Roman Korusu'na devam ediyoruz.
Bu dersimiz de milli edebiyat döneminde roman konusu üzerinde duracağız isterseniz önce.
Bu dönem romanının gelen özelliklerden bahsedelim.
Daha sonra bu dönemde eser veren sanatçılarımıza değinelim.
Şimdi bu dönem romanlarında bir kere değil saat nedir bunu bileceğiz.
Gözleme önem verilmiştir.
Realist akımın etkileri görülmektedir.
Teknik olarak batıyla eş değer romanlar vermeye başladık.
Artık bu akım bu dönem için konu olarak en çok Kurtuluş Savaşı'nın işlendiğini söyleyeceğiz.
Eski dönemin de nesnel bir eleştirisinin yapıldığını yine ifade etmekte fayda var.
Sosyal meselelere değinilmiş, mekan olarak İstanbul dışı seçilmiş, yani Anadolu ve tabii ki de toplum için sanat anlayışının sosyal meselelere denildiğine göre toplum için sanat anlayışının hakim olduğunu söyleyebiliriz.
Halkın hayatını konu olarak seçmişlerdir.
Yani artık halka yönelme vardır.
Çünkü neden toplum için sanat anlayışı var ve Anadolu halkı var bakın.
Ayrıca aşk konusu da bu dönem roman ve hikayelerinde en çok işlenen temalardan biri olmuştur.
Bakın memleket edebiyatı çığırından.
Başarılı ilk örnekleri de yine bu milli edebiyat dönemi romanı içerisinde verilmiştir diyebiliriz.
Tanzimat'la birlikte başlayan Doğu-Batı çatışması bu dönemde kendini iyiden iyiye hissettirir.
Bakın Türk hikaye ve romanı ilk kez bu dönemde kavmi döneme ve Türklerin ta uzak geçmişine kadar uzanmıştır.
Bakın yani hikaye ve romanlarda ilk kez eski dönemlere kadar Türklerin o ilk dönemlerine kadar yenilmiştir diyebiliriz.
Konuşma dili bakın yazı dili haline getirmeyi artık kendilerine bir dava olarak görmüşlerdir.
Bakın konuşma dilini, hatta yazı dili haline getirmişlerdir de diyebiliriz.
Ve gelelim bu dönemin ünlü romancıların.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, bakın Fecri ATI ile başlamış sanat hayatına.
Fecri ATI Topluluğu'nun topluluğunda bulunduğu sürece bakın.
Bireysel bir sanat anlayışına sahip olmuştur.
Tabii daha sonra milli edebiyata kat katılınca toplumsal bir çizgiye kaymıştır.
Bakın yani milli bir çizgiye kaymıştır.
Daha doğrusu ilk yapıtlarında biz mistik bir hava seziyorum.
Özellikle de karamsar ve nev i Yunan lik akımına uygun eserler verdiğini görmekteyiz.
1900 16'dan sonra yurt gerçeklerini ve milli duyguları bakın işlemiştir romanlarında.
Bakın Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar olan dönemde Türk toplumunda meydana gelen değişiklikler anlatmıştır.
Yani Türk toplumundaki değişiklikleri Tanzimat'tan almış Cumhuriyet'e kadar bakın işlemiştir.
Devam ediyoruz.
Anadolu 3'ü Atatürkçü, devletçi, laik bir görüşe sahip olan sanatçı, Batı edebiyatı özelliklerine de sıkı sıkıya bağlı kalmış.
Yani milli bir edebiyat anlayışı var ama Batı edebiyatı özelliklerine de bağlı kaldığını söyleyelim.
Batı'dan kopmamış yani.
Balzac, Emil Zola ve Gustave Flaubert den de etkilendiğini yine söylemeliyiz.
Bakın.
Sanatçı özellikle tezli romanlar yazmış ama eserlerinin estetik yönünü de ihmal etmemiş.
Bakın yani tezli romanlar yazmış.
Yani bir düşünceyi.
Öne süren bir fikri savunan romanlar yazmış.
Ama bunu yazarken de sanatı elden bırakmamış.
Özellikle de kurgu yönünden başarılı eserler verdiğini söyleyebiliriz.
Bakın akıcı bir üslubu olan sanatçımızın, özellikle de karakter oluşmadan ve karakterleri anlatmada çok başarılı olduğunu söylememiz altını çizmemiz gerekir.
