Lozan Barış Anlaşması, iki defa görüşmeler yapılacak.
Birisinde bizim isteklerimiz yerine gelmediği için masadan kalkacağız.
En son diğerinde ise 1923'te imzalanacak.
Normalde 1922'de başlıyor görüşmeler ama yirmi üçte imzalanıyor.
Bunu bilelim.
Şimdi Lozan barış görüşmelerini Türkiye Büyük Millet Meclisi ile İstanbul Hükümeti davet edildi.
Aynı anda yeni ikilik çıkarmak istediler.
Karşı taraf tabii aynısını Mudanya Ateşkes Anlaşması için de yapmışlardı.
Ama Türkiye bunu kabul etmemişti.
Şimdi Lozan'da da bunu yapmaya çalışıyorlar.
Eşini ne yapacak Türkiye Büyük Millet Meclisi?
Öyle mi yapıyorsunuz?
Hem biz hem onları mı çağırıyorsun?
O zaman ben saltanatı kaldırırım diyecek.
Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi 1922 yılında saltanatı kaldırarak zaten yapmış olduğu tek inkılap hareketi bu olacak.
Birinci teoreminin ve saltanatı kaldırınca ne olmuş oldu hocam?
Osmanlı İmparatorluğu resmen bitmiş oldu.
Artık tekil kaldı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi.
Zaten Boğazlar ve İstanbul TBMM'ye bırakılmıştı ya.
Buradan ateşkes anlaşması o zaman da hukuken bitmişti Osmanlı.
Şimdi saltanatı kaldırdık.
Resmen bitmiş oldu.
Peki saltanatı kaldırmamız?
Diğer sebepleri ne?
Bunu ileride detaylı göreceğiz.
Ama bir Milli Mücadele'yi baltalamak işte sorun çıkartıyor.
Sürekli milli egemenlik ilkesiyle bağlanmaması ve Lozan Barış görüşmesinde ikilik çıkmasın diye.
Sonuç ne oldu?
Anadolu milli egemenlik ilkesiyle yönetilecek artık.
Bundan sonra itilaf devletlerinin ikilik çıkarma teşebbüsleri engellenmiş oldu.
Osmanlı İmparatorluğu resmen bittiğini bile Arkadaşlar onlar bize Sevr anlaşmasını da yapmıştı.
Hatırlayalım 1920 yılında.
Ama biz Lozan barış anlaşmasını imzalamak ila 1923 yılında Sevr'i yırtıp atmış olduk.
Çünkü bir bedel ödedik, savaş yaptık.
Şimdi anlaşmanın İzmir'de yapılmasını istiyor Mustafa Kemal vesaire.
Ama İtilaf etlerini edecek.
Bu anlaşma İsviçre'nin Lozan kentinde yapılacak.
Burası bağımsız bir yer olduğu için diye ifade edilecek.
Burada katılan elitlere bakalım.
Abd katılıyor ama gözlemci.
Hatırlayın Mondros ya da doktorun indi, kendi kabuğuna çekilmişti. Sovyet Rusya ve Bulgaristan niçin katılıyor bu konferansta?
Boğazlar için katılıyor.
Aynı zamanda durumu gözlemeye çalışıyorlar.
Başka kimler var hocam?
O itiraz güçlerin hemen hemen hepsi burada yer almıştır.
Tabii konferansta etkili olmaya çalışanlar İngiltere, Fransa gibi ülkeler konferansta bize yenik muamelesi yapmaya çalışıyorlar.
İşte İsmet İnönü bizi temsil ediyor.
Yine o dünyada olduğu gibi savaş tazminatı istiyorlar bizden.
İsmet İnönü ne diyor?
Biz Mondros tan değil, Mudanya'dan geldik diyor.
Ağızlarının payını veriyor.
Eşitlik için ise ne yaptı?
İsmet İnönü çok acı çekti.
Çok kan akıtarak.
Biz de diğer milletler gibi eşit haklara sahip olan bir anlaşma istiyoruz diyor İsmet İnönü.
Peki Lozan Barış Anlaşmasını imzalamadan önce Mustafa Kemal'in İsmet İnönü'den istediği, taviz vermesini istemediği şeyler neler?
Arkadaşlar Ermeni meselesi, yani Ermeni yurdu meselesi.
İkincisi de kapitülasyonlar.
Bu iki konuda Mustafa Kemal asla taviz verilmesini istememiştir.
Peki konferansta görüşülen konular neler?
Bakalım dış borçlar meselesi, Musul meselesi ki İngiltereli ikili görüşmelere bırakılacak.
Musul çözülemeyecek, savaş tazminatı meselesi görüşüldü, boğazlar meselesi görüşüldü.
