Gelelim 19'uncu yüzyıldaki en önemli padişahlarından birisine İkinci Abdülhamid.
Şimdi bu dönemde neler oldu?
Balkan bunalımı devam ediyor.
Abdülaziz döneminde başlayan Balkan bunalımı bu döneme kadar devam ediyor.
Bu dönemde ne sebep olacak İstanbul Tersane Konferansı'nın yapılmasına?
Bu konferansta bizden ne istiyor Avrupalılar bilelim.
Bir Bosna Hersek ve Bulgaristan'a özerklik talep ediyor Avrupalılar.
Osmanlı bunları yap diyor bize.
Bizim iç işimize karışıyor.
Sırbistan ve Karadağ'dan kuvvetlerini çekmesini istiyor.
İşte buradaki isyanlar, Osmanlı'nın buraya baskısı.
Avrupalılar diyor ki Ne Osmanlı yeter.
Buradan askerin çek çekiyor.
Şimdi Osmanlı bunları reddediyor.
Aynı gün ne oluyor hocam?
Birinci meşrutiyeti ilan ediyor Osmanlı.
Hem de kimin baskısıyla.
Tarihçe Jön Türkler.
Onların baskısıyla.
Şimdi burayı biraz daha detaylı andıran bir kere ikinci Abdülhamid tahta nasıl geçiyor?
Abdülaziz, Jön Türklerin yani genç Osmanlıların isteklerini kabul etmemişti.
Meşrutiyet alt grubu demişlerdi.
Abdülaziz Öyle şey şey mi olur falan gibisinden demişti.
Darbe idi, onu indirdiler işte.
Bana göre bozdurarak öldürdüler onu.
Çünkü iki bileği de kesik bulundu arkadaşlar Abdülaziz'in.
Neyse Abdülaziz tahttan indirildi.
Onu yerine kimi getirdiler Beşinci Murat'ı.
Beşinci Murat'ın da akli dengesi yerinde olmadığı için Osman Tatlı en kısa süre kalan padişah Beşinci Murat olmuştur.
Ama daha sonra ne yaptılar?
Abdülhamit'in yanına gitti Jön Türkler dedi.
Kitapla MİT'e bak.
Abdülhamit, Meşrutiyet rejimini ilan edersen seni padişah yaparız.
Yani ona böyle bir şart sunup bu şekilde onu padişah yapmışlardır.
Düşünebiliyor musunuz, içeride bir başka bir oluşum var.
Jön Türkler iki adında ve Abdülhamit'e Meşrutiyet sözünü vermişler. Tabii Abdülhamid Meşrutiyet sözünü vermiştir.
İttihat Terakki'nin felsefesi şu Jön Türklerle Menemen aynı meşruti rejimle geçilince içerdeki tüm gayrimüslimlerin yönetime katılması sağlanacak ve bu şekilde Osmanlı da almaktan kurtulacaktı.
Yani bu bildiğiniz bir Osmanlıcılık politikası.
Onlara da değineceğim, ilerde İttihat Terakki'nin en büyük isteği buydu.
Daha fazla haklar verilecek, daha fazla imtiyazlar verilerek gayrimüslimlerin memur edeceğiz ve gayrimüslimler bizden ayrılmayacak.
Felsefe bu tabii.
İkinci Abdülhamit de buna şüpheyle bakan bir padişaha.
Daha önce Tanzimat da statta ağzımız yanmış, dilimiz yanmış ama İttihat Terakki de farklı bir bakış açısına sahip.
O da farklı bir yerden bakıyor.
Böyle bir içerde siyasal çatışma da olduğunu söyleyebiliriz.
Bu arada hiçbir padişah kendi gücünün üzerinde başka bir gücü de istemediği için İkinci Abdülhamit biraz daha kurnaz davranacak, onu da söyleyelim.
Şimdi birincisi Osmanlı Rus Savaşı.
93 Harbi nasıl başlıyor, Ayastefanos Antlaşması nedir, Berlin Anlaşması nedir onu göreceğiz.
Diğeri Osmanlı Yunan Savaşı.
Bu dönemde demek meydan savaşı ve o da İstanbul anlaşmasıyla son bulacak.
Bunlara detaylı duralım.
Burada Osmanlı-Rus Savaşı neden başlıyor?