Şimdi Yakup Kadri Karaosmanoğlu gerçekten Türk edebiyatı ve Türk romanı için önemli bir sanatçı.
Dolayısıyla biz onun eserlerini böyle kısaca açıklamalı bir şekilde işleyeceğiz.
Kiralık konakta bakın 3.
Kuşak değişimi var.
Aslında kuşaklar arası çatışma da diyebiliriz.
Bakın hep o şarkıda Abdülaziz Osmanlı dönemini anlatıyor.
Onun Osmanlı dönemindeki Abdülaziz dönemi bir sürgünde Paris'e kaçan Jön Türkleri işlemiştir.
Nur Baba romanında tekkelerin yol açtığı yıkımdan tekkelerin olumsuz durumlarından bahsetmiştir.
Hüküm gecesinde İkinci Meşrutiyet sonrasındaki parti kavgalarına değinmiştir.
Sodom Gone More romanı ki çok önemli bir roman.
İstanbul'un işgali sırasında yozlaşan, bozulan toplumu, İstanbul'u anlatıyor.
Bakın.
Yaban romanı, Kurtuluş Savaşı'nın anlatıldığı bir romandır.
Özellikle de Aydın halk çatışmasını burada anlatmıştır.
Akın, Ankara romanında ise yeni kurulan Ankara'nın durumunu gözler önüne sermiştir.
Panorama biriki biliyorsunuz nehir roman özelliği gösterir.
İnkılap larla birlikte politika, kültür ve toplum yaşamını ele almıştır.
Ve böylelikle milli edebiyat dönemiyle ilgili ilk dersimizi burada bitirmiş oluyoruz.
Bir sonraki dersimiz de milli edebiyatın diğer sanatçı ve diğer sanatçıları üzerinde duracağız.
Bir sonraki dersimiz de görüşmek üzere.
Milli Edebiyat Dönemi Nedir?
Milli Edebiyat Dönemi, Türk edebiyatında 1911-1923 yılları arasında yaşanan edebi akımdır. Bu dönemin öncüleri arasında Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem, Hüseyin Cahit Yalçın, İbrahim Alaattin Gövsa, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet Hamdi Tanpınar gibi önemli yazarlar yer almaktadır.
Milli Edebiyat, Türk kültürünün öz değerlerine, milli duygulara ve Türk toplumunun sosyal yapısına uygun bir edebiyat anlayışını benimser. Bu dönemde milli değerlerin edebiyat eserlerine yansıtılması ve Türk dilinin doğru kullanımı ön plana çıkarılmıştır. Dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde yaşanan yıkıcı etkilerden kurtulmak ve milli kimliğin oluşturulmasına katkıda bulunmak amacıyla ortaya çıkmıştır.
Milli Edebiyat Dönemi, Türk edebiyatının önemli bir dönüm noktasıdır ve Türk edebiyatının gelişmesine ve evrensel ölçütlere uygun bir hale gelmesine önemli katkılar sağlamıştır.
Milli Edebiyat Dönemi Nasıl Başladı?
Milli Edebiyat Dönemi'nin başlangıcı, 1911 yılında Ziya Gökalp'in "Türkçülüğün Esasları" adlı eserini yayımlaması ile başlamaktadır. Bu eserde Gökalp, Türk kültürünün öz değerlerine ve milli duygulara uygun bir edebiyat anlayışı önermiştir. Bu öneri, Türk edebiyatı üzerinde büyük bir etki yaratmış ve Milli Edebiyat Dönemi'nin başlangıcını oluşturmuştur.
Milli Edebiyat Dönemi'nin önemli bir diğer olayı ise 1912 yılında yayımlanan Servet-i Fünun dergisinin kapatılması ve yerine Türk Yurdu dergisinin çıkmasıdır. Türk Yurdu dergisi, milli duygulara ve Türk kültürüne uygun bir edebiyat anlayışını savunmuş ve bu anlayışa uygun eserler yayımlamıştır. Bu dergide Ahmet Ağaoğlu, Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem gibi yazarlar yer almıştır.
Milli Edebiyat Dönemi'nin diğer bir önemli olayı da, 1914 yılında Türk Ocağı'nın kurulmasıdır. Türk Ocağı, Türk kültürünü yaymak, Türk dilinin doğru kullanımını sağlamak, milli duyguların güçlenmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştur. Türk Ocağı, Milli Edebiyat Dönemi'nin öncüleri arasında yer alan yazarların yetişmesine de önemli bir katkı sağlamıştır.
