Hücredeki bilgi aktarım mekanizmasına santral dogma denir.
Bilgi aktarımı DNA'dan DNA'ya ya da DNA'dan RNA'ya olabilir.
DNA'dan DNA'ya olan bilgi aktarımına replikasyon diyoruz. DNA üzerinden her çeşit RNA sentezlenebilir.
İşte buna da transkripsiyon adı verilir.
Hatta buna yazılma da diyoruz.
Sonra da translasyon yani okunma gerçekleşir.
Böylece de mRNA üzerindeki şifrelere uygun olarak protein sentezlenir. Fark ettiyseniz bu hep tek yönlü yani mesela hiçbir zaman mesajcı RNA üzerinden DNA sentezlenemez.
Replikasyon hücre bölüneceği zaman gerçekleşir.
Ayrıca bakterilerde endospor oluşturulurken de DNA eşlenmesi gözlenir. Replikasyon DNA neredeyse orada gerçekleşir. Yani prokaryot bir hücrede sitoplazmada; ökaryot bir hücrede ise çekirdekte, mitokondride ya da kloroplastta gerçekleşebilir.
Bir hücrede hayat döngüsü boyunca sadece bir kere replikasyon gerçekleşir.
Şöyle düşünün zaten replikasyon olduktan sonra o hücre bölünüyor yani artık öyle bir hücre yok.
Bölünmeyen hücrelerde de replikasyon gerçekleşmez mesela nöronlarda replikasyon gözlenmez.
DNA üzerinden RNA çeşitlerinin sentezlenmesine de transkripsiyon demiştik.
Transkripsiyon da yine DNA neredeyse orada gerçekleşir yani prokaryotlarda sitoplazmada; ökaryotlarda çekirdekte, mitokondride ve kloroplastta gerçekleşebilir. Replikasyon ve transkripsiyon arasında bazı önemli farklar bulunur.
Replikasyonda DNA'daki bütün zayıf hidrojen bağları baştan sona kadar açılırken transkripsiyonda sadece ilgili kısımdaki zayıf hidrojen bağları açılır. Ayrıca replikasyonda deoksiribonükleotitler kullanılırken transkripsiyonda ribonükleotitler kullanılır.
Sonuç olarak replikasyonda DNA sentezleniyor ama transkripsiyonda RNA sentezleniyor.
Translasyon da mesajcı RNA'nın ribozom tarafından okunup protein sentezlenmesi olayıydı yani o zaman tüm canlılarda ribozom organelinde gerçekleşir.
Replikasyon ve transkripsiyona bağlı olarak hücrede aminoasit tüketimi gerçekleşmez ancak translasyon sırasında hücrede aminoasit tüketilir.
Çünkü burada bu aminoasitler arasında peptit bağı kurulur ve protein sentezlenir.
Transkripsiyon ve translasyon bir hücrenin hayat döngüsü boyunca defalarca gerçekleşebilir çünkü hücre her zaman protein sentezler.
Eğer hücrede aynı proteinden birden fazla sentezlenmek isteniyorsa transkripsiyon olayı her seferinde gerçekleşmeyebilir.
Çünkü zaten transkripsiyon sonucunda mesajcı RNA üretilmişti.
Bu mesajcı RNA tekrar tekrar kullanılarak aynı protein sentezlenebilir.
Ama tabii ki o proteini sentezleyebilmek için her seferinde translasyon olayının gerçekleşmesi gerekir yani bu üç olayın gerçekleşme sıklığını şu şekilde yazabiliriz.
Replikasyonun zaten sadece bir kere gerçekleştiğini söylemiştim.
Translasyon bir protein sentezleneceği zaman mutlaka her seferinde gerçekleşmek zorundadır.
Eğer farklı bir protein sentezlenecekse yeni bir transkripsiyon olayı gözlenir ancak aynı proteinden sentezlemek istiyorsa hücre tekrar transkripsiyon yapmaz.
