Kunduz, Türkçe anlatım biçimleri konu anlatım videosundan herkese merhaba arkadaşlar.
Öncelikle anlatım biçimleri başlığı bize anlatım teknikleri diye de sorulabilir.
Şimdi anlatım derken yazdığımız bir metinden bahsediyor.
Biz bu metni yazarken 4 tekniğe uygun yazarız.
4 tekniğe uygun anlatım yaparız.
Açıklayıcı betimler.
Tartışmacı ve öyküyle iyice anlatımıdır.
Arkadaşlar bu anlatım biçimlerinin başlıkları bize zaten yeterince kopya veriyor.
Açıklayıcı anlatımlı yazılmış bir metin de açıklama yapılır.
Yani yazar bilgi aktarımı yapar, nesnel ve doğru bilgiyi okuyucuya iletmek ister ve burada yazarın amacı okuyucuya aktarır, olanları öğretmektir.
Şimdi arkadaşlar bazen bize bir metin verildiğinde hangi anlatım biçimi olduğunu karıştırabilir.
Biz metni okuduktan sonra yazarın buradaki amacı nedir diye sorgulamamız gerekir.
Bilgi aktarımı yapılıyorsa evet açıklayıcı anlatımıdır.
Ama metni okuduktan sonra da burada yazarın amacı nedir diye de kontrol etmem gerekiyor.
Açıklayıcı anlatım biçimiyle yazılmış bir metinde yazarın amacı aktarılan ağı öğretmektir.
Örneğine bakalım.
Küresel ısınma, hava ısısının yükselmesi demektir.
Yenilenebilir enerji türleri kullanılırsa ozon tabakası iyileştirir ve küresel ısınma için önleyici tedbirler alınmış olur.
Şimdi burada bana küresel ısınma ve küresel ısınmayı önleme hakkında bilgi aktarımı yapılmış.
Yazarın buradaki amacı ise küresel ısınmayı önlemeyi bana öğretmektir.
Yazar burada bir şeyleri öğretmek amacı güttüğü için, bilgi aktarımı yaptığı için açıklayıcı anlatım bulunur.
İkinci anlatım biçimim.
Tartışmacı anlatım şöyle düşünün arkadaşlar akşamları televizyon programlarını mutlaka siyaset alanında, sanat alanında, Kürt kültür alanında, ekonomi alanında tartışma programları oluyor. Oradaki konuşmaları alıp yazıya aktarır isek bunlar tartışmacı anlatım olur.
Nasıl oluyor?
Tartışmacı anlatımda bir fikre karşı çıkmak vardır.
Yazar yazdığı yazıyı karşı tarafın fikrine karşı çıkmak için yazar ve buradaki yazarın amacı da fikre karşı çıkıp kendi fikirlerini kabul ettirmelidir.
Ne yapıyorduk?
Yazarın amacını sorgulamak gerekiyordu.
Yazar bir fikre karşı çıkacak.
Amacı da kendi fikirlerini o karşı tarafa kabul ettirmek olacak.
Örneğine bakalım.
Okullarda sarf serbest kıyafet uygulaması konuşulmaktadır.
Bunun geçerli bir uygulama olduğunu kabul etmiyorum.
Fırsat eşitliği gereken eğitimde, kıyafette eşit olunmalıdır diye bir metin yazılmış arkadaşlar.
Şimdi yazar burada bir fikre karşı çıkmış mı?
Evet, serbest kıyafet uygulaması fikrine karşı çıkıyor.
Peki kendi fikrine eşit kıyafet, kıyafette eşit olunması, yani kendi fikrini de karşı çıkan kişilere karşı kabul ettirmeye çalışıyor.
Yazarın amacı karşı çıkma ve kabul ettirme nedir?
Zaten anahtar kelimeleri de bunlar arkadaşlar.
Açıklayıcı anlatımda bilgi aktarımı ve aktarılacağı öğretmek.
Tartışmacı anlatımda ki anahtar kelime hem fikre karşı çıkmak ve fikre karşı çıkıp kabul ettirmek.
Üçüncü anlatımın anlatım biçimi öyküler anlatımıdır.
Yani hikayeleri anlatımıdır.
Öyküleri, anlatımı, hikayeleri.
Anlatım denilince aklıma zaten hemen hikaye gelsin arkadaşlar.
Önceki videoları mızda söyledik.
Neydi hikayenin dört ana unsuru?
Olay, yer, zaman ve kahraman.
Bu dört öge varsa hikaye vardı.
