Nükleik Asitlerin Keşfi

İlk olarak 1869 yılında İsviçreli bilim insanı Fredrik Michels nükleik asitlerin varlığını tespit etmiştir.
Fredrik şer somon balığı spermleri ve akyuvar lar üzerinde incelemeler yapmıştır.
Bu incelemeler sırasında hücrelerin çekirdeklerin de daha önce gözlemlenmiş moleküllere rastlanmıştır.
Gözlemlediği moleküler çekirdekte yer almasından dolayı çekirdek asidi anlamına gelen nükleerin adını vermiştir.
Günümüzde nükleik asit denilen bu moleküllerin daha sonra yapılan çalışmalarda sadece çekirdekte değil hücrenin diğer kısımlarında da var olduğu görülmüştür.
Nükleik asitlerin kalıtsal materyal olduğunun tespitinde Frederick Griffith'in 1928 yılında yaptığı deney oldukça önemlidir.
Griffiths deneyinde streptokok Rus pnömoni bakterilerinin iki formunu kullanmıştır.
Bunlar zatürreye yol açan kapsülünü form ve zatürreye yol açmayan kapsül süs formu vardır.
Şimdi Griffith'in yapmış olduğu deneyi inceleyelim.
İlk olarak farelere kalp sözsüz canlı bakteriler enjekte edilmiş ve bu durumda fareler yaşamına devam etmiş.
Daha sonra kalp süllü canlı bakteriler farelere enjekte edilmiş.
Kapsül bulunduran bakterinin zatürreye yol açtığını söylemiştim.
Bu durumda da tabii ki fareler ölmüş.
Sonra farelere ısıtılarak.
Kapsül yapısı bozulmuş ölü bakteriler enjekte edilmiş.
Bu durumda fareler yaşamına devam etmiş, sonra da ısıtılarak öldürülmüş kapsülü bakteriler ile kapsül süz canlı bakteriler karıştırılmış.
Bir süre bekletildikten sonra yine farelere enjekte edilmiş, sonra da farelerin hastalanarak öldüğü gözlemlenmiştir.
Ölen farenin kanında yapılan incelemede bakterinin kapsülü formuna rastlanmış.
Tabii ki bu durum kalp.
Süllü, formun sahip olduğu bir maddenin etkisiyle kapsül sözsüz formdaki bakterilerin kapsül üretme ve hastalık yapma yeteneği kazandığını göstermiştir.
Camlı kapsül süz bakteri ölüm kapsülü bakterinin içerisindeki materyalleri kullanarak değişime uğramış ve hastalık yapıcı hale gelmiştir.
Griffiths bu sayede canlı bakterilerin sahip olmadığı özellikleri ölü bakterilerin materyallerin den alarak yeni özellikler kazandığını tespit etmiştir.
İşte bu olaya transformasyon adı verilmiştir.
Daha sonra da Deney A'nın kalıtım materyali olduğunu ispatlayan birçok çalışma yapılmıştır.
Deney A'nın kalıtım materyali oluşunun ispatı yapısının daha araştırılması ihtiyacını doğurmuştur.
Claims, Watson'ın Roza liğin Franklin'in çekmiş olduğu deney fotoğrafını görmezse DNA'ya bilmecesi nin çözülmesine katkı sağlamıştır.
Deney A'ya ait X ışını kırınım anı gösteren bu fotoğraf sayesinde Watson, Fransız Crick ile birlikte yaptığı çalışmalarla DNA'nın yapısı hakkında günümüzde hala geçerliliğini koruyan Watson Crick modelini ortaya koymuştur.
Bu modele göre DNA'ya kendi etrafında dönen çift sarmal bir yapıya sahiptir.
Deney A'nın kalıtsal bilgiyi nasıl taşıdığı ve kendini nasıl işlediği yine bu model ile açıklanabilir.
Hiçtir.
Watson ve Crick ayrıca arkadaşları olan Moritz Wilkins yaptığı çalışmalardan dolayı 1962 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü almışlardır.
Genden Proteine
Nükleik Asitler 1 / 5
Nükleik Asitlerin Keşfi
Nükleik Asitlerin Keşfi