Bakın hikayede yapı unsurları kişi, zaman, mekan ve olaydır.
Yani bu dört tane kavramı asla unutmuyoruz arkadaşlar.
Aşağıdakilerden hangisi hikayenin yapı unsurlarından değildir?
Şeklinde bir durum.
Karşınızda bir soru karşınıza gelebilir.
Şimdi olaydan başlayacak olursak şimdi arkadaşlar olay ne demek?
Belli bir konu çerçevesinde var olan birden fazla olay var ve bu olaylar sebep sonuç ilişkisine bağlı bir biçimde oluşur.
Yani olay örgüsünü eserde anlatılan olay ve olaylar zinciri şeklinde anlatabiliriz.
Ama olay örgüsüyle.
Olaylar zinciri aynı şey değildir arkadaşlar.
Şimdi olay örgüsünde olaylar neden sonuç ilişkisi ve birbirine bağlı işte.
Çok ders çalıştığı için sınavı kazandı diyorum.
Neden sınavı kazandı?
Çünkü çok ders çalıştı.
Yani olaylar hep bir nedene bağlanmak zorunda.
Olaylar zincirinde ise gerçek yaşamdaki olaylar hiç değiştirilmeden aktarılıyor.
Ama olay örgüsünde kurgu olabiliyor arkadaşlar.
Yani hayal unsurları devreye girebiliyor.
Mesela anı da, biyografi de Gezi yazısında.
Bunlar olaylar zincirinde gerçekler anlatıldığı için çok fazla bir değişiklik olmaz.
Yani herhangi bir ilişki nedeniyle birbiriyle ilgilenmek zorunda olan insanları karşılıklı etkileşimlerini ben olay diyorum.
Şimdi olaylarda karşılaşma, engelleme, çatışma önemlidir ve kurmaca dır arkadaşlar.
Yani hayal ürünüdür.
Kendinden de bir şeyler katar.
Çatışma ne demek şimdi?
Bir edebi eserde, yani romanda, hikayede örnek verecek olursak, birbirine zıt unsurların ya da karakterlerin bir arada anlatılmalıdır arkadaşlar.
Yani kahramanların zıt tavırları, duruşları, birbiriyle tezat teşkil eden mekanların yan yana iç içe sergilenmesi.
Bize sunulan yaşama biçiminin iki zıt yüzü eserlerde çatışma yaratır ve bu çatışma olay örgüsüne sebep olur.
Yani zaten çatışma, aksiyon, hareket olmazsa zaten hikaye yazmanın bir anlamı yok demiştik.
Zaten hikayede bir olay ya da durum olmak zorunda.
Yani sana bir olayda anlatabilir, bir kişinin psikolojisini de anlatabilir, durum hikayesi de olabilir.
Şimdi bakın arkadaşlar kişiye geçecek olursak şimdi kişi olay örgüsünün canlandırılması ve okuyucunun dünyasına çekilmesi için vazgeçilmez bir öğedir.
Yani hikayede yer alan kişiler kahramanlar karakterlerdir.
Sanatçı eserde anlattığı olaya göre kişiyi İnsan dışı bir varlık olarak da bize seçebilir, insan da olabilir.
Yani hayvanlar, eşyalar insanın bir organı, bir şehir veya soyut bir varlık bize kahraman olarak karşımıza gelebilir arkadaşlar.
Şimdi arkadaşlar tip ve karakter var.
Tip ve karakter ne demek?
Buraya dikkat edelim.
Şimdi tip ve karakteri işleyecek olursak tip toplumun belli bir kesimini temsil eden kişilerdir ve kendine özgü özellikleri yoktur arkadaşlar.
Yani bunlar benzersiz, benzersiz değil genel dir.
Yani belirli bir mesleği, çevreyi ya da zihniyeti temsil eder.
Devrin ya da gurubun olgun örnekleridir.
Ortak özellikleridir arkadaşlar.
Ama karakter eserde psikolojik yönleriyle ele alınan çevresel olaylar karşısında bireysel tavır sergileyen lere biz karakter diyoruz.
Yani dış davranışı değil, iç yaşantısı önemli.
Yani psikolojisi önemli, kendine özgüdür, benzer eşsizdir, özeldir.
Bu da genel dir, benzersiz değildir.
Yani birden fazla tip olabilir ama bir tane karakter vardır arkadaşlar.