Tüm bu olaylar, Milli Edebiyat Dönemi'nin başlamasında etkili olmuştur. Bu dönem, Türk edebiyatının milli kimliğini güçlendirmiş ve Türk edebiyatının gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır.
Milli Edebiyat Dönemi Roman Özellikleri Nelerdir?
Milli Edebiyat Dönemi'nin romanları, Türk toplumunun sosyal yapısı, milli duygular ve Türk kültürüne uygun bir anlayışı yansıtmaktadır. Bu dönemin romanları, aşağıdaki özellikleri taşımaktadır:
- Milli Kimlik: Milli Edebiyat Dönemi romanları, Türk toplumunun milli kimliğini yansıtmaktadır. Bu nedenle, milli duygular, milli kültür ve milli değerler romanlarda önemli bir yer tutar.
- Doğallık ve Yalınlık: Milli Edebiyat Dönemi romanları, dil ve anlatım açısından doğal ve yalın bir anlatımı benimser. Yazarlar, Türk dilinin doğru kullanımına özen gösterirler ve sade bir dille yazılmıştır.
- Toplumsal Konular: Milli Edebiyat Dönemi romanları, Türk toplumunun yaşadığı sosyal sorunları ele alır. Yoksulluk, eğitim eksikliği, ahlaki çöküntü gibi konular romanlarda sık sık işlenir.
- Milli Kahramanlar: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, milli kahramanlar önemli bir yer tutar. Bu kahramanlar, milli kimliğe uygun olarak, Türk kültürüne bağlılıkları, fedakarlıkları ve cesaretleriyle ön plana çıkarlar.
- Halkın Diline Yakın Olma: Milli Edebiyat Dönemi romanları, halkın anlayabileceği bir dil kullanır. Bu nedenle, romanların dilinde halkın günlük konuşma diline yakın bir anlatım kullanılır.
- Realizm: Milli Edebiyat Dönemi romanları, gerçekçi bir anlayışı benimser. Yazarlar, romanlarında gerçek hayattan esinlenir ve olayları gerçekçi bir şekilde anlatırlar.
- Eleştirel Yaklaşım: Milli Edebiyat Dönemi romanları, toplumun sorunlarını eleştirir. Yazarlar, romanlarında toplumsal sorunları işlerken, eleştirel bir yaklaşım benimserler ve bu sorunları çözmek için önerilerde bulunurlar.
Bu özellikler, Milli Edebiyat Dönemi romanlarının diğer edebi türlerden ayrıldığını göstermektedir. Bu dönemin romanları, Türk edebiyatının gelişmesine ve Türk toplumunun milli kimliğinin güçlenmesine önemli katkılar sağlamıştır.
Milli Edebiyat Dönemi Romancıları Kimlerdir?
Milli Edebiyat Dönemi'nde birçok romancı yetişmiştir. Bu dönemde roman türünde eserler veren bazı önemli romancılar şunlardır:
- Halide Edip Adıvar: Milli Edebiyat Dönemi'nin en önemli kadın yazarlarından biridir. Romanlarında, toplumsal sorunlar ve kadın sorunlarına değinmiştir. En önemli romanlarından bazıları, "Sinekli Bakkal", "Handan" ve "Ateşten Gömlek"dir.
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Karaosmanoğlu, milli kimliği, toplumsal sorunları ve kadın haklarını ele alan romanlar yazmıştır. En önemli romanlarından bazıları, "Kiralık Konak", "Yaban" ve "Ankara"dır.
- Reşat Nuri Güntekin: Türk edebiyatının önemli yazarlarından biridir. Romanlarında, toplumsal hayatın yanı sıra kadın sorunlarını da işlemiştir. En önemli romanlarından bazıları, "Çalıkuşu", "Yeşil Gece" ve "Ankara Yazı"dır.
- Refik Halit Karay: Milli Edebiyat Dönemi'nin en önemli yazarlarından biridir. Romanlarında, toplumsal sorunları ve milli kimliği işlemiştir. En önemli romanlarından bazıları, "Nur Baba", "Sodom ve Gomore" ve "Memleket Hikayeleri"dir.
