Değerli arkadaşlar, Türk İslam dertlerinin püf noktaları ile beraberiz.
Birincisi eğer bir yerde parasız eğitim diyorsa, halkın çıkarları ön planda ise, vakıflar kuruyorsa, yani sosyal yardımlaşma kurumları kuruyorsa, halkın şikayetleri bizzat dinleniyorsa, eşit toprak dağıtımı yapılmışsa orada biz ne var deriz, sosyal devlet var deriz.
Mesela burada hastane, okul, medrese bunların içerisindedir.
Bu yüzden de biz sosyal devlet anlayışını bu şekilde testlerde görmeliyiz.
Bir diğeri bir devlette Arapça ve Farsça önem kazanmış ise bu büyük Selçuklu, Türkiye, Selçuklu gibi görebilirsiniz.
Bir diğeri Türk kültürü bu kültürlerin etkisinde kalmış olur.
Yani Arap ve Fars kültürünün etkisinde kalır, gelişme gösteremez.
Yine Türkler örfi ve şehri hukuk birlikte kullanmışlar ise, yani eski geleneklerimizi ve dini kuralları beraberinde kullanmışsa bu geleneksel hukuk yapılarını korumuşlar anlamına gelir.
Çünkü Türkler Müslüman olduktan sonra dini kuralları da alınca örfi kuralları terk etmemiş.
Ben bunu anlarım.
İki teokratik bir yapı içerisine girmiş olduğunu anlarım.
Çünkü Türkler eski hanelerinde dini konuları devlet ve siyaset işlerine karıştırma anlardı.
Yine Müslüman olunca da kısmen bunu yapıyorlar.
Ama Müslüman olduktan sonra kurulan birçok devlette teokratik özellik görülüyor.
Çünkü hocam örfi ve şehri, hukuk kurallarını beraber kullanıyorsun.
Sen artık teokratik bir yapıya girmişsin demektir.
Yani dini kurallara göre devleti yönetiyorsun demektir.
Diğeri fethedilen topraklar feth edenin malıdır anlayışı.
Peki burada federasyon yapılanmasına yol açtığını söyleyebiliriz.
Çünkü sen herkese toprak verirsen, o bölgede zaman zaman sana karşı devletçikler ortaya çıkar veya bağımsız olmak isteyebilirler.
Merkezde otoritesini kaybettiğin zamanlarda ve bunun bir diğer amacı da şu fetihleri teşfik amacı taşır.
Yani git alabildiği yere kadar al bak ora senin o zaman ne oluyor?
Daha fazla toprak alınıyor.
Mesela Türkler 1071'de Anadolu'ya girdiğinde Alparslan yanındaki komutanlara Gidin.
Alabildiniz yere kadar alın demedi mi?
Saltuklu lar, Artuklular danışman lar.
Mengü ekler.
Peki o zaman ne oldu?
O bölgede bir federasyon kuruldu, bunu söyleyebiliriz.
Peki Büyük Selçuklu otoritesini kaybettiği zamanlarda ne olacak?
Bunlar zaman zaman bağımsızlığını ilan edecektir.
Bu da tehlike demektir.
Hem yararı hem zararı olan bir görüş var burada.
Yine Moğol istilasının yararları ve zararları var.
Özellikle zararı ve yararları diye söylesek daha iyi olur.
Birçok şehir ve kültürel miras yakılıp yıkıldı arkadaşlar.
Burada şunu bilmemiz lazım.
Moğollar gerçekten önüne gelen herşeyi yakıp yıkıyorlar.
Kötü.
Mesela Bağdat Kütüphanesi önemli bir yerdi mesela.
Bunlar gitti.
Türklerin Anadolu'ya göçü hızlanmış.
Bu neyi sebep olmuş?
Türkleştirme sürecini hızlandırmış.
Güzel, yararlı.
Çin, Türkistan ticareti canlanıyor.
Ve bu arada Orta Asya'da da güzel bir potansiyel oluşuyor.
Artı Çin'de İslamiyetin yayıldığını görüyoruz.
Bu kısmen başarılı olmuştur, tamamen başarılı olamamıştır.
Moğollar, Türkler şişmeye başlamıştır ve Müslüm anlaşmaya başlıyorlar.
İleride göreceğiz bu da.
Hocam Moğollar Türk mü değil mi sorusunun işte cevabı bu.
Moğollar Türk değillerdi ama Türk yetişiyorlar.
Peki kimle?
Biliyorsunuz Moğollar ele geçirdiği iki tane Türk kavmi var.
Önemli birisi İslamiyetten önce Uygur devletinin Moğollar himayesine girmiş olması.
Bir diğeri de Kırgızlar.
İşte Moğolların Türkleşmesi, Çin'e sebep olan iki devlet.
Uygurlar ile Kırgızlar.
Yine Moğollar Ön Asya'ya geldiğinde Anadolu'ya, İran coğrafyasına geldiğinde orada da biz İlhanlı, Arın veya Altınordu Devleti'nin Müslüman ulaştığını görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, Türk İslam adetlerinin püf noktalarıyla devam ediyoruz.
Doğunun ve batının hükümdar ünvanını alıyorsa bir hükümdar ki genelde bunu Tuğrul Bey almıştı.
İslam'ın koruyuculuğu ve İslam'ın dünyasının siyasi liderliği artık Türklere geçmiştir deriz.
Peki Memlük devletinde hükümdarlık babadan oğula geçmemiştir diyorsak, bu da geleneksel Türk veraset sisteminin kullanılmadığını gösteriyor.
Yani hükümdarlık babadan oğula geçmiyor.
Bu istisna bir devlettir.
Mısır'da kurulan bir Türk devleti kendisini, Memlük devletini anlattığımı da bundan biraz bahsetmiştim.
Yine rekabetçi bir sistem olduğu için burada çok fazla hükümdar değişikliği olabilir ve aynı zamanda bunların kut inancını.
Devam ettirmesini de görüyoruz.
Çünkü farklı Türk boyları burada Memlük devletini idare etmiştir diyoruz.
Yani aynı soydan gelen bir boy bu devlete devam et demiyor ki.
İlk defa Türkiye ifadesini kullanan Türk İslam Devleti olarak geçiyor yine arkadaşlar.
Karahan devletinin İslam öncesi geleneklerini sürdürmesinin kanıtları diye bize sorabilir.
Veya bunu Gazneli dediği değişti, değiştirebilir vesaire.
Biz karanlık bir olaya bakalım.
Mesela ikili devlet teşkilatını uyguluyorlar SA.
Yani Doğu Karahanlılar, Batı Karahanlılar.
Bu İslamiyet öncesindeki uygulamaya benziyor.
İşte kök Türklerde de vardı, Hun devletinde de vardı gibi yine Türk İslam sentezini yapmışlardır.
Arkadaşlar ilk defa Türk İslam eserleri Karahanlılar da ortaya çıkmıştır ve önemli eserlerdir.
Peki Uygur alfabesini mi kullanmışlar?
Evet, bir Türk alfabesi.
O zaman Karahanlılar yine İslam öncesi geleneklerini devam ettiriyorlar ve Türklük özelliklerini koruyorlar.
İslam öncesi ünvanları kullanıyorlar.
Han, Hakan gibi.
Peki bir hükümdar başka bir devlet adına hutbe okutur ise ve para basarsa ne olur?
O devlete üstünlüğünü kabul etmiş olur.
Evet arkadaşlar bunun gibi yorumları siz de soruları çözerken kendinize bir not çıkarmanız önemli olabilir.
Diğer konularda görüşmek üzere arkadaşlar.