O zaman hikaye izleyici, anlatımda da olay, yer, zaman, kahraman ögeleri bulunacak.
Okuduğum metnin öyküyü iyice anlatılmayan bulabilmesi için içinde olay, yer, zaman, kahraman ögeleri bulunacak. Peki yazarın amacı ne olacak?
Okuyucuyu olayın içindeymiş gibi hissettirme olacak.
Bir roman veya hikaye okuduğunuzda kendimizi bazen öyle kapatıyoruz ki, sanki içindeymiş gibi hissediyoruz.
Biz de orada bir kahraman mış gibi hissediyoruz kendimizi.
Orada ne oluyor demek.
Yazar öyküye iç anlatım kullanmış ki, ben de anlatıcının içindeymiş gibi hissediyorum kendimi.
Hemen bakalım.
Erdem sabah erkenden kalktı, arkadaşlarıyla ilk defa pikniğe gidecekti.
Servise bindi ve dans ederek, şarkı söyleyerek piknik alanına gittiler.
Servisten iner inmez arkadaşlarıyla top oynamaya başladı.
Şimdi arkadaşlar burada bir akış var.
Olay örgüsü var.
Kalkıyor arkadaşlarıyla pikniğe gidiyor, şarkı söylüyor, dans ediyor, servis deniyor, top oynuyor.
Bakın bir akış var.
Yani bir olay var.
Yer piknik alanı.
Zaman sabah saatleri.
Kahraman da Erdem ve arkadaşları.
Bu dört öğeyi kullandım.
O zaman ben öyküyle iyice anlatım yapmış oldum.
Yani kısacası burada bir hikaye anlattım.
Şimdi açıklayıcı anlatım için anahtar kelime miz bilgi aktarımı öğretmektedir.
Tartışmacı anlatım için karşı çıkma, kendi fikirlerini kabul ettirme nedir dedik.
Öyküyü eyice anlatım için Arkadaşlar bir adet anahtar kelime yeterli.
Yani olay olay ögesi varsa öyküyü iyice anlatım olur.
Dördüncü anlatım biçimin bütünleyici yani tasvir yayıcı anlatımıdır.
Bunun arkadaşlar tanımı genellikle kitaplarımızda kelimelerle resim çizme sanatı olarak çıkar.
Yani öyle şeyler yazacak ki kelimelerle sanki bir resim anlatacak ve burada bilmem gereken şey asla olay yoktur. Yazarın amacı İsa anlatılan nı okuyucunun gözünde canlandırma mıdır?
Canlandırma derken okuyucunun gözünde resim olacak anlatılanlar.
Çünkü kelimelerle resim çiziyorum.
Şimdi olay yok.
Durun niye?
Dedim.
Arkadaşlar öyküyü iyice anlatımda olay, yer, zaman, kahraman ögeleri vardı ve başarılı bir hikaye yazmak için olayın geçtiği mekanı ve kahramanları yazar.
Azıcık da olsa betimler.
Kahramanın dış görünüşünü anlatır.
Mekanın güzelliğini anlatır.
Çok az çok bir tutam betimlediği anlatım kullanabilir.
Ancak bütünleyici anlatım diye düşündüğümüz bir metinde olaya rastlar isek bu asla bütünleyici anlatım olmaz.
Olay varsa asla betimleyen anlatım yoktur.
Öyküyle iyice anlatım vardır.
Ne demiştik arkadaşlar?
Tekrar edelim açıklayıcı anlatım için bilgi aktarımı öğretmek.
Tartışmacı anlatım için bir fikre karşı çıkma.
Kendi fikirlerini kabul ettirme öyküleri.
Anlatım için tek kelime yeter olay ögesi betimleyen ve anlatım için de.
Amaç anlatılan okuyucunun gözünde canlandırma dır.
Yani resim oluşturmalıdır.
Örneğine bakalım.
Masmavi gökyüzü pırıl pırıl denizle, ufukta birleşiyor.
Ordu oturduğumuz yerde rengarenk çiçekler adeta en güzel koku, saçma yarışına girmişti kocaman ağaçlar.
Hafif esen bir rüzgar ve cıvıl cıvıl öpüşen kuşlar var.
Şimdi gözümüzü kapattık.
Böyle gözümüzün önünde çok güzel bir yer canlanması mı?
Yani yazar burada kelimelerle resim çizmiş oldu.
Kelimelerle anlattı, bir mekan anlattı ve benim gözümde de bu mekan resim şeklinde ortaya çıktı.
Farkındaysanız asla olay yok.
