar bulunmadığı için lenf kılcallarının bir ucu kapalıdır.
Aynı zamanda lenf kılcallarının kan kılcallarından daha geçirgen olduğunu da söylemek istiyorum.
Ayrıca her iki dolaşımda da vücudun alt kısmında bulunan toplardamarlarının yapısında kapakçık bulunur.
Bu kapakçıklar kanın ve akkanın yerçekimine karşı gelerek yukarı doğru taşınmasına yardım eder.
Şimdi bu örneği çözelim.
İnce bağırsakta emilen D vitamini depolanmak üzere karaciğere gidiyor, sırayla hangi organ ve damarlardan geçer?
D vitamini emilirken villuslarda bulunan lenf kılcallarına geçer.
Oradan lenf düğümlerine ve lenf düğümlerinden de peke sarnıcına geçer. Sonra göğüs kanalına gelir, artık buradan sonra kan dolaşımına katılır.
Yani sol köprücük altı toplardamarına geçer.
Sol köprücük altı toplardamarı üst ana toplardamara bağlanır.
Üst ana toplardamar kalbin sağ kulakçığına gelir. Sonra sağ karıncığa geçer.
Şimdi küçük dolaşım başlayacak.
Yani kan akciğer atardamarına geçer, akciğere gelir, sonra akciğer toplardamarına geçer ve kalbin sol kulakçığına gelir.
Böylece küçük dolaşım bitmiş oldu.
Sol kulakçıktaki kan sol karıncığa geçer.
Şimdi de büyük dolaşım başlıyor.
Kan buradan Aort atardamarına geçer.
D vitaminini karaciğere göndermek istiyorduk değil mi?
O zaman kan buradan karaciğer atardamarına geçer ve sonunda karaciğere ulaşmış olur. Artık D vitamini burada depolanabilir.
Bu ikisini birbiriyle karşılaştıralım.
Kan dolaşımında atardamar, toplardamar ve kılcal damar olmak üzere üç çeşit damar bulunur.
Ancak lenf dolaşımında atardamar bulunmaz, toplardamar ve kılcal damar bulundurur.
Kan alyuvar içerir, alyuvarın içinde hemoglobin bulunuyor.
Hemoglobinin yapısında da demir bulunur.
Bu nedenle kan kırmızı renklidir.
Lenf damarlarının içinde bulunan sıvıya akkan adını veriyoruz.
Akkan alyuvar içermez. Akkan şeffaf renktedir.
İnce bağırsakta emilen karbonhidrat ve protein monomerleri, suda çözünen B ve C vitaminleri, su ve mineraller kan dolaşımına geçer.
Lenf dolaşımında ise şilomikron, yağda çözünen A D E ve K vitaminleri gibi maddeler taşınır.
Ancak şunu da unutmayalım, lenf dolaşımı taşıdığı her şeyi bir noktada kan dolaşımına katar.
Yani kan dolaşımında da elbette mesela A vitaminine rastlayabiliriz. Lenf dolaşımında taşınan maddeler sol köprücük altı toplardamarından kana geçer.
Şimdi farklardan devam edelim.
Kan dolaşımının kalp gibi bir pompası vardır.
Lenf dolaşımında kalp gibi bir pompa görev yapmaz, bununla bağlantılı olarak kan dolaşımı lenf dolaşımına göre daha hızlıdır. Kan kılcal damarları atardamar ve toplardamar arasında bulunduğu için iki ucu açıktır.
Ancak lenf dolaşımında atardamar bulunmadığı için lenf kılcallarının bir ucu kapalıdır.
Aynı zamanda lenf kılcallarının kan kılcallarından daha geçirgen olduğunu da söylemek istiyorum.
Ayrıca her iki dolaşımda da vücudun alt kısmında bulunan toplardamarlarının yapısında kapakçık bulunur.
Bu kapakçıklar kanın ve akkanın yerçekimine karşı gelerek yukarı doğru taşınmasına yardım eder.
Şimdi bu örneği çözelim.
İnce bağırsakta emilen D vitamini depolanmak üzere karaciğere gidiyor, sırayla hangi organ ve damarlardan geçer?
D vitamini emilirken villuslarda bulunan lenf kılcallarına geçer.
Oradan lenf düğümlerine ve lenf düğümlerinden de peke sarnıcına geçer. Sonra göğüs kanalına gelir, artık buradan sonra kan dolaşımına katılır.
Yani sol köprücük altı toplardamarına geçer.
Sol köprücük altı toplardamarı üst ana toplardamara bağlanır.
Üst ana toplardamar kalbin sağ kulakçığına gelir. Sonra sağ karıncığa geçer.
Şimdi küçük dolaşım başlayacak.
Yani kan akciğer atardamarına geçer, akciğere gelir, sonra akciğer toplardamarına geçer ve kalbin sol kulakçığına gelir.
Böylece küçük dolaşım bitmiş oldu.
Sol kulakçıktaki kan sol karıncığa geçer.
Şimdi de büyük dolaşım başlıyor.
Kan buradan Aort atardamarına geçer.
D vitaminini karaciğere göndermek istiyorduk değil mi?
O zaman kan buradan karaciğer atardamarına geçer ve sonunda karaciğere ulaşmış olur. Artık D vitamini burada depolanabilir.