Bu videoda canlıların ortak özelliklerini konuşuyor olacağız.
İlk maçta bir şeye canlı diyebilmemiz için mutlaka hücre elden ya da hücrelerden oluştuğunu bilmemiz gerekir.
Hücreler, organizmaların canlılık faaliyetlerini gösteren yapısal ve işlevsel en küçük birimleridir ve iki çeşit hücre vardır.
Bunlar provokasyon ve ökaryotik hücrelerdir.
Puro herkesin bildiği gibi teknolojik anlamda gelişmişliği ifade eder.
Ancak Latince de puro ilkel demektir.
Yani puro, karmod hücreler ilkel hücrelerdir.
Bunların çekirdeği ve jale organın halleri yoktur.
Latince de gelişmişliği ifade eder.
Yani ökaryotik hücreler, puro, karmod hücrelere göre daha gelişmiştir.
Ökaryotik hücrelerin çekirdeği ve zarla organa halleri vardır.
Bakteriler ve ar keler puro, karyola hücreli canlılardır.
Ö.g, Leno, Pare, Mest, Yom Amip ve Alpler gibi proteste alemi canlıları.
Ayrıca mantarlar, bitkiler ve hayvanlar da ökaryotik hücreli canlılardır.
Şimdi burada sol tarafa puro karmod bir hücre, sağ tarafa da ökaryotik bir hücre çizelim.
Temel olarak her iki hücrede de hücre zarı sitoplazma DNA'ya, Reina'ya rip bozon bulunur.
Ökaryotik hücrede puro karyola, hücreden farklı olarak çekirdek zarı ve zorlu organlar bulunur.
Puro, ökaryotik hücrelerde halka Saldana DNA'ya bulunurken ökaryotik hücrelerde doğrusal dayanmaya bulunur.
Ry bozon zararsız bir orgeneral olduğu için her iki hücrede de bulunur.
Puro, kar, yurt hücreye sahip canlıların hepsi tek hücreli dır.
Ancak ökaryotik hücreye sahip olan tek hücreli veya çok hücreli canlılar bulunur.
Canlılar büyüyüp gelişmek, yıpranan doku ve organlarını onarmak, enerji elde etmek ve düzenleyici faaliyetlerini devam ettirebilmek için besin maddelerine ihtiyaç duyar.
Kısacası canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için beslenmek zorundadır.
Beslenmeyi kendi içerisinde üçe ayırabiliriz.
Canlıların bir kısmı yaşadığı ortamdan su, mineral ve karbondioksit gibi inorganik maddeleri alıp güneş enerjisi veya kimyasal enerjiyi kullanarak ihtiyaç duyduğu organik besini üretir.
İşte bu canlılara üretici veya o croft canlılar diyoruz.
Burada güneş enerjisini kullananlara foto Todorov, kimyasal enerjiyi kullananlara da Kemal Sotloff diyoruz.
Tam parazit bitkiler hariç diğer bitkiler aklar, bazı tek hücreler o Tod Croft dur.
Aslında bir canlının otokros olduğunu söylediğimizde aklınıza fotosentez, din ve kemal sentezin gelmesi gerekir.
Canlıların bir kısmı ise inorganik maddelerden ihtiyaç duyduğu organik besinleri üretemez.
Besinlerini yaşadıkları ortamdan hazır olarak kalır.
Yani tıpkı bizim gibi.
İşte bu canlılara da tüketici, tarot, canlılar diyoruz.
Etraf canlılar da kendi içerisinde Holosko'yu beslenenler, ayrıştırıcı lar ve parazitler olarak ayrılır.
Otçul, etçil ve hep çil olan canlılar Holosko'yu beslenir.
Ayrıştırıcı Lara Sapporo şehitler de diyoruz.
Hayvanlar, mantarlar, bazı tek hücreli lar H the Red Croft canlılardır.
Hem oto hem etraf olan canlılara, böcek, çil, bitkilere ve ölen ayıyı örnek verebiliriz.
Fark ettiyseniz evet, beslenme canlıların ortak özelliği.
Ancak mesela roof beslenme canlıların ortak özelliği değil.
Lütfen sorularda bunlara dikkat edelim.
Canlılar yaşamlarını devam ettirebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar.
Bu enerji Atatepe molekülün den karşılanır.
Hücreler A.
Tepe'yi hücresel solunum ile üretir.
Burada solunum derken nefes alıp vermekten bahsetmiyorum.
Bununla karıştırmayalım.
Hücresel solunum hücrelerimizin içinde gerçekleşir.
Oksijenli solunum, oksijensiz solunum ve fermantasyon olmak üzere üç çeşittir.
