Bu dersimizde duyu organları rahatsızlıklarını öğrenelim.
İlk olarak deri rahatsızlıkları ile başlayalım.
Derimizde bulunan epitel doku hücreleri sürekli olarak yenilenir ve yenilenme sırasında hücreler hızla bölünür.
Deri; ultraviyole, hava kirliliği gibi karsinojen yani kansere sebep olan faktörler ile karşılaşırsa kanser oluşturabilir.
Bu nedenle kanser görülme olasılığının en fazla olduğu dokulardan birisi deridir diyebiliriz.
Aynı zamanda vitiligo adı verilen derideki pigment kaybından kaynaklanan deride beyaz alanların görüldüğü bir hastalık da vardır.
Bu hastalıkta deriye renk veren melanosit hücrelerine karşı vücut antikor üretir.
Bu nedenle otoimmün bir hastalık olduğunu da söyleriz.
Otoimmün hastalıklarda vücut kendi hücrelerini bir yabancı olarak görmektedir.
Hatta bir sinir sistemi rahatsızlığı olan MS ve Tip1 diyabet de otoimmün bir hastalıktı.
Şimdi gelelim göz rahatsızlıklarına.
İlk olarak hipermetrop veya hipermetropi ile başlayabiliriz.
Bu hastalıkta göz yuvarlağının çapı önden arkaya doğru kısalmıştır ya da göz merceği normalden daha incedir.
Normalde ışınlar kırıldıktan sonra retinanın yani retinada bulunan sarı beneğin üzerine düşerdi.
Sarı benek de hatta buradaydı değil mi?
Ancak farkettiyseniz hipermetropide görüntü retinanın arkasına düşmüş.
Bu kişiler yakını iyi göremezler.
Hipermetropi ince kenarlı dışbükey mercek ile düzeltilebilir.
Şimdi bu kişinin ince kenarlı bir gözlük taktığını düşünelim.
Yani artık görüntüye gözlüğün arkasından bakıyor olsun.
Bu durumda görüntü artık sarı benek üzerine düşer.
Yani aslında göz kandırılmış ve göz kusuru düzeltilmiş olur.
Gelelim miyopiye.
Bu rahatsızlıkta göz yuvarlağının çapı önden arkaya doğru daha uzundur ya da göz merceği normalden daha şişkindir.
Bu durumda görüntü retinanın önüne düşer.
Bu kişiler uzağı iyi göremezler.
Miyopi kalın kenarlı içbükey mercekle düzeltilebilir.
Şimdi bu kişi kalın kenarlı merceğe sahip bir gözlük taktı.
Bu durumda kusur düzeltildi ve görüntü retinanın yani sarı beneğin üzerine düşürüldü.
Astigmatizimde göz merceği ya da korneada oluşan pürüzlü yüzeylerden dolayı ışınlar retinada birden fazla yerde odaklanır.
Bu nedenle astigmatlı kişiler hem uzağı hem de yakını bulanık görürler.
Bu göz kusuru silindirik mercekle düzeltilir.
Evet bu durumda yeni görüntü retinanın üzerine düşürülmüş olur.
Yani artık net bir görüntü oluşmuştur.
Presbitlik yaşa bağlı olarak göz merceğinin esnekliğini kaybetmesi ve gözün uyum yeteneğinin azalması ile ortaya çıkar.
Kişiler artık yakını iyi göremezler ve ince kenarlı mercekle düzeltilir.
Şaşılık ise göz kaslarının uyumlu kasılmamasından dolayı gözlerin farklı yönde hareket etmesiyle oluşur ve ameliyatla düzeltilebilir.
Katarakt, göz merceğinin saydamlığının kaybolmasıdır.
Orta yaş üzeri bireylerde bulanık görmeye sebep olan bir kusurdur.
Bu kusur ameliyatla düzeltilebilir.
Gelelim göz tansiyonuna.
Gözün iç kısmında karanlık oda, karanlık odanın içerisinde de camsı cisim bulunduğunu hatırlıyorsunuz değil mi?
İşte bu camsı cismin dengesinin bozulması ile sıvı basıncı artabilir.
Bu duruma göz tansiyonu diyoruz.
Yine bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Gözümüzde renkli görmemizi sağlayan koni hücreleri vardı.
Koni hücrelerinden sorumlu genlerde meydana gelen bozukluklar sonucu koni hücrelerinden biri ya da birkaçının bulunmamasına renk körlüğü (daltonizm) denir.
Koni hücrelerinin hiç bulunmamasına ise tam renk körlüğü denir.
Renk körlüğü X kromozomunda çekinik bir gen ile taşınan kalıtsal hastalıktır.