Kapitülasyonlar, sınırlarımız, azınlıklar, nüfus mübadelesi, yabancı okullar, Fener Rum Patrikhanesi sorunu, İstanbul'un boşaltılması.
Konferansta en önemli sorunlar ise burada başında artı olan durumlar.
Arkadaşlar peki bu konferans Lozan Barış Konferansı ya da anlaşması hangi olaydan sonra uzamıştır?
Yani onlar bizim hangi teklifimizi kabul etmedi ki uzamıştır.
Kapitülasyonlar yüzünden yine bu artı olanlar anlaşmazlık yaşanan konular olduğunu bilelim.
Mesela dış borçlarda Musul sorununda, savaş tazminatı meselesinde, boğazlar konusunda versiyonlarda anlaşmazlık had safhada olmuştur.
Bu artık okuduklarım bundan da anlayabiliriz.
Şimdi bunları detay kazandıralım biraz.
Dış borçlar meselesi.
Bir kere şunu bilelim.
Biz ilk defa dış borcu Kırım Savaşı'na almıştık.
Biz de 154. Yılında Bu yıldan itibaren Osmanlıdan kim ayrılmış da bütün dış borçlar o ülkelere pay edilecektir?
Yani Osman'la kalan borçlarımız yüz ölçümü 100 oranında ödenmesi teklif edildi.
Onlar dedi ki Ne Frank olarak öleceksiniz.
Hayır, biz frank olarak ödemeyeceğiz.
Nasıl ödeyeceğiz?
Türk parasıyla ödeyeceğiz.
Onlar parayı peşin istiyorlar.
Hayır taksitle vereceğiz dedik.
Bu arada ne kaldırıldı?
Duyun Umumiye İdaresi kaldırılacağı burada da ifade edildi.
Çünkü biz dış borçlarımızı ödeyemediğini zaman Osmanlı ne zaman iflas kararı vermişti?
Bin sekiz yüz seksen birde ne kurulmuştu bu tarihte Duyun Umumiye yani dış borçlar alacaklar kanunu diye bir şey kurulmuştu.
Ülkenin her tarafına vergi memurları gönderdiği İtilaf güçleri, Osmanlı bu yüzden ne oldu?
Ekonomik bağımsızlığını kaybetmişti.
Şimdi dış borçlarımızı artık bu şekilde ödeyeceğimiz diye kararlaştırdık.
Lozan'da çözüldü.
Peki en çok burada bize sorun çıkartan alet kimdir arkadaşlar?
Fransız olmuştur.
Dış borcumuz ne zaman bitiyor?
Tabi 1954 yılında bitiyor.
Yaklaşık 100 yıl sürüyor arkadaşlar.
Diğer mesele Musul meselesi veya Irak sınırımız.
İngiltere ile Osmanlı arasında ikili görüşmelere bırakılmış arkadaşlar bu daha sonra 9 aylık bir süre verildi burada olayın çözülmesi için.
Ama İngiltere ile Osmanlı nedense bu sorun çözülemeyecek.
Özellikle İngiltere'nin girişimleri yüzünden.
Zaten Lozan'da tek çözülemeyen mesele Musul meselesi olmuştur ileride Şeyh Sait isyanıyla biz Musul'u kaybedeceğiz onu anlatacağım.
Savaş tazminatı meselesine baktığımızda Yunanistan'a savaş tazminatı olarak nereyi vereceği, Türkiye'ye kara ağaç ve çevresini vereceğini bilelim.
Boğazlar meselesine baktığımızda boğazların yönetimi Türklerin başkanlığı da bir komisyona bırakılacak.
Bu da egemenliğimizi aykırı bir durum.
Çünkü benim kendi boğazında uluslararası bir komisyon var.
Bu ciddi bir sorun.
Boğazların her 15 kilometresine kadar her iki yakasında asker olmayacak.
Orada bir Türk askeri barındıran diyeceğiz.
Bu da bizim için tehlike. Boğazların güvenliği sağlamamız konusunda ciddi bir tehlike.
Yani burada komisyonun bulunması boğazlarda egemenliğimizi tehdittir.
Arkadaşlar İkinci Dünya Savaşını yakın bir sırada özellikle 1936 yılında arkadaşlar Boğazlar Montrö anlaşmasıyla tamamıyla bize bağlanacak.
Yani Lozan da Boğazlar tam egemenliği mize uygun çözülmemiş ama 1936 Montrö anlaşmasıyla boğazlar tamamen bizim olacak.
Bunu bilelim.
O zaman şunu diyebiliriz.
Boğazlar meselesi Lozan'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin aleyhine çözülmüş oldu.