Fermantasyon daha kendi içerisinde etil alkol ve laktik asit fermantasyon olmak üzere ikiye ayrılır.
Tüm canlılar hücresel solunum yapar fakat tüm canlılar fermantasyon yapar dersek yanlış olur.
Canlılar hücrelerindeki düzeni korumak amacıyla metabolizma sonucunda oluşan atık maddeleri hücreden uzaklaştırmak zorundadır.
Bunun için de boşaltım yaparlar.
Tek hücreli canlılarda metabolik atıklar hücre zarı ya da özelleşmiş organlar tarafından uzaklaştırılır.
Örneğin tatlı sularda yaşayan amip özgü Leno paramı istiyorum gibi tek hücreler vücutlarındaki fazla suyu kontrol ilkokul denilen özelleşmiş bir organlar yardımıyla dışarı atar.
Karbondioksit ve amonyak gibi atık gazlar ise hücre zarından dışarıya verilir.
Gelişmiş bitkiler atık maddeleri, yaprak dökümü, terleme, damlama ve kökleri yoluyla uzaklaştırır.
Terlemeyi trans passion, damlama yau tansiyonda deniliyor.
Omurgalı hayvanlarda böbrekler kandaki zararlı maddeleri süzerek idrar, akciğerler kandaki karbondioksiti solunum yoluyla vücuttan uzaklaştırır.
Ayrıca bazı omurgalılarda terleme de gözlenir.
Şimdi gelelim harekete.
Canlılar Avlanmak, Göç Etmek, Üremek, Yavrularını Beslemek, Işık veya suya ulaşmak gibi çeşitli nedenlerle harekete dar.
Tek hücreli leş, kamçı, siğil, yalancı ayak gibi yapılarla yer değiştirme hareketi yapar.
Bitkilerde hareket yer değiştirme şeklinde değil, durum değiştirme şeklindedir.
Bunları tropez, mağ ve nasi hareketleri olarak inceliyoruz.
Hayvanlarda hareket genellikle yer değiştirme şeklindedir ve hareket için bacak, kanat, yüzgeç gibi organlar kullanılır.
Aslında harekette aktif hareket ve pasif hareket olarak ikiye ayırabiliriz.
Eğer yer değiştirme varsa aktif durum değiştirme varsa pasif harekettir deriz.
Hayvanların hepsinin aktif hareket ettiğini de düşünmeyelim.
Mesela süngerler de bir hayvandır fakat pasif hareket ederler.
Canlılar daha durum değiştirmeye veya harekete sebep olan her türlü faktöre uyaran uyaranlara verilen cevaplara ise tepki denir.
Canlılar yaşadıkları ortamdaki ısı, ışık, su miktarı, avcı, kimyasal madde gibi uyarıları algılayıp bunlara çeşitli tepkiler verir.
Tepki yönelme, kaçma, renk değiştirme, yoğunluk değiştirme şeklinde olabilir.
Canlı hücrelerde gerçekleşen büyük.
Yasal olayların tamamına metabolizma denir.
Anabolik ma ve kat'a voli hızma olarak ikiye ayrılır.
Hücrelerin küçük molekülleri birleştirerek büyük moleküller oluşturmasına anabolik.
Maden-i̇ş fotosentez, protein ya da lipit sentezi anabolik maya örnektir.
Yani anabolik jima hücredeki yapım olaylarıdır.
Büyük moleküllerin parçalanarak daha küçük moleküller oluşturmasına kata.
Boliç Maden-İş Hücre içinde gerçekleşen sindirim ve hücresel solunum olayları kat'a Bolivya'ya örnektir.
Yani kat'a Bolu hızma yıkım tepkime lerinden oluşur.
Gençlik döneminde anabolik ma katabiliriz.
Madan daha hızlıdır.
Ancak yaşlandıkça anabolik MA hızı yavaşlar.
Bütün çevresel değişimlere rağmen organizmada kararlı bir iç ortamın sağlanması ve korunması olayına Homo hostesi diyoruz.
Buna bir örnek verelim.
Örneğin kuvvetli bir egzersiz yapıldığında ısı üretilir.
O da vücut sıcaklığını arttırır.
Sinir sistemi bu artışı algılayarak terlemeyi tetikler.
Tarla indiğinde ise nem deriden buharlaşarak.
Vücut sıcaklığını düşürür ve normal seviyeye getirir.
Tüm canlılar yaşadıkları ortama uyum sağlayarak hayatta kalma şansını arttırır.
Buna adaptasyon da diyoruz.
Örneğin kaktüs bitkisinin yaprakları 1 kendisidir.
Bu sayede su kaybı azalır ve çöl ortamında daha rahat yaşar.
