Ana canlıdan döllenme olmaksızın yeni bireylerin oluşmasına eşeysiz üreme denir.
Eşeysiz üremede mutasyon gerçekleşmediği sürece kalıtsal çeşitlilik sağlanmaz yani oluşan yeni canlılar birbiriyle ve ana canlıyla aynı genetik özelliklere sahiptir.
Temeli mitoza dayanır zaten hatırlarsanız mitoz bölünmenin anafaz evresinde kardeş kromatitlerin ayrılması gözleniyordu. Ayrıca krossing-over gibi çeşitlilik sağlayan olaylar da mitoz bölünmede yok.
Eşeysiz üremenin olabilmesi için tek bir ata canlının olması yeterlidir.
Çoğalma hızı da yüksektir.
Çok kısa bir süre içerisinde çok sayıda yavru bireyler oluşur.
Çevre koşulları değişmediği sürece çevreye uyum sağlamış bireyler oluşur ancak eğer çevre şartları değişirse eşeysiz üremede kalıtsal çeşitlilik gözlenmediği için değişen ortam şartlarına da uyum güçleşir.
Eşeysiz üreme, tek hücrelilerin, bitkilerin, mantarların ve omurgasız hayvanların bazılarında görülür. Şu şekilde 6'ya ayırabiliriz.
Bölünerek üreme, tomurcuklanma, sporla üreme, rejenerasyon, partenogenez ve vejetatif üreme.
Bunlar eşeysiz üreme çeşitleridir.
Bölünerek üreme prokaryot canlılarda ve ökaryotik tek hücrelilerde görülür.
Mesela buraya bir bakteri çizdim. Bakteriler prokaryotik hücre yapısına sahiptir. Bakteriler sıcaklık ve besin yönünden uygun koşullarda bölünerek hızlı bir şekilde çoğalır. Zaten en hızlı üreme tipi de budur.
Öncelikle bakteri DNA'sını eşler.
Ne demiştik hücre bölünmesinin şartı DNA eşlenmesiydi zaten. Daha sonra DNA'lar hücrenin zıt kutuplarına doğru gider ve bunun ardından da sitoplazma bölünür.
Yani bu kadar basit.
Bakterinin eşeysiz üremesi sırasında mitoz bölünme, mayoz bölünme gerçekleşmez.
Zaten prokaryot canlılarda mitoz-mayoz, döllenme gibi olaylar görülmez.
Burada DNA eşlenmesi olurken bakterinin boyu da uzamaya başlar.
Eşlenme tamamlandığında DNA'lar birbirinden ayrılır.
Sonra hücre zarı içeriye doğru uzar.
Burada yeni hücre duvarı oluşur.
Bölünme tamamlandığında aynı genetik yapıya sahip olan iki yeni bakteri meydana gelir.
Bakteriler uygun koşullarda paramesyum, öglena gibi ökaryotik tek hücrelilerde bölünmenin yönü hücre simetrisine göre belirlenir. Buraya çok basitçe amip, öglena ve paramesyumu çizdim.
Amip herhangi bir yönde bölünebilir, öglenada boyuna paramesyumda ise enine bölünme gözlenir.
Bunlar ökaryot canlılar olduğu için hücre bölünmesi mitoz bölünme esasına dayanır. Yani bunlar da çekirdek ve sitoplazma bölünmesi gerçekleşerek iki yeni hücre oluşur.
Tomurcuklanma bira mayası gibi bazı tek hücreli mantarlardan, sünger hidra ve mercan gibi omurgasız hayvanlarda ayrıca çiçeksiz bitkilerden ciğer otlarında gerçekleşir.
Burada bir bira mayası var.
Bira mayası mantarında ata bireyden dışarıya doğru bir çıkıntı oluşur.
Bu çıkıntı gelişerek yeni bireyi meydana getirir.
Tomurcuklanma sonucu oluşan yeni bireyler ana bireye bağlı kalarak yaşamını sürdürürse koloni oluşur.
Ancak ata bireyden ayrılıp tek başına da yaşayabilirler.
Çok hücreli canlılarda tomurcuklanma sürecinde mitoz ve hücre farklılaşması görülür ancak tek hücrelerde mitoz görülürken hücresel farklılaşma görülmez.
Sporla üreme bazı mantar ve alglerde, eğrelti otu, kara yosunu gibi çiçeksiz bitkilerde ve sıtma hastalığına yol açan plazmodyum malarya gibi bir hücreli canlılarda gözlenir.
Spor, mayoz bölünme sonucunda oluşan n kromozomlu bir üreme hücresidir.
Kalın bir örtüyle çevrili, olumsuz koşullara dayanıklı, özelleşmiş üreme hücreleridir de diyebiliriz.
İşte bu sporlar uygun şartlarda gelişip yeni canlılar oluştururlar.
Buna sporla üreme diyoruz. Sporların yeni bir birey oluşturması mitoz bölünme ile gerçekleşir ve sporlarda döllenme gerçekleşmez.