Lehine değil.
Kapitülasyon ona baktığımızda tamamen kaldırıldı.
Her türlüsü kaldırılmıştır.
Artık tam ekonomik bağımsızlık için önemli bir adım.
Zaten kapsüle aksiyonlar kaldırılmadığı için Lozan Anlaşması uzamıştı sınırlarımız.
Bakalım nasıl bir sınırımız oluşmuş.
İran ile Kars anlaşması yapılmıştı.
1600 30'lu yıllarda o Kars yine anlaşması aynen olduğu gibi kabul edilmiştir.
Sınırlarımız Irak ile Musul sorunu yüzünden bu sorun ertelenmiştir, ileride 1926 yılında kaybedeceğiz.
Şeyh Sait isyanı ile Musul'u diyoruz.
Peki Suriye sınırı nasıl oluştu?
Fransa ile 1921 Ankara Anlaşması yapılmıştır TBMM arasında ve Hatay'ı taviz olarak vermiştik.
İşte Hatay'ın olmadığı bir Anadolu düşünün.
Bu şekilde bir sınırımız olurdu.
Hatay bize değil, cumhuriyetin ilk yıllarında bize değil, o 39'da anavatana katılacak.
Yunan ile Meriç Nehri sınır olmuştur.
Bu şekilde kaybedilmiş, Bulgaristan ile ise 1918 anlaşmasındaki şartlar geçerli kabul edilmiştir.
Yani Türkiye'nin sınırları bu şekilde oluşmuştur diyoruz.
Adalara baktığımızda özellikle Ege Adaları, Gökçeada ve Bozcaada da onlar Türkiye'ye ait olacak.
Bunun dışındaki tüm adalar da bakalım Oniki Ada İtalya'da olacak, İtalya'nın oluyor.
Diğer adalar ise Yunanistan oluyor.
Özellikle Ege bölgesindeki birçok ada Türkiye'ye yakın.
Yakın olan adalar da Yunanistan'a bırakılmıştır.
Yunanistan'a ait olduğu tanınmıştır.
Burada dikkat adaları Lozan'da kaybetmiyoruz arkadaşlar.
Daha önce Balkan savaşlarıyla kaybetmiştik.
Bunu onaylamış oluyoruz.
Lozan'da sadece burada Gökçeada ve Bozcaada yı kurtarmış olduk.
Birisinde bizim isteklerimiz yerine gelmediği için masadan kalkacağız.
En son diğerinde ise 1923'te imzalanacak.
Normalde 1922'de başlıyor görüşmeler ama yirmi üçte imzalanıyor.
Bunu bilelim.
Şimdi Lozan barış görüşmelerini Türkiye Büyük Millet Meclisi ile İstanbul Hükümeti davet edildi.
Aynı anda yeni ikilik çıkarmak istediler.
Karşı taraf tabii aynısını Mudanya Ateşkes Anlaşması için de yapmışlardı.
Ama Türkiye bunu kabul etmemişti.
Şimdi Lozan'da da bunu yapmaya çalışıyorlar.
Eşini ne yapacak Türkiye Büyük Millet Meclisi?
Öyle mi yapıyorsunuz?
Hem biz hem onları mı çağırıyorsun?
O zaman ben saltanatı kaldırırım diyecek.
Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi 1922 yılında saltanatı kaldırarak zaten yapmış olduğu tek inkılap hareketi bu olacak.
Birinci teoreminin ve saltanatı kaldırınca ne olmuş oldu hocam?
Osmanlı İmparatorluğu resmen bitmiş oldu.
Artık tekil kaldı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi.
Zaten Boğazlar ve İstanbul TBMM'ye bırakılmıştı ya.
Buradan ateşkes anlaşması o zaman da hukuken bitmişti Osmanlı.
Şimdi saltanatı kaldırdık.
Resmen bitmiş oldu.
Peki saltanatı kaldırmamız?
Diğer sebepleri ne?
Bunu ileride detaylı göreceğiz.
Ama bir Milli Mücadele'yi baltalamak işte sorun çıkartıyor.
Sürekli milli egemenlik ilkesiyle bağlanmaması ve Lozan Barış görüşmesinde ikilik çıkmasın diye.
Sonuç ne oldu?
Anadolu milli egemenlik ilkesiyle yönetilecek artık.
Bundan sonra itilaf devletlerinin ikilik çıkarma teşebbüsleri engellenmiş oldu.
Osmanlı İmparatorluğu resmen bittiğini bile Arkadaşlar onlar bize Sevr anlaşmasını da yapmıştı.
Hatırlayalım 1920 yılında.
