Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Kunduz Eğitmen tarafından yazıldı, 24.06.202116 dakikalık okuma

Divan Şiiri ve Sanatçıları – Divan Edebiyatı Ders Notları

Divan Şiiri Türleri, Divan Sanatçıları, Divan Edebiyatında Düz Yazı... Divan Edebiyatı hakkında bilmen gerekenler ve soru çözüm ipuçları burada!

Divan Şiiri ve Sanatçıları – Divan Edebiyatı Ders Notları

Hesap Oluştur

Ücretsiz kaydol, sınırsız video içerikler ve soru çözümleri ile sınava hazırlan!

ÜCRETSİZ KAYDOL

 

Konu çalışmalarını tamamladıktan sonra, zaman zaman notlarına ve formüllere bakmaya ihtiyaç duyabilirsin. Tekrar yaparken veya soru çözerken notlara göz atmak ve gerekli ipuçlarını almak, öğrenme aşamasında sana epey yardımcı olacaktır. Kunduz ekibi olarak, alanında uzman eğitmenlerimizin de desteğiyle, her konuda mutlaka görmen gereken ipuçlarını, formülleri, notları senin için derliyoruz!? Bu yazımızda Divan Şiiri ve Sanatçıları hakkında bilmen gerekenler ve Divan Edebiyatı soruları çözerken işine yarayacağını düşündüğümüz ipuçları yer alıyor. Umarız bu notlar sana yardımcı olur. İyi okumalar!

Bu notlar, Kunduz eğitmenimiz Zeki Hoca tarafından hazırlandı. Zeki Hoca, Karadeniz Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunu. 10 yıldır okul ve özel kurumlar dahil olmak üzere birçok kurumda Türkçe Edebiyat dersleri verdi. Şu an özel bir kolejde öğretmen ve idareci olarak aktif görev alıyor. Deneyimlerini öğrencilere paylaşmaktan da mutluluk duyuyor.


Divan Edebiyatı Genel Özellikleri

Türklerin İslam’ı benimsemesinden sonra ortaya çıkan yazılı edebiyattır. Arap ve Fars edebiyatının etkisi altında gelişmiştir. Şairler şiirlerini “divan” denen yapıtlarda toplamıştır.

  • Divan şiiri, aruz ölçüsüyle yazılmıştır.
  • Hem beyit, hem dörtlük şiir birimiyle yazılan ortak divan şiiri biçimleri kullanılmıştır.
  • Uyak kulak için değil, göz içindir.
  • Genellikle zengin uyak kullanılmıştır.
  • Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalarla yüklü ağıır bir dil kullanılmıştır.
  • Söz sanatlarına ağırlık verilmiş, süslü ve sanatlı bir söyleyiş önem kazanmıştır.
  • Konu bütünlüğü olmadığından, şiirlerde başlık yoktur.
  • Her divan şiiri, redifiyle veya türünün adıyla anılmıştır.
  • Bütün güzelliği değil, parça güzelliği önemlidir.
  • Anlamdan çok, söyleyiş güzelliği önemlidir.
  • Şairler şiirlerde, “mazmun” denen; klişeleşmiş, kalıplamış ortak sözler kullanmışlardır.
  • Şairler “mahlas” denen takma adlar kullanmışlardır.
  • İnsanın iç dünyasına yönelik, soyut bir edebiyattır.
  • Şiirlerde yaşamdan kopuk konular, hayaller işlenmiş; günlük yaşama pek yer verilmemiştir.
  • Düvan edebiyatında aşk, şarap, sevgili, ölüm, övgü, yergi, tabiat, tasavvuf gibi konular işlenir.

Birimi BEYİT Olan Divan Şiiri Biçimleri

Gazel

Aşktan ve aşk yüzünden çekilen acılardan, içkiden söz eden küçük şiirlerdir. Aşka ilişkin duyguların dile getirildiği gazellere “âşıkane gazel”; içki, yaşama boş verme, yaşamdan zevk alma gibi konularda yazılanlara “rindane gazel”; kadınları ve ten zevklerini konu edinen gazellere “şuhane gazel”; öğretici nitelikli gazellere “hâkimane (hikemî) gazel” denir.

