Evet değerli arkadaşlar, tarih bilimin araştırma yöntemine beraber bakalım.
Bu ne demek hocam?
Tarih araştırma yaparken farklı bir yöntem kullanıyor.
Bir insanın kitap yazdığını düşünün.
Kitap yazarken önce ne yapıyoruz?
Belge buluyoruz, son anı yapıyoruz.
O belgeleri sınıflandırır yoruz, işimizi daha da kolaylaştırıyoruz.
Üçüncü aşamada belgeleri gözden geçiriyoruz.
Dördüncü aşama gözden geçirdiğimiz bilgileri, eleştirisini yapıyoruz.
Beşinci aşama kitap haline getiriyoruz veya birleştiriyoruz.
Peki tek tek inceleyelim.
Bir kişi kaynak araması yani belge araması yaptığı zaman ne yapacak?
Araştırılacak konu ile ilgili belgeyi buldu.
Peki bu belgeler nasıl belgeler?
Hocam yazılı, yazısız, sözlü, görsel ne kadar varsa birinci elden kaynak, ikinci elden kaynak.
Bir daha sonra bunu arka planda göreceğiz.
O zaman demek ki kaynak aşaması önemli.
Ne kadar çok kaynağımız varsa araştırdığımız konuyla ilgili o konu biraz daha aydınlığa çıkacak demektir.
Bilinmeyenler bilinmeye başlar.
Tasnif aşamasına baktığımız zaman hocam sınıflandırma aşaması bakın tasnif detayı çıkardığım zaman ne oluyor?
Sinif O zaman ben bunu sınıflandırma olduğunu bileceğim hocam.
Bu da zamana göre, mekana göre ve konuya göre burada zaman, mekan ve konu olarak sınıflandırma yapıyorum, işimi kolaylaştırıyoruz yani koca belgeler arasında bulmuyorum.
Üçüncü aşama tahlil aşaması yani çözümleme aşaması buradan oluyor.
Hocam bilgilerin kaynak yönünden yeterli olup olmaması aşaması inceleniyor.
Yani benim az önce zamanı mekana konuya göre ayırdım.
Bütün o belgelerin kaynağı yeterli mi değil mi?
Bir kere böyle bir gözden geçiriyorum tamam.
Dördüncü aşama tenkit aşaması yani eleştiri.
Hocam eleştiri aşamasında bilgilerin diğer kaynaklar ile karşılaştırılması aşamasıdır.
Bu daha güvenli bilgilere ulaşmamızı sağlıyor.
Peki beşinci aşamada ne oluyor hocam?
Burada da terkip aşaması yani son aşama bu da bilgilerin bir araya getirilmesi aşaması ve kitap haline getirmiş oluyoruz. Şimdi de az önce incelediğimiz konuların bir içerine doğru bakalım.
Hocam kaynak arama dediğimiz zaman aklımıza ne geliyor?
Yazılı, yazısız, yazısız, sözlü, sesli ve görsel kaynaklar gelecek.
Bakalım yazılı kaynaklarımızda bizimle var para hocam Yazılı bir kaynaktır.
Tablet, mühür, kitabe.
Bunların hepsi yazılı kaynağa örneklerdir.
Hocam bunlar arkeolojik çalışmalarla bulunan ürünlerdir.
Yazısız kaynaklarda ne var hocam onlara da bakalım.
Kemik parçaları, seramikler, vazolar, çanak çömlek gibi nesnelerden oluşuyor arkadaşlar.
Bir de yazısız olup sözlü olarak bahsedilen ürünler vardır.
Bunlar da kaynak türüne girer.
Mesela menkıbeler, destanlar, mitolojiler gibi.
Arkadaşlar bunlar da söz de eserlere giriyor.
Peki sesli ve görsel materyaller nedir hocam Bunlar da hani daha yakın zamanda Birinci Dünya Savaşı'nda ve İkinci Dünya Savaşı'nda resimler, videolar olabilir üyesi bir bellek seydi bunlar arasında görünüyor.
Bir de kaynak aşamasında hocam birinci elden kaynak ve ikinci elden kaynak var.
Peki bu birinci elden kaynak nedir?
Olayın geçtiği dönemde yazılan belgelerdir.
