Hipofiz, hipotalamusun hemen altında iki loptan oluşan fasulye büyüklüğünde bir bezdir.
Serla turkika yani Türkçe ismiyle Türk eyeri adı verilen bir çöküntü içerisinde yer alır.
Hipofiz bezinin salgısını hipotalamus kontrol eder.
Hatırlayalım, hipotalamus homeostasi merkeziydi.
Hipotalamus ön lobu kontrol eder demiştik.
Ön lobu kontrol ettiği hormona RH adını veriyoruz.
RH hormonu salgılatıcı ya da engelleyici olabilir. Hipofiz bezinin ön lobundan salgılanan hormonları inceleyelim.
İlk hormon STH hormonu, diğer ismiyle somatotropin ya da büyüme hormonu.
Bazı kemiklerin uç kısımlarında epifiz plağı bulunur ve epifiz plağı kemiklerin boyuna uzamasını sağlar. İşte STH hormonu epifiz plağına etki eder.
Aynı zamanda STH etkisiyle hücredeki protein sentezi, yağ sentezi artar.
Yağ depolanması artar.
Çocukken çok salgılanırsa devliğe, az salgılanırsa cüceliğe sebep olur.
Yetişkinlikte fazla salgılanması durumunda ise akromegali adını verdiğimiz hastalık oluşur.
Bu hastalıkta el, ayak ve kemiklerinde orantısız büyümeler gözlenir.
Hatta Shrek karakterini bilirsiniz.
Shrek karakterinin ilham kaynağı Fransız bir güreşçidir ve bu güreşçi akromegali hastasıdır.
Bir diğer hormonumuz ise ACTH hormonu, bu hormona adrenokortikotropik hormon adını da veriyoruz.
ACTH böbrek üstü bezinin kabuk kısmına etki gösterir ve buradan birtakım hormonların salgılanmasını sağlar.
Bir diğer hormon FSH hormonu, bu hormona folikül uyarıcı hormon da deriz. Dişilerde yumurtalığa, erkeklerde ise testislere etki eder.
Dişilerde yumurtalığa etki ederek oogenezi yani yumurta oluşumunu sağlar.
Aynı zamanda FSH yumurtalıkta bulunan foliküllerden östrojen hormonunun salgılanmasını da sağlar. Erkeklerde ise testislerde spermatogenez olayını sağlar.
Spermatogenez sperm oluşumudur.
LH hormonu ise lüteinleştirici hormon olarak da adlandırırız, bu da yine hem yumurtalığa hem de testislere etki eder.
Yumurtalığa etki ederek ovulasyonu sağlar. Ovulasyon yumurtanın kanala geçmesini ifade eden bir terimdir.
Ovulasyonun ardından korpus luteum oluşur, ki bunu üreme sisteminde daha detaylı bir şekilde işleyeceğiz.
LH hormonu erkeklerde leydig hücrelerine etki eder ve buradan testosteron hormonunun salgılanmasını kontrol eder.
FSH ve LH gonadlar üzerine etki gösterir.
Yani yumurtalık ve testislere gonadlar deriz.
Bu nedenle FSH ve LH hormonlarının ikisine gonadotropinler adını da veriyoruz.
Gelelim TSH'A, TSH yani tiroid uyarıcı hormon tiroid bezi üzerine etki gösterir.
Tiroid bezinden tiroksin hormonunun salgılanmasını kontrol eder.
LTH diğer ismiyle PRL ya da prolaktin hormonu ise süt bezleri üzerine etki gösterir.
Süt bezlerinde süt üretimini sağlayan bir hormondur.
Aynı zamanda erkeklerde aşırı üretimi iktidarsızlığa sebep olur.
MSH hormunu ise melanosit uyarıcı hormondur ve deri üzerinde etki gösterir.
Derimizde melanosit hücreleri bulunur ve burada melanin sentezlenir ve bu sayede deri rengi kontrol edilir.
Aynı zamanda yağ metabolizması ile ilgili de görevleri vardır. Şimdi ön lob hormonlarını bitirdik, gelelim arka lob hormonlarına.
Arka lob hormonları hipotalamus tarafından üretilir.
Ön lob hormonlarını ise hipofiz bezi kendisi üretir.
İlk hormon oksitosin hormonu.
Oksitosin hormonuna suni sancı da diyebiliriz.
Bu hormon rahim üzerine etki gösterir.
Burada bulunan düz kasların kakılmasını sağlayarak doğumu kolaylaştırır.
Aynı zamanda oksitosinin sütle ilgili de görevi vardır.
Sütün kanala geçişini sağlar.
Prolaktinin de sütle ilgili görevi vardı.
Prolaktin süt üretimini sağlarken oksitosin sütün kanala geçişini yani boşaltımını sağlar.
Gelelim ADH hormonuna, ADH hormonuna vazopressin ya da antidiüretik hormon adını da verebiliriz.
ADH böbreklere etki eder. Böbreklerde suyun geri emilimini sağlayarak kanın ozmotik dengesini korur.
ADH'ın az salgılanması durumunda suyun geri emilimi azalır.
Emilmeyen su idrara gider, yani oluşan idrar miktarı artar. Seyreltik idrar oluşur.
Bu nedenle kişi sık sık idrara çıkar.
Bu belirtiler şeker hastalığına da benzer.
Bu nedenle ADH azlığında gözlenen hastalığa şekersiz şeker hastalığı adını da veriyoruz.
Şimdi gelelim biraz da epifiz bezinden bahsedelim.
Epifiz bezi beynin iki yarım küresi arasında bulunur.