  • İlk beytine matla, son beytine makta denir.
  • En güzel beytine beytü’l gazel ya da şahbeyit denir.
  • Son beyitte şairin mahlası yer alır.
  • Beyitleri arasında konu birliği bulunma şartı yoktur.
  • Eğer gazelin bütün beyitlerinde aynı konu işleniyorsa buna yek-ahenk gazel denir.
  • Bütün beyitleri aynı söyleyiş güzelliğine esahip olan gazellere yek-âvâz gazel denir.
  • Beyit sayısı 5-15 arasında değişir.
  • Uyak düzeni aa, xa, xa, xa şeklindedir.

Kaside

Kaside sözcüğünün anlamı “kastetmek, yönelmek”tir. Kasideler belirli bir gaye için yazılan şiirlerdir.

  • Türk edebiyatında din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla belirli kurallar içinde yazılan uzun şiirlere denir.
  • Beyit sayısı 33-99 arasında değişir. Ancak beyit sayısı 33’ten az ve 99’dan çok olan kasideler de vardır.
  • Uyak düzeni, gazelinkiyle aynıdır.
  • İlk beytine matla, son beytine makta denir.
  • Şairin mahlasının bulunduğu beyte taç-beyit denir.
  • Kasidenin en güzel beytine beytü’l kasid adı verilir.

Kasidenin Bölümleri

  • Giriş (Nesib) Bölümü: Asıl konuya geçilmeden önce; kış, bahar, yaz, ramazan, bayram tasvirleri yer alır.
  • Girizgâh Bölümü: Asıl konuya geçiş ifade eden, nükteli ve ince sözlere yer verilir.
  • Methiye Bölümü: Övülecek kişinin yücelikleri sanatlı ve süslü bir söyleyişle sıralanır.
  • Fahriye Bölümü: Şair, kendini ve şiirini başka şairlerle karşılaştırarak över.
  • Tegazzül Bölümü: Kasideyle aynı uyak ve ölçüde bağımsız bir gazel yer alır.
  • Taç Bölümü: Şairin mahlası yer alır.
  • Dua Bölümü: Kaside yazılan kişiye başarılı olması için edilen dualar yer alır.

Genellikle Kaside Biçimiyle Yazılmış Divan Şiiri Türleri

  • Tevhid: Allah’ın birliğini anlatan şiirlerdir.
  • Münacaat: Allah’a yalvarıp yakarmak için yazılan şiirlerdir.
  • Naat: Hz. Muhammed’in büyüklüğünü anlatan, onun övgüsü ile ilgili şiirlerdir.
  • Methiye: Padişahları, vezirleri ve devrin ileri gelenlerini övmek için yazılan şiirdir.
  • Mersiye: Devlet büyüklerinin ölümünden duyulan acıları anlatan şiirlerdir. Baki’nin Kanuni Mersiyesi edebiyatımızda en ünlü mersiye örneklerinden biridir.
  • Hicviye: Bir kimseyi yermek amacıyla yazılan şiirlerdir. Acımasız ve abartılı bir dili vardır. Edebiyatımızda hicviyenin en güzel örneklerini Nef’i vermiştir.

Mesnevi

Öğüt verici bir olayı anlatan uzun şiirlerdir.

  • Savaş, aşk, tarihi olaylar, din ve tasavvuf konularıyla birlikte, çeşitli toplumsal konular da işlenir.
  • Beyit sayısı ve konu bakımından sınırsızdır.
  • Divan edebiyatında baş şairin, beş mesenevisinden oluşan yapıtına “hamse” denir.
  • Uyak düzeni aa, bb, cc, dd, ee… şeklindedir.
  • Daha çok, aruzun kısa kalıplarıyla yazılır.
  • Öyküleme gerektiren konular, bu türde işlenmiştir.
  • Arap ve Türk edebiyatına İran edebiyatından geçmiştir.

Kıta

Herhangi bir düşünce ya da duyguyu en az 2 olmak üzere, en çok 16 beyitte anlatan şiir biçimidir.