Şimdi tip ve karakterin karşılaştırmasını yapacak olursak şimdi tip arkadaşlar sadece bunu yapar, bir özelliğiyle dikkat çeker.
Sadece bir özellik tamam mı?
Karakter ise kaç tane özelliği vardır?
Birçok özelliği vardır ilk ayrım buradadır.
Arkadaşlar bulunduğu topluluğun özelliklerini taşır.
Tip yazalım buraya.
Bulunduğu topluluğun özelliklerini taşırken karakter kendine özgüdür.
Arkadaşlar buraya öne yazalım.
Karakter kesinlikle kendine özgüdür.
Şimdi tip geneli temsil eder arkadaşlar ama karakter kimi temsil eder?
Kendine özgü olan bir insan kendini temsil eder.
Şimdi tipte benzerlerine başka eserlerde rastlanabilir.
Yani burada ne önemlidir?
Benzersiz diyemem.
Benzerlerine başka eserlerde rastlanabiliyor.
Ama karakter nedir arkadaşlar?
Benzer eşsizdir.
Yani herkesin kendini özgü bir karakteri vardır ve benim karakterin sen de olamaz.
Bunu demek istiyor şimdi tip arkadaşlar basit.
Derinlik siz kişilerdir.
Yani sıradan kişilerdir.
Ama karakter bu iç dünyası zengin kişilerdir arkadaşlar.
Bu kısma çok dikkat ediyoruz.
Bunun ayrımı da bize soru kalıbı şeklinde gelebilir.
Şimdi arkadaşlar biz olayı işledik, kişileri işledik.
Şimdi bizim için önemli olan kısım mekan ve yerdir.
Şimdi mekan olayın geçtiği çevredir.
Gerçek bir yer olabileceği gibi hayali bir yer de olabilir.
Yani illa gerçek bir yer olması gerekmiyor.
Kahramanların hayat alanını oluşturduğu için metinlerde önemlidir.
Yani her mekan bir hikaye için gereklidir arkadaşlar.
Sadece kişinin yaşadığı çevre değildir.
Yani önemsiz değildir.
Aynı zamanda onun kültürünü de yansıtır.
Zamana gelecek olursak zaman anlatmaya bağlı edebi metinlerde olayın başlayıp bittiği bir evre dir.
Arkadaşlar ve olaylar belli bir zaman diliminde gerçekleşir.
Zamanın uzunluk kısalığı yazara ve metnin türüne göre değişebilir.
Olaylar kronolojik yani belli bir sıraya göre de verebilir.
Sondan başa doğru da olabilir.
Baştan sonra doğru da olabilir.
Yani geniş zaman, on altıncı yüzyıl.
Atıyorum Lale Devri, Tanzimat dönemi, Cumhuriyet'in ilk yılları, sonbahar, akşam saatleri, öğleden sonra bunların hepsi bir zaman olabilir.
Bu kısmı çok dikkat ediyoruz.
Yani şöyle diyecek olursak benim zamanımda bir olay zamanı var arkadaşlar.
Bir de benim anlatma zamanım var.
Bu bizim karşımıza soru kalıbı şeklinde gelebilir.
Olay zamanı ne demek?
Anlatma zamanı ne demek şimdi?
Hikaye belli bir zaman dilimi içinde geçiyor ve bu zaman dilimi bir an parçası da olabilir.
Uzun bir zamanında kapsayabilir.
Ben bu zamanı olay zamanı diyorum arkadaşlar.
Ama yazarın eseri yazdığı metindeki olayları anlattığı zamanda anlatma zamanı olarak adlandırılıyor.
Yani bir bu zaman bir olay örgüsü etrafında kuruluyor ve kronolojik ya da sondan başa doğru bir şekilde zaman bize veriliyor.
Yani bizim hikayedeki yapı unsurlarımız bu şekilde arkadaşlar.
Bu konumuz da bu şekilde burada bitmiş oldu.
Hikâye Nedir?
Hikâye, bir olay ya da durum anlatan kısa öyküdür. Hikâyeler, insanların hayatındaki olayları, yaşadıkları duyguları, hayal dünyalarını, düşüncelerini ve dünya görüşlerini yansıtan edebi eserlerdir. Genellikle belirli bir teması olan, belli bir yer ve zamanda geçen olayları konu alan, kurgusal bir anlatım tarzı kullanılarak kaleme alınır. Hikâyeler, romanlara göre daha kısa olduğu için genellikle tek bir karakter üzerine odaklanır ve o karakterin iç dünyasına daha fazla yer verir. Hikâyelerde, kahramanların çevreleri, yaşadıkları ortam, sosyal durumları ve içinde bulundukları zaman dilimi de önemli bir yer tutar.
