İkinci ünitemizin son konusu olan Sevr Antlaşmasını inceleyeceğiz.
Anadolu'daki direniş sonucu birinci savaştan yenik çıkan devletler arasında en son Osmanlı Devletiyle barış antlaşması imzalanmıştır.
Nitekim diğer devletler, yenik olan devletler Paris Barış Konferansı sonrasında bütün barış antlaşma şartları belirlenmiş iken Osmanlı'nın barış antlaşması 1920 yılına kadar sürmüştür.
Yunanların ilerleyişi sonucu padişah hükümet şartları çok ağır olan Sevr Antlaşmasını kabul etmek zorunda kalmıştır.
Burada Osmanlı'nın asıl düşüncesi tamamen yok olmaktansa İstanbul ve Anadolu'da küçük bir devlet olmaktı.
Nitekim Ankara hükümeti bunu reddederek Milli Mücadeleyi başlatmıştır.
Şimdi Sevr Antlaşması'nın maddelerine bakacağız.
Sevr Antlaşması 433 maddeden oluşuyordu fakat biz burada kısaca diğer önemli maddelerine değineceğiz.
İstanbul barış şartlarına uyulması halinde Osmanlı'da kalacaktır.
Boğazlar bütün devletlerin gemilerine açık olacak ve Türk üyesi bulunmayan bir komisyonla boğazlar yönetilecek.
Burada boğazların egemenliği tamamen Türklerin elinden alınıyor diyebiliriz.
Azınlık hakları genişletilecek.
Zorunlu askerlik olmayacak ve silah gücü sınırlandırılacak.
Silah gücü 50 bin askerle beraber sınırlandırılıyordu.
Kapitülasyonlar devam edecek ve diğer tüm İtilaf Devletleri'ne sürekli hale girecekti.
Savaş tazminatı ödenecek.
Zaten Osmanlı ekonomisi bitik haldeyken bir de savaş tazminatı ödenecekti.
Doğuda Kürt ve Ermeni devletleri kurulacak.
Burada da Osmanlı'nın artık Anadolu'da herhangi bir hükmünün kalmayacağını görebiliyoruz.
Burada önemli maddeleri de saydık.
Sevr Antlaşması Osmanlı Devleti için yıkıcı bir anlaşma olmuştur ve fiilen artık bittiğini söyleyebiliriz.
Şimdi Sevr Antlaşmasının sonuçlarına bakalım.
Osmanlı Devleti her yönden zayıflatılmak istendi anlaşmayla beraber.
Osmanlının elinden boğazlarının egemenliği alındı.
Askeri yönden savunmasız bırakıldı.
Osmanlı Devleti ekonomik bağımsızlığını tamamen kaybetti diyebiliriz.
Bu anlaşmayla beraber şimdi bir bilgi notuna bakalım.
Bir anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için Osmanlı Anayasası olan Kanun Esasiye göre Mebusan Meclisini onaylanması gerekiyordu.
Fakat Mebusan Meclisi dağıtıldığından anlaşmadan önce anlaşma Mebusan Meclisi'nde sunulup onaylanmamıştır, onaylanamamıştır.
Hatta daha doğrusu ve hukuken geçersizdir.
Yani ölü doğmuş bir anlaşmadır diyebiliriz.
Şimdi son olarak Sevr Antlaşmasına karşı tepkileri inceleyelim.
İlk olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni tutumuna bakalım.
Sevr Antlaşmasını tanımadığını bildirdi ve anlaşmayı imzalayanların vatan haini olduğu ilan edildi.
Halkın tutumuna baktığımızda halk büyük tepki göstererek Milli Mücadeleye katılmasında tetikleyici bir etkisi etki yarattı.
Mustafa Kemal Paşa'nın tutumu ise siyasi, adli ve ekonomik bağımsızlığı yok eden, yaşama hakkı tanımayan ve bizce mevcut olmayan anlaşmadır demiştir.
İşte bu yönden Sevr Antlaşmasına tepkiler bu şekildedir diyebiliriz arkadaşlar.
Şimdi sorularımıza bakacak olursak birinci sorumuz Hangisi Sevr Antlaşmasının karşısında yer almamıştır demişiz.
Halk, Mustafa Kemal Paşa ve Ankara hükümeti Sevr Antlaşması'nın karşısına yer alırken, padişah herhangi bir Sevr Antlaşması karşısında yer almamıştır.
Bu yüzden cevabımız C şıkkı.
İkinci sorumuz Osmanlı Sevr Antlaşması'nı kabul etmesindeki fikir nedir demişiz.
Burada ne demiştik?
Osmanlı Devleti yok olmaktansa, büyük olmaktansa küçük bir devlet olmayı kabul etmiştir.
Buradaki asıl ana fikir bu şekilde.
Yok olmak yerine küçük bir devlet olmayı kabul ediyor Osmanlı ve bu fikirle beraber bu düşünce yapısıyla beraber Sevr Antlaşması'nı imzalıyor.
