Solunum sistemindeki rahatsızlıklar genellikle solunum yollarındaki daralma, tıkanma, bozulma ya da enfeksiyon gibi nedenlerle ortaya çıkar. Zaman zaman acı verici olabilen solunum sistemi rahatsızlıkları insanın yaşam kalitesini düşürdüğü gibi başka hastalıkları da tetikleyebilir. İlk olarak KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı)ndan bahsedelim.
Bu hastalık bronşlarda uzun süre devam eden tıkanıklık sebebiyle oluşur. Bu rahatsızlığın en önemli nedeni tütün ve tütün mamulleri kullanımıdır.
Bu mamullerin dumanından etkilenen kişilerde de bu hastalık görülebilir. Bununla birlikte hava kirliliği, genetik özellikler, yaş, cinsiyet, iş ortamında ve kimyasallara ve toza maruz kalma önemli risk faktörleri arasındadır.
Uzun süre duman ya da başka maddelerin solunması bronş ve bronşçuklarda kronik enfeksiyonlar oluşmasına neden olur.
Bu enfeksiyonlar solunum yollarındaki koruyucu mekanizmayı bozar.
Zamanla öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı ve çabuk yorulma gibi belirtiler ortaya çıkar.
KOAH hastalarında kalp yetmezliği ve kalpte düzensiz çalışma durumu da görülebilir.
Uzun süreli ataklar akciğer kanseri oluşumuna neden olur.
Bu hastalıktan korunmak için özellikle tütün ve tütün mamulleri kullanılmamalıdır.
Bronşçuklarda mukus salgısının çok fazla artması ve düz kasların kontrolsüz kasılması sonucu oluşan rahatsızlığa astım denir.
Bu rahatsızlık solunum yollarında kronik daralmaya neden olur.
Polenler, mantar sporları, kirli ve tozlu hava, bazı besinler ve çeşitli ilaçlar astıma neden olabilir.
Genetik yatkınlık da astım rahatsızlığının oluşmasında etkilidir.
Astımlı bireylerde hışıltılı nefes, göğüste sıkışma ve öksürük nöbetleri görülür.
Akciğer alveollerinin enfeksiyonu sonucu akciğerlerde sıvı ve kan toplanmasına zatürre yani akciğer iltihabı diyoruz. En yaygın tipi pnömokok bakterilerinin neden olduğu enfeksiyondur.
Yaşlılık, tütün mamullerinin kullanımı, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar ve hastalıklar bu bakterilerin gelişme riskini arttırır.
Zatürrede ateş, öksürük, üşüme, titreme, soluk alıp vermede güçlük, göğüs bölgesinde ağrı gibi belirtiler görülür.
Tedavinin doktor kontrolünde zaman kaybedilmeden yapılması önemlidir.
Verem tüberküloz bakterilerinin akciğerlerde oluşturduğu bir rahatsızlıktır.
Akciğerlerde bu bakterilerin bulunduğu bölge makrofajlar tarafından sarılır. Fibröz doku oluşumuyla bölgede çıkıntılar yani tüberkül oluşumu gözlenir.
Akciğerlerdeki bağ dokunun elastik yapısı bozulur ve solunum yüzeyi kalınlaşarak gazların difüzyon kapasitesi düşer. Genellikle iyi beslenemeyen kişilerde, kalabalık havasız ve güneş görmeyen ortamlarda yaşayanlarda sık görülür.
Tüberküloz bakterileri öksürük ve hapşırıkla havada asılı kalarak sağlıklı bireylere kolayca bulaşabilir.
Evlerin temiz ve güneş görür olması, havalandırılması, hasta bireylerden korunma bu rahatsızlığın yayılmasını önler.
Gırtlağa yerleşmiş kanserleşmiş hücrelerin oluşturduğu tümörle gırtlak kanseri ortaya çıkar. Genellikle ses tellerine yakın bölgede oluştuğu için ses kısıklığı, yutkunma sırasında zorlanma ve ağrı, nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkar. Gırtlak kanseri olan hastaların yüzde 95'i sigara içen kişilerdir.
Tedavide cerrahi yöntem yanında radyoterapi veya kemoterapi kullanılır.
Akciğer kanseri daha çok ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan ve en önemli risk faktörü tütün mamulleri tüketimi olan bir rahatsızlıktır.
Akciğer kanserinin tütün mamulleri kullananlarda görülme sıklığı kullanmayanlara göre 20 kat daha fazladır. Bu rahatsızlığın belirtileri nefes darlığı, göğüs ağrısı, ses kısıklığı, kanlı balgam çıkartan öksürük, iştah ve kilo kaybıdır. Kanserojen sanayi maddeleri ve yüksek dozda radyasyon da akciğer kanserine yol açar.