  • Genel olarak iki beyitten oluşur.
  • Uyak düzeni xa, xa… şeklindedir.

Birimi DÖRTLÜK Olan Divan Şiiri Biçimleri

Rubai

Hayatın anlamı ve hayat felsefesi, ölüm, dünyanın türlü nimetlerinden yararlanma, şarap gibi konular işlenmiştir.

  • Uyak düzeni aaxa şeklindedir.
  • Tek dörtlükten oluşur.
  • Kendine özgü yirmi kalıbı vardır.
  • İran edebiyatına ait bir türdür.
  • En büyük şairi, İranlı Ömer Hayyam’dır.
  • Edebiyatımızda, Türkçe rubailerin en güzel örneklerini Yahya Kemal vermiştir.

Tuyuğ

En çok aşk, onun yüzünden çekilen acılar ve şarap için söylenmiştir.

  • Konu sınırlaması yoktur.
  • Uyak düzeni aaxa biçimindedir.
  • Tek dörtlükten oluşur.
  • Aruzun sadece; fâilatün, fâilatün, fâilün kalıbıyla yazılır.
  • Divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı bir nazım biçimidir.
  • Kadı Burhaneddin, Ali Şir Nevai, Nesimi tuyuğları ile tanınmıştır.

Şarkı

Besteyle okunmak için yazılan aşk şiirleridir.

  • Dörtlük sayısı 3-5 arasındaki değişir.
  • Birinci dörtlükte ikinci ve dördüncü dizeler, sonraki dörtlüklerde dördüncü dizeler aynen tekrarlanır. Buna nakarat denir.
  • Uyak düzeni abab, cccb, dddb… biçimindedir.
  • Divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı bir nazım biçimidir.
  • Şarkılarda günlük hayat, aşk, sevgi gibi konular işlenir.
  • Nedim bu türün en önemli ismidir.

Murabba

  • Felsefi konular ve aşk işlenir.
  • İlk dörtlük kendi arasında uyaklıdır.
  • Uyak düzeni aaaa, bbba, ccca… biçimindedir.
  • Taşlıcalı Yahya ve Namık Kemal bu türde güzel örnekler vermiştir.

Diğer Nazım Şekilleri

Terciibent

  • Şekil bakımından terkib-i bent gibidir.
  • Ancak vasıta beyti değişmez.
  • Vasıta beytinin aynen tekrarlanması bütün bentlerde aynı konunun işlenmesi gerektirir. Bütün şiir boyunca aynı konu işleneceği için terciibent yazmak oldukça zordur.
  • Terciibentler daha çok felsefi konularda yazılır.
  • Allah’ın kudreti, kainatın sırları, tabiatın zıtlıkları gibi konular işlenir.
  • Edebiyatımızda en ünlü terciibent yazarı Tanzimat şairi Ziya Paşa’dır.

Nazire: Divan edebiyatında bir şairin, başka bir şarin şiirini model alarak aynı uyak, redif ve ölçüde yazdığı benzer şiirdir. Nazire yazan kişi, nazire yazdığı kişinin üslubunu beğendiğini gösterir. Nazire, eğer şaka ve alay amacıyla yazılırsa buna “tehzil” denir.

Terkibibent

  • Bentlerden (bölüm) kurulmuş bir nazım biçimidir.
  • Her bent 7 ya da 10 beyitten oluşur.
  • Bent sayısı 5 ile 15 arasında değişir.
  • Bentler birbirine vasıta beyiti denilen beyitlerle bağlanır.
  • Vasıta beyiti her bentten sonra değişir.
  • Bentlerin uyak düzeni gazeldeki gibidir.
  • Terekibibentlerde şairin felsefi düşünceleriyle toplumsal konular işlenir.
  • Terkibibentin en ünlü ismi Bağdatlı Ruhi‘dir. Tanzimat şairi Ziya Paşa da bu türün başarılı örneklerini vermiştir.

Divan Sanatçıları

Hoca Dehhani (? – ?)

13. yüzyılda yaşadığı sanılmaktadır.