Anadolu'daki direniş sonucu birinci savaştan yenik çıkan devletler arasında en son Osmanlı Devletiyle barış antlaşması imzalanmıştır.
Nitekim diğer devletler, yenik olan devletler Paris Barış Konferansı sonrasında bütün barış antlaşma şartları belirlenmiş iken Osmanlı'nın barış antlaşması 1920 yılına kadar sürmüştür.
Yunanların ilerleyişi sonucu padişah hükümet şartları çok ağır olan Sevr Antlaşmasını kabul etmek zorunda kalmıştır.
Burada Osmanlı'nın asıl düşüncesi tamamen yok olmaktansa İstanbul ve Anadolu'da küçük bir devlet olmaktı.
Nitekim Ankara hükümeti bunu reddederek Milli Mücadeleyi başlatmıştır.
Şimdi Sevr Antlaşması'nın maddelerine bakacağız.
Sevr Antlaşması 433 maddeden oluşuyordu fakat biz burada kısaca diğer önemli maddelerine değineceğiz.
İstanbul barış şartlarına uyulması halinde Osmanlı'da kalacaktır.
Boğazlar bütün devletlerin gemilerine açık olacak ve Türk üyesi bulunmayan bir komisyonla boğazlar yönetilecek.
Burada boğazların egemenliği tamamen Türklerin elinden alınıyor diyebiliriz.
Azınlık hakları genişletilecek.
Zorunlu askerlik olmayacak ve silah gücü sınırlandırılacak.
Silah gücü 50 bin askerle beraber sınırlandırılıyordu.
Kapitülasyonlar devam edecek ve diğer tüm İtilaf Devletleri'ne sürekli hale girecekti.
Savaş tazminatı ödenecek.
Zaten Osmanlı ekonomisi bitik haldeyken bir de savaş tazminatı ödenecekti.
Doğuda Kürt ve Ermeni devletleri kurulacak.
Burada da Osmanlı'nın artık Anadolu'da herhangi bir hükmünün kalmayacağını görebiliyoruz.
Burada önemli maddeleri de saydık.
Sevr Antlaşması Osmanlı Devleti için yıkıcı bir anlaşma olmuştur ve fiilen artık bittiğini söyleyebiliriz.
Şimdi Sevr Antlaşmasının sonuçlarına bakalım.
Osmanlı Devleti her yönden zayıflatılmak istendi anlaşmayla beraber.
Osmanlının elinden boğazlarının egemenliği alındı.
Askeri yönden savunmasız bırakıldı.
Osmanlı Devleti ekonomik bağımsızlığını tamamen kaybetti diyebiliriz.
Bu anlaşmayla beraber şimdi bir bilgi notuna bakalım.
Bir anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için Osmanlı Anayasası olan Kanun Esasiye göre Mebusan Meclisini onaylanması gerekiyordu.
Fakat Mebusan Meclisi dağıtıldığından anlaşmadan önce anlaşma Mebusan Meclisi'nde sunulup onaylanmamıştır, onaylanamamıştır.
Hatta daha doğrusu ve hukuken geçersizdir.
Yani ölü doğmuş bir anlaşmadır diyebiliriz.
Şimdi son olarak Sevr Antlaşmasına karşı tepkileri inceleyelim.
İlk olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni tutumuna bakalım.
Sevr Antlaşmasını tanımadığını bildirdi ve anlaşmayı imzalayanların vatan haini olduğu ilan edildi.
Halkın tutumuna baktığımızda halk büyük tepki göstererek Milli Mücadeleye katılmasında tetikleyici bir etkisi etki yarattı.
Mustafa Kemal Paşa'nın tutumu ise siyasi, adli ve ekonomik bağımsızlığı yok eden, yaşama hakkı tanımayan ve bizce mevcut olmayan anlaşmadır demiştir.
İşte bu yönden Sevr Antlaşmasına tepkiler bu şekildedir diyebiliriz arkadaşlar.
Şimdi sorularımıza bakacak olursak birinci sorumuz Hangisi Sevr Antlaşmasının karşısında yer almamıştır demişiz.
Halk, Mustafa Kemal Paşa ve Ankara hükümeti Sevr Antlaşması'nın karşısına yer alırken, padişah herhangi bir Sevr Antlaşması karşısında yer almamıştır.
Bu yüzden cevabımız C şıkkı.
İkinci sorumuz Osmanlı Sevr Antlaşması'nı kabul etmesindeki fikir nedir demişiz.
Burada ne demiştik?
Osmanlı Devleti yok olmaktansa, büyük olmaktansa küçük bir devlet olmayı kabul etmiştir.
Buradaki asıl ana fikir bu şekilde.
Yok olmak yerine küçük bir devlet olmayı kabul ediyor Osmanlı ve bu fikirle beraber bu düşünce yapısıyla beraber Sevr Antlaşması'nı imzalıyor.