Tek hücreli canlılarda organizasyon hücre içindeki yapıların uyumlu çalışmasını ifade eder.
Çok hücreli canlılarda ise organizasyon atom, molekül, orgenaral, hücre, doku, organ, sistem ve organizma dan oluşur.
Şimdi buna bir örnek verelim.
Mesela atoma hidrojeni örnek verebiliriz.
Molekül su olsun, organ ile mitokondri diyelim.
Hücre sinir hücresi olabilir.
Dokuda sinir dokusu olsun.
Dokular hücrelerin bir araya gelmesiyle oluşur.
Organa da beyin diyelim.
Sistem de sinir sistemi olsun.
Sonrasında birçok sistem bir araya gelsin ve organizmayı.
Mesela insan oluştursun.
Ancak tüm canlılarda doku ulaşma, organ, anlaşma, sistem leşme, göz denmez.
Çünkü tek hücreli canlıların da olduğunu unutmayalım.
Tek hücreli canlılar bu aşamaya kadar gelirler.
Canlılar neslinin sürekliliğini sağlamak için ürer.
Üreme eşeysiz veya eşeyli olarak gerçekleşir.
Eşeysiz üreme tek ata canlıdan genellikle genetik yapıları aynı olan yavruların oluşmasıdır.
Temeli mitoz bölünmeye dayanır.
Ancak bakteri gibi eşeysiz üreme yapan canlılarda mitoz bölünmenin gözlemlediğini de belirtmek istiyorum.
Eşeyli üreme aynı türe ait.
Dişi ve erkek üreme hücrelerinin birleşmesiyle genetik yapısı birbirinden farklı olan yavruların oluşmasıdır.
Temeli mayoz bölünme ve döllenme ye dayanır.
Tek hücreli canlılarda büyüme hücre hacmi ve kütlesinin artmasıyla gerçekleşir.
Çok hücrelerde ise hücre bölünmeleri sayesinde canlı yağ yeni hücrelerin eklenmesi ve varolan hücrelerin büyümesiyle gerçekleşir.
Gelişme, canlılarda doku ve organların görevlerini yerine getirebilecek olgunluğa erişmesi dir.
İnsanın boyunun uzaması büyümeye, parmak kaslarının kalemi tutup düzgün yazabilecek düzeye gelmesi ise gelişmeye örnek verilebilir.
İlk maçta bir şeye canlı diyebilmemiz için mutlaka hücre elden ya da hücrelerden oluştuğunu bilmemiz gerekir.
Hücreler, organizmaların canlılık faaliyetlerini gösteren yapısal ve işlevsel en küçük birimleridir ve iki çeşit hücre vardır.
Bunlar provokasyon ve ökaryotik hücrelerdir.
Puro herkesin bildiği gibi teknolojik anlamda gelişmişliği ifade eder.
Ancak Latince de puro ilkel demektir.
Yani puro, karmod hücreler ilkel hücrelerdir.
Bunların çekirdeği ve jale organın halleri yoktur.
Latince de gelişmişliği ifade eder.
Yani ökaryotik hücreler, puro, karmod hücrelere göre daha gelişmiştir.
Ökaryotik hücrelerin çekirdeği ve zarla organa halleri vardır.
Bakteriler ve ar keler puro, karyola hücreli canlılardır.
Ö.g, Leno, Pare, Mest, Yom Amip ve Alpler gibi proteste alemi canlıları.
Ayrıca mantarlar, bitkiler ve hayvanlar da ökaryotik hücreli canlılardır.
Şimdi burada sol tarafa puro karmod bir hücre, sağ tarafa da ökaryotik bir hücre çizelim.
Temel olarak her iki hücrede de hücre zarı sitoplazma DNA'ya, Reina'ya rip bozon bulunur.
Ökaryotik hücrede puro karyola, hücreden farklı olarak çekirdek zarı ve zorlu organlar bulunur.
Puro, ökaryotik hücrelerde halka Saldana DNA'ya bulunurken ökaryotik hücrelerde doğrusal dayanmaya bulunur.
Ry bozon zararsız bir orgeneral olduğu için her iki hücrede de bulunur.
Puro, kar, yurt hücreye sahip canlıların hepsi tek hücreli dır.
Ancak ökaryotik hücreye sahip olan tek hücreli veya çok hücreli canlılar bulunur.
Canlılar büyüyüp gelişmek, yıpranan doku ve organlarını onarmak, enerji elde etmek ve düzenleyici faaliyetlerini devam ettirebilmek için besin maddelerine ihtiyaç duyar.
Kısacası canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için beslenmek zorundadır.
