Ekosistemdeki tüm canlı çeşitliliği biyolojik çeşitlilik olarak tanımlanır.
Biyolojik çeşitliliğe yol açan faktörlerden biri genetik çeşitliliktir.
Türler arasında ya da tür içinde canlıların genotiplerinin farklı olması genetik çeşitliliğe yol açar.
Biyolojik çeşitlilik, tür genetik ekosistem ve ekolojik niş çeşitliliklerini içine alan bir terimdir.
Tür çeşitliliği bir bölgede bulunan türlerin çeşit ve sayısını ifade eder.
Genetik çeşitlilikte aynı türün bireylerindeki genetik farklılıkları kapsar.
Ayrıca aynı türün başka alanlara uyum sağlamış popülasyonları arasındaki genetik varyasyonları da içerir.
Ekolojik çeşitlilik, ekosistemde bulunan farklı türlerin zenginliğini ifade eder.
Ekolojik niş çeşitliliği ise ekosistemlerdeki farklı işlevleri olan türleri kapsar.
Eşeyli üremeyi hatırlayın.
Eşeyli üreyen canlıların, yavruların da anne babaya ait özelliklerden farklı özellikler oluşuyordu.
Başka bir deyişle bir tür içinde farklı yeni gen kombinasyonları oluşuyordu.
İşte bu aynı türün bireyleri arasında farklılıklara yol açan genetik çeşitlilikleri nedenini rekombinasyondur.
Rekombinasyon yeni genetik kombinasyonların oluşmasıdır.
Tür içi farklılıklara da varyasyon denir.
Bireyler arasında genler veya DNA parçacıklarının yapısındaki farklılıklara kalıtsal varyasyon denir ve kombinasyonlar sonucu ortaya çıkan farklılıklar kalıtsal varyasyona yol açar.
Kalıtsal varyasyonlar genetik çeşitliliğe hizmet eder.
İnsanlar arasında görülen genetik farklılıklar her bir bireyin özel ve tek olmasını sağlar.
Bireylerdeki bu farklılıkların doğal olduğu ve saygıyla karşılanması gerektiği unutulmamalı.
Varyasyonları bazıları da kalıtsal değildir.
Sadece fenotipe yansıtır ve genetik çeşitliliğe de katkısı yoktur.
Çünkü genlerin yapısında değişme olmadığı için kalıtsal değildir.
İşte bu kalıtsal olmayan genin işleyişinde meydana gelen değişimlere modifikasyon denir.
Modifikasyona birkaç tane örnek verelim.
Mesela güneşe çıktınız ve deriniz bronzlaştı.
İşte bu modifikasyondur.
Çuha çiçeğinin farklı sıcaklıklarda, farklı renklerde çiçek açması, pH değeri farklı olan toprakta ortanca bitkilerinin değişik renkte çiçek açması, tek yumurta ikizlerinin farklı seviyede zekaya sahip olması modifikasyon örneğidir.
Yani fark ettiyseniz modifikasyonlar aslında çevre şartları tarafından belirlenir.
Hatta hatırlarsanız kraliçe arı ve işçi arıların oluşması sırasında da modifikasyon gözleniyordu.
Şimdi biz tekrar kalıtsal olan varyasyonlara dönelim.
Kalıtsal varyasyonların oluşmasında etkili olan birden fazla faktör vardır.
Mesela mayoz bölünme sırasında gözlenen crossing over.
Ayrıca yine mayoz bölünme sırasında gözlenen homolog kromozomların rastgele ayrılması kalıtsal varyasyonlara sebep olur.
Ayrıca döllenmede yumurtanın rastgele bir sperm ile birleşmesi farklı genetik özelliklere sahip bireylerin oluşmasını sağlar.
Bakteri ve arke gibi prokaryot hücrelerde de kalıtsal çeşitlilik gözlenebilir.
Tabii ki prokaryot anlılar mayoz bölünme hatta mitoz bölünme ve döllenme gibi olayları gerçekleştiremez.
Ancak bu canlılarda da mutasyon gözlenebilir ya da bakteriler birbirlerine gen aktarımı yaparlar.
Hatta buna konjugasyon adını veriyoruz.
O zaman şimdi mutasyonu da açıklayalım.
DNA'nın veya RNA'nın nükleotit diziliminde meydana gelen değişmelere mutasyon denir.
Mutasyonlar, genlerdeki değişikliklerin yanı sıra kromozom yapısı ve kromozom sayısındaki değişiklikleri içerir.
Vücut hücrelerinde meydana gelen mutasyonlar sadece o canlıyı etkilerken üreme ana hücrelerinde ve gametde yani sperm ve yumurtada meydana gelen mutasyonlar yavrulara aktarılır.
Mutasyonların çoğu ölümcüldür, çok azı ise canlının çevreye uyum yeteneğini artırmasına hizmet eder ve popülasyonda devam eder.
Bir genin aleli mutasyona uğradığı zaman homozigot durumda ölümcül ise yeni döllere geçemez.
Mutasyona neden olan maddeler de mutajen olarak adlandırılır.
Radyasyon, ultraviyole, beta, gamma X ışınları gibi bazı ışınlar, formaldehit, nitrik asit gibi zararlı kimyasallar, uyuşturucu maddeler, bazı ilaçlar, pH, ısı değişimleri ve bazı virüsler mutajenik faktörlere örnektir.
