Anlatımın niteliklerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Yalınlık ilkesinde yiz.
Yalınlık anlatımın sade, sözsüz ve gösterişsiz olması demektir.
Peki bu ne demek?
Yani söz sanatlarına sıkça yer vermemek.
Anlaşılması güç sözcüklere yer verilmemesidir.
Bakın kullanılmayan söz veya söz öğelerine yer vermeyi çiçeğe vermeyeceğiz.
Dolambaçlı yollara başvurma uyacağız ve anlatacağımız şeyi direkt anlatacağız.
İşte divan edebiyatından mesela bir şiir okuduğumuzda, işte Güllü Diba giydin.
Ama korkarım nazar eder nazenin misali.
Ey Sarıgül!
İtibar seni dediğimizde bakın.
Buradaki şiirin yalınlık ilkesine aykırı olduğunu, çünkü anlaşılması güç ifadelerim, süslü, sanatlı ifadelerin kullanıldığını görüyoruz.
Peki tutarlılık ilkesi ne demek?
Birbiriyle çelişen ifadeleri ileri sürmek demektir.
Mesela Ziya Paşa'da bunu çokça görmekteyiz.
Ziya Paşa Şiir ve inşa adlı eserinde mesela halk edebiyatını övmüştür ama başka bir eserinde de halk edebiyatını yetmiştir.
Bu bir nedir?
Tutarsızlık dır bakın.
Yani bir söylediğimiz, bir söylediğimiz de tutmaması demektir.
Peki doğallık nedir?
Doğallık yapmacık tan uzak, zorlama ifadelerde yapay dil ve anlatımdan uzak durulması, gözlülük, gözlülük az sözle çok şey anlatmaktır.
Peki biz bunu daha çok nerelerde görürüz?
Ata sözlerinde görürüz arkadaşlar.
Yani bir ata sözünü düşünün.
Hani kompozisyon derslerinde ödev olarak da verildi.
Bir tane cümle verilir.
Biz bir sayfa iki sayfa yazı yazarız.
Yani az sözle çok şey anlatmış oluruz.
Peki içtenlik, samimiyet nedir?
Düşüncelerin bilimsel soğukluk ile değil, samimi ve sıcak bir dille yazılması dır.
Mesela günlükler, günlükler sıcak, samimi bir dille yazılmamış mıdır?
Veya sohbet türünü düşünün.
Hani karşısında biri varmış gibi günlük tamamen kendimizin okuyacağını düşündüğümüz için ne yaparız?
O gün yaşadığımız şeyleri samimi, sıcak bir içten bir üslupla anlatırız.
Peki kalıcılık nedir arkadaşlar?
Bir eserin gelecekte de varlığını sürdürebilmesi dir.
Bakın mesela klasik eserler böyle değil midir?
Hem dünya edebiyatından hem de Türk edebiyatından klasik eserler yüzlerce yıl geçmesine rağmen o kalıcılığını sürdürmektedir.
Evrensellik, evrensellik eserin tüm toplumlara hitap etmesidir.
Bakın yani bir eser yazdık.
Herkesi ilgilendiren konulara yer verilmesidir.
Mesela barış.
Mesela sevgi, mesele, ahlak gibi konular evrensel konulardır.
Ulusalcılık ise sanatçının içinde bulunduğu toplumu yansıtmaktadır.
Bakın içinde bulunduğu toplumu, mesela savaş konusunu düşünelim.
Savaş konusu aslında evrensel bir konudur.
Ama Kurtuluş Savaşı dediğimizde bakın hemen orada ulusalcılık, yerellik söz konusu olacaktır.
Peki etkili sahicilik ne demek?
Ele alınan konunun okuyucuda algılayış ve davranış değişikliği yaratması mıdır?
Bakın hem algılayış hem de davranış.
Hani bir eser aldım okudum, hayatım değişti, düşüncelerim değişti diyorsak, işte o etkileyici ilişkidir arkadaşlar.
Peki sağlamlık nedir?
Anlatımın dilbilgisi kurallarına uygun olmasıdır diyoruz.
Konuyla ilgili örnek sorunuzu çözelim.
Şimdi bir parçamız var ve parçada diyen bir okurun sözünü ettiği romanların anlatımında saptadığı eksiklik aşağıdakilerden hangisidir?
Şimdi bakalım bir okur ne demiş?
Önce parçamız mı bir görelim.
Daha sonra neyin eksik olduğunu anlattığını bulmaya çalışalım.
Eleştiri kitaplarında tanıtılan popüler romanlardan bazılarını, anlatımını merak ettiğim için okudum.
Ama bakın hemen burada cevaba yaklaşıyoruz.
Şunu belirtmeliyim ki bu romanlarda bir çok gereksiz ayrıntı var.
Eğer bir yerde, gereksiz bir yazıda, bir parçada gereksiz bir ifade varsa o neydi?
Doğruluk da arkadaşlar gereksiz sözcük kullanılması.
Biliyorsunuz doğruluk ilkesine aykırılık.
Bakın devamında yazarların dolambaçlı yollarında adeta kayıp oluyorsunuz.
Oysa etkili bir anlatım.
Düşünceyi dolambaçlı yollara sapmadan, doğrudan ortaya koyan, sözcükleri zorlama sız kullanan anlatımlar.
Fakat bu romanlar anlama ve anlatma katkısı olan.
Yağan sözlerle dolu.
Demek ki bir sürü gereksiz sözcük var ve bu da doğru ilkesine aykırılık dır.
O zaman okurum, burada görmüş olduğu eksikliğin biz doğruluk olduğunu söyleyebiliriz.