Yani diyelim ki Fatih Sultan Mehmet savaşa gidiyor.
Savaşta onun yanına giden bir veziri veya bir minyatür cüzü bu olayları naklediyor.
Biz buna ne diyoruz hocam?
Vakayı nevi istiyoruz.
Vaka sinüsler, olayları kaydeden kişiler Osmanlı'da yani onların o dönemde yazdığı eser birinci elden kaynak olur.
Mesela Mustafa Kemal Atatürk'ün yazmış olduğu Nutuk adlı eseri kendi yaşadığı dönem anlattığı için birinci elden kaynak olur.
Ama günümüzde ise mesela İlber Ortaylı'nın veya Halil İnalcık'ın yazdığı eserler bu gibi tarihçiler eski deki bilgilere göre yazılar yazdığı için, bize tarih kitapları oluşturdukları için bunlar ikinci elden kaynağa örnek olur, ikinci elden kaynak nedir hocam?
O da birinci elden kaynağa bakılarak yazılan eserlerdir. Genel bir işte.
Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler adlı kitabı günümüzdeki bir yazardır ve tarihi belgelere bakarak bir roman kitabı yazmıştır gibi birinci elden kaynak ile ikinci elden kaynak, en basiti daha çok bize yazılı, yazısız, sözlü ve sesli görsel materyalleri sunmaktadır.
Hocam tasnif nedir?
Tasnif de şudur zamana göre, mekana göre ve konuya göre ayırmıştır.
Zamana göre örnek verecek olursak işte Kanuni dönemi, 1970 Adana tarihi gibi.
Mekana göre örnek verecek olursak Anadolu tarihi, İzmir'in tarihi, konuya göre örnek verecek olursak Türk tarihi, sanat tarihi gibi örnekler verilebilir arkadaşlar.
Yani burada tasnif konusuna geldiğimiz zaman sınıflandırma aklımıza gelecek zamana göre, mekana göre ve konuya göre.
Hocam bu benim işimi kolaylaştırıyor mu?
Evet örneklerini de verdik arkadaşlar.
Peki tenkit nedir hocam?
Tenkit iç, tenkit dış.
Olarak ikiye ayrılır.
Hocam iş tenkit önemli.
Eserde verilen bilgilerin diğer kaynaklarda içerik olarak kıyaslanması anlamına geliyor.
Yani az önce benim tasnifi yaptığım bilgileri ben diğer kaynaklara göre bakıyorum, inceliyorum, içeriklerini karşılaştırıyoruz ve en güvenilir doğru bilgiye ulaşıyorum.
Bir de dış tenkid var hocam bu da eserin yazarı kim?
Yani bakmış olduğum eserin yazarı güvenli mi değil mi?
Eser nerede yazılmış, hangi matbaada basılmış gibi unsurlara bakıyorsa dış tenkidi yapıyorum demektir.
Yani kılı kırk yanıyorum.
Hocam bu tenkit aşaması da artık son safhaya geldiğimizin göstergesi.
Peki son safha hangisi hocam?
Terkip yani bu da birleştirme aşaması, adı sentez aşaması idi diyoruz işte.
Tarihin, araştırma yönteminin, yani madalyonun diğer yüzü de böyle.
Evet arkadaşlar şimdi de tarih çeşitleriyle başlayalım.
Birincisi hikayeci tarihçilik temsilcisi Heredot dur.
Arkadaşlar, Eski Yunan'da beşinci yüzyılda ortaya çıkarmış olduğu bir eseri var. Historia adlı bir kitap yazmış.
Gidip gezdiği yerleri bize aynen olduğu gibi naklediyor.
Tamam, peki Eski Yunan'da görülen bu tarih çeşidi hikaye ve efsanelerle doludur.
Anlatım tarzı da böyle Destansı mıdır?
Yer ve zaman belirtir mi?
Evet, bu çok önemli.
Arkadaşlar gitti.
Her yeri ve zamanı bize söylemiş.
Burada tarihsel sebep ve sonuç arasında bir bağ kurmamış.
Yani niçin böyle oldu, sonucu ne oldu gibi bize bir bilgi vermemiş.
O yüzden de böyle bir tarih çeşidine biz ne diyoruz?