  • Anadolu’da İran edebiyatı etkisiyle gelen din dışı konulada Türkçe şiirler yazan ilk şairlerdendir.
  • Divan edebiyatının kurucusu sayılır.

Mevelana Celaleddin Rumi

13. yüzyılda yaşamış ünlü bir Türk mutasavvıfıdır. Ona göre kâinatın temeli, insanı olgunlaştıracak ve Allah’a yaklaştıracak şey sevgidir.

  • 800. doğum yılı olan 2007, UNESCO tarafından dünyada Mevlana yılı ilan edilmiştir.
    • Mesnevi: Küçük manzum hikayelerle dini ve tasavvufi öğütler yer almaktadır. Mesnevi biçiminde yazılmıştır.
    • Divan-ı Kebir: Sanat gücünü ortaya koyan gazel, kaside, müstezat ve rubailerden oluşur.
    • Fihi Mafih: Dini ve tasavvufi sohbetleri yer almaktadır.
    • Mektubat: Devrin ileri gelenlerine nasihat için veya kendisine sorulan sorulara yanıt olarak yazdığı mektuplar yer almaktadır.
    • Mecalis-i Seba: Çeşitli zamanlarda verdiği vaazları yer almaktadır.

Sultan Veled (1226 – 1312)

Mevlana’nın büyük oğludur. ŞiirlerindeAnadolu halkının aydınlatmayı amaçlamıştır.

  • Az sayıda da olsa Türkçe şiirleri eski Anadolu Türkçesinin ilk örneklerinden sayılır; eserlerinin büyük çoğunluğunu Farsça ile yazmıştır.
    • Mesnevi: Divan-ı Sulta Veled, İbtidâname, Rebâbname, İntihânâme

Ahmed Fakîh (? – ?)

13. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olduğu sanılan tasavvuf şairidir. Horasan’dan Anadolu’ya göç eden erenlerdendir.

  • Çarhname, kaside biçiminde yazılmış tasavvufi bir eserdir. Anadolu Türkçesinin ilk ürünlerinden olması yönüyle önemlidir.
  • Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe, Mekke, Medine ve Kudüs’ü anlatmaktadır.

Şeyyâd Hamza (? – ?)

13. yüzyılda yaşayan sufi şairlerdendir. Önceleri bir şeyyad (duvar ustası) iken Ahi teşkilatına intisabı sebebiyle tarikat çevrelerine de girmiş, bu arada halk için şiirler söylemiştir.

  • Yusuf u Zeliha, Mesnevi nazım biçimiyle kaleme alınan eser, Kur’an-ı Kerim’deki Yusuf kıssasına dayanmaktadır. Anadolu sahasında yazılmış ilk Yusuf u Zeliha mesnevisi olarak bilinir. Yapıt, Eski Anadolu Türkçesinin ses ve şekil özelliklerini geniş ölçüde aksettirir.

Nesmi (? – 1404)

  • Şiirlerinde Azeri Türkçesi ve Farsça kullanmıştır.
  • Türkçe şiirlerinde ahenkli ve çok düzgün bir dil görülür. Şiirlerinde Hurufî inancının izleri, mücadeleci ruhunun, korkusuz benliğinin, düşüncelerini söylemekten çekinmeyen pervasız bir kişiliğin izleri görülür.
  • Tuyuğ türündeki şiirleriyle tanınmıştır.

Âşık Paşa (1272 – 1334)

  • Eserlerini sade bir dille yazmış ve Türkçenin Anadolu’da bir edebiyat dili olarak yerleşmesinde önemli katkılarda bulunmuştur.
  • Tasavvufu öğretmek amacıyla, özellikle mesnevi biçiminde yapıtlar vermiştir.
  • Garipname, ahlaki, tasavvufi ve didaktik bir mesnevidir.
  • Fakrname, Vasf-ı Hâl, Kimya Risalesi; edebi yönden zayıf manzum ve mensur küçük hacimli eserleridir.