Ama biz Lozan barış anlaşmasını imzalamak ila 1923 yılında Sevr'i yırtıp atmış olduk.
Çünkü bir bedel ödedik, savaş yaptık.
Şimdi anlaşmanın İzmir'de yapılmasını istiyor Mustafa Kemal vesaire.
Ama İtilaf etlerini edecek.
Bu anlaşma İsviçre'nin Lozan kentinde yapılacak.
Burası bağımsız bir yer olduğu için diye ifade edilecek.
Burada katılan elitlere bakalım.
Abd katılıyor ama gözlemci.
Hatırlayın Mondros ya da doktorun indi, kendi kabuğuna çekilmişti. Sovyet Rusya ve Bulgaristan niçin katılıyor bu konferansta?
Boğazlar için katılıyor.
Aynı zamanda durumu gözlemeye çalışıyorlar.
Başka kimler var hocam?
O itiraz güçlerin hemen hemen hepsi burada yer almıştır.
Tabii konferansta etkili olmaya çalışanlar İngiltere, Fransa gibi ülkeler konferansta bize yenik muamelesi yapmaya çalışıyorlar.
İşte İsmet İnönü bizi temsil ediyor.
Yine o dünyada olduğu gibi savaş tazminatı istiyorlar bizden.
İsmet İnönü ne diyor?
Biz Mondros tan değil, Mudanya'dan geldik diyor.
Ağızlarının payını veriyor.
Eşitlik için ise ne yaptı?
İsmet İnönü çok acı çekti.
Çok kan akıtarak.
Biz de diğer milletler gibi eşit haklara sahip olan bir anlaşma istiyoruz diyor İsmet İnönü.
Peki Lozan Barış Anlaşmasını imzalamadan önce Mustafa Kemal'in İsmet İnönü'den istediği, taviz vermesini istemediği şeyler neler?
Arkadaşlar Ermeni meselesi, yani Ermeni yurdu meselesi.
İkincisi de kapitülasyonlar.
Bu iki konuda Mustafa Kemal asla taviz verilmesini istememiştir.
Peki konferansta görüşülen konular neler?
Bakalım dış borçlar meselesi, Musul meselesi ki İngiltereli ikili görüşmelere bırakılacak.
Musul çözülemeyecek, savaş tazminatı meselesi görüşüldü, boğazlar meselesi görüşüldü.
Kapitülasyonlar, sınırlarımız, azınlıklar, nüfus mübadelesi, yabancı okullar, Fener Rum Patrikhanesi sorunu, İstanbul'un boşaltılması.
Konferansta en önemli sorunlar ise burada başında artı olan durumlar.
Arkadaşlar peki bu konferans Lozan Barış Konferansı ya da anlaşması hangi olaydan sonra uzamıştır?
Yani onlar bizim hangi teklifimizi kabul etmedi ki uzamıştır.
Kapitülasyonlar yüzünden yine bu artı olanlar anlaşmazlık yaşanan konular olduğunu bilelim.
Mesela dış borçlarda Musul sorununda, savaş tazminatı meselesinde, boğazlar konusunda versiyonlarda anlaşmazlık had safhada olmuştur.
Bu artık okuduklarım bundan da anlayabiliriz.
Şimdi bunları detay kazandıralım biraz.
Dış borçlar meselesi.
Bir kere şunu bilelim.
Biz ilk defa dış borcu Kırım Savaşı'na almıştık.
Biz de 154. Yılında Bu yıldan itibaren Osmanlıdan kim ayrılmış da bütün dış borçlar o ülkelere pay edilecektir?
Yani Osman'la kalan borçlarımız yüz ölçümü 100 oranında ödenmesi teklif edildi.
Onlar dedi ki Ne Frank olarak öleceksiniz.
Hayır, biz frank olarak ödemeyeceğiz.
Nasıl ödeyeceğiz?
Türk parasıyla ödeyeceğiz.
Onlar parayı peşin istiyorlar.
Hayır taksitle vereceğiz dedik.
Bu arada ne kaldırıldı?
Duyun Umumiye İdaresi kaldırılacağı burada da ifade edildi.
Çünkü biz dış borçlarımızı ödeyemediğini zaman Osmanlı ne zaman iflas kararı vermişti?
Bin sekiz yüz seksen birde ne kurulmuştu bu tarihte Duyun Umumiye yani dış borçlar alacaklar kanunu diye bir şey kurulmuştu.
Ülkenin her tarafına vergi memurları gönderdiği İtilaf güçleri, Osmanlı bu yüzden ne oldu?
Ekonomik bağımsızlığını kaybetmişti.
Şimdi dış borçlarımızı artık bu şekilde ödeyeceğimiz diye kararlaştırdık.