Hikayeci tarih diyoruz.
Peki öğretici tarihe bakalım.
Bunun da temsilcisi Türkiye'deki derstir.
Peki, yine bu da aynı şekilde Eski Yunan'da görülen bir tarih çeşidi.
Kurucusu Türk idi de Peki hocam bu ne diyor?
Şunu söylüyor Genelde milli değerleri ön plana çıkartan ve ahlaki değerleri öğretmeyi amaçlayan bir tarih çeşididir öğretici tarih yani pragmatik tarih.
Evet arkadaşlar öğretici tarihte kişiler, kahramanlar biraz daha ön plandadır.
Yenilgilerden daha çok zaferlerden bahsedilir.
Mesela bizim gördüğümüz Türkiye Cumhuriyeti inkılap tarihi, öğretici tarih örnek olabilir mi?
Evet hocam örnek olabilir.
Mesela hikayeci tarih biraz objektif olabilir mi?
Objektif Evet olabilir.
Tamam yer ve zaman belirtiyor, sebep sonuç belirtmiyor.
Heredot gittiği yerleri olduğu gibi yazmış.
Hocam bak bu olabilir dedik.
Öğretici tarih objektif olabilir mi?
Olamaz.
Niye?
Çünkü daha çok milli öğeleri ön plana çıkartıyor.
O yüzden de burada biraz daha subjektif öğeler bulunur deriz.
Peki kronik tarihte ne var?
Genelde o dönemde yazılmış olacak.
Yani olayın geçtiği zamanda yazılmış bir eserse veya bir ürün ise o zaman biz buna ne diyoruz?
Kronik tarih olaylar sırasına göre yazılmış ve o dönemde yazılmış olmalı. Peki olayların yaşandığı dönemde yazılan.
Evet yaşandığı dönemde olacak ve sırasına göre nakledilen zaten kronoloji den geliyor.
Adı kronik tarih mesela Hititler döneminde yazılan analar yani yıllıklar.
Hocam kronik tarih örnek midir?
Evet Osmanlı zamanında yazılan tarihler, vakayı dövizlerin kayda geçirdiği tarihler.
Hocam kronik tarihe örnek midir?
Evet yani sırasına göre ve yıllara göre yazılmış tar çeşidi olacak.
Kronik tarih diyoruz.
Bilimsel tarih 19'uncu yüzyılda ortaya çıkmış.
Özellikle olayların neden ve nasıl olduğunu, belgelere dayanması gerektiğini ve tarafsız olması gerektiğini bize vurguluyor.
Hocam temsilcisi kimdir?
Leopold von Rank nedir?
Arkadaşlar bilimsel tarihin bir diğer adı diyoruz.
Şimdi de tarihin faydalarına bakalım.
Tarih bize ne öğretiyor?
Geçmişten ders almamızı sağlıyor mu?
Evet.
Vatan ve millet sevgisi kazandırıyor mu?
Evet.
Empati yeteneği kazandırıyor mu?
Evet.
Çünkü geçmişteki olayları incelerken o dönemin insanlarına göre düşünmeye çalışıyoruz.
Peki çok yönlü düşünme becerisi kazandırıyor mu?
Geçmiş gelecek bugün.
Yani biz burada her yönüyle incelemiş oluyoruz ve bu bizim çok yönlü düşünmemize sebep oluyor.
Geleceği öngörme ve geçmişte olan şeyleri yaşanan olaylardan ders çıkart diyorsam, gelecekte de onların bir benzeri yaşanacağını tahmin edebilirim.
Sorgulama ve eleştiri yeteneği Hocam tarih de zaten neden sonuç olduğu için bir şey neden oldu, niçin meydana geldi sürekli bunları soruyorum ve eleştiri yapıyorum.
Bu da önemli.
En sonunda bize bir öz güven duygusu kazandıracaktır.
Niçin ve çünkü geçmişini bilen bir birey geleceğe daha emin adımlarla gittiği için biraz da kendisinde öz güven duygusunu hisseder.
Bunun gibi tarihin bize birçok yanı ve özelliği vardır.
Mesela bunlardan bir tanesi de entelektüel bilgi birikimine sahip olmamızdır.
Tarihin faydaları da bunlardır.