Süleyman Çelebi (? – 1422)

  • Edebiyatımızda, Hz. Muhammed (SAV)’in hayatının anlatıldığı, halk arasında “mevlid” diye bilinen Vesiletü’n Necat’ın yazarıdır.
  • Vesiletü’n Necat (Kurtuluş Vesilesi), Hz. Muhammed’in övüldüğü ve hayatının anlatıldığı yaklaşık 800 beyitten oluşan bir mesnevidir. Halk arasında “mevlid” diye bilinir. Münacaat (Tanrı’ya yakarış), velâdet (doğum), risalet (peygamberlik), miraç (göğe yükseliş), rıhlet (ölüm) ve dua bölümlerinden oluşmaktadır.

Kadı Burhaneddin (1344 – 1398)

  • Şiirlerinde aşk ve kahramanlık konularının yanında tasavvufa da yer vermiştir.
  • Şiirinde adını ya da mahlasını anmaz.
  • Tuyuğ türündeki şiirleriyle tanınmıştır.

Gülşehri (? – ?)

13. yüzyılın sonları 14. yüzyılın başlarında yaşamıştır. Feridüddin-i Attar’ın “Mantıku’t Tayr” adlı yapıtını Türkçeye çevirmesiyle tanınmıştır.

  • Mantıku’t Tayr (Kuş Dili) adlı yapıtını Türkçeye çevirmesiyle tanınmıştır. Gülşehri, bu mesneviye daha başka kaynaklardan ve özellikle Mevlana’nın Mesnevi’sinden aldığı hikayelerle süslemiş kendi tasavvuf görüşlerini de katarak orijinal bir eser haline gelmiştir.
  • Felekname, Farsça olarak kaleme alınmıştır. Yapıtta insanın nereden geldiği ve nereye gideceğine değinilir. Dönemin astronomi, teoloji ve astroloji bilgisine dayanan çeşitli bilgiler verilir.

Ahmet Dai (? – 1421)

Çengname adlı ünlü tasavvufi eserini, 1406’da Emir Süleyman adına kaleme almıştır.

  • Eserleri: Tezkiret’ül Evliya, Camasb-name, Türkçe Divan

Ahmedi (1334 – 1413)

  • Aşk, eğlence ve tarih tealı şiirler yazmış; İran şiirinin konu ve şekil özelliklerini şiirimize kazandırmaya çalışmıştır.
  • İskendername eserinde, Büyük İskender’in hayatını ve savaşlarını anlatan, destanlardan derlenmiş bilgilerden oluşan, mesnevi biçiminde yazılmış manzum hikayedir.
  • Cemşid ü Hurşid, Farsçadan çevrilerek, mesnevi biçiminde yazılmış bir yapıttır.
  • Tervihü’l Ervah, 4000 beytlik, tıp konusunda yazılmış bir mesnevidir. Emîr Süleyman adına 1403-1410 yılları arasında kaleme alınmış, daha sonra bazı ilâvelerle birlikte I. Mehmed’e sunulmuştur.

Ali Şir Nevai (1441 – 1501)

  • Türk dil birliğini kurmaya çalışmış ve bu amaçla şiirler yazmıştır; edebiyatımızda, yazdığı ilk “hamse”yle tanınmıştır.
  • Muhakemetü’l – Lügateyn eserinde Farsça ile Türkçe karşılaştırılarak Türkçenin daha üstün bir dil olduğu ortaya konur.
  • Mecalisü’n Nefais eseri, edebiyatımızda şairlerin hayatlarının yer aldığı ilk tezkeredir.
  • Mizanü’l Evzan, aruz ölçüsü ve nazım biçimleriyle ilgili bilgiler yer almaktadır.

Şeyhi (1371 – 1431)

  • Osmanlı saraylarında bulunmuş, devlet büyüklerine kasideler sunmuştur. Edebiyatın yanı sıra, tıpla da ilgilenmiş; bu alanda yapıtlar ortaya koymuştur.
  • Harname, padişahtan aldığı tımarın verilmemesi üzerine yergi tarzında kaleme aldığı mesnevidir.
  • Hüsrev ile Şirin, mesnevi biçiminde yazılmış bir aşk hikâyesidir.