- Ömer Seyfettin: Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından biridir. Romanlarında, milli kimliği, toplumsal sorunları ve savaşın etkilerini işlemiştir. En önemli romanlarından bazıları, "Yüksek Ökçeler", "Bahar ve Kelebekler" ve "Esrar-ı Cinayet"dir.
Bu romancılar, Milli Edebiyat Dönemi'nin en önemli temsilcileridir. Eserleri, Türk edebiyatının gelişmesine ve Türk toplumunun milli kimliğinin güçlenmesine önemli katkılar sağlamıştır.
Milli Edebiyat Döneminde Yazılan Romanlar Nelerdir?
Milli Edebiyat Dönemi'nde yazılan romanlar, Türk edebiyatının en önemli eserleri arasında yer almaktadır. Bu dönemde yazılan bazı önemli romanlar şunlardır:
- Halide Edip Adıvar - Sinekli Bakkal, Ateşten Gömlek, Handan
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Kiralık Konak, Yaban, Ankara
- Reşat Nuri Güntekin - Çalıkuşu, Yeşil Gece, Ankara Yazı
- Refik Halit Karay - Nur Baba, Sodom ve Gomore, Memleket Hikayeleri
- Ömer Seyfettin - Yüksek Ökçeler, Bahar ve Kelebekler, Esrar-ı Cinayet
- Ziya Gökalp - Türkçülüğün Esasları, Kızılelma, Türk Medeniyeti Tarihi
- Mehmet Rauf - Eylül, Ferda-yı Garam, Hayal ve Hakikat
Bu romanlar, Milli Edebiyat Dönemi'nin en önemli eserleri olarak kabul edilir. Bu eserlerde genellikle milli kimlik, toplumsal sorunlar, kadın sorunları, savaş ve kırsal hayat gibi konular ele alınır. Ayrıca, dönemin edebiyat anlayışı doğrultusunda, dil ve üslup açısından da bazı özellikler taşırlar. Bu nedenle, Milli Edebiyat Dönemi romanları, Türk edebiyatı tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Milli Edebiyat Dönemi Romanlarının Konuları Nelerdir?
Milli Edebiyat Dönemi romanlarının konuları, genellikle milli kimlik, toplumsal sorunlar, kadın sorunları, savaş ve kırsal hayat gibi konuları ele almaktadır. Bu konuların işlenmesi, dönemin milliyetçi anlayışıyla paralellik gösterir ve Türk toplumunun kendine özgü değerlerinin vurgulanmasına yardımcı olur.
Milli Edebiyat Dönemi romanlarında milli kimlik, genellikle Türk tarihi, mitolojisi ve kültürüne yönelik vurgularla işlenir. Romanlarda Türk toplumunun milli değerleri, milli kahramanları ve milli mücadele konuları önemli bir yer tutar. Örneğin, Halide Edip Adıvar'ın "Sinekli Bakkal" romanı, milli mücadele döneminde İstanbul'da geçer ve milli bir kahraman olan Mustafa Kemal Atatürk'ün önemine vurgu yapar.
Toplumsal sorunlar ise Milli Edebiyat Dönemi romanlarının sıkça ele aldığı bir konudur. Romanlarda toplumun çeşitli kesimlerinin yaşadığı zorluklar ve bu sorunların çözüme kavuşturulması konuları işlenir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Kiralık Konak" romanı, İstanbul'un eski bir semtindeki ailenin hikayesini anlatarak toplumsal yapıya eleştiriler getirir.
Kadın sorunları da dönemin romanlarında sıkça işlenen bir konudur. Romanlarda, kadının toplumda yaşadığı zorluklar, eğitim ve çalışma haklarına dair konular ele alınır. Örneğin, Halide Edip Adıvar'ın "Ateşten Gömlek" romanı, bir kadının hayatını anlatır ve kadının toplumdaki yerine dair önemli vurgular yapar.
Savaş ve kırsal hayat da Milli Edebiyat Dönemi romanlarının diğer önemli konularındandır. Özellikle I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında yazılan romanlar, savaşın etkilerini, savaşın toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini ve kırsal hayatın güzelliklerini konu alır. Ömer Seyfettin'in "Bahar ve Kelebekler" romanı, savaşın doğaya olan etkilerini ele alırken, Refik Halit Karay'ın "Nur Baba" romanı, kırsal hayatta yaşayan insanların hikayesini anlatır.
