Enerji tasarrufu, hissedilen sıcaklık, gerçek sıcaklık ve küresel ısınma kavramlarından bahsedelim.
Enerji tasarrufu elde edebilmek için enerji tüketimini azaltmak gerekir.
Bunun için de bazı önlemler alırız.
İşte kapı ve pencereleri dik aralıklarının kapatılması.
Aydınlanmak için ampuller yerine düşük enerjili ampuller tercih edilmeli.
Led ya da floresan lambaları tercih ettiğimiz aydınlanma sistemlerinin kullanılması, ihtiyaçtan fazla suyu ısıtmak gibi enerji tasarrufundan fayda alacağımız durumlardan bahsedebiliriz.
Peki enerji yalıtımı nedir?
Enerji kaybını en aza indirmek için alınan önlemlere enerji yalıtımı denir.
Burada hep görüyorsunuz dur yazın binaların dış cephe kaplaması gerçekleşir bunu neden yapıyorlar?
Isı yalıtımı için ne bir önceki dersimize bahsetmiştik.
Ne yapıyor?
Kalınlığı artırıyor ki ısı iletim hızı ne yapsın?
Azalsın diye.
Buraya baktığımızda enerji yalıtımı enerji kaybını en aza indirmek için alınan önlemler dir.
Yalıtım malzemeleri olarak iletim hızı iyi olmayan maddeler tercih edilir.
Yani yalıtkan yalıtım malzemesi.
Enerji iletim katsayısı.
En düşük yani iletim hızı.
Düşük.
Malzemeler tercih edilir.
Buna örnek enerji yalıtımı ile ilgili sarı dış cephe kaplaması mı?
Hayır.
Mesela çift cam kullanıyoruz.
Çift camın kullanılması da ısı yalıtım ayı'na çok desteği vardır.
Ya da ısı iletim katsayısı küçük olan hava bulundurulur bu çift cam arasında.
Böylece dış ortam ile enerji alışverişi azalmış olur.
Yazalım buraya çift cam dış cephe.
Kaplaması.
Bunların hepsi enerji yalıtımı için ihtiyacımız olan durumlardır.
Şimdi hissedilen sıcaklık ve gerçek sıcaklık kavramlarından bahsedelim.
Açık havada gölgedeki bir termometre.
Gün boyunca gösterdi değerlerin ortalamasına gerçek sıcaklık denir.
Şimdi gerçek sıcaklık budur.
Peki hissedilen sıcaklık nedir?
Burada dış ortam etkilidir.
Hissedilen sıcaklığa baktığımızda bulunduğumuz ortamın vücudumuz tarafından algılanan sıcaklık değeri de bizim için hissedilen sıcaklık değeri olarak algılayacak.
Şimdi bu tanımları baktığımızda birbirinden farklı olduğunu görürüz.
Peki bunlar arasındaki farklar nedir?
Buraya baktığımızda gerçek sıcaklık belli bir yükseklikte ölçülür.
Yazılım belli bir yükseklikte ölçülür.
Ama hissedilen sıcaklık için belli bir yükseklikte ölçülemez, yani benim bulunduğum ortam neyse orada hissettiğim bir.
Bulunduğumuz ortamdaki sıcaklık değeri.
Bu şekilde buraya baktığımızda gerçek sıcaklık için güneş ışığı, rüzgar, yağış gibi etkenler dahil edilerek hesaplanır.
Ama hissedilen sıcaklıkta bu etkenler dahil edilmeden hesaplanır ve bu ikisi arasındaki fark aslında gerçek ve hissedilen sıcaklık değerleri neye göre değişiklik gösterir?
Bağıl neme göre değişiklik gösterir.
Yani bir bağıl nem oranı diye bir oran vardır.
Şimdi bu bağıl nem oranı ne demek?
Eğer bağıl nem oranı yüksek ise şöyle yazılan eğer bağıl nem oranı yüksek bir değerse ne söyleyeceğiz?
Hissedilen sıcaklık gerçek sıcaklıktan yüksektir.
Yazılan, hissedilen.
Büyüktür.
Gerçek sıcaklıktan yazalım.
Peki bağıl nem oranı düşükse bu seferde ne söyleyeceğiz?
Ya da düşük yazalım.
Hissedilen sıcaklık gerçek sıcaklıktan küçüktür.
Yani şöyle yazıyorum.
Hissedilen küçüktür.
Kimden gerçek sıcaklıkta?
Evet, bu şekilde şimdi küresel ısınmaya bakalım.
Bir de küresel ısınma kavramı mıza bakalım.
Burada baktığımızda küresel ısınma atmosfere salınan gazların sera etkisi yaptığını biliyoruz.
Bu sera etkisi sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklık dengeleri değiştirir ve buna ne diyoruz?
Küresel ısınma diyoruz.
Yani şöyle yazalım.
Güneşten dünyamıza, güneşten dünyamıza.
Gelen ışınların.
Atmosfer tarafından.
Tutulması.
Dünyanın sıcaklığını artırır.
İşte bu etki sera etkisi dır.
Bu etki için sera etkisi olarak ifade edeceğiz.
Yani küresel ısınma sera etkisi sebebiyle dünyanın sıcaklığının artmasına sebep olur.
Peki bunun olumlu ve olumsuz etkileri nelerdir?
Olumsuz etkilerine baktığımızda tabiki de olumlu bir etkisi yok.
Doğaya zarar veriyor.
Olumsuz etkisine baktığımızda ne olur?
Canlı türleri.
Azalır.
Ne olur yağış olmaz.
Kuraklık meydana getirir.
Ne olur iklim değişiklikleri olur.
Son zamanlarda çok söylüyoruz.
Buzullar erir.
Su kaynakları azalır.