Karanlıkta salgıladığı melatonin hormonu biyolojik saati düzenler.
Serla turkika yani Türkçe ismiyle Türk eyeri adı verilen bir çöküntü içerisinde yer alır.
Hipofiz bezinin salgısını hipotalamus kontrol eder.
Hatırlayalım, hipotalamus homeostasi merkeziydi.
Hipotalamus ön lobu kontrol eder demiştik.
Ön lobu kontrol ettiği hormona RH adını veriyoruz.
RH hormonu salgılatıcı ya da engelleyici olabilir. Hipofiz bezinin ön lobundan salgılanan hormonları inceleyelim.
İlk hormon STH hormonu, diğer ismiyle somatotropin ya da büyüme hormonu.
Bazı kemiklerin uç kısımlarında epifiz plağı bulunur ve epifiz plağı kemiklerin boyuna uzamasını sağlar. İşte STH hormonu epifiz plağına etki eder.
Aynı zamanda STH etkisiyle hücredeki protein sentezi, yağ sentezi artar.
Yağ depolanması artar.
Çocukken çok salgılanırsa devliğe, az salgılanırsa cüceliğe sebep olur.
Yetişkinlikte fazla salgılanması durumunda ise akromegali adını verdiğimiz hastalık oluşur.
Bu hastalıkta el, ayak ve kemiklerinde orantısız büyümeler gözlenir.
Hatta Shrek karakterini bilirsiniz.
Shrek karakterinin ilham kaynağı Fransız bir güreşçidir ve bu güreşçi akromegali hastasıdır.
Bir diğer hormonumuz ise ACTH hormonu, bu hormona adrenokortikotropik hormon adını da veriyoruz.
ACTH böbrek üstü bezinin kabuk kısmına etki gösterir ve buradan birtakım hormonların salgılanmasını sağlar.
Bir diğer hormon FSH hormonu, bu hormona folikül uyarıcı hormon da deriz. Dişilerde yumurtalığa, erkeklerde ise testislere etki eder.
Dişilerde yumurtalığa etki ederek oogenezi yani yumurta oluşumunu sağlar.
Aynı zamanda FSH yumurtalıkta bulunan foliküllerden östrojen hormonunun salgılanmasını da sağlar. Erkeklerde ise testislerde spermatogenez olayını sağlar.
Spermatogenez sperm oluşumudur.
LH hormonu ise lüteinleştirici hormon olarak da adlandırırız, bu da yine hem yumurtalığa hem de testislere etki eder.
Yumurtalığa etki ederek ovulasyonu sağlar. Ovulasyon yumurtanın kanala geçmesini ifade eden bir terimdir.
Ovulasyonun ardından korpus luteum oluşur, ki bunu üreme sisteminde daha detaylı bir şekilde işleyeceğiz.
LH hormonu erkeklerde leydig hücrelerine etki eder ve buradan testosteron hormonunun salgılanmasını kontrol eder.
FSH ve LH gonadlar üzerine etki gösterir.
Yani yumurtalık ve testislere gonadlar deriz.
Bu nedenle FSH ve LH hormonlarının ikisine gonadotropinler adını da veriyoruz.
Gelelim TSH'A, TSH yani tiroid uyarıcı hormon tiroid bezi üzerine etki gösterir.
Tiroid bezinden tiroksin hormonunun salgılanmasını kontrol eder.
LTH diğer ismiyle PRL ya da prolaktin hormonu ise süt bezleri üzerine etki gösterir.
Süt bezlerinde süt üretimini sağlayan bir hormondur.
Aynı zamanda erkeklerde aşırı üretimi iktidarsızlığa sebep olur.
MSH hormunu ise melanosit uyarıcı hormondur ve deri üzerinde etki gösterir.
Derimizde melanosit hücreleri bulunur ve burada melanin sentezlenir ve bu sayede deri rengi kontrol edilir.
Aynı zamanda yağ metabolizması ile ilgili de görevleri vardır. Şimdi ön lob hormonlarını bitirdik, gelelim arka lob hormonlarına.
Arka lob hormonları hipotalamus tarafından üretilir.
Ön lob hormonlarını ise hipofiz bezi kendisi üretir.
İlk hormon oksitosin hormonu.
Oksitosin hormonuna suni sancı da diyebiliriz.
Bu hormon rahim üzerine etki gösterir.
Burada bulunan düz kasların kakılmasını sağlayarak doğumu kolaylaştırır.
Aynı zamanda oksitosinin sütle ilgili de görevi vardır.
Sütün kanala geçişini sağlar.
Prolaktinin de sütle ilgili görevi vardı.
Prolaktin süt üretimini sağlarken oksitosin sütün kanala geçişini yani boşaltımını sağlar.
Gelelim ADH hormonuna, ADH hormonuna vazopressin ya da antidiüretik hormon adını da verebiliriz.
ADH böbreklere etki eder. Böbreklerde suyun geri emilimini sağlayarak kanın ozmotik dengesini korur.
ADH'ın az salgılanması durumunda suyun geri emilimi azalır.
Emilmeyen su idrara gider, yani oluşan idrar miktarı artar. Seyreltik idrar oluşur.
Bu nedenle kişi sık sık idrara çıkar.
Bu belirtiler şeker hastalığına da benzer.
Bu nedenle ADH azlığında gözlenen hastalığa şekersiz şeker hastalığı adını da veriyoruz.
Şimdi gelelim biraz da epifiz bezinden bahsedelim.
Epifiz bezi beynin iki yarım küresi arasında bulunur.
Karanlıkta salgıladığı melatonin hormonu biyolojik saati düzenler.