Lozan'da çözüldü.
Peki en çok burada bize sorun çıkartan alet kimdir arkadaşlar?
Fransız olmuştur.
Dış borcumuz ne zaman bitiyor?
Tabi 1954 yılında bitiyor.
Yaklaşık 100 yıl sürüyor arkadaşlar.
Diğer mesele Musul meselesi veya Irak sınırımız.
İngiltere ile Osmanlı arasında ikili görüşmelere bırakılmış arkadaşlar bu daha sonra 9 aylık bir süre verildi burada olayın çözülmesi için.
Ama İngiltere ile Osmanlı nedense bu sorun çözülemeyecek.
Özellikle İngiltere'nin girişimleri yüzünden.
Zaten Lozan'da tek çözülemeyen mesele Musul meselesi olmuştur ileride Şeyh Sait isyanıyla biz Musul'u kaybedeceğiz onu anlatacağım.
Savaş tazminatı meselesine baktığımızda Yunanistan'a savaş tazminatı olarak nereyi vereceği, Türkiye'ye kara ağaç ve çevresini vereceğini bilelim.
Boğazlar meselesine baktığımızda boğazların yönetimi Türklerin başkanlığı da bir komisyona bırakılacak.
Bu da egemenliğimizi aykırı bir durum.
Çünkü benim kendi boğazında uluslararası bir komisyon var.
Bu ciddi bir sorun.
Boğazların her 15 kilometresine kadar her iki yakasında asker olmayacak.
Orada bir Türk askeri barındıran diyeceğiz.
Bu da bizim için tehlike. Boğazların güvenliği sağlamamız konusunda ciddi bir tehlike.
Yani burada komisyonun bulunması boğazlarda egemenliğimizi tehdittir.
Arkadaşlar İkinci Dünya Savaşını yakın bir sırada özellikle 1936 yılında arkadaşlar Boğazlar Montrö anlaşmasıyla tamamıyla bize bağlanacak.
Yani Lozan da Boğazlar tam egemenliği mize uygun çözülmemiş ama 1936 Montrö anlaşmasıyla boğazlar tamamen bizim olacak.
Bunu bilelim.
O zaman şunu diyebiliriz.
Boğazlar meselesi Lozan'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin aleyhine çözülmüş oldu.
Lehine değil.
Kapitülasyon ona baktığımızda tamamen kaldırıldı.
Her türlüsü kaldırılmıştır.
Artık tam ekonomik bağımsızlık için önemli bir adım.
Zaten kapsüle aksiyonlar kaldırılmadığı için Lozan Anlaşması uzamıştı sınırlarımız.
Bakalım nasıl bir sınırımız oluşmuş.
İran ile Kars anlaşması yapılmıştı.
1600 30'lu yıllarda o Kars yine anlaşması aynen olduğu gibi kabul edilmiştir.
Sınırlarımız Irak ile Musul sorunu yüzünden bu sorun ertelenmiştir, ileride 1926 yılında kaybedeceğiz.
Şeyh Sait isyanı ile Musul'u diyoruz.
Peki Suriye sınırı nasıl oluştu?
Fransa ile 1921 Ankara Anlaşması yapılmıştır TBMM arasında ve Hatay'ı taviz olarak vermiştik.
İşte Hatay'ın olmadığı bir Anadolu düşünün.
Bu şekilde bir sınırımız olurdu.
Hatay bize değil, cumhuriyetin ilk yıllarında bize değil, o 39'da anavatana katılacak.
Yunan ile Meriç Nehri sınır olmuştur.
Bu şekilde kaybedilmiş, Bulgaristan ile ise 1918 anlaşmasındaki şartlar geçerli kabul edilmiştir.
Yani Türkiye'nin sınırları bu şekilde oluşmuştur diyoruz.
Adalara baktığımızda özellikle Ege Adaları, Gökçeada ve Bozcaada da onlar Türkiye'ye ait olacak.
Bunun dışındaki tüm adalar da bakalım Oniki Ada İtalya'da olacak, İtalya'nın oluyor.
Diğer adalar ise Yunanistan oluyor.
Özellikle Ege bölgesindeki birçok ada Türkiye'ye yakın.
Yakın olan adalar da Yunanistan'a bırakılmıştır.
Yunanistan'a ait olduğu tanınmıştır.
Burada dikkat adaları Lozan'da kaybetmiyoruz arkadaşlar.
Daha önce Balkan savaşlarıyla kaybetmiştik.
Bunu onaylamış oluyoruz.
Lozan'da sadece burada Gökçeada ve Bozcaada yı kurtarmış olduk.