Yalınlık ilkesinde yiz.
Yalınlık anlatımın sade, sözsüz ve gösterişsiz olması demektir.
Peki bu ne demek?
Yani söz sanatlarına sıkça yer vermemek.
Anlaşılması güç sözcüklere yer verilmemesidir.
Bakın kullanılmayan söz veya söz öğelerine yer vermeyi çiçeğe vermeyeceğiz.
Dolambaçlı yollara başvurma uyacağız ve anlatacağımız şeyi direkt anlatacağız.
İşte divan edebiyatından mesela bir şiir okuduğumuzda, işte Güllü Diba giydin.
Ama korkarım nazar eder nazenin misali.
Ey Sarıgül!
İtibar seni dediğimizde bakın.
Buradaki şiirin yalınlık ilkesine aykırı olduğunu, çünkü anlaşılması güç ifadelerim, süslü, sanatlı ifadelerin kullanıldığını görüyoruz.
Peki tutarlılık ilkesi ne demek?
Birbiriyle çelişen ifadeleri ileri sürmek demektir.
Mesela Ziya Paşa'da bunu çokça görmekteyiz.
Ziya Paşa Şiir ve inşa adlı eserinde mesela halk edebiyatını övmüştür ama başka bir eserinde de halk edebiyatını yetmiştir.
Bu bir nedir?
Tutarsızlık dır bakın.
Yani bir söylediğimiz, bir söylediğimiz de tutmaması demektir.
Peki doğallık nedir?
Doğallık yapmacık tan uzak, zorlama ifadelerde yapay dil ve anlatımdan uzak durulması, gözlülük, gözlülük az sözle çok şey anlatmaktır.
Peki biz bunu daha çok nerelerde görürüz?
Ata sözlerinde görürüz arkadaşlar.
Yani bir ata sözünü düşünün.
Hani kompozisyon derslerinde ödev olarak da verildi.
Bir tane cümle verilir.
Biz bir sayfa iki sayfa yazı yazarız.
Yani az sözle çok şey anlatmış oluruz.
Peki içtenlik, samimiyet nedir?
Düşüncelerin bilimsel soğukluk ile değil, samimi ve sıcak bir dille yazılması dır.
Mesela günlükler, günlükler sıcak, samimi bir dille yazılmamış mıdır?
Veya sohbet türünü düşünün.
Hani karşısında biri varmış gibi günlük tamamen kendimizin okuyacağını düşündüğümüz için ne yaparız?
O gün yaşadığımız şeyleri samimi, sıcak bir içten bir üslupla anlatırız.
Peki kalıcılık nedir arkadaşlar?
Bir eserin gelecekte de varlığını sürdürebilmesi dir.
Bakın mesela klasik eserler böyle değil midir?
Hem dünya edebiyatından hem de Türk edebiyatından klasik eserler yüzlerce yıl geçmesine rağmen o kalıcılığını sürdürmektedir.
Evrensellik, evrensellik eserin tüm toplumlara hitap etmesidir.
Bakın yani bir eser yazdık.
Herkesi ilgilendiren konulara yer verilmesidir.
Mesela barış.
Mesela sevgi, mesele, ahlak gibi konular evrensel konulardır.
Ulusalcılık ise sanatçının içinde bulunduğu toplumu yansıtmaktadır.
Bakın içinde bulunduğu toplumu, mesela savaş konusunu düşünelim.
Savaş konusu aslında evrensel bir konudur.
Ama Kurtuluş Savaşı dediğimizde bakın hemen orada ulusalcılık, yerellik söz konusu olacaktır.
Peki etkili sahicilik ne demek?
Ele alınan konunun okuyucuda algılayış ve davranış değişikliği yaratması mıdır?
Bakın hem algılayış hem de davranış.
Hani bir eser aldım okudum, hayatım değişti, düşüncelerim değişti diyorsak, işte o etkileyici ilişkidir arkadaşlar.
Peki sağlamlık nedir?
Anlatımın dilbilgisi kurallarına uygun olmasıdır diyoruz.
Konuyla ilgili örnek sorunuzu çözelim.
Şimdi bir parçamız var ve parçada diyen bir okurun sözünü ettiği romanların anlatımında saptadığı eksiklik aşağıdakilerden hangisidir?
Şimdi bakalım bir okur ne demiş?
Önce parçamız mı bir görelim.
Daha sonra neyin eksik olduğunu anlattığını bulmaya çalışalım.
Eleştiri kitaplarında tanıtılan popüler romanlardan bazılarını, anlatımını merak ettiğim için okudum.
Ama bakın hemen burada cevaba yaklaşıyoruz.
Şunu belirtmeliyim ki bu romanlarda bir çok gereksiz ayrıntı var.
Eğer bir yerde, gereksiz bir yazıda, bir parçada gereksiz bir ifade varsa o neydi?
Doğruluk da arkadaşlar gereksiz sözcük kullanılması.
Biliyorsunuz doğruluk ilkesine aykırılık.
Bakın devamında yazarların dolambaçlı yollarında adeta kayıp oluyorsunuz.
Oysa etkili bir anlatım.
Düşünceyi dolambaçlı yollara sapmadan, doğrudan ortaya koyan, sözcükleri zorlama sız kullanan anlatımlar.
Fakat bu romanlar anlama ve anlatma katkısı olan.
Yağan sözlerle dolu.
Demek ki bir sürü gereksiz sözcük var ve bu da doğru ilkesine aykırılık dır.
O zaman okurum, burada görmüş olduğu eksikliğin biz doğruluk olduğunu söyleyebiliriz.