Herkese merhabalar arkadaşlar.
Bugün kimyaya katkı sağlayan bilim insanlarını inceleyeceğiz. Bunlardan birincisi Empodokies.
Empodokies, bütün nesnelerin dört temel elementten oluştuğunu savunmuştur.
Peki bu 4 temel elementler hangileridir dersek: Toprak, hava, su ve ateştir.
Bu bilim insanından sonra ortaya Democritos çıkar ve Democritos şimdiye kadar kimsenin ortaya söyleyemediği bir atom fikrini ortaya atar.
Atomik düşüncenin öncüsüdür dersek kesinlikle doğru yere parmak basmış oluruz. Her şeyin atom denilen küçük, bölünemeyen parçacıklardan ve boşluktan oluştuğunu söylemiştir.
Daha sonrasında Aristo ortaya çıkar ve Aristo der ki "Evet, Empodokies'in dediği gibi her madde bu 4 temel elementten oluşmuştur ve bu 4 temel element sıcak, soğuk, kuru, ıslak gibi o özellikleri barındırır." Aristo'nun sorularda da göreceğimiz bir eşkenar dörtgen şeklinde bu elementlerin sınıflandırıldığı bir şekil vardır, arkadaşlar.
Eşkenar dörtgenin her bir köşesi bir elementi temsil eder.
Örneğin, en tepeye ateş yazdık, alta suyu yazıyorum.
Burası toprak, hemen karşı tarafını hava olarak sınıflandırdım. Daha sonrasında, her bir elementin aralarındaki şu boşluklar bu elementlerin özelliklerine göre yazılır.
Örneğin, ateş ve toprağın arası kuru, ateş ile havanın arası sıcak, hava ile suyun arası ıslak, toprak ile suyun arası soğuk olarak sınıflandırılır.
Daha sonrasında, her bir maddenin özelliği sınıflandırıldığında, örneğin, topraktan bahsediyoruz. Toprak elementi, hangi iki özellik arasında kalıyor?
Kuru ve soğuk.
O zaman toprağının özelliği kuru ve soğuk olması.
Suya geldiğimizde, su, ıslak ve soğuk özelliğini barındırır. Hava, sıcak ve ıslak özelliğini barındırır. Ateş ise sıcak ve kuru özelliğini gösterir. Sorularda bunu göreceğiz, arkadaşlar.
Peki günümüze Aristo'nun bu elementlerin özellikleri nasıl yerleştirebiliriz dersek, sorularda bize bir de şu şekilde gelir.
Örneğin, günlük hayattan masa, azot gazı ya da bir meyve suyu gibi özellikler verilerek Aristo'nun elementlerin arasında nasıl bir sınıflandırma yapılır dersek, şu şekilde söyleyeceğiz: Aristo katıları toprak grubunda, sıvıları su grubunda, gazları ise hava elementi olarak sınıflandırılmıştır. Yani bir azot gazından bahsediyorsak Aristo'nun sınıflandırılmasında hava grubuna girecektir ya da bir tahta parçasından bahsediyorsak Aristo'nun toprak sınıflandırılmasında bulunacaktır. Daha sonra zaman ilerledikçe tabii ki yapılan araştırmalarda, arkadaşlar, daha kimyasal, daha bilimsel ilerleyecektir bunun sonucunda 4. bilim insanımıza geldiğimizde, İbni Sina. İbni Sina'nın sorularda çok fazla elde ettiği ya da keşfettiği maddeler değil de bu bilime katkı sağlamış mı gibisinden soruları çıkacaktır. İbni Sina'nın Kitab-ı El Şifa adlı bir eseri bulunmaktadır.
Sorularda gördük mü unutmayalım.
İkinci olarak metallerin başka bir metale dönüşmeyeceğini ifade ederek sınıflandırma yapmıştır.
Beraberinde gelen bilim insanımız Cabir bin Hayyan.
Belki de şimdiye kadar en çok maddede göreceğimiz kişilerden biri olacak. Cabir bin Hayyan, Democritos'un tam tersine göre, atomun parçalanabileceğini görüşünü savunmuştur, arkadaşlar.
Aklınızda bulunsun.
Çok önümüzde gelmese bile sorularda dikkatimizden kaçmasın. Soru geldiği anda bu aklımıza gelsin. İkinci bir maddemiz, ilk laboratuvarı kurmuştur, Cabir bin Hayyan.
Formüllerini de yazalım yanlarına.
Sülfürik asit, nitrik asit ve hidroklorik asidi belli oranlarda karıştırarak kral suyunu elde etmiştir.
Kral suyu günlük hayatta da hala kullanılmaktadır.
Hatta günlük hayatta, kuyumcuların bile kullandığı bir su çeşitidir.
Genelde, bu soy metaller tepkimeye girmezler herhangi bir asitle ama kral suyla reaksiyon verirler ve şu an günümüzde kullandığımız önemli bir karışımdır.