Birincisi şu Rusya 156 Paris Anlaşması'nda ne yapmıştı?
Kaybettiği hakları geri almak istemiş.
Burada ikincisi şu Osmanlı'nın Avrupalılar ile arasının açılması nerede açıldı?
İstanbul Tersane Konferansında araları açılmıştı.
Şimdi de İstanbul Tersane Konferansı'nda bizden ne istemişlerdi?
Balkanlar'daki şu şu millete özerklik ver, Osmanlı'daki ne hayır olmaz.
E peki ne oldu?
Kendi aralarında bir Londra Konferansı yaptılar.
Rusya'yı doğruya çağırdılar.
Dediler ki Ne Rusya'ya Rusya artık biz Osmanlı'yı koru muyuz?
Rusya'nın beklediği an bu an ne oldu?
Konferanstan hemen sonra ne olacak?
Osmanlı'ya hem batıdan hem doğudan saldırıya geçecek Rusya işte. 93 Harbi dediğimiz savaş bu.
Tabii o dönemin takvimi hicri takvim olduğu için buna göre yapılmıştır.
93 Harbi oradan geliyor.
Osmanlı-rus savaşın olduğu tarih 1877 78 dir.
Bu dönemdeki en ağır savaş ve anlaşma bakımından da en ağır antlaşma diyebiliriz.
Tabi o değişikliğe uğrayacak.
Ayastefanos Antlaşması arada imzalanıyor.
Şimdi burada savaşta neler oldu onları bilmemiz lazım.
Doğuda Aziziye tabyaları var, orada savunma yapıyoruz.
Orada en önemli savunma yapan adamlarımızdan birisi Ahmed Muhtar Paşa'dır.
Gençken ciddi mukavemet göstermiştir Ruslara ve ondan sonra da orada yine özverili mukavemet gösteren Nene Hatun odur.
Oradaki erkek erkekleri örgütleyip tekrar savaş çıkmıştır.
Doğuda böyle bir mücadelemiz var ama mücadeleyi kaybedeceğiz.
Batıda ise Rusları baya oyalayan bir adamımız Gazi Osman Paşa.
Yine bunun da ciddi bir Plevne savunması var.
Burada da Ruslar oy almıştır.
Ama sonuç olarak hem Doğu'da hem batıda Ruslara yenildik ve Ruslar az kalsın İstanbul'u ele geçiriyordu.
Burada Ruslar İstanbul'u ele geçirmeden önce de ne oldu?
Hemen barış anlaşması yapıldı.
Bu anlaşmanın adı şu Ayastefanos, yani Yeşilköy Antlaşması.
Yani bugünkü İstanbul'da Bakırköy tarafları.
Peki bu Bakırköy Anlaşması'na göre ya da Ayastefanos Antlaşması'na göre neler var?
Bir Karadeniz kıyısından Ege kıyısına kadar büyük Bulgaristan kurulacak.
Bu Rusya için çok güzel bir şey.
Çünkü Rusya, Bulgaristan üzerinden Ege Denizi'ne açılabilecek iki Sırbistan, Romanya, Karadağ artı bağımsız.
Hocam 1878 yılında bu üçlü. Annesi bağımsız oldu.
Dikkat edin Sırbistan 1800 dörtten beli isyan halinde.
Şimdi bağımsız Bosna Hersek'e muhtariyet verilecek.
Yani onlara imtiyazlar veriliyor, içişlerinde serbestlik veriliyor.
Ermeni meselesi ilk defa burada gündeme gelmiştir.
Ermenilerin yaşadığı yerlerde statlar yapılacak.
Girit'teki Rumlarının olduğu yerde ıslahat yapılacak.
Arnavutlara ıslahat yapılacak.
O zaman birçok bölgede Osmanlı ıslahat yapılması istenmiş.
Kars, Ardahan, Batum ve Doğubeyazıt ve Ruslara bırakılacak denilmiş.
Çin de Ayastefanos anlaşması Rusların Akdenize inmesini sağladığı için ve Osman da ciddi hakimiyet kurmasını gerektirdiği için hemen bu işe Avrupalılar el atacak.
Ya biz Rusya'nın tasma sını biraz fazla bırakmışız, o tasma geri çekelim diyecekler.
Hemen şunu söyleyebiliriz.