Sadece bir mekan betimlemesi benim gözümde canlandı.
Öncelikle anlatım biçimleri başlığı bize anlatım teknikleri diye de sorulabilir.
Şimdi anlatım derken yazdığımız bir metinden bahsediyor.
Biz bu metni yazarken 4 tekniğe uygun yazarız.
4 tekniğe uygun anlatım yaparız.
Açıklayıcı betimler.
Tartışmacı ve öyküyle iyice anlatımıdır.
Arkadaşlar bu anlatım biçimlerinin başlıkları bize zaten yeterince kopya veriyor.
Açıklayıcı anlatımlı yazılmış bir metin de açıklama yapılır.
Yani yazar bilgi aktarımı yapar, nesnel ve doğru bilgiyi okuyucuya iletmek ister ve burada yazarın amacı okuyucuya aktarır, olanları öğretmektir.
Şimdi arkadaşlar bazen bize bir metin verildiğinde hangi anlatım biçimi olduğunu karıştırabilir.
Biz metni okuduktan sonra yazarın buradaki amacı nedir diye sorgulamamız gerekir.
Bilgi aktarımı yapılıyorsa evet açıklayıcı anlatımıdır.
Ama metni okuduktan sonra da burada yazarın amacı nedir diye de kontrol etmem gerekiyor.
Açıklayıcı anlatım biçimiyle yazılmış bir metinde yazarın amacı aktarılan ağı öğretmektir.
Örneğine bakalım.
Küresel ısınma, hava ısısının yükselmesi demektir.
Yenilenebilir enerji türleri kullanılırsa ozon tabakası iyileştirir ve küresel ısınma için önleyici tedbirler alınmış olur.
Şimdi burada bana küresel ısınma ve küresel ısınmayı önleme hakkında bilgi aktarımı yapılmış.
Yazarın buradaki amacı ise küresel ısınmayı önlemeyi bana öğretmektir.
Yazar burada bir şeyleri öğretmek amacı güttüğü için, bilgi aktarımı yaptığı için açıklayıcı anlatım bulunur.
İkinci anlatım biçimim.
Tartışmacı anlatım şöyle düşünün arkadaşlar akşamları televizyon programlarını mutlaka siyaset alanında, sanat alanında, Kürt kültür alanında, ekonomi alanında tartışma programları oluyor. Oradaki konuşmaları alıp yazıya aktarır isek bunlar tartışmacı anlatım olur.
Nasıl oluyor?
Tartışmacı anlatımda bir fikre karşı çıkmak vardır.
Yazar yazdığı yazıyı karşı tarafın fikrine karşı çıkmak için yazar ve buradaki yazarın amacı da fikre karşı çıkıp kendi fikirlerini kabul ettirmelidir.
Ne yapıyorduk?
Yazarın amacını sorgulamak gerekiyordu.
Yazar bir fikre karşı çıkacak.
Amacı da kendi fikirlerini o karşı tarafa kabul ettirmek olacak.
Örneğine bakalım.
Okullarda sarf serbest kıyafet uygulaması konuşulmaktadır.
Bunun geçerli bir uygulama olduğunu kabul etmiyorum.
Fırsat eşitliği gereken eğitimde, kıyafette eşit olunmalıdır diye bir metin yazılmış arkadaşlar.
Şimdi yazar burada bir fikre karşı çıkmış mı?
Evet, serbest kıyafet uygulaması fikrine karşı çıkıyor.
Peki kendi fikrine eşit kıyafet, kıyafette eşit olunması, yani kendi fikrini de karşı çıkan kişilere karşı kabul ettirmeye çalışıyor.
Yazarın amacı karşı çıkma ve kabul ettirme nedir?
Zaten anahtar kelimeleri de bunlar arkadaşlar.
Açıklayıcı anlatımda bilgi aktarımı ve aktarılacağı öğretmek.
Tartışmacı anlatımda ki anahtar kelime hem fikre karşı çıkmak ve fikre karşı çıkıp kabul ettirmek.
Üçüncü anlatımın anlatım biçimi öyküler anlatımıdır.
Yani hikayeleri anlatımıdır.
Öyküleri, anlatımı, hikayeleri.
Anlatım denilince aklıma zaten hemen hikaye gelsin arkadaşlar.
Önceki videoları mızda söyledik.
Neydi hikayenin dört ana unsuru?
Olay, yer, zaman ve kahraman.
Bu dört öge varsa hikaye vardı.
O zaman hikaye izleyici, anlatımda da olay, yer, zaman, kahraman ögeleri bulunacak.