Burun rahatsızlıklarına koku körlüğü örnek verilebilir.
Doğuştan bazı nedenlerle kokuları algılayamama durumudur.
Bu durum zehirli gazların fark edilmesini engelleyip kişinin hayatını tehlikeye sokabilir.
Ayrıca sinüslerin iltihaplanması ile oluşan sinüzit ve alerjik rinit yani saman nezlesi de burun rahatsızlıklarına örnek verilebilir.
Kulak rahatsızlıklarına işitme ve denge kayıplarını örnek verebiliriz.
İşitme kaybı, dış kulak ve orta kulak hastalıklarından kaynaklı olabileceği gibi iç kulakla, beyinle ve işitme sinirleri ile ilgili farklı nedenlerden de kaynaklanabilir.
Dış kulak kaynaklı nedenler; kulak kepçesi yokluğu ve şekil bozukluğu, dış kulak yolunun kapalı olması, dış kulakta yabancı cisim varlığıdır.
Orta kulak kaynaklı nedenler; orta kulak iltihabı ve kireçlenmesi, yırtılmış kulak zarı, orta kulaktaki tümörlerdir.
İç kulak kaynaklı nedenler ise işitme sinirlerinin çeşitli nedenlerle zarar görmesi ve iç kulak iltihaplarıdır.
Tüm bu nedenlerin yanı sıra gürültülü ortamlarda bulunmak, genetik faktörler ve yaşın ilerlemesi de işitme kaybına sebep olabilir.
İşitme kaybı koklear implant denilen tıbbi bir araçla düzeltilebilir.
Koklear implant sesleri kodlanmış elektriksel sinyallere dönüştürerek işitme sinirlerinin uyarılmasını sağlar.
Bu arada işitme kaybını ve derecelerini tespit etmek için yapılan testlere işitme testi ya da odyolojik test adı verilir.
Denge kaybı; beyin ve beyinciğe, omuriliğe, göze ve iç kulağa bağlı olarak meydana gelebilir.
İç kulakta yarım daire kanalları içindeki otolitlerin hareket etmesiyle ortaya çıkan denge kaybı ve baş dönmesi vertigo denilen rahatsızlığa yol açar.
Son olarak tat körlüğünü de söyleyelim.
Bu hastalık kalıtsaldır ve tatların alınamaması durumudur.
İlk olarak deri rahatsızlıkları ile başlayalım.
Derimizde bulunan epitel doku hücreleri sürekli olarak yenilenir ve yenilenme sırasında hücreler hızla bölünür.
Deri; ultraviyole, hava kirliliği gibi karsinojen yani kansere sebep olan faktörler ile karşılaşırsa kanser oluşturabilir.
Bu nedenle kanser görülme olasılığının en fazla olduğu dokulardan birisi deridir diyebiliriz.
Aynı zamanda vitiligo adı verilen derideki pigment kaybından kaynaklanan deride beyaz alanların görüldüğü bir hastalık da vardır.
Bu hastalıkta deriye renk veren melanosit hücrelerine karşı vücut antikor üretir.
Bu nedenle otoimmün bir hastalık olduğunu da söyleriz.
Otoimmün hastalıklarda vücut kendi hücrelerini bir yabancı olarak görmektedir.
Hatta bir sinir sistemi rahatsızlığı olan MS ve Tip1 diyabet de otoimmün bir hastalıktı.
Şimdi gelelim göz rahatsızlıklarına.
İlk olarak hipermetrop veya hipermetropi ile başlayabiliriz.
Bu hastalıkta göz yuvarlağının çapı önden arkaya doğru kısalmıştır ya da göz merceği normalden daha incedir.
Normalde ışınlar kırıldıktan sonra retinanın yani retinada bulunan sarı beneğin üzerine düşerdi.
Sarı benek de hatta buradaydı değil mi?
Ancak farkettiyseniz hipermetropide görüntü retinanın arkasına düşmüş.
Bu kişiler yakını iyi göremezler.
Hipermetropi ince kenarlı dışbükey mercek ile düzeltilebilir.
Şimdi bu kişinin ince kenarlı bir gözlük taktığını düşünelim.
Yani artık görüntüye gözlüğün arkasından bakıyor olsun.
Bu durumda görüntü artık sarı benek üzerine düşer.
Yani aslında göz kandırılmış ve göz kusuru düzeltilmiş olur.
Gelelim miyopiye.
Bu rahatsızlıkta göz yuvarlağının çapı önden arkaya doğru daha uzundur ya da göz merceği normalden daha şişkindir.
Bu durumda görüntü retinanın önüne düşer.