İyi huylu tümörler ameliyatla yok edilebilir.
Aynı zamanda tedavide kemoterapi ve radyoterapi de uygulanır.
Bu hastalık bronşlarda uzun süre devam eden tıkanıklık sebebiyle oluşur. Bu rahatsızlığın en önemli nedeni tütün ve tütün mamulleri kullanımıdır.
Bu mamullerin dumanından etkilenen kişilerde de bu hastalık görülebilir. Bununla birlikte hava kirliliği, genetik özellikler, yaş, cinsiyet, iş ortamında ve kimyasallara ve toza maruz kalma önemli risk faktörleri arasındadır.
Uzun süre duman ya da başka maddelerin solunması bronş ve bronşçuklarda kronik enfeksiyonlar oluşmasına neden olur.
Bu enfeksiyonlar solunum yollarındaki koruyucu mekanizmayı bozar.
Zamanla öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı ve çabuk yorulma gibi belirtiler ortaya çıkar.
KOAH hastalarında kalp yetmezliği ve kalpte düzensiz çalışma durumu da görülebilir.
Uzun süreli ataklar akciğer kanseri oluşumuna neden olur.
Bu hastalıktan korunmak için özellikle tütün ve tütün mamulleri kullanılmamalıdır.
Bronşçuklarda mukus salgısının çok fazla artması ve düz kasların kontrolsüz kasılması sonucu oluşan rahatsızlığa astım denir.
Bu rahatsızlık solunum yollarında kronik daralmaya neden olur.
Polenler, mantar sporları, kirli ve tozlu hava, bazı besinler ve çeşitli ilaçlar astıma neden olabilir.
Genetik yatkınlık da astım rahatsızlığının oluşmasında etkilidir.
Astımlı bireylerde hışıltılı nefes, göğüste sıkışma ve öksürük nöbetleri görülür.
Akciğer alveollerinin enfeksiyonu sonucu akciğerlerde sıvı ve kan toplanmasına zatürre yani akciğer iltihabı diyoruz. En yaygın tipi pnömokok bakterilerinin neden olduğu enfeksiyondur.
Yaşlılık, tütün mamullerinin kullanımı, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar ve hastalıklar bu bakterilerin gelişme riskini arttırır.
Zatürrede ateş, öksürük, üşüme, titreme, soluk alıp vermede güçlük, göğüs bölgesinde ağrı gibi belirtiler görülür.
Tedavinin doktor kontrolünde zaman kaybedilmeden yapılması önemlidir.
Verem tüberküloz bakterilerinin akciğerlerde oluşturduğu bir rahatsızlıktır.
Akciğerlerde bu bakterilerin bulunduğu bölge makrofajlar tarafından sarılır. Fibröz doku oluşumuyla bölgede çıkıntılar yani tüberkül oluşumu gözlenir.
Akciğerlerdeki bağ dokunun elastik yapısı bozulur ve solunum yüzeyi kalınlaşarak gazların difüzyon kapasitesi düşer. Genellikle iyi beslenemeyen kişilerde, kalabalık havasız ve güneş görmeyen ortamlarda yaşayanlarda sık görülür.
Tüberküloz bakterileri öksürük ve hapşırıkla havada asılı kalarak sağlıklı bireylere kolayca bulaşabilir.
Evlerin temiz ve güneş görür olması, havalandırılması, hasta bireylerden korunma bu rahatsızlığın yayılmasını önler.
Gırtlağa yerleşmiş kanserleşmiş hücrelerin oluşturduğu tümörle gırtlak kanseri ortaya çıkar. Genellikle ses tellerine yakın bölgede oluştuğu için ses kısıklığı, yutkunma sırasında zorlanma ve ağrı, nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkar. Gırtlak kanseri olan hastaların yüzde 95'i sigara içen kişilerdir.
Tedavide cerrahi yöntem yanında radyoterapi veya kemoterapi kullanılır.
Akciğer kanseri daha çok ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan ve en önemli risk faktörü tütün mamulleri tüketimi olan bir rahatsızlıktır.
Akciğer kanserinin tütün mamulleri kullananlarda görülme sıklığı kullanmayanlara göre 20 kat daha fazladır. Bu rahatsızlığın belirtileri nefes darlığı, göğüs ağrısı, ses kısıklığı, kanlı balgam çıkartan öksürük, iştah ve kilo kaybıdır. Kanserojen sanayi maddeleri ve yüksek dozda radyasyon da akciğer kanserine yol açar.
İyi huylu tümörler ameliyatla yok edilebilir.
Aynı zamanda tedavide kemoterapi ve radyoterapi de uygulanır.