Sporlar genellikle rüzgarla çevreye yayılır.
Bu arada bir istisna var, puf mantarı gibi bazı mantar çeşitlerinde sporlar mitoz bölünme ile oluşturulur.
Değişik nedenlerle zarar gören ya da kopan vücut parçalarını yenileme özelliğine rejenerasyon denir.
Bazı canlılar bu kopan vücut parçalarının eksik kısımlarını tamamlayarak yeni canlılara dönüşür.
Buna da rejenerasyonla üreme denir. Rejenerasyon bazı canlılarda doku düzeyinde, bazı canlılarda organ düzeyinde, bazı canlılarda ise vücut düzeyinde gerçekleşir.
Tabii ki doku ve organ düzeyli dejenerasyonlar üreme değildir.
Mesela kertenkele kopan kuyruğunun yerine yenisini yapar fakat kopan kuyruktan yeni bir kertenkele oluşmaz ya da mesela karaciğer buna çok iyi bir örnektir.
Karaciğerimizin rejenerasyon yeteneği çok yüksektir.
Hatta bu durum karaciğer nakillerinde de büyük önem taşır, ama sonuçta bu yine bir üreme değildir.
Şimdi burada deniz yıldızını inceleyelim.
Deniz yıldızı rejenerasyonla üreme yapar.
Deniz yıldızlarında beş tane kol ve kolların birleştiği merkezi disk vardır.
Merkezi disklerin beşte birine sahip olan deniz yıldızları kopan kollarını tamamlayabilir. Ayrıca kopan her koldan da yeni bir deniz yıldızı oluşur.
Ayrıca bir yassı solucan olan planarya, bir halkalı solucan olan toprak solucanı rejenerasyon ile üreme yapar.
Rejenerasyon sırasında hücre farklılaşması da gerçekleşir. Bu arada canlıların gelişmişlik düzeyi ile rejenerasyon yeteneği arasında ters bir orantı vardır.
Mesela yengeç çenesini, semender bacağını, kertenkele kuyruğunu yenileyebilir.
İnsanda ise kırılan kemiğin onarımı, yaraların iyileşmesi, bağırsak iç yüzeyinin ve dil hücrelerinin yenilenmesi gibi doku düzeyinde rejenerasyon gözlenir. Vücudumuzdaki karaciğer, deri, mide insanda rejenerasyon yeteneği yüksek olan organlardır. Bölünerek üreme, tomurcuklanma, sporla üreme ve rejenerasyonu konuştuk.
Başka videolarda da partenogenez ve vejetatif üremeyi konuşacağız.
Eşeysiz üremede mutasyon gerçekleşmediği sürece kalıtsal çeşitlilik sağlanmaz yani oluşan yeni canlılar birbiriyle ve ana canlıyla aynı genetik özelliklere sahiptir.
Temeli mitoza dayanır zaten hatırlarsanız mitoz bölünmenin anafaz evresinde kardeş kromatitlerin ayrılması gözleniyordu. Ayrıca krossing-over gibi çeşitlilik sağlayan olaylar da mitoz bölünmede yok.
Eşeysiz üremenin olabilmesi için tek bir ata canlının olması yeterlidir.
Çoğalma hızı da yüksektir.
Çok kısa bir süre içerisinde çok sayıda yavru bireyler oluşur.
Çevre koşulları değişmediği sürece çevreye uyum sağlamış bireyler oluşur ancak eğer çevre şartları değişirse eşeysiz üremede kalıtsal çeşitlilik gözlenmediği için değişen ortam şartlarına da uyum güçleşir.
Eşeysiz üreme, tek hücrelilerin, bitkilerin, mantarların ve omurgasız hayvanların bazılarında görülür. Şu şekilde 6'ya ayırabiliriz.
Bölünerek üreme, tomurcuklanma, sporla üreme, rejenerasyon, partenogenez ve vejetatif üreme.
Bunlar eşeysiz üreme çeşitleridir.
Bölünerek üreme prokaryot canlılarda ve ökaryotik tek hücrelilerde görülür.
Mesela buraya bir bakteri çizdim. Bakteriler prokaryotik hücre yapısına sahiptir. Bakteriler sıcaklık ve besin yönünden uygun koşullarda bölünerek hızlı bir şekilde çoğalır. Zaten en hızlı üreme tipi de budur.
Öncelikle bakteri DNA'sını eşler.
Ne demiştik hücre bölünmesinin şartı DNA eşlenmesiydi zaten. Daha sonra DNA'lar hücrenin zıt kutuplarına doğru gider ve bunun ardından da sitoplazma bölünür.
Yani bu kadar basit.
Bakterinin eşeysiz üremesi sırasında mitoz bölünme, mayoz bölünme gerçekleşmez.
Zaten prokaryot canlılarda mitoz-mayoz, döllenme gibi olaylar görülmez.
Burada DNA eşlenmesi olurken bakterinin boyu da uzamaya başlar.
Eşlenme tamamlandığında DNA'lar birbirinden ayrılır.