Bu kişiler uzağı iyi göremezler.
Miyopi kalın kenarlı içbükey mercekle düzeltilebilir.
Şimdi bu kişi kalın kenarlı merceğe sahip bir gözlük taktı.
Bu durumda kusur düzeltildi ve görüntü retinanın yani sarı beneğin üzerine düşürüldü.
Astigmatizimde göz merceği ya da korneada oluşan pürüzlü yüzeylerden dolayı ışınlar retinada birden fazla yerde odaklanır.
Bu nedenle astigmatlı kişiler hem uzağı hem de yakını bulanık görürler.
Bu göz kusuru silindirik mercekle düzeltilir.
Evet bu durumda yeni görüntü retinanın üzerine düşürülmüş olur.
Yani artık net bir görüntü oluşmuştur.
Presbitlik yaşa bağlı olarak göz merceğinin esnekliğini kaybetmesi ve gözün uyum yeteneğinin azalması ile ortaya çıkar.
Kişiler artık yakını iyi göremezler ve ince kenarlı mercekle düzeltilir.
Şaşılık ise göz kaslarının uyumlu kasılmamasından dolayı gözlerin farklı yönde hareket etmesiyle oluşur ve ameliyatla düzeltilebilir.
Katarakt, göz merceğinin saydamlığının kaybolmasıdır.
Orta yaş üzeri bireylerde bulanık görmeye sebep olan bir kusurdur.
Bu kusur ameliyatla düzeltilebilir.
Gelelim göz tansiyonuna.
Gözün iç kısmında karanlık oda, karanlık odanın içerisinde de camsı cisim bulunduğunu hatırlıyorsunuz değil mi?
İşte bu camsı cismin dengesinin bozulması ile sıvı basıncı artabilir.
Bu duruma göz tansiyonu diyoruz.
Yine bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Gözümüzde renkli görmemizi sağlayan koni hücreleri vardı.
Koni hücrelerinden sorumlu genlerde meydana gelen bozukluklar sonucu koni hücrelerinden biri ya da birkaçının bulunmamasına renk körlüğü (daltonizm) denir.
Koni hücrelerinin hiç bulunmamasına ise tam renk körlüğü denir.
Renk körlüğü X kromozomunda çekinik bir gen ile taşınan kalıtsal hastalıktır.
Burun rahatsızlıklarına koku körlüğü örnek verilebilir.
Doğuştan bazı nedenlerle kokuları algılayamama durumudur.
Bu durum zehirli gazların fark edilmesini engelleyip kişinin hayatını tehlikeye sokabilir.
Ayrıca sinüslerin iltihaplanması ile oluşan sinüzit ve alerjik rinit yani saman nezlesi de burun rahatsızlıklarına örnek verilebilir.
Kulak rahatsızlıklarına işitme ve denge kayıplarını örnek verebiliriz.
İşitme kaybı, dış kulak ve orta kulak hastalıklarından kaynaklı olabileceği gibi iç kulakla, beyinle ve işitme sinirleri ile ilgili farklı nedenlerden de kaynaklanabilir.
Dış kulak kaynaklı nedenler; kulak kepçesi yokluğu ve şekil bozukluğu, dış kulak yolunun kapalı olması, dış kulakta yabancı cisim varlığıdır.
Orta kulak kaynaklı nedenler; orta kulak iltihabı ve kireçlenmesi, yırtılmış kulak zarı, orta kulaktaki tümörlerdir.
İç kulak kaynaklı nedenler ise işitme sinirlerinin çeşitli nedenlerle zarar görmesi ve iç kulak iltihaplarıdır.
Tüm bu nedenlerin yanı sıra gürültülü ortamlarda bulunmak, genetik faktörler ve yaşın ilerlemesi de işitme kaybına sebep olabilir.
İşitme kaybı koklear implant denilen tıbbi bir araçla düzeltilebilir.
Koklear implant sesleri kodlanmış elektriksel sinyallere dönüştürerek işitme sinirlerinin uyarılmasını sağlar.
Bu arada işitme kaybını ve derecelerini tespit etmek için yapılan testlere işitme testi ya da odyolojik test adı verilir.
Denge kaybı; beyin ve beyinciğe, omuriliğe, göze ve iç kulağa bağlı olarak meydana gelebilir.
İç kulakta yarım daire kanalları içindeki otolitlerin hareket etmesiyle ortaya çıkan denge kaybı ve baş dönmesi vertigo denilen rahatsızlığa yol açar.
Son olarak tat körlüğünü de söyleyelim.
Bu hastalık kalıtsaldır ve tatların alınamaması durumudur.