Şimdi burada ökaryot bir hücreyi incelediğimizi düşünün.
Bu kısım çekirdek zarı ve bu aradaki boşluklar da çekirdek zarının porları.
Ökaryot hücrelerde DNA çekirdekte, mitokondride, kloroplastta bulunabilir.
Burada çekirdekte bulunan DNA'yı görüyoruz.
DNA'da karşılıklı nükleotitler birbirine zayıf hidrojen bağlarıyla bağlanır.
Protein sentezleneceği zaman ilgili bölge, ki burada ilgili bölge burası DNA helikaz enzimi yardımıyla açılır.
Yani bu enzimin görevi hidrojen bağlarını kırmaktır.
Böylece bu kısımdaki hidrojen bağları bir fermuarın açılması gibi baştan sona açılır.
Bu iplik kalıp iplik olsun.
O zaman bu iplik de kalıp olmayan ipliktir.
Protein sentezlenirken ilk olarak kalıp iplik üzerinde bulunan şifrelere uygun mesajcı RNA sentezlenir. Tabii ki bu esnada da RNA polimeraz enzimi görev alır.
Şimdi hemen buraya yeni sentezlenen mRNA ipliğini çiziyorum.
Timine karşılık adenin, adenine karşılık timin yerine urasil, sitozine karşılık guanin, yine guanine karşılık sitozin gelir.
Tabii ki burada sentez yapılırken yine buradaki bazlar arasında zayıf hidrojen bağları kurulur.
Sentez bittikten sonra da yine o hidrojen bağları ortadan kalkar.
DNA üzerinde bulunan üçlü nükleotitlere kod, mesajcı RNA üzerinde bulunan üçlü nükleotitlere de kodon dediğimizi hatırlayın.
Aslında burada şu anda transkripsiyon gerçekleşti.
Transkripsiyona yazılma da denir. Dodlara uygun kodonlar yazıldı gibi düşünün. Böylece DNA üzerindeki bilgiler mesajcı RNA'ya geçti.
Şimdi artık mesajcı RNA'nın çekirdekten dışarıya çıkması lazım.
Bunun içinde tabii ki bu porlardan geçer.
Çekirdek zarının porları hücre zarının porlarına göre daha geniştir.
Bu nedenle büyük maddelerin geçişine izin verir.
Ribozomun da iki tane alt birimi bulunur bir büyük alt birim bir de küçük alt birim.
Bunlar normalde ayrı ayrı dururlar ancak protein sentezleneceği zaman bir araya gelirler.
Mesajcı RNA bu porlardan çıktıktan sonra ribozomun küçük alt birimine tutunur.
Bu esnada metionin amino asidi de ribozomun büyük alt birimine bağlanır.
Tabi sonra da ribozomun büyük ve küçük alt birimleri birleşir.
Böylece protein sentezi başlamış olur.
Burada translasyon yani okunma gerçekleşir.
Translasyon yönü de soldan sağa doğru.
Mesajcı RNA üzerindeki kodonlara uygun olan anti kodonlar sırasıyla aminoasitleri alarak ribozomun büyük alt birimine gelir.
Bu esnada burada kodonlar ve anti kodonlar arasında zayıf hidrojen bağları kurulur.
Aminoasitleri birbirine bağlayan bağın adı da peptiptir bir yandan da tabii ki burada peptit bağı kuruluyor.
Şimdi sıra uaa kodonuna gelmiş olsun.
Bu kodon durdurucu yani stop kodonudur.
Toplam üç tane stop kodonu bulunur.
Bunlar UAA, UAG ve UGA'dır.
Sadece bir tanesinin okunması bile protein sentezinin durması için yeterlidir.
UAA kodonuna karşılık bir anti kodon bulunmaz.
Yani bu nedenle de ribozomun büyük alt birimine herhangi bir aminoasit getirilmez. Böylece protein sentezi sonlanmış olur.
O zaman burada iki amino asit içeren protein sentezlend yani o zaman dipeptit sentezlendi diyebiliriz. Tabii ki canlıların vücudunda bulunan proteinler her zaman bu kadar küçük değildir.
Sentez bittikten sonra önce taşıyıcı RNA'lar, sonra mesajcı RNA buradaki alt birimlerden ayrılır ve en sonunda da büyük alt birim ve küçük alt birim birbirinden ayrılır.
Eğer bu hücre prokaryot bir hücre olsaydı transkripsiyon olayı çekirdekte değil sitoplazmada gerçekleşecekti.
Prokaryot hücrelerdeki protein sentezi hızı ökaryot hücrelere göre daha fazladır.
Çünkü ökaryotlarda transkripsiyonun çekirdekte gerçekleşmesi hızlı yavaşlatır.
Şimdi son olarak polizondan bahsedelim.
Buna poliribozom da denir.
Poli zaten çok demek.
Yani poliribozom birçok ribozomun yan yana gelme siyle oluşur.
Protein sentezlenirken tek bir ribozom görev alabilir ancak burada olduğu gibi çok sayıda ribozom da görev alabilir.
Bakın burada toplam altı tane ribozom var ve hepsi aynı mesajcı RNA'yı okuyor.
Peki acaba bu ne işe yarar?
Tabii ki bu durum kısa sürede aynı proteinden fazlaca sentezlemeye yarar. Buradaki aynı kelimesine dikkat edelim.
Aynı mRNA okunduğu için aynı protein sentezlenir. Eğer farklı bir protein sentezlenecekse o zaman farklı bir mRNA'nın okunması gerekir.