Rusya'nın Akdeniz'e inme tehlikesine karşılık ve Kıbrıs İngiltere'ye üs olarak verilecek.
Ne olur ne olmaz.
İşte Rusya tekrar bize saldırır gibisinden Kıbrıs buradan elden çıkıyor.
Ayrıca İngiltere anlaşma maddelerinde hafifletme yapacağını da bize sözünü vermişti.
İkinci Abdülhamid döneminde Ayastefanos Antlaşması'nı Avrupalılar bir daha ederek geçersiz kılmıştı.
Onun yerine Avrupalıların dikine Berlin Antlaşması olacak.
Şimdi burada kimler var?
İngiltere var, Fransa var, Avusturya var, Almanya var, İtalya var.
Artık bundan sonra biz Piyemonte ve Prusya demiyoruz, Almanya ve Inter diyoruz.
Bunlar daha yeni.
Peki Ayastefanos şunu yaptılar, istemediler.
Dediler ki Rusya bizim dediğimiz olacak.
Burada Bulgar Krallığı üçe bölünüyor.
Asıl Bulgaristan Osmanlı'ya bırakılıyor.
Yani ne yapılmış oldu?
Artık Rusların Bulgaristan üzerinden Ege'ye açılması engellenmiş oldu, iki Makedonya ıslahat yapmak koşuluyla Osmanlı'ya bırakılacak.
Tamam güzel doğu rumeli özerk olacak bölge hiristiyan vali tarafından idare edecek. Bu kötü yani doğru.
Böyle bölgesinde özerklik talebi var ve oraya hristiyan bir vali istiyorlar.
Sırbistan, Karadağ, Romanya aynı Ayastefanos daki olduğu gibi devam ediyor.
Bosna Hersek Osmanlı da kalacak ama yönetimi geçici olarak Avusturya bırakılacak.
Bakın Ayastefanos da tamamıyla bırakılıyordu.
Şimdi bir kısmı yarı yarıya olmuş.
Bu da Osmanlı için kötü.
Girit ve Ermenilerin bulunduğu alanlarda statlar yapılacak.
Aynısı Ayastefanos ta da.
Bu madde geçiyor.
Bakın hem Ayastefanos da hem de Berlin Anlaşması'nda Girit ve Ermeni.
Özelikle ilk defa Ermenilerin sorunları burada dile getirilmiş.
Osmanlı, Rusya'ya savaş tazminatı verecek.
Burada Doğubeyazıt bölgesinin Osmanlı'da kaldığını görebiliriz.
Makedonya Osmanlı'ya bırakıldığı için Rusya Akdeniz'den artık uzaklaştırılmış oluyor.
Yine Bulgaristan için de aynısını söyleyebiliriz.
Ermeni meselesi uluslararası sorun haline geldiğini görebiliriz.
Bu da burada ilk defa bahsi geçiyor.
Çünkü Rusya'nın Balkan hakimiyeti engellenmiş oldu ve Osmanlı Almanya'ya yakınlaşmaya başlıyor.
Özelikle Almanya deyince aklımıza İkinci Abdülhamit gelecek.
Çünkü İngiltere, Fransa, Rusya güvenmediği için yeni bir denge unsuru bulmuştur.
Osmanlı kendine, o da Almanya olacak.
Şimdi bunlar yapıldı bittiye, böyle bir kargaşa ortamından yararlanan yine Fransa'ya görüyoruz.
Bu sene Fransa, Kuzey Afrika'da ikinci toprağımız ele geçiriyor.
Cezayir'den sonra şimdi Tunus'u aldığını görebiliyor.
Ta biz buraya ordu gönderemiyor.
Yine bunları da protesto etmek zorunda kalıyoruz.
Hiçbir şey yapamıyoruz.
Cezayir 30'da gitti.
Bu da 81'de elimizden gitmiş oldu.
Biraz sonra bin sekiz seksen iki dayız.
Ne olacak hocam?
İngiltere de Mısır'ı işgal edecek.
Osmanlı hem Balkanlar'da hem de Afrika'da ciddi topraklar kaybediyor. Onu da bilelim.
Bakın İngiltere, Akdeniz'deki güvenliğini hak edebilmek için bizden geçici olarak Kıbrıs'ı almıştı.
Onu da yazalım.
Atlantik döneminde Balkanlar'daki topraklarımız gidiyor, yine Afrika'daki topraklarımız gidiyor diyebiliriz.
