Herkese Merhaba.
Kunduz'un 7'nci sınıf sosyal bilgiler dersi.
6'ncı Ünite ilk konusu olan Türk devletlerinde yönetim anlayışı konusuna hepiniz hoş geldiniz.
Bugün tarihsel süreç içerisinde yönetim anlayışlarından ve Türk devletlerinde yönetim anlayışlarından detaylı bir şekilde bahsedeceğiz.
Hazır isek önce demokrasi kavramı nedir bununla başlayalım.
Demokrasi, halkın özgür iradesiyle yönetime katıldığı, insanların eşit olduğu yönetim anlayışıdır.
Sevgili arkadaşlar, demokrasi tarihte ilk olarak eski Yunan şehir devleti olan Atina'da ortaya çıkmıştır.
Halk agora denilen şehir meydanlarında toplanıp meclis oluşturmuşlardı.
Bu meclise sadece hür erkekler katılabiliyorlar.
Bu da zaten bizlere şunu gösteriyor ki, Atina'da tam anlamıyla bir demokrasiden söz edilemez.
Çünkü sadece hür erkeklerin olması, özgür olmayan erkeklerin ve kadınların buraya katılamaması demokrasinin tam anlamıyla yerleştiğini bizlere gösterir.
Yine Roma İmparatorluğu dönemine baktığımızda Romalılar 12 ile OHAL kanunları çıkarmışlardır.
Bu kanunlar da halkın görev ve sorumluluklarını ve devlet ve vatandaş ilişkilerini düzenlemişlerdir.
Kanunların varlığı demokrasiyle alakası olduğu için bu kanunları demokratik devletlerden ayrı tutamayız.
İngiltere'ye geldiğimizde 1215 yılında bir anlaşma imzalanıyor.
Magna Carta dediğimiz olay ilk kez kral kendi yetkilerini bu olayla birlikte kısıtlandı, kırmış ve sınırlanmıştır.
Sevgili arkadaşlar, 1789 yılına geldiğimizde Fransız ihtilali daha önceki konularda da işlemiştir.
Hatırlayacaksınız.
Fransız İhtilali ile tek kişilik yönetim olan monarşi yıkılıyor ve yerine Cumhuriyet kuruluyor.
Fransız İhtilali ile birlikte dünyaya eşitlik, adalet, demokrasi, özgürlük ve milliyetçilik gibi kavramlar yayılmaya başlanıyor.
İlk Türk devletlerinde yönetim anlayışına baktığımızda şunu görüyoruz arkadaşlar Orta Asya Türk devletlerinde hatırlayacaksınız kurultay denilen bir meclis vardı.
Bu mecliste tüm devlet işleri görülüyordu.
Devletin siyasi, sosyal, askeri ve ekonomik kararları bu mecliste alınıyordu.
Kurultaya kanun eşi olan yani yöneticinin eşi olan hatun da katılıyordu.
Bu da zaten Türk devletlerinin kadına verdiği önemi bizlere bir kez daha göstermekteydi.
İslamiyet'le birlikte kurultayın yerini Türk devletlerinde divan teşkilatı aldı.
Osmanlı Devletinden hatırlayacaksınız.
Divan ı Hümayun vardı.
Arkadaşlar kurultay ile aynı amaç doğrultusunda çalışmıştır.
Yani devletin tüm karar işleri Divan da Divan Hümayun'da alınmıştı.
Bin sekiz yüz sekiz yılına geldiğimizde Osmanlı padişahı olan İkinci Mahmut ki kendisi yenilikçi padişah dır. Aydınlarla Sened i İttifak dediğimiz olayı imzalamıştır.
Nedir bu söylediği ittifak?
Arkadaşlar güçlü olan aydınlar gurubu ile Padişah İkinci Abdulhamit, İkinci Mahmut aydınlara birazcık taviz vermiştir.
Bu olay padişahın yetkilerini kısıtlanmıştır.
Bakın dikkat edin padişah kendi yetkilerini kısıtlayan bir olaya adım atıyor.
Osmanlı Devletinde bu olay demokrasiye ve hukuk devletine doğru atılan ilk adım olarak karşımıza çıkıyor.
1839 yılına geldiğimizde Tanzimat Fermanı, Padişah Abdülmecid döneminde Tanzimat Fermanı ilan ediliyor.
Bu ferman ile herkes kanun önünde eşit hale geliyor.
Yani kanun üstünlüğünden bahsediliyor.
Anayasal düzene geçişin de ilk ciddi adımı Tanzimat Fermanı'nın ilan edilmesidir.