Milli Edebiyat Dönemi Romanı Yapı Özellikleri
Milli Edebiyat Dönemi romanlarının yapı özellikleri, genellikle klasik Batı romanından farklılık gösterir. Bu dönemdeki romanlar, Türk edebiyatının kendine özgü bir tarzı oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. Aşağıda Milli Edebiyat Dönemi romanlarının yapı özellikleri yer almaktadır:
- Anlatım ve Dil: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, sade bir dil kullanılmıştır. Anlatım, konuşma diline yakın bir şekilde yapılmıştır. Ayrıca, Türkçenin eski kelimeleri ve deyimleri de bu romanlarda yer almıştır.
- Öyküleme: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, öyküleme oldukça önemli bir yer tutar. Romanlar genellikle, bir olay örgüsüne sahiptir ve okuyucunun merakını sürekli canlı tutacak şekilde yazılmıştır.
- Yer ve Zaman Tasvirleri: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, yer ve zaman tasvirleri oldukça detaylı ve canlıdır. Romanlarda, özellikle İstanbul ve Anadolu'nun çeşitli yöreleri ayrıntılı bir şekilde anlatılır.
- Toplumsal Eleştiri: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, toplumsal eleştiri önemli bir yer tutar. Romanlar, toplumdaki sorunlara dair eleştiriler getirir ve okuyucuları düşünmeye yönlendirir.
- Milli Kimliğin Vurgulanması: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, milli kimliğin vurgulanması da önemli bir yapı özelliğidir. Romanlar, Türk tarihine, kültürüne ve mitolojisine dair vurgular yapar ve Türk toplumunun kendine özgü değerlerini yansıtır.
- Karakterler: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, karakterler genellikle gerçekçi ve doğal olarak tasvir edilir. Romanlarda, sıradan insanların hayatlarına dair hikayeler anlatılır ve karakterlerin psikolojik yapısı detaylı bir şekilde ele alınır.
- Milliyetçi Temalar: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, milliyetçi temalar önemli bir yer tutar. Romanlar, Türk toplumunun milli değerlerine ve kahramanlarına dair vurgular yapar ve milli bir kimlik oluşturmaya çalışır.
Milli Edebiyat Dönemi Romanlarının Dil ve Anlatım Özellikleri
Milli Edebiyat Dönemi romanlarının dil ve anlatım özellikleri, genel olarak sade bir dil kullanımı ve doğal bir anlatım tarzıyla karakterize edilir. Bu dönemde Türk edebiyatı, dil ve anlatım konusunda Batılı tarzdan ayrışarak, Türk dilinin gücüne ve zenginliğine dayalı bir tarz geliştirmiştir. Aşağıda Milli Edebiyat Dönemi romanlarının dil ve anlatım özellikleri açıklanmaktadır:
- Sade Dil: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında sade bir dil kullanımı öne çıkar. Yazarlar, kelimeleri gereksiz uzatmadan ve süslü ifadelerden kaçınarak okuyucuya doğal bir anlatım sunarlar. Böylece, okuyucu daha kolay bir şekilde romanı anlayabilir.
- Aruz Ölçüsü: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, genellikle aruz ölçüsü kullanılmıştır. Aruz, Türk edebiyatında yaygın bir şiir ölçüsüdür ve bu dönemde romanlarda da sıklıkla kullanılmıştır.
- Yerel Renkler: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, Türk dilinin zenginliği ve gücüne dayalı bir dil kullanımı görülür. Yerel renkler ve deyimler, romanlarda sık sık kullanılır ve bu da Türk edebiyatının kendine özgü bir tarz oluşturmasına yardımcı olur.
- İstanbul Türkçesi: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, İstanbul Türkçesi kullanımı önemli bir yer tutar. Yazarlar, İstanbul'un kültürel ve sosyal yapısını yansıtan bir dil kullanarak romanlarında İstanbul'a özel bir hava kazandırırlar.
- Doğal Anlatım: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, doğal bir anlatım tarzı benimsenir. Yazarlar, karakterlerin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını doğal bir şekilde anlatarak okuyucunun kendini hikayeye kaptırmasını sağlarlar.
- Öyküleme: Milli Edebiyat Dönemi romanlarında, öyküleme oldukça önemli bir yer tutar. Romanlar genellikle, bir olay örgüsüne sahip olup okuyucunun merakını sürekli canlı tutacak şekilde yazılmıştır.