Sonra hücre zarı içeriye doğru uzar.
Burada yeni hücre duvarı oluşur.
Bölünme tamamlandığında aynı genetik yapıya sahip olan iki yeni bakteri meydana gelir.
Bakteriler uygun koşullarda paramesyum, öglena gibi ökaryotik tek hücrelilerde bölünmenin yönü hücre simetrisine göre belirlenir. Buraya çok basitçe amip, öglena ve paramesyumu çizdim.
Amip herhangi bir yönde bölünebilir, öglenada boyuna paramesyumda ise enine bölünme gözlenir.
Bunlar ökaryot canlılar olduğu için hücre bölünmesi mitoz bölünme esasına dayanır. Yani bunlar da çekirdek ve sitoplazma bölünmesi gerçekleşerek iki yeni hücre oluşur.
Tomurcuklanma bira mayası gibi bazı tek hücreli mantarlardan, sünger hidra ve mercan gibi omurgasız hayvanlarda ayrıca çiçeksiz bitkilerden ciğer otlarında gerçekleşir.
Burada bir bira mayası var.
Bira mayası mantarında ata bireyden dışarıya doğru bir çıkıntı oluşur.
Bu çıkıntı gelişerek yeni bireyi meydana getirir.
Tomurcuklanma sonucu oluşan yeni bireyler ana bireye bağlı kalarak yaşamını sürdürürse koloni oluşur.
Ancak ata bireyden ayrılıp tek başına da yaşayabilirler.
Çok hücreli canlılarda tomurcuklanma sürecinde mitoz ve hücre farklılaşması görülür ancak tek hücrelerde mitoz görülürken hücresel farklılaşma görülmez.
Sporla üreme bazı mantar ve alglerde, eğrelti otu, kara yosunu gibi çiçeksiz bitkilerde ve sıtma hastalığına yol açan plazmodyum malarya gibi bir hücreli canlılarda gözlenir.
Spor, mayoz bölünme sonucunda oluşan n kromozomlu bir üreme hücresidir.
Kalın bir örtüyle çevrili, olumsuz koşullara dayanıklı, özelleşmiş üreme hücreleridir de diyebiliriz.
İşte bu sporlar uygun şartlarda gelişip yeni canlılar oluştururlar.
Buna sporla üreme diyoruz. Sporların yeni bir birey oluşturması mitoz bölünme ile gerçekleşir ve sporlarda döllenme gerçekleşmez.
Sporlar genellikle rüzgarla çevreye yayılır.
Bu arada bir istisna var, puf mantarı gibi bazı mantar çeşitlerinde sporlar mitoz bölünme ile oluşturulur.
Değişik nedenlerle zarar gören ya da kopan vücut parçalarını yenileme özelliğine rejenerasyon denir.
Bazı canlılar bu kopan vücut parçalarının eksik kısımlarını tamamlayarak yeni canlılara dönüşür.
Buna da rejenerasyonla üreme denir. Rejenerasyon bazı canlılarda doku düzeyinde, bazı canlılarda organ düzeyinde, bazı canlılarda ise vücut düzeyinde gerçekleşir.
Tabii ki doku ve organ düzeyli dejenerasyonlar üreme değildir.
Mesela kertenkele kopan kuyruğunun yerine yenisini yapar fakat kopan kuyruktan yeni bir kertenkele oluşmaz ya da mesela karaciğer buna çok iyi bir örnektir.
Karaciğerimizin rejenerasyon yeteneği çok yüksektir.
Hatta bu durum karaciğer nakillerinde de büyük önem taşır, ama sonuçta bu yine bir üreme değildir.
Şimdi burada deniz yıldızını inceleyelim.
Deniz yıldızı rejenerasyonla üreme yapar.
Deniz yıldızlarında beş tane kol ve kolların birleştiği merkezi disk vardır.
Merkezi disklerin beşte birine sahip olan deniz yıldızları kopan kollarını tamamlayabilir. Ayrıca kopan her koldan da yeni bir deniz yıldızı oluşur.
Ayrıca bir yassı solucan olan planarya, bir halkalı solucan olan toprak solucanı rejenerasyon ile üreme yapar.
Rejenerasyon sırasında hücre farklılaşması da gerçekleşir. Bu arada canlıların gelişmişlik düzeyi ile rejenerasyon yeteneği arasında ters bir orantı vardır.
Mesela yengeç çenesini, semender bacağını, kertenkele kuyruğunu yenileyebilir.
İnsanda ise kırılan kemiğin onarımı, yaraların iyileşmesi, bağırsak iç yüzeyinin ve dil hücrelerinin yenilenmesi gibi doku düzeyinde rejenerasyon gözlenir. Vücudumuzdaki karaciğer, deri, mide insanda rejenerasyon yeteneği yüksek olan organlardır. Bölünerek üreme, tomurcuklanma, sporla üreme ve rejenerasyonu konuştuk.
Başka videolarda da partenogenez ve vejetatif üremeyi konuşacağız.