1856 yılı yılına geldiğimizde yine Padişah Abdülmecit döneminde Islahat Fermanı ilan ediliyor.
Islahat Fermanı Avrupalı devletlerin birazcık baskısıyla ilan ediliyor.
Ama amaç şu Osmanlı'da yaşayan gayrimüslimlere bazı haklar veriliyor ki, gayrimüslimler, azınlıklar bizden korkmasınlar.
1876 yılına geldiğimizde Osmanlı Devleti'nde 1'inci Meşrutiyet dediğimiz olay ilan ediliyor.
Nedir bu Birinci Meşrutiyet?
Halkın yönetime katıldığı bir dönemdir arkadaşlar.
İlk Osmanlı Anayasası bu dönemde yani Kanuni Esasi bu dönemde hazırlanıyor.
Bu anayasa ile kanun önünde eşitlik ve bireysel vatandaş hakları, kişi hak ve özgürlükleri tanınmış oluyor.
Arkadaşlar önemli dedik buraya lütfen dikkat edelim.
Birinci Meşrutiyet ile halk ilk kez Osmanlı da ne elde ediyor?
Seçme ve seçilme hakkını kullanıyor ve elde ediyor.
Tabii daha sonraki süreçte Padişah İkinci Abdülhamit, Osmanlı Rus savaşını bahane göstererek meclisi kapatıyor ve daha sonra 1908 yılına geldiğimizde Meşrutiyet ikinci defa ilan ediliyor.
Osmanlı Devleti meclis sistemine parlamenter sistemi böylece geçmiş oluyor ve halk seçme seçilme hakkını kullanarak seçimlere katılıyor.
Şimdi aklınıza şu takılabilir biz monarşiyi gördük, oligarşiyi gördük, TEOG, vasi demokrasiyi biliyoruz.
Ama Meşrutiyet nedir?
Meşrutiyet de bir yönetim şeklidir.
Arkadaşlar bu yönetim şeklinde bakın buraya dikkat edelim.
Padişah ve padişahın yanında halkın üye oylarıyla seçilen meclis bir arada birlikte bulunup devleti yönelmişlerdir.
Kısaca meşrutiyet, padişah ve meclisin devleti birlikte yönettiği yönetim şeklidir.
Kunduz'un 7'nci sınıf sosyal bilgiler dersi.
6'ncı Ünite ilk konusu olan Türk devletlerinde yönetim anlayışı konusuna hepiniz hoş geldiniz.
Bugün tarihsel süreç içerisinde yönetim anlayışlarından ve Türk devletlerinde yönetim anlayışlarından detaylı bir şekilde bahsedeceğiz.
Hazır isek önce demokrasi kavramı nedir bununla başlayalım.
Demokrasi, halkın özgür iradesiyle yönetime katıldığı, insanların eşit olduğu yönetim anlayışıdır.
Sevgili arkadaşlar, demokrasi tarihte ilk olarak eski Yunan şehir devleti olan Atina'da ortaya çıkmıştır.
Halk agora denilen şehir meydanlarında toplanıp meclis oluşturmuşlardı.
Bu meclise sadece hür erkekler katılabiliyorlar.
Bu da zaten bizlere şunu gösteriyor ki, Atina'da tam anlamıyla bir demokrasiden söz edilemez.
Çünkü sadece hür erkeklerin olması, özgür olmayan erkeklerin ve kadınların buraya katılamaması demokrasinin tam anlamıyla yerleştiğini bizlere gösterir.
Yine Roma İmparatorluğu dönemine baktığımızda Romalılar 12 ile OHAL kanunları çıkarmışlardır.
Bu kanunlar da halkın görev ve sorumluluklarını ve devlet ve vatandaş ilişkilerini düzenlemişlerdir.
Kanunların varlığı demokrasiyle alakası olduğu için bu kanunları demokratik devletlerden ayrı tutamayız.
İngiltere'ye geldiğimizde 1215 yılında bir anlaşma imzalanıyor.
Magna Carta dediğimiz olay ilk kez kral kendi yetkilerini bu olayla birlikte kısıtlandı, kırmış ve sınırlanmıştır.
Sevgili arkadaşlar, 1789 yılına geldiğimizde Fransız ihtilali daha önceki konularda da işlemiştir.
Hatırlayacaksınız.
Fransız İhtilali ile tek kişilik yönetim olan monarşi yıkılıyor ve yerine Cumhuriyet kuruluyor.