Daha sonrasında baktığımızda, arkadaşlar, "baz" kavramını kullanarak kimyanın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ayrıca Cabir bin Hayyan'ın sorularda gelen kısımlarından biridir, arkadaşlar, imbiği geliştirmiştir.
Cabir bin Hayyan'da özellikle dikkat etmemiz gerekenler: kral suyu, ilk laboratuvar, ve imbiği geliştirmesi.
Bu üç madde daha çok önümüze çıkacaktır, bilgimiz olsun.
Diğer bir bilim insanına geldiğimizde Ebu Bekir Er Râzi.
Ebu Bekir daha çok laboratuvar araç gereçlerini geliştirmiştir.
Kroze, fırın gibi laboratuvar araç gereçlerini geliştirmiştir.
Gliserini keşfetmiştir.
Alkolü tıpta antiseptik olarak ilk kez o kullanmıştır. ve karıncalardan damıtma yoluyla, arkadaşlar, formik asit elde etmiştir.
Formik asit de sorularda karşımıza fazlasıyla çıkmaktadır.
Bir sonraki bilim insanımız Robert Boyle.
Robert Boyle bir vakum pompası geliştirilmiştir ve bu vakum pompasını kullanarak bir gazın hacmi ve basıncı arasındaki ilişkiyi belirleyerek, kendi adından da yola çıkarak, Boyle Yasası'nı çıkartmıştır.
Ayrıca iki tane daha önemli ortaya attığı bilgi vardır.
Bunlar da Boyle, elementi kendinden daha basit maddelere ayrılamayan saf madde olarak tanımlamıştır.
Ayrıca ileri vakitlerde de göreceğimiz kimyasal bileşikler ve karışımlar arasındaki ayrımı da yapmıştır. Son bilim insanına geldiğimizde, arkadaşlar, Antoine Lavoisier.
Bir balon cam içerisine, arkadaşlar, bir kalay parçası atmıştır ve bu kalay parçasını ısıttıktan sonra maddenin kütlesindeki değişimi incelemiştir ve bakmıştır ki ısıtmadan önceki kütle ve aksiyona soktuktan sonraki kütleler birbirine eşittir.
Antoine Lavoisier Kütlenin Korunumu Yasası'nı bu şekilde bulmuştur.
Ayrıca oksijenin havada bulunan ve yanmaya neden olan bir gaz olduğunu söylemiştir. Aslında Antoine Lavoisier ile birlikte, arkadaşlar, biz terazi kullanarak modern kimyanın da geçişini sağlamışızdır.
Yani aslında Lavoisier bizim için modern kimyanın öncülerinden biridir.
Bugün kimyaya katkı sağlayan bilim insanlarını inceleyeceğiz. Bunlardan birincisi Empodokies.
Empodokies, bütün nesnelerin dört temel elementten oluştuğunu savunmuştur.
Peki bu 4 temel elementler hangileridir dersek: Toprak, hava, su ve ateştir.
Bu bilim insanından sonra ortaya Democritos çıkar ve Democritos şimdiye kadar kimsenin ortaya söyleyemediği bir atom fikrini ortaya atar.
Atomik düşüncenin öncüsüdür dersek kesinlikle doğru yere parmak basmış oluruz. Her şeyin atom denilen küçük, bölünemeyen parçacıklardan ve boşluktan oluştuğunu söylemiştir.
Daha sonrasında Aristo ortaya çıkar ve Aristo der ki "Evet, Empodokies'in dediği gibi her madde bu 4 temel elementten oluşmuştur ve bu 4 temel element sıcak, soğuk, kuru, ıslak gibi o özellikleri barındırır." Aristo'nun sorularda da göreceğimiz bir eşkenar dörtgen şeklinde bu elementlerin sınıflandırıldığı bir şekil vardır, arkadaşlar.
Eşkenar dörtgenin her bir köşesi bir elementi temsil eder.
Örneğin, en tepeye ateş yazdık, alta suyu yazıyorum.
Burası toprak, hemen karşı tarafını hava olarak sınıflandırdım. Daha sonrasında, her bir elementin aralarındaki şu boşluklar bu elementlerin özelliklerine göre yazılır.
Örneğin, ateş ve toprağın arası kuru, ateş ile havanın arası sıcak, hava ile suyun arası ıslak, toprak ile suyun arası soğuk olarak sınıflandırılır.
Daha sonrasında, her bir maddenin özelliği sınıflandırıldığında, örneğin, topraktan bahsediyoruz. Toprak elementi, hangi iki özellik arasında kalıyor?
Kuru ve soğuk.
O zaman toprağının özelliği kuru ve soğuk olması.
Suya geldiğimizde, su, ıslak ve soğuk özelliğini barındırır. Hava, sıcak ve ıslak özelliğini barındırır. Ateş ise sıcak ve kuru özelliğini gösterir. Sorularda bunu göreceğiz, arkadaşlar.
Peki günümüze Aristo'nun bu elementlerin özellikleri nasıl yerleştirebiliriz dersek, sorularda bize bir de şu şekilde gelir.
