Yeni hücreler var olan hücrelerin bölünmesiyle oluşur.
Şimdi bölünme dediğimiz zaman aklımıza mitoz ve mayoz bölünmenin gelmesi gerekir.
Ancak bir hücrenin bu bölünmeleri geçirebilmesi için bazı şartlarının olması gerekir.
Yani öyle bir hücre aslında istediği zaman bölünemez.
Bölünme aslında hücrenin büyümesinden kaynaklanan bir durumdur.
Hücre büyüdükçe hücrenin bölünme ihtiyacı da artar.
Bölünmenin en önemli nedeni hacim yüzey oranının değişmesidir diyebiliriz aslında.
Çünkü hücrenin büyümesi sırasında biliyorsunuz ki sitoplazmada da artış olur, hücre zarında da artış olur.
Ancak sitoplazmadaki artış hücre zarındaki artıştan daha fazla olur. Bunu matematiksel olarak ifade edelim. Sitoplazmadaki artış r³ şeklinde olurken hücre zarındaki artış r² şeklinde olur.
Buradaki r hücrenin yarıçapını ifade eder.
Hücrenin hacmi derken de tabii ki sitoplazmasından bahsediyorum. Şimdi bu durum yüzey bölü hacim oranının azalmasına sebep olur.
İşte aslında sıkıntı da burada başlar. Bu durum hücrenin kontrolünü zorlaştırır, artık hücre zarı yetersiz kalmaya başlar.
Mesela hücre zarından madde alışverişi yeterince gerçekleşemez. Çekirdeğin de hücredeki etki ve kontrol gücü azalır.
Yani çekirdek de hücreyi yönetmekte zorlanmaya başlar.
Aynı şekilde atıkların hücreden uzaklaştırılması, organik ve inorganik madde ihtiyacının karşılanması, maddelerin hücre içinde iletimi de zorlaşır.
E o zaman hücrenin artık yaşamı da tehlikeye girer.
Çekirdek de bu durumda bölünme emrini verir.
Sonra hücre bölünür ve aslında hücrenin bölünmesiyle birlikte hacim azaltılmış, yüzey ise artırılmış olur.
Biraz önce de söylediğim gibi hücrenin bölünebilmesi için belirli bir büyüklüğe ulaşmış olması gerekir.
Hücre bölünmesinde tabii ki hormonlar da etkilidir, mesela insanlardaki büyüme hormonu olan STH özellikle vücut hücrelerinin büyümesini ve bölünmesini düzenler.
Yine östrojen, testosteron gibi eşey hormonları da hücre bölünmesi için uyarıcı etkiye sahiptir.
Şimdi şöyle kısaca bir toparlıyorum.
Dedik ki büyüyen hücrelerin sitoplazması yani hacmi artar.
Çünkü hücrenin içerisinde bir takım metabolik faaliyetler gerçekleşiyor.
Bu da haliyle sitoplazmayı arttırıyor.
E bu durumda da yüzey bölü hacim oranı azalır dedik ancak bu durumda da hücrede bazı sıkıntılar oldu, yani bu yüzey bölü hacim oranının tekrardan dengelenmesi gerekir.
O zaman da hücre bölünür ve hücrenin bölünmesiyle birlikte hacim azaltılmış, yüzey ise artırılmış olur.
Şimdi bölünme dediğimiz zaman aklımıza mitoz ve mayoz bölünmenin gelmesi gerekir.
Ancak bir hücrenin bu bölünmeleri geçirebilmesi için bazı şartlarının olması gerekir.
Yani öyle bir hücre aslında istediği zaman bölünemez.
Bölünme aslında hücrenin büyümesinden kaynaklanan bir durumdur.
Hücre büyüdükçe hücrenin bölünme ihtiyacı da artar.
Bölünmenin en önemli nedeni hacim yüzey oranının değişmesidir diyebiliriz aslında.
Çünkü hücrenin büyümesi sırasında biliyorsunuz ki sitoplazmada da artış olur, hücre zarında da artış olur.
Ancak sitoplazmadaki artış hücre zarındaki artıştan daha fazla olur. Bunu matematiksel olarak ifade edelim. Sitoplazmadaki artış r³ şeklinde olurken hücre zarındaki artış r² şeklinde olur.
Buradaki r hücrenin yarıçapını ifade eder.
Hücrenin hacmi derken de tabii ki sitoplazmasından bahsediyorum. Şimdi bu durum yüzey bölü hacim oranının azalmasına sebep olur.
İşte aslında sıkıntı da burada başlar. Bu durum hücrenin kontrolünü zorlaştırır, artık hücre zarı yetersiz kalmaya başlar.
Mesela hücre zarından madde alışverişi yeterince gerçekleşemez. Çekirdeğin de hücredeki etki ve kontrol gücü azalır.
Yani çekirdek de hücreyi yönetmekte zorlanmaya başlar.
Aynı şekilde atıkların hücreden uzaklaştırılması, organik ve inorganik madde ihtiyacının karşılanması, maddelerin hücre içinde iletimi de zorlaşır.
E o zaman hücrenin artık yaşamı da tehlikeye girer.
Çekirdek de bu durumda bölünme emrini verir.
Sonra hücre bölünür ve aslında hücrenin bölünmesiyle birlikte hacim azaltılmış, yüzey ise artırılmış olur.
Biraz önce de söylediğim gibi hücrenin bölünebilmesi için belirli bir büyüklüğe ulaşmış olması gerekir.
Hücre bölünmesinde tabii ki hormonlar da etkilidir, mesela insanlardaki büyüme hormonu olan STH özellikle vücut hücrelerinin büyümesini ve bölünmesini düzenler.
Yine östrojen, testosteron gibi eşey hormonları da hücre bölünmesi için uyarıcı etkiye sahiptir.
Şimdi şöyle kısaca bir toparlıyorum.
Dedik ki büyüyen hücrelerin sitoplazması yani hacmi artar.
Çünkü hücrenin içerisinde bir takım metabolik faaliyetler gerçekleşiyor.
Bu da haliyle sitoplazmayı arttırıyor.
E bu durumda da yüzey bölü hacim oranı azalır dedik ancak bu durumda da hücrede bazı sıkıntılar oldu, yani bu yüzey bölü hacim oranının tekrardan dengelenmesi gerekir.
O zaman da hücre bölünür ve hücrenin bölünmesiyle birlikte hacim azaltılmış, yüzey ise artırılmış olur.