Bu kısım çekirdek zarı ve bu aradaki boşluklar da çekirdek zarının porları.
Ökaryot hücrelerde DNA çekirdekte, mitokondride, kloroplastta bulunabilir.
Burada çekirdekte bulunan DNA'yı görüyoruz.
DNA'da karşılıklı nükleotitler birbirine zayıf hidrojen bağlarıyla bağlanır.
Protein sentezleneceği zaman ilgili bölge, ki burada ilgili bölge burası DNA helikaz enzimi yardımıyla açılır.
Yani bu enzimin görevi hidrojen bağlarını kırmaktır.
Böylece bu kısımdaki hidrojen bağları bir fermuarın açılması gibi baştan sona açılır.
Bu iplik kalıp iplik olsun.
O zaman bu iplik de kalıp olmayan ipliktir.
Protein sentezlenirken ilk olarak kalıp iplik üzerinde bulunan şifrelere uygun mesajcı RNA sentezlenir. Tabii ki bu esnada da RNA polimeraz enzimi görev alır.
Şimdi hemen buraya yeni sentezlenen mRNA ipliğini çiziyorum.
Timine karşılık adenin, adenine karşılık timin yerine urasil, sitozine karşılık guanin, yine guanine karşılık sitozin gelir.
Tabii ki burada sentez yapılırken yine buradaki bazlar arasında zayıf hidrojen bağları kurulur.
Sentez bittikten sonra da yine o hidrojen bağları ortadan kalkar.
DNA üzerinde bulunan üçlü nükleotitlere kod, mesajcı RNA üzerinde bulunan üçlü nükleotitlere de kodon dediğimizi hatırlayın.
Aslında burada şu anda transkripsiyon gerçekleşti.
Transkripsiyona yazılma da denir. Dodlara uygun kodonlar yazıldı gibi düşünün. Böylece DNA üzerindeki bilgiler mesajcı RNA'ya geçti.
Şimdi artık mesajcı RNA'nın çekirdekten dışarıya çıkması lazım.
Bunun içinde tabii ki bu porlardan geçer.
Çekirdek zarının porları hücre zarının porlarına göre daha geniştir.
Bu nedenle büyük maddelerin geçişine izin verir.
Ribozomun da iki tane alt birimi bulunur bir büyük alt birim bir de küçük alt birim.
Bunlar normalde ayrı ayrı dururlar ancak protein sentezleneceği zaman bir araya gelirler.
Mesajcı RNA bu porlardan çıktıktan sonra ribozomun küçük alt birimine tutunur.
Bu esnada metionin amino asidi de ribozomun büyük alt birimine bağlanır.
Tabi sonra da ribozomun büyük ve küçük alt birimleri birleşir.
Böylece protein sentezi başlamış olur.
Burada translasyon yani okunma gerçekleşir.
Translasyon yönü de soldan sağa doğru.
Mesajcı RNA üzerindeki kodonlara uygun olan anti kodonlar sırasıyla aminoasitleri alarak ribozomun büyük alt birimine gelir.
Bu esnada burada kodonlar ve anti kodonlar arasında zayıf hidrojen bağları kurulur.
Aminoasitleri birbirine bağlayan bağın adı da peptiptir bir yandan da tabii ki burada peptit bağı kuruluyor.
Şimdi sıra uaa kodonuna gelmiş olsun.
Bu kodon durdurucu yani stop kodonudur.
Toplam üç tane stop kodonu bulunur.
Bunlar UAA, UAG ve UGA'dır.
Sadece bir tanesinin okunması bile protein sentezinin durması için yeterlidir.
UAA kodonuna karşılık bir anti kodon bulunmaz.
Yani bu nedenle de ribozomun büyük alt birimine herhangi bir aminoasit getirilmez. Böylece protein sentezi sonlanmış olur.
O zaman burada iki amino asit içeren protein sentezlend yani o zaman dipeptit sentezlendi diyebiliriz. Tabii ki canlıların vücudunda bulunan proteinler her zaman bu kadar küçük değildir.
Sentez bittikten sonra önce taşıyıcı RNA'lar, sonra mesajcı RNA buradaki alt birimlerden ayrılır ve en sonunda da büyük alt birim ve küçük alt birim birbirinden ayrılır.
Eğer bu hücre prokaryot bir hücre olsaydı transkripsiyon olayı çekirdekte değil sitoplazmada gerçekleşecekti.
Prokaryot hücrelerdeki protein sentezi hızı ökaryot hücrelere göre daha fazladır.
Çünkü ökaryotlarda transkripsiyonun çekirdekte gerçekleşmesi hızlı yavaşlatır.
Şimdi son olarak polizondan bahsedelim.
Buna poliribozom da denir.
Poli zaten çok demek.
Yani poliribozom birçok ribozomun yan yana gelme siyle oluşur.
Protein sentezlenirken tek bir ribozom görev alabilir ancak burada olduğu gibi çok sayıda ribozom da görev alabilir.
Bakın burada toplam altı tane ribozom var ve hepsi aynı mesajcı RNA'yı okuyor.
Peki acaba bu ne işe yarar?
Tabii ki bu durum kısa sürede aynı proteinden fazlaca sentezlemeye yarar. Buradaki aynı kelimesine dikkat edelim.
Aynı mRNA okunduğu için aynı protein sentezlenir. Eğer farklı bir protein sentezlenecekse o zaman farklı bir mRNA'nın okunması gerekir.