Vücudumuzda kan dolaşımının yanında bir de lenf dolaşımı bulunmaktadır.
İlk olarak lenf sisteminin görevlerini konuşalım.
Sağlıklı bir insanda her gün kılcal damarlardan doku sıvısına yaklaşık 4-8 litre sıvı geçişi olur.
Bunun yanında az miktarda protein de doku sıvısına geçer.
Kan kaybettiği bu proteini ve sıvıyı lenf sistemi sayesinde yeniden kazanır.
Yani lenf sistemi sayesinde doku sıvısının fazlası tekrar kana taşınır.
Aynı zamanda ince bağırsakta sindirim sonucunda oluşan yağ asitleri ve gliserol, yine aynı şekilde yağda eriyen vitaminler lenf sistemiyle taşınır.
Tabii ki burada yağların şilomikron şeklinde taşındığını da hatırlatmak istiyorum.
Lenf sisteminin bir diğer görevi de vücuda giren yabancı maddelere ya da mikroorganizmalara karşı savunma yapmaktır. Lenf sistemi; lenf düğümleri, lenf damarları ve lenf sıvısından oluşur.
Lenf düğümleri en çok karın ve kasık bölgesinde, boyunda, koltuk altında ve göğüste bulunur.
Buralarda lenf sıvısı süzülür ve akyuvar üretimi, depolanması gerçekleşir. Yani bağışıklıkta önemli rol oynar.
Vücut bir enfeksiyonla savaşırken bu dokulardaki akyuvarlar hızla çoğalır ve lenf düğümleri şişer.
Bademcikler, dalak, timüs lenf sisteminde yer alan önemli organlardır.
Şimdi lenf sisteminde yer alan organları ve bazı yapıları konuşalım.
Burada bademcikler yer alıyor.
Burada da boyun lenf düğümleri.
Timüs, koltuk altı lenf düğümleri, göğüs lenf kanalı, dalak, kırmızı kemik iliği, peke sarnıcı ve apendiks.
Buralar lenfatik sistemi oluşturur diyebiliriz.
Gelelim lenf damarlarına, lenf dolaşımında lenf toplarları ve lenf kılcalları bulunur.
Ancak lenf atardamarları yoktur.
Lenf sistemi kan damarları gibi dokular arasına kadar girmiş damarlara sahiptir.
Görevi dokularda madde ve sıvı birikmesini önlemektir.
Lenf damarlarının bir ucu kapalıdır ve damar duvarları kan damarlarına göre daha incedir.
Lenfatik sistemin kalp gibi bir pompası olmadığından dolaşım hızı kan dolaşımından daha yavaştır.
Biraz da lenf damarlarının içinde bulunan lenf sıvısını konuşalım.
Lenf sıvısına akkan adı da verilir.
Akkan içerisinde alyuvar bulunmaz. Yani bu nedenle akkan kırmızı değil şeffaf bir görünüme sahiptir.
Lenf sıvısı doku sıvısıyla hemen hemen aynı bileşime sahiptir.
Biraz önce de bahsettiğim gibi şilomikron, yağda çözünen vitaminler, akyuvarlar ve küçük proteinler burada taşınır.
Peki acaba lenf sıvısı damarlar içerisinde nasıl hareket ediyor?
Tabii ki lenf toplardamarında bulunan kapakçıklar, lenf damarları duvarının ritmik kasılması, iskelet kaslarının kasılması gibi faktörler akkanı hareket ettirir.
Lenf sıvısının elbette ki bir yerde kan dolaşımına tekrar katılması gerekiyor. Şimdi bu yolu inceleyelim.
Sağ kol, başın ve göğsün sağ kısmından gelenler öncelikle sağ köprücük altı toplardamarına geçer, ardından üst ana toplardamara ulaşır.
Sol kol, başın ve göğsün sol kısmından gelen lenf öncelikle göğüs kanalına sonra sol köprücük altı toplardamarına ve oradan da üst ana toplardamara ulaşır. Bağırsaklardan ve bacaklardan gelen lenf öncelikle peke sarnıcına sonra göğüs kanalı, sol öpücük altı toplardamarı ve üst ana toplardamar ulaşır.
Vücudun sağ tarafından gelen lenf sağ köprücük altı toplardamarında vücudun sol tarafından ve bacaklardan bağırsaklardan gelen lenf ise sol köprücük altı toplardamarında kana karışır diyebiliriz.
Çünkü bunlar kan damarlarıdır.
Üst ana toplardamarın da kalbin sağ kulakçığına bağlandığını hatırlıyoruz değil mi?
Son olarak ödemden bahsedelim.
Kılcal damarlardaki kan basıncının yüksek olması sonucu doku sıvısına daha çok su ve madde geçişi gerçekleşir.
Doku sıvısında su ve madde miktarının artmasına ödem denir.
Normalde lenf sistemi doku sıvısını toplayarak tekrardan kana alıyordu.
Eğer lenf sistemi yetersiz kalırsa damarlarda herhangi bir tıkanma olursa ödem oluşabilir.
Kılcal damarlarda kan basıncının ve kan damarının geçirgenliğinin artması da ödem oluşumu nedenleri arasındadır.
Çünkü bu durumda damardan dışarıya daha çok maddeler çıkar. Kandaki plazma proteinlerinin azalması nedeniyle ozmotik basıncın düşmesi ve doku sıvısının ozmotik basıncının yüksek olması da ödeme neden olabilir.