Bu sayede de hücre gereksiz enerji harcamamış olur.
Bilgi aktarımı DNA'dan DNA'ya ya da DNA'dan RNA'ya olabilir.
DNA'dan DNA'ya olan bilgi aktarımına replikasyon diyoruz. DNA üzerinden her çeşit RNA sentezlenebilir.
İşte buna da transkripsiyon adı verilir.
Hatta buna yazılma da diyoruz.
Sonra da translasyon yani okunma gerçekleşir.
Böylece de mRNA üzerindeki şifrelere uygun olarak protein sentezlenir. Fark ettiyseniz bu hep tek yönlü yani mesela hiçbir zaman mesajcı RNA üzerinden DNA sentezlenemez.
Replikasyon hücre bölüneceği zaman gerçekleşir.
Ayrıca bakterilerde endospor oluşturulurken de DNA eşlenmesi gözlenir. Replikasyon DNA neredeyse orada gerçekleşir. Yani prokaryot bir hücrede sitoplazmada; ökaryot bir hücrede ise çekirdekte, mitokondride ya da kloroplastta gerçekleşebilir.
Bir hücrede hayat döngüsü boyunca sadece bir kere replikasyon gerçekleşir.
Şöyle düşünün zaten replikasyon olduktan sonra o hücre bölünüyor yani artık öyle bir hücre yok.
Bölünmeyen hücrelerde de replikasyon gerçekleşmez mesela nöronlarda replikasyon gözlenmez.
DNA üzerinden RNA çeşitlerinin sentezlenmesine de transkripsiyon demiştik.
Transkripsiyon da yine DNA neredeyse orada gerçekleşir yani prokaryotlarda sitoplazmada; ökaryotlarda çekirdekte, mitokondride ve kloroplastta gerçekleşebilir. Replikasyon ve transkripsiyon arasında bazı önemli farklar bulunur.
Replikasyonda DNA'daki bütün zayıf hidrojen bağları baştan sona kadar açılırken transkripsiyonda sadece ilgili kısımdaki zayıf hidrojen bağları açılır. Ayrıca replikasyonda deoksiribonükleotitler kullanılırken transkripsiyonda ribonükleotitler kullanılır.
Sonuç olarak replikasyonda DNA sentezleniyor ama transkripsiyonda RNA sentezleniyor.
Translasyon da mesajcı RNA'nın ribozom tarafından okunup protein sentezlenmesi olayıydı yani o zaman tüm canlılarda ribozom organelinde gerçekleşir.
Replikasyon ve transkripsiyona bağlı olarak hücrede aminoasit tüketimi gerçekleşmez ancak translasyon sırasında hücrede aminoasit tüketilir.
Çünkü burada bu aminoasitler arasında peptit bağı kurulur ve protein sentezlenir.
Transkripsiyon ve translasyon bir hücrenin hayat döngüsü boyunca defalarca gerçekleşebilir çünkü hücre her zaman protein sentezler.
Eğer hücrede aynı proteinden birden fazla sentezlenmek isteniyorsa transkripsiyon olayı her seferinde gerçekleşmeyebilir.
Çünkü zaten transkripsiyon sonucunda mesajcı RNA üretilmişti.
Bu mesajcı RNA tekrar tekrar kullanılarak aynı protein sentezlenebilir.
Ama tabii ki o proteini sentezleyebilmek için her seferinde translasyon olayının gerçekleşmesi gerekir yani bu üç olayın gerçekleşme sıklığını şu şekilde yazabiliriz.
Replikasyonun zaten sadece bir kere gerçekleştiğini söylemiştim.
Translasyon bir protein sentezleneceği zaman mutlaka her seferinde gerçekleşmek zorundadır.
Eğer farklı bir protein sentezlenecekse yeni bir transkripsiyon olayı gözlenir ancak aynı proteinden sentezlemek istiyorsa hücre tekrar transkripsiyon yapmaz.
Bu sayede de hücre gereksiz enerji harcamamış olur.