Biyolojik çeşitliliğe yol açan faktörlerden biri genetik çeşitliliktir.
Türler arasında ya da tür içinde canlıların genotiplerinin farklı olması genetik çeşitliliğe yol açar.
Biyolojik çeşitlilik, tür genetik ekosistem ve ekolojik niş çeşitliliklerini içine alan bir terimdir.
Tür çeşitliliği bir bölgede bulunan türlerin çeşit ve sayısını ifade eder.
Genetik çeşitlilikte aynı türün bireylerindeki genetik farklılıkları kapsar.
Ayrıca aynı türün başka alanlara uyum sağlamış popülasyonları arasındaki genetik varyasyonları da içerir.
Ekolojik çeşitlilik, ekosistemde bulunan farklı türlerin zenginliğini ifade eder.
Ekolojik niş çeşitliliği ise ekosistemlerdeki farklı işlevleri olan türleri kapsar.
Eşeyli üremeyi hatırlayın.
Eşeyli üreyen canlıların, yavruların da anne babaya ait özelliklerden farklı özellikler oluşuyordu.
Başka bir deyişle bir tür içinde farklı yeni gen kombinasyonları oluşuyordu.
İşte bu aynı türün bireyleri arasında farklılıklara yol açan genetik çeşitlilikleri nedenini rekombinasyondur.
Rekombinasyon yeni genetik kombinasyonların oluşmasıdır.
Tür içi farklılıklara da varyasyon denir.
Bireyler arasında genler veya DNA parçacıklarının yapısındaki farklılıklara kalıtsal varyasyon denir ve kombinasyonlar sonucu ortaya çıkan farklılıklar kalıtsal varyasyona yol açar.
Kalıtsal varyasyonlar genetik çeşitliliğe hizmet eder.
İnsanlar arasında görülen genetik farklılıklar her bir bireyin özel ve tek olmasını sağlar.
Bireylerdeki bu farklılıkların doğal olduğu ve saygıyla karşılanması gerektiği unutulmamalı.
Varyasyonları bazıları da kalıtsal değildir.
Sadece fenotipe yansıtır ve genetik çeşitliliğe de katkısı yoktur.
Çünkü genlerin yapısında değişme olmadığı için kalıtsal değildir.
İşte bu kalıtsal olmayan genin işleyişinde meydana gelen değişimlere modifikasyon denir.
Modifikasyona birkaç tane örnek verelim.
Mesela güneşe çıktınız ve deriniz bronzlaştı.
İşte bu modifikasyondur.
Çuha çiçeğinin farklı sıcaklıklarda, farklı renklerde çiçek açması, pH değeri farklı olan toprakta ortanca bitkilerinin değişik renkte çiçek açması, tek yumurta ikizlerinin farklı seviyede zekaya sahip olması modifikasyon örneğidir.
Yani fark ettiyseniz modifikasyonlar aslında çevre şartları tarafından belirlenir.
Hatta hatırlarsanız kraliçe arı ve işçi arıların oluşması sırasında da modifikasyon gözleniyordu.
Şimdi biz tekrar kalıtsal olan varyasyonlara dönelim.
Kalıtsal varyasyonların oluşmasında etkili olan birden fazla faktör vardır.
Mesela mayoz bölünme sırasında gözlenen crossing over.
Ayrıca yine mayoz bölünme sırasında gözlenen homolog kromozomların rastgele ayrılması kalıtsal varyasyonlara sebep olur.
Ayrıca döllenmede yumurtanın rastgele bir sperm ile birleşmesi farklı genetik özelliklere sahip bireylerin oluşmasını sağlar.
Bakteri ve arke gibi prokaryot hücrelerde de kalıtsal çeşitlilik gözlenebilir.
Tabii ki prokaryot anlılar mayoz bölünme hatta mitoz bölünme ve döllenme gibi olayları gerçekleştiremez.
Ancak bu canlılarda da mutasyon gözlenebilir ya da bakteriler birbirlerine gen aktarımı yaparlar.
Hatta buna konjugasyon adını veriyoruz.
O zaman şimdi mutasyonu da açıklayalım.
DNA'nın veya RNA'nın nükleotit diziliminde meydana gelen değişmelere mutasyon denir.
Mutasyonlar, genlerdeki değişikliklerin yanı sıra kromozom yapısı ve kromozom sayısındaki değişiklikleri içerir.
Vücut hücrelerinde meydana gelen mutasyonlar sadece o canlıyı etkilerken üreme ana hücrelerinde ve gametde yani sperm ve yumurtada meydana gelen mutasyonlar yavrulara aktarılır.
Mutasyonların çoğu ölümcüldür, çok azı ise canlının çevreye uyum yeteneğini artırmasına hizmet eder ve popülasyonda devam eder.
Bir genin aleli mutasyona uğradığı zaman homozigot durumda ölümcül ise yeni döllere geçemez.
Mutasyona neden olan maddeler de mutajen olarak adlandırılır.
Radyasyon, ultraviyole, beta, gamma X ışınları gibi bazı ışınlar, formaldehit, nitrik asit gibi zararlı kimyasallar, uyuşturucu maddeler, bazı ilaçlar, pH, ısı değişimleri ve bazı virüsler mutajenik faktörlere örnektir.