Gelelim Mısır'ın işgaline.
Birincisi, 160 dokuzda Süveyş Kanalı açılmıştı.
Abdülaziz döneminde açılmıştı.
Akdeniz daha değerli hale geldi.
Bundan dolayı şimdi İngiltere ve Fransa bankaları buraya finansı ördü.
Özellikle İngiltere bankaları çok fazla buraya finansör olduğu için İngiltere burada hak iddia edecek.
Çünkü sömürgesi ne giden Hint sömürge yolları buradan geçiyor.
O yüzden de bunları koruması gerekiyor.
Ve Tunus'un işgalinden sonra hemen ne yapacak hocam?
O da bin sevgisi.
Sen 2.
Yılında Mısır'ı işgal edecek.
Şimdi bu dönemde başka bir olay.
Girit isyanı ve Osmanlı Yunan savaşını görüyoruz.
Girit de yaşayanlar rumlar e onları kim destekliyor?
Yunanlılar o yüzdende ne olacak bakalım.
Yunanların desteğiyle Girit isyanı çıkmıştır.
Burada ilginç bir cemiyeti görüyoruz.
Eski adı filika kafeterya olan etnik tere cemiyetinin faaliyetlerini görüyoruz.
Iki Yunanlar adaya asker çıkartınca Osmanlı Yunan savaşı başlayacak.
Buna bizde diyoruz.
Tarihte dönmek meydan savaşı yine Mustafa Kemal Osman tarafında bu savaşa katılmak istemiştir.
Milliyetçi duygularını kabardığını görebiliriz.
Bu dönemde Osmanlı Savaşı kazanıyor ve bu Osmanlı'nın kazandığı son meydan savaşı olarak geçiyor bu dönemde.
Ardından İstanbul anlaşması yapılmış, Yunanistan Osmanlı'ya savaş tazminatı verecek denildi.
Osmanlı ise Girit'e özerklik verecek.
Burada sorun var.
Girit elden çıkmak.
Yunan soyundan bir prens.
Buraya vali tayin edilecek.
İşte Girit'i bizden nasıl kapatacaklar maddeleri burada.
Dan ileride Girit bizden kopacak.
Şimdi bu dönemde neler oldu?
Balkan bunalımı devam ediyor.
Abdülaziz döneminde başlayan Balkan bunalımı bu döneme kadar devam ediyor.
Bu dönemde ne sebep olacak İstanbul Tersane Konferansı'nın yapılmasına?
Bu konferansta bizden ne istiyor Avrupalılar bilelim.
Bir Bosna Hersek ve Bulgaristan'a özerklik talep ediyor Avrupalılar.
Osmanlı bunları yap diyor bize.
Bizim iç işimize karışıyor.
Sırbistan ve Karadağ'dan kuvvetlerini çekmesini istiyor.
İşte buradaki isyanlar, Osmanlı'nın buraya baskısı.
Avrupalılar diyor ki Ne Osmanlı yeter.
Buradan askerin çek çekiyor.
Şimdi Osmanlı bunları reddediyor.
Aynı gün ne oluyor hocam?
Birinci meşrutiyeti ilan ediyor Osmanlı.
Hem de kimin baskısıyla.
Tarihçe Jön Türkler.
Onların baskısıyla.
Şimdi burayı biraz daha detaylı andıran bir kere ikinci Abdülhamid tahta nasıl geçiyor?
Abdülaziz, Jön Türklerin yani genç Osmanlıların isteklerini kabul etmemişti.
Meşrutiyet alt grubu demişlerdi.
Abdülaziz Öyle şey şey mi olur falan gibisinden demişti.
Darbe idi, onu indirdiler işte.
Bana göre bozdurarak öldürdüler onu.
Çünkü iki bileği de kesik bulundu arkadaşlar Abdülaziz'in.
Neyse Abdülaziz tahttan indirildi.
Onu yerine kimi getirdiler Beşinci Murat'ı.
Beşinci Murat'ın da akli dengesi yerinde olmadığı için Osman Tatlı en kısa süre kalan padişah Beşinci Murat olmuştur.
Ama daha sonra ne yaptılar?
Abdülhamit'in yanına gitti Jön Türkler dedi.
Kitapla MİT'e bak.