Örneğin, günlük hayattan masa, azot gazı ya da bir meyve suyu gibi özellikler verilerek Aristo'nun elementlerin arasında nasıl bir sınıflandırma yapılır dersek, şu şekilde söyleyeceğiz: Aristo katıları toprak grubunda, sıvıları su grubunda, gazları ise hava elementi olarak sınıflandırılmıştır. Yani bir azot gazından bahsediyorsak Aristo'nun sınıflandırılmasında hava grubuna girecektir ya da bir tahta parçasından bahsediyorsak Aristo'nun toprak sınıflandırılmasında bulunacaktır. Daha sonra zaman ilerledikçe tabii ki yapılan araştırmalarda, arkadaşlar, daha kimyasal, daha bilimsel ilerleyecektir bunun sonucunda 4. bilim insanımıza geldiğimizde, İbni Sina. İbni Sina'nın sorularda çok fazla elde ettiği ya da keşfettiği maddeler değil de bu bilime katkı sağlamış mı gibisinden soruları çıkacaktır. İbni Sina'nın Kitab-ı El Şifa adlı bir eseri bulunmaktadır.
Sorularda gördük mü unutmayalım.
İkinci olarak metallerin başka bir metale dönüşmeyeceğini ifade ederek sınıflandırma yapmıştır.
Beraberinde gelen bilim insanımız Cabir bin Hayyan.
Belki de şimdiye kadar en çok maddede göreceğimiz kişilerden biri olacak. Cabir bin Hayyan, Democritos'un tam tersine göre, atomun parçalanabileceğini görüşünü savunmuştur, arkadaşlar.
Aklınızda bulunsun.
Çok önümüzde gelmese bile sorularda dikkatimizden kaçmasın. Soru geldiği anda bu aklımıza gelsin. İkinci bir maddemiz, ilk laboratuvarı kurmuştur, Cabir bin Hayyan.
Formüllerini de yazalım yanlarına.
Sülfürik asit, nitrik asit ve hidroklorik asidi belli oranlarda karıştırarak kral suyunu elde etmiştir.
Kral suyu günlük hayatta da hala kullanılmaktadır.
Hatta günlük hayatta, kuyumcuların bile kullandığı bir su çeşitidir.
Genelde, bu soy metaller tepkimeye girmezler herhangi bir asitle ama kral suyla reaksiyon verirler ve şu an günümüzde kullandığımız önemli bir karışımdır.
Daha sonrasında baktığımızda, arkadaşlar, "baz" kavramını kullanarak kimyanın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ayrıca Cabir bin Hayyan'ın sorularda gelen kısımlarından biridir, arkadaşlar, imbiği geliştirmiştir.
Cabir bin Hayyan'da özellikle dikkat etmemiz gerekenler: kral suyu, ilk laboratuvar, ve imbiği geliştirmesi.
Bu üç madde daha çok önümüze çıkacaktır, bilgimiz olsun.
Diğer bir bilim insanına geldiğimizde Ebu Bekir Er Râzi.
Ebu Bekir daha çok laboratuvar araç gereçlerini geliştirmiştir.
Kroze, fırın gibi laboratuvar araç gereçlerini geliştirmiştir.
Gliserini keşfetmiştir.
Alkolü tıpta antiseptik olarak ilk kez o kullanmıştır. ve karıncalardan damıtma yoluyla, arkadaşlar, formik asit elde etmiştir.
Formik asit de sorularda karşımıza fazlasıyla çıkmaktadır.
Bir sonraki bilim insanımız Robert Boyle.
Robert Boyle bir vakum pompası geliştirilmiştir ve bu vakum pompasını kullanarak bir gazın hacmi ve basıncı arasındaki ilişkiyi belirleyerek, kendi adından da yola çıkarak, Boyle Yasası'nı çıkartmıştır.
Ayrıca iki tane daha önemli ortaya attığı bilgi vardır.
Bunlar da Boyle, elementi kendinden daha basit maddelere ayrılamayan saf madde olarak tanımlamıştır.
Ayrıca ileri vakitlerde de göreceğimiz kimyasal bileşikler ve karışımlar arasındaki ayrımı da yapmıştır. Son bilim insanına geldiğimizde, arkadaşlar, Antoine Lavoisier.
Bir balon cam içerisine, arkadaşlar, bir kalay parçası atmıştır ve bu kalay parçasını ısıttıktan sonra maddenin kütlesindeki değişimi incelemiştir ve bakmıştır ki ısıtmadan önceki kütle ve aksiyona soktuktan sonraki kütleler birbirine eşittir.
Antoine Lavoisier Kütlenin Korunumu Yasası'nı bu şekilde bulmuştur.
Ayrıca oksijenin havada bulunan ve yanmaya neden olan bir gaz olduğunu söylemiştir. Aslında Antoine Lavoisier ile birlikte, arkadaşlar, biz terazi kullanarak modern kimyanın da geçişini sağlamışızdır.
Yani aslında Lavoisier bizim için modern kimyanın öncülerinden biridir.