Salgın hastalıklar artar.
Bu şekilde ifade ederiz.
Enerji tasarrufu elde edebilmek için enerji tüketimini azaltmak gerekir.
Bunun için de bazı önlemler alırız.
İşte kapı ve pencereleri dik aralıklarının kapatılması.
Aydınlanmak için ampuller yerine düşük enerjili ampuller tercih edilmeli.
Led ya da floresan lambaları tercih ettiğimiz aydınlanma sistemlerinin kullanılması, ihtiyaçtan fazla suyu ısıtmak gibi enerji tasarrufundan fayda alacağımız durumlardan bahsedebiliriz.
Peki enerji yalıtımı nedir?
Enerji kaybını en aza indirmek için alınan önlemlere enerji yalıtımı denir.
Burada hep görüyorsunuz dur yazın binaların dış cephe kaplaması gerçekleşir bunu neden yapıyorlar?
Isı yalıtımı için ne bir önceki dersimize bahsetmiştik.
Ne yapıyor?
Kalınlığı artırıyor ki ısı iletim hızı ne yapsın?
Azalsın diye.
Buraya baktığımızda enerji yalıtımı enerji kaybını en aza indirmek için alınan önlemler dir.
Yalıtım malzemeleri olarak iletim hızı iyi olmayan maddeler tercih edilir.
Yani yalıtkan yalıtım malzemesi.
Enerji iletim katsayısı.
En düşük yani iletim hızı.
Düşük.
Malzemeler tercih edilir.
Buna örnek enerji yalıtımı ile ilgili sarı dış cephe kaplaması mı?
Hayır.
Mesela çift cam kullanıyoruz.
Çift camın kullanılması da ısı yalıtım ayı'na çok desteği vardır.
Ya da ısı iletim katsayısı küçük olan hava bulundurulur bu çift cam arasında.
Böylece dış ortam ile enerji alışverişi azalmış olur.
Yazalım buraya çift cam dış cephe.
Kaplaması.
Bunların hepsi enerji yalıtımı için ihtiyacımız olan durumlardır.
Şimdi hissedilen sıcaklık ve gerçek sıcaklık kavramlarından bahsedelim.
Açık havada gölgedeki bir termometre.
Gün boyunca gösterdi değerlerin ortalamasına gerçek sıcaklık denir.
Şimdi gerçek sıcaklık budur.
Peki hissedilen sıcaklık nedir?
Burada dış ortam etkilidir.
Hissedilen sıcaklığa baktığımızda bulunduğumuz ortamın vücudumuz tarafından algılanan sıcaklık değeri de bizim için hissedilen sıcaklık değeri olarak algılayacak.
Şimdi bu tanımları baktığımızda birbirinden farklı olduğunu görürüz.
Peki bunlar arasındaki farklar nedir?
Buraya baktığımızda gerçek sıcaklık belli bir yükseklikte ölçülür.
Yazılım belli bir yükseklikte ölçülür.
Ama hissedilen sıcaklık için belli bir yükseklikte ölçülemez, yani benim bulunduğum ortam neyse orada hissettiğim bir.
Bulunduğumuz ortamdaki sıcaklık değeri.
Bu şekilde buraya baktığımızda gerçek sıcaklık için güneş ışığı, rüzgar, yağış gibi etkenler dahil edilerek hesaplanır.
Ama hissedilen sıcaklıkta bu etkenler dahil edilmeden hesaplanır ve bu ikisi arasındaki fark aslında gerçek ve hissedilen sıcaklık değerleri neye göre değişiklik gösterir?
Bağıl neme göre değişiklik gösterir.
Yani bir bağıl nem oranı diye bir oran vardır.
Şimdi bu bağıl nem oranı ne demek?
Eğer bağıl nem oranı yüksek ise şöyle yazılan eğer bağıl nem oranı yüksek bir değerse ne söyleyeceğiz?
Hissedilen sıcaklık gerçek sıcaklıktan yüksektir.
Yazılan, hissedilen.
Büyüktür.
Gerçek sıcaklıktan yazalım.
Peki bağıl nem oranı düşükse bu seferde ne söyleyeceğiz?
Ya da düşük yazalım.
Hissedilen sıcaklık gerçek sıcaklıktan küçüktür.
Yani şöyle yazıyorum.
Hissedilen küçüktür.
Kimden gerçek sıcaklıkta?
Evet, bu şekilde şimdi küresel ısınmaya bakalım.
Bir de küresel ısınma kavramı mıza bakalım.
Burada baktığımızda küresel ısınma atmosfere salınan gazların sera etkisi yaptığını biliyoruz.
Bu sera etkisi sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklık dengeleri değiştirir ve buna ne diyoruz?
Küresel ısınma diyoruz.
Yani şöyle yazalım.
Güneşten dünyamıza, güneşten dünyamıza.
Gelen ışınların.
Atmosfer tarafından.
Tutulması.
Dünyanın sıcaklığını artırır.
İşte bu etki sera etkisi dır.
Bu etki için sera etkisi olarak ifade edeceğiz.
Yani küresel ısınma sera etkisi sebebiyle dünyanın sıcaklığının artmasına sebep olur.
Peki bunun olumlu ve olumsuz etkileri nelerdir?
Olumsuz etkilerine baktığımızda tabiki de olumlu bir etkisi yok.
Doğaya zarar veriyor.
Olumsuz etkisine baktığımızda ne olur?
Canlı türleri.
Azalır.
Ne olur yağış olmaz.
Kuraklık meydana getirir.
Ne olur iklim değişiklikleri olur.
Son zamanlarda çok söylüyoruz.
Buzullar erir.
Su kaynakları azalır.
Salgın hastalıklar artar.
Bu şekilde ifade ederiz.