Abdülhamit, Meşrutiyet rejimini ilan edersen seni padişah yaparız.
Yani ona böyle bir şart sunup bu şekilde onu padişah yapmışlardır.
Düşünebiliyor musunuz, içeride bir başka bir oluşum var.
Jön Türkler iki adında ve Abdülhamit'e Meşrutiyet sözünü vermişler. Tabii Abdülhamid Meşrutiyet sözünü vermiştir.
İttihat Terakki'nin felsefesi şu Jön Türklerle Menemen aynı meşruti rejimle geçilince içerdeki tüm gayrimüslimlerin yönetime katılması sağlanacak ve bu şekilde Osmanlı da almaktan kurtulacaktı.
Yani bu bildiğiniz bir Osmanlıcılık politikası.
Onlara da değineceğim, ilerde İttihat Terakki'nin en büyük isteği buydu.
Daha fazla haklar verilecek, daha fazla imtiyazlar verilerek gayrimüslimlerin memur edeceğiz ve gayrimüslimler bizden ayrılmayacak.
Felsefe bu tabii.
İkinci Abdülhamit de buna şüpheyle bakan bir padişaha.
Daha önce Tanzimat da statta ağzımız yanmış, dilimiz yanmış ama İttihat Terakki de farklı bir bakış açısına sahip.
O da farklı bir yerden bakıyor.
Böyle bir içerde siyasal çatışma da olduğunu söyleyebiliriz.
Bu arada hiçbir padişah kendi gücünün üzerinde başka bir gücü de istemediği için İkinci Abdülhamit biraz daha kurnaz davranacak, onu da söyleyelim.
Şimdi birincisi Osmanlı Rus Savaşı.
93 Harbi nasıl başlıyor, Ayastefanos Antlaşması nedir, Berlin Anlaşması nedir onu göreceğiz.
Diğeri Osmanlı Yunan Savaşı.
Bu dönemde demek meydan savaşı ve o da İstanbul anlaşmasıyla son bulacak.
Bunlara detaylı duralım.
Burada Osmanlı-Rus Savaşı neden başlıyor?
Birincisi şu Rusya 156 Paris Anlaşması'nda ne yapmıştı?
Kaybettiği hakları geri almak istemiş.
Burada ikincisi şu Osmanlı'nın Avrupalılar ile arasının açılması nerede açıldı?
İstanbul Tersane Konferansında araları açılmıştı.
Şimdi de İstanbul Tersane Konferansı'nda bizden ne istemişlerdi?
Balkanlar'daki şu şu millete özerklik ver, Osmanlı'daki ne hayır olmaz.
E peki ne oldu?
Kendi aralarında bir Londra Konferansı yaptılar.
Rusya'yı doğruya çağırdılar.
Dediler ki Ne Rusya'ya Rusya artık biz Osmanlı'yı koru muyuz?
Rusya'nın beklediği an bu an ne oldu?
Konferanstan hemen sonra ne olacak?
Osmanlı'ya hem batıdan hem doğudan saldırıya geçecek Rusya işte. 93 Harbi dediğimiz savaş bu.
Tabii o dönemin takvimi hicri takvim olduğu için buna göre yapılmıştır.
93 Harbi oradan geliyor.
Osmanlı-rus savaşın olduğu tarih 1877 78 dir.
Bu dönemdeki en ağır savaş ve anlaşma bakımından da en ağır antlaşma diyebiliriz.
Tabi o değişikliğe uğrayacak.
Ayastefanos Antlaşması arada imzalanıyor.
Şimdi burada savaşta neler oldu onları bilmemiz lazım.
Doğuda Aziziye tabyaları var, orada savunma yapıyoruz.
Orada en önemli savunma yapan adamlarımızdan birisi Ahmed Muhtar Paşa'dır.
Gençken ciddi mukavemet göstermiştir Ruslara ve ondan sonra da orada yine özverili mukavemet gösteren Nene Hatun odur.
Oradaki erkek erkekleri örgütleyip tekrar savaş çıkmıştır.
Doğuda böyle bir mücadelemiz var ama mücadeleyi kaybedeceğiz.
Batıda ise Rusları baya oyalayan bir adamımız Gazi Osman Paşa.
Yine bunun da ciddi bir Plevne savunması var.
Burada da Ruslar oy almıştır.