Fransız İhtilali ile birlikte dünyaya eşitlik, adalet, demokrasi, özgürlük ve milliyetçilik gibi kavramlar yayılmaya başlanıyor.
İlk Türk devletlerinde yönetim anlayışına baktığımızda şunu görüyoruz arkadaşlar Orta Asya Türk devletlerinde hatırlayacaksınız kurultay denilen bir meclis vardı.
Bu mecliste tüm devlet işleri görülüyordu.
Devletin siyasi, sosyal, askeri ve ekonomik kararları bu mecliste alınıyordu.
Kurultaya kanun eşi olan yani yöneticinin eşi olan hatun da katılıyordu.
Bu da zaten Türk devletlerinin kadına verdiği önemi bizlere bir kez daha göstermekteydi.
İslamiyet'le birlikte kurultayın yerini Türk devletlerinde divan teşkilatı aldı.
Osmanlı Devletinden hatırlayacaksınız.
Divan ı Hümayun vardı.
Arkadaşlar kurultay ile aynı amaç doğrultusunda çalışmıştır.
Yani devletin tüm karar işleri Divan da Divan Hümayun'da alınmıştı.
Bin sekiz yüz sekiz yılına geldiğimizde Osmanlı padişahı olan İkinci Mahmut ki kendisi yenilikçi padişah dır. Aydınlarla Sened i İttifak dediğimiz olayı imzalamıştır.
Nedir bu söylediği ittifak?
Arkadaşlar güçlü olan aydınlar gurubu ile Padişah İkinci Abdulhamit, İkinci Mahmut aydınlara birazcık taviz vermiştir.
Bu olay padişahın yetkilerini kısıtlanmıştır.
Bakın dikkat edin padişah kendi yetkilerini kısıtlayan bir olaya adım atıyor.
Osmanlı Devletinde bu olay demokrasiye ve hukuk devletine doğru atılan ilk adım olarak karşımıza çıkıyor.
1839 yılına geldiğimizde Tanzimat Fermanı, Padişah Abdülmecid döneminde Tanzimat Fermanı ilan ediliyor.
Bu ferman ile herkes kanun önünde eşit hale geliyor.
Yani kanun üstünlüğünden bahsediliyor.
Anayasal düzene geçişin de ilk ciddi adımı Tanzimat Fermanı'nın ilan edilmesidir.
1856 yılı yılına geldiğimizde yine Padişah Abdülmecit döneminde Islahat Fermanı ilan ediliyor.
Islahat Fermanı Avrupalı devletlerin birazcık baskısıyla ilan ediliyor.
Ama amaç şu Osmanlı'da yaşayan gayrimüslimlere bazı haklar veriliyor ki, gayrimüslimler, azınlıklar bizden korkmasınlar.
1876 yılına geldiğimizde Osmanlı Devleti'nde 1'inci Meşrutiyet dediğimiz olay ilan ediliyor.
Nedir bu Birinci Meşrutiyet?
Halkın yönetime katıldığı bir dönemdir arkadaşlar.
İlk Osmanlı Anayasası bu dönemde yani Kanuni Esasi bu dönemde hazırlanıyor.
Bu anayasa ile kanun önünde eşitlik ve bireysel vatandaş hakları, kişi hak ve özgürlükleri tanınmış oluyor.
Arkadaşlar önemli dedik buraya lütfen dikkat edelim.
Birinci Meşrutiyet ile halk ilk kez Osmanlı da ne elde ediyor?
Seçme ve seçilme hakkını kullanıyor ve elde ediyor.
Tabii daha sonraki süreçte Padişah İkinci Abdülhamit, Osmanlı Rus savaşını bahane göstererek meclisi kapatıyor ve daha sonra 1908 yılına geldiğimizde Meşrutiyet ikinci defa ilan ediliyor.
Osmanlı Devleti meclis sistemine parlamenter sistemi böylece geçmiş oluyor ve halk seçme seçilme hakkını kullanarak seçimlere katılıyor.
Şimdi aklınıza şu takılabilir biz monarşiyi gördük, oligarşiyi gördük, TEOG, vasi demokrasiyi biliyoruz.
Ama Meşrutiyet nedir?
Meşrutiyet de bir yönetim şeklidir.
Arkadaşlar bu yönetim şeklinde bakın buraya dikkat edelim.
Padişah ve padişahın yanında halkın üye oylarıyla seçilen meclis bir arada birlikte bulunup devleti yönelmişlerdir.
Kısaca meşrutiyet, padişah ve meclisin devleti birlikte yönettiği yönetim şeklidir.