Okuduğum metnin öyküyü iyice anlatılmayan bulabilmesi için içinde olay, yer, zaman, kahraman ögeleri bulunacak. Peki yazarın amacı ne olacak?
Okuyucuyu olayın içindeymiş gibi hissettirme olacak.
Bir roman veya hikaye okuduğunuzda kendimizi bazen öyle kapatıyoruz ki, sanki içindeymiş gibi hissediyoruz.
Biz de orada bir kahraman mış gibi hissediyoruz kendimizi.
Orada ne oluyor demek.
Yazar öyküye iç anlatım kullanmış ki, ben de anlatıcının içindeymiş gibi hissediyorum kendimi.
Hemen bakalım.
Erdem sabah erkenden kalktı, arkadaşlarıyla ilk defa pikniğe gidecekti.
Servise bindi ve dans ederek, şarkı söyleyerek piknik alanına gittiler.
Servisten iner inmez arkadaşlarıyla top oynamaya başladı.
Şimdi arkadaşlar burada bir akış var.
Olay örgüsü var.
Kalkıyor arkadaşlarıyla pikniğe gidiyor, şarkı söylüyor, dans ediyor, servis deniyor, top oynuyor.
Bakın bir akış var.
Yani bir olay var.
Yer piknik alanı.
Zaman sabah saatleri.
Kahraman da Erdem ve arkadaşları.
Bu dört öğeyi kullandım.
O zaman ben öyküyle iyice anlatım yapmış oldum.
Yani kısacası burada bir hikaye anlattım.
Şimdi açıklayıcı anlatım için anahtar kelime miz bilgi aktarımı öğretmektedir.
Tartışmacı anlatım için karşı çıkma, kendi fikirlerini kabul ettirme nedir dedik.
Öyküyü eyice anlatım için Arkadaşlar bir adet anahtar kelime yeterli.
Yani olay olay ögesi varsa öyküyü iyice anlatım olur.
Dördüncü anlatım biçimin bütünleyici yani tasvir yayıcı anlatımıdır.
Bunun arkadaşlar tanımı genellikle kitaplarımızda kelimelerle resim çizme sanatı olarak çıkar.
Yani öyle şeyler yazacak ki kelimelerle sanki bir resim anlatacak ve burada bilmem gereken şey asla olay yoktur. Yazarın amacı İsa anlatılan nı okuyucunun gözünde canlandırma mıdır?
Canlandırma derken okuyucunun gözünde resim olacak anlatılanlar.
Çünkü kelimelerle resim çiziyorum.
Şimdi olay yok.
Durun niye?
Dedim.
Arkadaşlar öyküyü iyice anlatımda olay, yer, zaman, kahraman ögeleri vardı ve başarılı bir hikaye yazmak için olayın geçtiği mekanı ve kahramanları yazar.
Azıcık da olsa betimler.
Kahramanın dış görünüşünü anlatır.
Mekanın güzelliğini anlatır.
Çok az çok bir tutam betimlediği anlatım kullanabilir.
Ancak bütünleyici anlatım diye düşündüğümüz bir metinde olaya rastlar isek bu asla bütünleyici anlatım olmaz.
Olay varsa asla betimleyen anlatım yoktur.
Öyküyle iyice anlatım vardır.
Ne demiştik arkadaşlar?
Tekrar edelim açıklayıcı anlatım için bilgi aktarımı öğretmek.
Tartışmacı anlatım için bir fikre karşı çıkma.
Kendi fikirlerini kabul ettirme öyküleri.
Anlatım için tek kelime yeter olay ögesi betimleyen ve anlatım için de.
Amaç anlatılan okuyucunun gözünde canlandırma dır.
Yani resim oluşturmalıdır.
Örneğine bakalım.
Masmavi gökyüzü pırıl pırıl denizle, ufukta birleşiyor.
Ordu oturduğumuz yerde rengarenk çiçekler adeta en güzel koku, saçma yarışına girmişti kocaman ağaçlar.
Hafif esen bir rüzgar ve cıvıl cıvıl öpüşen kuşlar var.
Şimdi gözümüzü kapattık.
Böyle gözümüzün önünde çok güzel bir yer canlanması mı?
Yani yazar burada kelimelerle resim çizmiş oldu.
Kelimelerle anlattı, bir mekan anlattı ve benim gözümde de bu mekan resim şeklinde ortaya çıktı.
Farkındaysanız asla olay yok.
Sadece bir mekan betimlemesi benim gözümde canlandı.