Ama sonuç olarak hem Doğu'da hem batıda Ruslara yenildik ve Ruslar az kalsın İstanbul'u ele geçiriyordu.
Burada Ruslar İstanbul'u ele geçirmeden önce de ne oldu?
Hemen barış anlaşması yapıldı.
Bu anlaşmanın adı şu Ayastefanos, yani Yeşilköy Antlaşması.
Yani bugünkü İstanbul'da Bakırköy tarafları.
Peki bu Bakırköy Anlaşması'na göre ya da Ayastefanos Antlaşması'na göre neler var?
Bir Karadeniz kıyısından Ege kıyısına kadar büyük Bulgaristan kurulacak.
Bu Rusya için çok güzel bir şey.
Çünkü Rusya, Bulgaristan üzerinden Ege Denizi'ne açılabilecek iki Sırbistan, Romanya, Karadağ artı bağımsız.
Hocam 1878 yılında bu üçlü. Annesi bağımsız oldu.
Dikkat edin Sırbistan 1800 dörtten beli isyan halinde.
Şimdi bağımsız Bosna Hersek'e muhtariyet verilecek.
Yani onlara imtiyazlar veriliyor, içişlerinde serbestlik veriliyor.
Ermeni meselesi ilk defa burada gündeme gelmiştir.
Ermenilerin yaşadığı yerlerde statlar yapılacak.
Girit'teki Rumlarının olduğu yerde ıslahat yapılacak.
Arnavutlara ıslahat yapılacak.
O zaman birçok bölgede Osmanlı ıslahat yapılması istenmiş.
Kars, Ardahan, Batum ve Doğubeyazıt ve Ruslara bırakılacak denilmiş.
Çin de Ayastefanos anlaşması Rusların Akdenize inmesini sağladığı için ve Osman da ciddi hakimiyet kurmasını gerektirdiği için hemen bu işe Avrupalılar el atacak.
Ya biz Rusya'nın tasma sını biraz fazla bırakmışız, o tasma geri çekelim diyecekler.
Hemen şunu söyleyebiliriz.
Rusya'nın Akdeniz'e inme tehlikesine karşılık ve Kıbrıs İngiltere'ye üs olarak verilecek.
Ne olur ne olmaz.
İşte Rusya tekrar bize saldırır gibisinden Kıbrıs buradan elden çıkıyor.
Ayrıca İngiltere anlaşma maddelerinde hafifletme yapacağını da bize sözünü vermişti.
İkinci Abdülhamid döneminde Ayastefanos Antlaşması'nı Avrupalılar bir daha ederek geçersiz kılmıştı.
Onun yerine Avrupalıların dikine Berlin Antlaşması olacak.
Şimdi burada kimler var?
İngiltere var, Fransa var, Avusturya var, Almanya var, İtalya var.
Artık bundan sonra biz Piyemonte ve Prusya demiyoruz, Almanya ve Inter diyoruz.
Bunlar daha yeni.
Peki Ayastefanos şunu yaptılar, istemediler.
Dediler ki Rusya bizim dediğimiz olacak.
Burada Bulgar Krallığı üçe bölünüyor.
Asıl Bulgaristan Osmanlı'ya bırakılıyor.
Yani ne yapılmış oldu?
Artık Rusların Bulgaristan üzerinden Ege'ye açılması engellenmiş oldu, iki Makedonya ıslahat yapmak koşuluyla Osmanlı'ya bırakılacak.
Tamam güzel doğu rumeli özerk olacak bölge hiristiyan vali tarafından idare edecek. Bu kötü yani doğru.
Böyle bölgesinde özerklik talebi var ve oraya hristiyan bir vali istiyorlar.
Sırbistan, Karadağ, Romanya aynı Ayastefanos daki olduğu gibi devam ediyor.
Bosna Hersek Osmanlı da kalacak ama yönetimi geçici olarak Avusturya bırakılacak.
Bakın Ayastefanos da tamamıyla bırakılıyordu.
Şimdi bir kısmı yarı yarıya olmuş.
Bu da Osmanlı için kötü.
Girit ve Ermenilerin bulunduğu alanlarda statlar yapılacak.
Aynısı Ayastefanos ta da.
Bu madde geçiyor.
Bakın hem Ayastefanos da hem de Berlin Anlaşması'nda Girit ve Ermeni.