Yeni videolarda görüşmek üzere, hoşçakalın.
Bu ne demek hocam?
Tarih araştırma yaparken farklı bir yöntem kullanıyor.
Bir insanın kitap yazdığını düşünün.
Kitap yazarken önce ne yapıyoruz?
Belge buluyoruz, son anı yapıyoruz.
O belgeleri sınıflandırır yoruz, işimizi daha da kolaylaştırıyoruz.
Üçüncü aşamada belgeleri gözden geçiriyoruz.
Dördüncü aşama gözden geçirdiğimiz bilgileri, eleştirisini yapıyoruz.
Beşinci aşama kitap haline getiriyoruz veya birleştiriyoruz.
Peki tek tek inceleyelim.
Bir kişi kaynak araması yani belge araması yaptığı zaman ne yapacak?
Araştırılacak konu ile ilgili belgeyi buldu.
Peki bu belgeler nasıl belgeler?
Hocam yazılı, yazısız, sözlü, görsel ne kadar varsa birinci elden kaynak, ikinci elden kaynak.
Bir daha sonra bunu arka planda göreceğiz.
O zaman demek ki kaynak aşaması önemli.
Ne kadar çok kaynağımız varsa araştırdığımız konuyla ilgili o konu biraz daha aydınlığa çıkacak demektir.
Bilinmeyenler bilinmeye başlar.
Tasnif aşamasına baktığımız zaman hocam sınıflandırma aşaması bakın tasnif detayı çıkardığım zaman ne oluyor?
Sinif O zaman ben bunu sınıflandırma olduğunu bileceğim hocam.
Bu da zamana göre, mekana göre ve konuya göre burada zaman, mekan ve konu olarak sınıflandırma yapıyorum, işimi kolaylaştırıyoruz yani koca belgeler arasında bulmuyorum.
Üçüncü aşama tahlil aşaması yani çözümleme aşaması buradan oluyor.
Hocam bilgilerin kaynak yönünden yeterli olup olmaması aşaması inceleniyor.
Yani benim az önce zamanı mekana konuya göre ayırdım.
Bütün o belgelerin kaynağı yeterli mi değil mi?
Bir kere böyle bir gözden geçiriyorum tamam.
Dördüncü aşama tenkit aşaması yani eleştiri.
Hocam eleştiri aşamasında bilgilerin diğer kaynaklar ile karşılaştırılması aşamasıdır.
Bu daha güvenli bilgilere ulaşmamızı sağlıyor.
Peki beşinci aşamada ne oluyor hocam?
Burada da terkip aşaması yani son aşama bu da bilgilerin bir araya getirilmesi aşaması ve kitap haline getirmiş oluyoruz. Şimdi de az önce incelediğimiz konuların bir içerine doğru bakalım.
Hocam kaynak arama dediğimiz zaman aklımıza ne geliyor?
Yazılı, yazısız, yazısız, sözlü, sesli ve görsel kaynaklar gelecek.
Bakalım yazılı kaynaklarımızda bizimle var para hocam Yazılı bir kaynaktır.
Tablet, mühür, kitabe.
Bunların hepsi yazılı kaynağa örneklerdir.
Hocam bunlar arkeolojik çalışmalarla bulunan ürünlerdir.
Yazısız kaynaklarda ne var hocam onlara da bakalım.
Kemik parçaları, seramikler, vazolar, çanak çömlek gibi nesnelerden oluşuyor arkadaşlar.
Bir de yazısız olup sözlü olarak bahsedilen ürünler vardır.
Bunlar da kaynak türüne girer.
Mesela menkıbeler, destanlar, mitolojiler gibi.
Arkadaşlar bunlar da söz de eserlere giriyor.
Peki sesli ve görsel materyaller nedir hocam Bunlar da hani daha yakın zamanda Birinci Dünya Savaşı'nda ve İkinci Dünya Savaşı'nda resimler, videolar olabilir üyesi bir bellek seydi bunlar arasında görünüyor.
Bir de kaynak aşamasında hocam birinci elden kaynak ve ikinci elden kaynak var.
Peki bu birinci elden kaynak nedir?
Olayın geçtiği dönemde yazılan belgelerdir.
Yani diyelim ki Fatih Sultan Mehmet savaşa gidiyor.