Hikâyenin Özellikleri Nelerdir?
Hikaye; yaşanmış veya yaşanabilecek olayları yer ve zaman unsurlarına bağlı olarak anlatan, kısa kurmaca yazılardır. Hikayenin genel özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
- Kısa olması yönüyle romandan ayrılır. Diğer özellikleri romanla benzerdir.
- Tek bir olay çevresinde gelişir, geniş yer tasvirlerine başvurulmaz.
- Dar bir kişi kadrosu vardır.
- Giriş (serim), gelişme (düğüm), sonuç (çözüm) bölümlerinden oluşur.
- Belli bir zaman dilimi, yaşamdan kesit bir an aktarılır.
- Batı edebiyatında ortaya çıkmıştır.
- Olay ve durum ol ak üzere iki ana kola ayrılır.
- Dünyada ilk hikaye örneği Boccaccio’nun “Decameron” adlı hikâyesidir. Türk edebiyatında batılı anlamda ilk hikaye örneği ise Sami Paşazade’nin “ Küçük Şeyler” adlı hikayesidir.
Hikayenin Yapı Unsurları Nelerdir?
- Olay Örgüsü: Olay, kişilerin başından geçebilecek , gündelik hayatta yaşanabilecek durumlardır. Olay örgüsü, edebi metinlerdeki olayların birbirine geçmesiyle oluşur. Romanda çok katmanlı bir olay örgüsü varken hikâye kısa olduğu için daha basit bir olay örgüsüne sahiptir.
- Kişiler: Olaylar, kişiler çerçevesinde gelişir. Romana kıyasla dar bir kişi kadrosu vardır.
- Mekan: Olayların geçtiği yerdir. Hikayede uzun uzun mekan tasvirleri yapılmaz. Genellikle olaylar için sadece dekor görevi görürler. Örneğin bir oda gibi.
- Zaman: Hikayede zaman, genellikle kısa zaman dilimlerinden oluşur.
- Konu: Bir hikayenin konusu, hikayenin ne hakkında olduğunu özetleyen ana fikirdir. Hikayenin konusu, karakterlerin, olayların ve diyalogların tümüyle ilgili olarak ne anlatılmak istendiğini belirtir. Bu nedenle, hikayenin okuyucuya ne tür bir mesaj vermek istediğini anlamak için konusunu anlamak önemlidir. Hikayelerdeki konular genellikle insan ilişkileri, aşk, macera, korku, yolculuk, dürüstlük, adalet, hayatın anlamı gibi temaları içerir.
- Anlatıcı: Hikayelerde anlatıcı, hikayeyi anlatan kişidir. Anlatıcı, hikayenin karakterleri, olayları ve diyalogları hakkında bilgi verir ve okuyucuya hikayenin ne olduğunu aktarır. Anlatıcı, hikayenin birinci, ikinci veya üçüncü kişi bakış açısından anlatılmasına göre değişebilir.
Birinci kişi anlatıcısı, hikayenin içinde yer alan karakterlerden birisi olarak kendini tanımlayan anlatıcıdır. Bu tür anlatıcılardan örnek vermek gerekirse; "Ben, Jane..." gibi ifadeler kullanılır.
İkinci kişi anlatıcısı, okuyucuya doğrudan hitap eden anlatıcıdır. Bu tür anlatıcılar sıklıkla etkileşimli oyunlarda ya da interaktif kurgularda kullanılır.
Üçüncü kişi anlatıcısı ise hikayenin dışında yer alan bir gözlemcidir ve karakterler hakkında bilgi verir. Bu tür anlatıcıların kullanıldığı cümleler genellikle şöyledir; "O, Jane'in en yakın arkadaşıydı." gibi ifadelerdir.
- Çatışma: Hikayelerde çatışma, ana karakterin karşılaştığı zorluk veya engel olarak tanımlanabilir. Hikayenin ilerlemesini sağlayan, ana karakterin hedefine ulaşmak için mücadele ettiği, zorlukla karşılaştığı ve aşmaya çalıştığı ana olaydır. Çatışma, hikayenin ana tema ve mesajını da yansıtabilir.