Beslenmeyi kendi içerisinde üçe ayırabiliriz.
Canlıların bir kısmı yaşadığı ortamdan su, mineral ve karbondioksit gibi inorganik maddeleri alıp güneş enerjisi veya kimyasal enerjiyi kullanarak ihtiyaç duyduğu organik besini üretir.
İşte bu canlılara üretici veya o croft canlılar diyoruz.
Burada güneş enerjisini kullananlara foto Todorov, kimyasal enerjiyi kullananlara da Kemal Sotloff diyoruz.
Tam parazit bitkiler hariç diğer bitkiler aklar, bazı tek hücreler o Tod Croft dur.
Aslında bir canlının otokros olduğunu söylediğimizde aklınıza fotosentez, din ve kemal sentezin gelmesi gerekir.
Canlıların bir kısmı ise inorganik maddelerden ihtiyaç duyduğu organik besinleri üretemez.
Besinlerini yaşadıkları ortamdan hazır olarak kalır.
Yani tıpkı bizim gibi.
İşte bu canlılara da tüketici, tarot, canlılar diyoruz.
Etraf canlılar da kendi içerisinde Holosko'yu beslenenler, ayrıştırıcı lar ve parazitler olarak ayrılır.
Otçul, etçil ve hep çil olan canlılar Holosko'yu beslenir.
Ayrıştırıcı Lara Sapporo şehitler de diyoruz.
Hayvanlar, mantarlar, bazı tek hücreli lar H the Red Croft canlılardır.
Hem oto hem etraf olan canlılara, böcek, çil, bitkilere ve ölen ayıyı örnek verebiliriz.
Fark ettiyseniz evet, beslenme canlıların ortak özelliği.
Ancak mesela roof beslenme canlıların ortak özelliği değil.
Lütfen sorularda bunlara dikkat edelim.
Canlılar yaşamlarını devam ettirebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar.
Bu enerji Atatepe molekülün den karşılanır.
Hücreler A.
Tepe'yi hücresel solunum ile üretir.
Burada solunum derken nefes alıp vermekten bahsetmiyorum.
Bununla karıştırmayalım.
Hücresel solunum hücrelerimizin içinde gerçekleşir.
Oksijenli solunum, oksijensiz solunum ve fermantasyon olmak üzere üç çeşittir.
Fermantasyon daha kendi içerisinde etil alkol ve laktik asit fermantasyon olmak üzere ikiye ayrılır.
Tüm canlılar hücresel solunum yapar fakat tüm canlılar fermantasyon yapar dersek yanlış olur.
Canlılar hücrelerindeki düzeni korumak amacıyla metabolizma sonucunda oluşan atık maddeleri hücreden uzaklaştırmak zorundadır.
Bunun için de boşaltım yaparlar.
Tek hücreli canlılarda metabolik atıklar hücre zarı ya da özelleşmiş organlar tarafından uzaklaştırılır.
Örneğin tatlı sularda yaşayan amip özgü Leno paramı istiyorum gibi tek hücreler vücutlarındaki fazla suyu kontrol ilkokul denilen özelleşmiş bir organlar yardımıyla dışarı atar.
Karbondioksit ve amonyak gibi atık gazlar ise hücre zarından dışarıya verilir.
Gelişmiş bitkiler atık maddeleri, yaprak dökümü, terleme, damlama ve kökleri yoluyla uzaklaştırır.
Terlemeyi trans passion, damlama yau tansiyonda deniliyor.
Omurgalı hayvanlarda böbrekler kandaki zararlı maddeleri süzerek idrar, akciğerler kandaki karbondioksiti solunum yoluyla vücuttan uzaklaştırır.
Ayrıca bazı omurgalılarda terleme de gözlenir.
Şimdi gelelim harekete.
Canlılar Avlanmak, Göç Etmek, Üremek, Yavrularını Beslemek, Işık veya suya ulaşmak gibi çeşitli nedenlerle harekete dar.
Tek hücreli leş, kamçı, siğil, yalancı ayak gibi yapılarla yer değiştirme hareketi yapar.
Bitkilerde hareket yer değiştirme şeklinde değil, durum değiştirme şeklindedir.
Bunları tropez, mağ ve nasi hareketleri olarak inceliyoruz.
Hayvanlarda hareket genellikle yer değiştirme şeklindedir ve hareket için bacak, kanat, yüzgeç gibi organlar kullanılır.
Aslında harekette aktif hareket ve pasif hareket olarak ikiye ayırabiliriz.
Eğer yer değiştirme varsa aktif durum değiştirme varsa pasif harekettir deriz.
Hayvanların hepsinin aktif hareket ettiğini de düşünmeyelim.