Savaşta onun yanına giden bir veziri veya bir minyatür cüzü bu olayları naklediyor.
Biz buna ne diyoruz hocam?
Vakayı nevi istiyoruz.
Vaka sinüsler, olayları kaydeden kişiler Osmanlı'da yani onların o dönemde yazdığı eser birinci elden kaynak olur.
Mesela Mustafa Kemal Atatürk'ün yazmış olduğu Nutuk adlı eseri kendi yaşadığı dönem anlattığı için birinci elden kaynak olur.
Ama günümüzde ise mesela İlber Ortaylı'nın veya Halil İnalcık'ın yazdığı eserler bu gibi tarihçiler eski deki bilgilere göre yazılar yazdığı için, bize tarih kitapları oluşturdukları için bunlar ikinci elden kaynağa örnek olur, ikinci elden kaynak nedir hocam?
O da birinci elden kaynağa bakılarak yazılan eserlerdir. Genel bir işte.
Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler adlı kitabı günümüzdeki bir yazardır ve tarihi belgelere bakarak bir roman kitabı yazmıştır gibi birinci elden kaynak ile ikinci elden kaynak, en basiti daha çok bize yazılı, yazısız, sözlü ve sesli görsel materyalleri sunmaktadır.
Hocam tasnif nedir?
Tasnif de şudur zamana göre, mekana göre ve konuya göre ayırmıştır.
Zamana göre örnek verecek olursak işte Kanuni dönemi, 1970 Adana tarihi gibi.
Mekana göre örnek verecek olursak Anadolu tarihi, İzmir'in tarihi, konuya göre örnek verecek olursak Türk tarihi, sanat tarihi gibi örnekler verilebilir arkadaşlar.
Yani burada tasnif konusuna geldiğimiz zaman sınıflandırma aklımıza gelecek zamana göre, mekana göre ve konuya göre.
Hocam bu benim işimi kolaylaştırıyor mu?
Evet örneklerini de verdik arkadaşlar.
Peki tenkit nedir hocam?
Tenkit iç, tenkit dış.
Olarak ikiye ayrılır.
Hocam iş tenkit önemli.
Eserde verilen bilgilerin diğer kaynaklarda içerik olarak kıyaslanması anlamına geliyor.
Yani az önce benim tasnifi yaptığım bilgileri ben diğer kaynaklara göre bakıyorum, inceliyorum, içeriklerini karşılaştırıyoruz ve en güvenilir doğru bilgiye ulaşıyorum.
Bir de dış tenkid var hocam bu da eserin yazarı kim?
Yani bakmış olduğum eserin yazarı güvenli mi değil mi?
Eser nerede yazılmış, hangi matbaada basılmış gibi unsurlara bakıyorsa dış tenkidi yapıyorum demektir.
Yani kılı kırk yanıyorum.
Hocam bu tenkit aşaması da artık son safhaya geldiğimizin göstergesi.
Peki son safha hangisi hocam?
Terkip yani bu da birleştirme aşaması, adı sentez aşaması idi diyoruz işte.
Tarihin, araştırma yönteminin, yani madalyonun diğer yüzü de böyle.
Evet arkadaşlar şimdi de tarih çeşitleriyle başlayalım.
Birincisi hikayeci tarihçilik temsilcisi Heredot dur.
Arkadaşlar, Eski Yunan'da beşinci yüzyılda ortaya çıkarmış olduğu bir eseri var. Historia adlı bir kitap yazmış.
Gidip gezdiği yerleri bize aynen olduğu gibi naklediyor.
Tamam, peki Eski Yunan'da görülen bu tarih çeşidi hikaye ve efsanelerle doludur.
Anlatım tarzı da böyle Destansı mıdır?
Yer ve zaman belirtir mi?
Evet, bu çok önemli.
Arkadaşlar gitti.
Her yeri ve zamanı bize söylemiş.
Burada tarihsel sebep ve sonuç arasında bir bağ kurmamış.
Yani niçin böyle oldu, sonucu ne oldu gibi bize bir bilgi vermemiş.
O yüzden de böyle bir tarih çeşidine biz ne diyoruz?
Hikayeci tarih diyoruz.