İlk olarak lenf sisteminin görevlerini konuşalım.
Sağlıklı bir insanda her gün kılcal damarlardan doku sıvısına yaklaşık 4-8 litre sıvı geçişi olur.
Bunun yanında az miktarda protein de doku sıvısına geçer.
Kan kaybettiği bu proteini ve sıvıyı lenf sistemi sayesinde yeniden kazanır.
Yani lenf sistemi sayesinde doku sıvısının fazlası tekrar kana taşınır.
Aynı zamanda ince bağırsakta sindirim sonucunda oluşan yağ asitleri ve gliserol, yine aynı şekilde yağda eriyen vitaminler lenf sistemiyle taşınır.
Tabii ki burada yağların şilomikron şeklinde taşındığını da hatırlatmak istiyorum.
Lenf sisteminin bir diğer görevi de vücuda giren yabancı maddelere ya da mikroorganizmalara karşı savunma yapmaktır. Lenf sistemi; lenf düğümleri, lenf damarları ve lenf sıvısından oluşur.
Lenf düğümleri en çok karın ve kasık bölgesinde, boyunda, koltuk altında ve göğüste bulunur.
Buralarda lenf sıvısı süzülür ve akyuvar üretimi, depolanması gerçekleşir. Yani bağışıklıkta önemli rol oynar.
Vücut bir enfeksiyonla savaşırken bu dokulardaki akyuvarlar hızla çoğalır ve lenf düğümleri şişer.
Bademcikler, dalak, timüs lenf sisteminde yer alan önemli organlardır.
Şimdi lenf sisteminde yer alan organları ve bazı yapıları konuşalım.
Burada bademcikler yer alıyor.
Burada da boyun lenf düğümleri.
Timüs, koltuk altı lenf düğümleri, göğüs lenf kanalı, dalak, kırmızı kemik iliği, peke sarnıcı ve apendiks.
Buralar lenfatik sistemi oluşturur diyebiliriz.
Gelelim lenf damarlarına, lenf dolaşımında lenf toplarları ve lenf kılcalları bulunur.
Ancak lenf atardamarları yoktur.
Lenf sistemi kan damarları gibi dokular arasına kadar girmiş damarlara sahiptir.
Görevi dokularda madde ve sıvı birikmesini önlemektir.
Lenf damarlarının bir ucu kapalıdır ve damar duvarları kan damarlarına göre daha incedir.
Lenfatik sistemin kalp gibi bir pompası olmadığından dolaşım hızı kan dolaşımından daha yavaştır.
Biraz da lenf damarlarının içinde bulunan lenf sıvısını konuşalım.
Lenf sıvısına akkan adı da verilir.
Akkan içerisinde alyuvar bulunmaz. Yani bu nedenle akkan kırmızı değil şeffaf bir görünüme sahiptir.
Lenf sıvısı doku sıvısıyla hemen hemen aynı bileşime sahiptir.
Biraz önce de bahsettiğim gibi şilomikron, yağda çözünen vitaminler, akyuvarlar ve küçük proteinler burada taşınır.
Peki acaba lenf sıvısı damarlar içerisinde nasıl hareket ediyor?
Tabii ki lenf toplardamarında bulunan kapakçıklar, lenf damarları duvarının ritmik kasılması, iskelet kaslarının kasılması gibi faktörler akkanı hareket ettirir.
Lenf sıvısının elbette ki bir yerde kan dolaşımına tekrar katılması gerekiyor. Şimdi bu yolu inceleyelim.
Sağ kol, başın ve göğsün sağ kısmından gelenler öncelikle sağ köprücük altı toplardamarına geçer, ardından üst ana toplardamara ulaşır.
Sol kol, başın ve göğsün sol kısmından gelen lenf öncelikle göğüs kanalına sonra sol köprücük altı toplardamarına ve oradan da üst ana toplardamara ulaşır. Bağırsaklardan ve bacaklardan gelen lenf öncelikle peke sarnıcına sonra göğüs kanalı, sol öpücük altı toplardamarı ve üst ana toplardamar ulaşır.
Vücudun sağ tarafından gelen lenf sağ köprücük altı toplardamarında vücudun sol tarafından ve bacaklardan bağırsaklardan gelen lenf ise sol köprücük altı toplardamarında kana karışır diyebiliriz.
Çünkü bunlar kan damarlarıdır.
Üst ana toplardamarın da kalbin sağ kulakçığına bağlandığını hatırlıyoruz değil mi?
Son olarak ödemden bahsedelim.
Kılcal damarlardaki kan basıncının yüksek olması sonucu doku sıvısına daha çok su ve madde geçişi gerçekleşir.
Doku sıvısında su ve madde miktarının artmasına ödem denir.
Normalde lenf sistemi doku sıvısını toplayarak tekrardan kana alıyordu.
Eğer lenf sistemi yetersiz kalırsa damarlarda herhangi bir tıkanma olursa ödem oluşabilir.
Kılcal damarlarda kan basıncının ve kan damarının geçirgenliğinin artması da ödem oluşumu nedenleri arasındadır.
Çünkü bu durumda damardan dışarıya daha çok maddeler çıkar. Kandaki plazma proteinlerinin azalması nedeniyle ozmotik basıncın düşmesi ve doku sıvısının ozmotik basıncının yüksek olması da ödeme neden olabilir.