Mesela süngerler de bir hayvandır fakat pasif hareket ederler.
Canlılar daha durum değiştirmeye veya harekete sebep olan her türlü faktöre uyaran uyaranlara verilen cevaplara ise tepki denir.
Canlılar yaşadıkları ortamdaki ısı, ışık, su miktarı, avcı, kimyasal madde gibi uyarıları algılayıp bunlara çeşitli tepkiler verir.
Tepki yönelme, kaçma, renk değiştirme, yoğunluk değiştirme şeklinde olabilir.
Canlı hücrelerde gerçekleşen büyük.
Yasal olayların tamamına metabolizma denir.
Anabolik ma ve kat'a voli hızma olarak ikiye ayrılır.
Hücrelerin küçük molekülleri birleştirerek büyük moleküller oluşturmasına anabolik.
Maden-i̇ş fotosentez, protein ya da lipit sentezi anabolik maya örnektir.
Yani anabolik jima hücredeki yapım olaylarıdır.
Büyük moleküllerin parçalanarak daha küçük moleküller oluşturmasına kata.
Boliç Maden-İş Hücre içinde gerçekleşen sindirim ve hücresel solunum olayları kat'a Bolivya'ya örnektir.
Yani kat'a Bolu hızma yıkım tepkime lerinden oluşur.
Gençlik döneminde anabolik ma katabiliriz.
Madan daha hızlıdır.
Ancak yaşlandıkça anabolik MA hızı yavaşlar.
Bütün çevresel değişimlere rağmen organizmada kararlı bir iç ortamın sağlanması ve korunması olayına Homo hostesi diyoruz.
Buna bir örnek verelim.
Örneğin kuvvetli bir egzersiz yapıldığında ısı üretilir.
O da vücut sıcaklığını arttırır.
Sinir sistemi bu artışı algılayarak terlemeyi tetikler.
Tarla indiğinde ise nem deriden buharlaşarak.
Vücut sıcaklığını düşürür ve normal seviyeye getirir.
Tüm canlılar yaşadıkları ortama uyum sağlayarak hayatta kalma şansını arttırır.
Buna adaptasyon da diyoruz.
Örneğin kaktüs bitkisinin yaprakları 1 kendisidir.
Bu sayede su kaybı azalır ve çöl ortamında daha rahat yaşar.
Tek hücreli canlılarda organizasyon hücre içindeki yapıların uyumlu çalışmasını ifade eder.
Çok hücreli canlılarda ise organizasyon atom, molekül, orgenaral, hücre, doku, organ, sistem ve organizma dan oluşur.
Şimdi buna bir örnek verelim.
Mesela atoma hidrojeni örnek verebiliriz.
Molekül su olsun, organ ile mitokondri diyelim.
Hücre sinir hücresi olabilir.
Dokuda sinir dokusu olsun.
Dokular hücrelerin bir araya gelmesiyle oluşur.
Organa da beyin diyelim.
Sistem de sinir sistemi olsun.
Sonrasında birçok sistem bir araya gelsin ve organizmayı.
Mesela insan oluştursun.
Ancak tüm canlılarda doku ulaşma, organ, anlaşma, sistem leşme, göz denmez.
Çünkü tek hücreli canlıların da olduğunu unutmayalım.
Tek hücreli canlılar bu aşamaya kadar gelirler.
Canlılar neslinin sürekliliğini sağlamak için ürer.
Üreme eşeysiz veya eşeyli olarak gerçekleşir.
Eşeysiz üreme tek ata canlıdan genellikle genetik yapıları aynı olan yavruların oluşmasıdır.
Temeli mitoz bölünmeye dayanır.
Ancak bakteri gibi eşeysiz üreme yapan canlılarda mitoz bölünmenin gözlemlediğini de belirtmek istiyorum.
Eşeyli üreme aynı türe ait.
Dişi ve erkek üreme hücrelerinin birleşmesiyle genetik yapısı birbirinden farklı olan yavruların oluşmasıdır.
Temeli mayoz bölünme ve döllenme ye dayanır.
Tek hücreli canlılarda büyüme hücre hacmi ve kütlesinin artmasıyla gerçekleşir.
Çok hücrelerde ise hücre bölünmeleri sayesinde canlı yağ yeni hücrelerin eklenmesi ve varolan hücrelerin büyümesiyle gerçekleşir.
Gelişme, canlılarda doku ve organların görevlerini yerine getirebilecek olgunluğa erişmesi dir.
İnsanın boyunun uzaması büyümeye, parmak kaslarının kalemi tutup düzgün yazabilecek düzeye gelmesi ise gelişmeye örnek verilebilir.