Özelikle ilk defa Ermenilerin sorunları burada dile getirilmiş.
Osmanlı, Rusya'ya savaş tazminatı verecek.
Burada Doğubeyazıt bölgesinin Osmanlı'da kaldığını görebiliriz.
Makedonya Osmanlı'ya bırakıldığı için Rusya Akdeniz'den artık uzaklaştırılmış oluyor.
Yine Bulgaristan için de aynısını söyleyebiliriz.
Ermeni meselesi uluslararası sorun haline geldiğini görebiliriz.
Bu da burada ilk defa bahsi geçiyor.
Çünkü Rusya'nın Balkan hakimiyeti engellenmiş oldu ve Osmanlı Almanya'ya yakınlaşmaya başlıyor.
Özelikle Almanya deyince aklımıza İkinci Abdülhamit gelecek.
Çünkü İngiltere, Fransa, Rusya güvenmediği için yeni bir denge unsuru bulmuştur.
Osmanlı kendine, o da Almanya olacak.
Şimdi bunlar yapıldı bittiye, böyle bir kargaşa ortamından yararlanan yine Fransa'ya görüyoruz.
Bu sene Fransa, Kuzey Afrika'da ikinci toprağımız ele geçiriyor.
Cezayir'den sonra şimdi Tunus'u aldığını görebiliyor.
Ta biz buraya ordu gönderemiyor.
Yine bunları da protesto etmek zorunda kalıyoruz.
Hiçbir şey yapamıyoruz.
Cezayir 30'da gitti.
Bu da 81'de elimizden gitmiş oldu.
Biraz sonra bin sekiz seksen iki dayız.
Ne olacak hocam?
İngiltere de Mısır'ı işgal edecek.
Osmanlı hem Balkanlar'da hem de Afrika'da ciddi topraklar kaybediyor. Onu da bilelim.
Bakın İngiltere, Akdeniz'deki güvenliğini hak edebilmek için bizden geçici olarak Kıbrıs'ı almıştı.
Onu da yazalım.
Atlantik döneminde Balkanlar'daki topraklarımız gidiyor, yine Afrika'daki topraklarımız gidiyor diyebiliriz.
Gelelim Mısır'ın işgaline.
Birincisi, 160 dokuzda Süveyş Kanalı açılmıştı.
Abdülaziz döneminde açılmıştı.
Akdeniz daha değerli hale geldi.
Bundan dolayı şimdi İngiltere ve Fransa bankaları buraya finansı ördü.
Özellikle İngiltere bankaları çok fazla buraya finansör olduğu için İngiltere burada hak iddia edecek.
Çünkü sömürgesi ne giden Hint sömürge yolları buradan geçiyor.
O yüzden de bunları koruması gerekiyor.
Ve Tunus'un işgalinden sonra hemen ne yapacak hocam?
O da bin sevgisi.
Sen 2.
Yılında Mısır'ı işgal edecek.
Şimdi bu dönemde başka bir olay.
Girit isyanı ve Osmanlı Yunan savaşını görüyoruz.
Girit de yaşayanlar rumlar e onları kim destekliyor?
Yunanlılar o yüzdende ne olacak bakalım.
Yunanların desteğiyle Girit isyanı çıkmıştır.
Burada ilginç bir cemiyeti görüyoruz.
Eski adı filika kafeterya olan etnik tere cemiyetinin faaliyetlerini görüyoruz.
Iki Yunanlar adaya asker çıkartınca Osmanlı Yunan savaşı başlayacak.
Buna bizde diyoruz.
Tarihte dönmek meydan savaşı yine Mustafa Kemal Osman tarafında bu savaşa katılmak istemiştir.
Milliyetçi duygularını kabardığını görebiliriz.
Bu dönemde Osmanlı Savaşı kazanıyor ve bu Osmanlı'nın kazandığı son meydan savaşı olarak geçiyor bu dönemde.
Ardından İstanbul anlaşması yapılmış, Yunanistan Osmanlı'ya savaş tazminatı verecek denildi.
Osmanlı ise Girit'e özerklik verecek.
Burada sorun var.
Girit elden çıkmak.
Yunan soyundan bir prens.
Buraya vali tayin edilecek.
İşte Girit'i bizden nasıl kapatacaklar maddeleri burada.
Dan ileride Girit bizden kopacak.