Peki öğretici tarihe bakalım.
Bunun da temsilcisi Türkiye'deki derstir.
Peki, yine bu da aynı şekilde Eski Yunan'da görülen bir tarih çeşidi.
Kurucusu Türk idi de Peki hocam bu ne diyor?
Şunu söylüyor Genelde milli değerleri ön plana çıkartan ve ahlaki değerleri öğretmeyi amaçlayan bir tarih çeşididir öğretici tarih yani pragmatik tarih.
Evet arkadaşlar öğretici tarihte kişiler, kahramanlar biraz daha ön plandadır.
Yenilgilerden daha çok zaferlerden bahsedilir.
Mesela bizim gördüğümüz Türkiye Cumhuriyeti inkılap tarihi, öğretici tarih örnek olabilir mi?
Evet hocam örnek olabilir.
Mesela hikayeci tarih biraz objektif olabilir mi?
Objektif Evet olabilir.
Tamam yer ve zaman belirtiyor, sebep sonuç belirtmiyor.
Heredot gittiği yerleri olduğu gibi yazmış.
Hocam bak bu olabilir dedik.
Öğretici tarih objektif olabilir mi?
Olamaz.
Niye?
Çünkü daha çok milli öğeleri ön plana çıkartıyor.
O yüzden de burada biraz daha subjektif öğeler bulunur deriz.
Peki kronik tarihte ne var?
Genelde o dönemde yazılmış olacak.
Yani olayın geçtiği zamanda yazılmış bir eserse veya bir ürün ise o zaman biz buna ne diyoruz?
Kronik tarih olaylar sırasına göre yazılmış ve o dönemde yazılmış olmalı. Peki olayların yaşandığı dönemde yazılan.
Evet yaşandığı dönemde olacak ve sırasına göre nakledilen zaten kronoloji den geliyor.
Adı kronik tarih mesela Hititler döneminde yazılan analar yani yıllıklar.
Hocam kronik tarih örnek midir?
Evet Osmanlı zamanında yazılan tarihler, vakayı dövizlerin kayda geçirdiği tarihler.
Hocam kronik tarihe örnek midir?
Evet yani sırasına göre ve yıllara göre yazılmış tar çeşidi olacak.
Kronik tarih diyoruz.
Bilimsel tarih 19'uncu yüzyılda ortaya çıkmış.
Özellikle olayların neden ve nasıl olduğunu, belgelere dayanması gerektiğini ve tarafsız olması gerektiğini bize vurguluyor.
Hocam temsilcisi kimdir?
Leopold von Rank nedir?
Arkadaşlar bilimsel tarihin bir diğer adı diyoruz.
Şimdi de tarihin faydalarına bakalım.
Tarih bize ne öğretiyor?
Geçmişten ders almamızı sağlıyor mu?
Evet.
Vatan ve millet sevgisi kazandırıyor mu?
Evet.
Empati yeteneği kazandırıyor mu?
Evet.
Çünkü geçmişteki olayları incelerken o dönemin insanlarına göre düşünmeye çalışıyoruz.
Peki çok yönlü düşünme becerisi kazandırıyor mu?
Geçmiş gelecek bugün.
Yani biz burada her yönüyle incelemiş oluyoruz ve bu bizim çok yönlü düşünmemize sebep oluyor.
Geleceği öngörme ve geçmişte olan şeyleri yaşanan olaylardan ders çıkart diyorsam, gelecekte de onların bir benzeri yaşanacağını tahmin edebilirim.
Sorgulama ve eleştiri yeteneği Hocam tarih de zaten neden sonuç olduğu için bir şey neden oldu, niçin meydana geldi sürekli bunları soruyorum ve eleştiri yapıyorum.
Bu da önemli.
En sonunda bize bir öz güven duygusu kazandıracaktır.
Niçin ve çünkü geçmişini bilen bir birey geleceğe daha emin adımlarla gittiği için biraz da kendisinde öz güven duygusunu hisseder.
Bunun gibi tarihin bize birçok yanı ve özelliği vardır.
Mesela bunlardan bir tanesi de entelektüel bilgi birikimine sahip olmamızdır.
Tarihin faydaları da bunlardır.
Yeni videolarda görüşmek üzere, hoşçakalın.