Fuzuli (? – 1556)

  • Şiirlerini Azeri Türkçesi ile yazmıştır.
  • Dönemine göre oldukça sade bir dille yapıtlar vermiştir.
  • Divan edeiyatının birçok türünde yapıt vermesine rağmen “gazel şairi” olarak tanınmıştır.
  • Şiirlerinde en önemli ögeler tasavvuf ve aşktır. Fakat ondaki dünyevi değil, ilahi bir aşktır.
  • Leyla ile Mecnun eserinde sevgiliden ayrılmanın acısı, sevgiliye duyulan aşktan ilahi aşka geçişin işlendiği, mesnevi biçiminde yazılmış bir hikayedir.
  • Şikâyetname, hiciv türünün çok çarpıcı bir örneği olan, maaşını alamadığı için Nişancı Mehmet Paşa’ya yazmış olduğu edebiyatımızda önemli bir mektup örneğidir.
  • Hadikatü’s Süeda, Kerbela olayının yer yer manzum parçalarla anlatıldığı mensur bir yapıttır.
  • Sâkiname, ney, def, cenk, ud, tambur, kanun gibi sazlarla tartışmada bulunur.
  • Rind ü Zahid, Rind ve Zahid arasındaki konuşmalardan oluşan, yer yer beyitler, rubailer ve kıtalarla süslenmiş mensur bir yapıttır.
    • Mesnevi: Şah ü Geda, Beng ü Bade

Bâki (1526 – 1600)

  • Aşk, doğa, dünya zevki, hayattan tat alma ve devrinin ihtişamı, şiirlerinde yer alan başlıca konulardır.
  • Gazel türünün tanınmış şairlerindendir, şiirlerinde tasavvufa yer vermemiştir.
  • Dil kullanmada son derecede başarılıdır; ahenkli, akıcı, zevkli bir dili vardır, Sultanu’ş şuara (şairler sultanı) olarak bilinir.
  • Fezail-i Mekke, Mekke’nin faziletlerinin anlatıldığı, çeviri yapıttır.
  • Kanuni Mersiyesi, şairin Kanuni’nin ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getiren, terkib-i bent biçiminde yazdığı şiiridir.

Nefi (1575 – 1635)

  • Padişahlara ve ileri gelenlere yazdığı kasidelerle, ayrca hicivleriyle tanınmıştır.
  • Hicivleri bazen yumuşak takılmalar şeklindedir, kimi zaman ise oldukça ağır, hatta küfürlüdür; dili süslü ve sanatlıdır.
  • Silham-ı Kaza, hicivlerinin yer aldığı yapıttır.

Nabi (1642 – 1712)

  • Divan edebiyatında düşünce çığırı açmıştır.
  • Özellikle toplum düzensizliklerini, hayatın kişiyi kötülüklere götüren yönlerini göstermeye çalışmıştır; din ve töreyle ilgili öğütler vermiştir.
  • Döneminde hikemî gazel tarzında yazdığı şiirleriyle ünlenmiştir.
  • Şiiri düşüncelerini anlatmada bir araç olarak görmüştür, bundan dolayı dili devrine göre oldukça sade, üslubu sağlam ve akıcıdır.
  • Hayriye, oğlu için yazdığı öğütlerle dolu mesnevidir.
  • Hayrabat, bir aşk macerasını anlatan mesnevidir.
  • Tuhfetü’ş Haremeyn, Hac yolculuğunu anlatır.
  • Münşeat, mektuplarından oluşan bir yapıtıdır.
  • Fetihname-i Kamaniçe, Dördüncü Mehmet’in Lehistan seferi için yazılmış bir gazavatnamedir. İçinde yer yer manzum parçalar da vardır.

Nedim (? – 1730)

18. yüzyılda yaşamış, Lale Devri’nin coşkun, aşk, zevk ve neşe şairidir.

  • Edebiyatımızda mahallileşme akımını başlatmıştır.
  • İstanbul’u ve İstanbul Türkçesini şiirimize taşımıştır.
  • Gerçek yaşamı ve dış dünyada gözlemlenebilen gerçek doğayı şiire getirmiştir. Aşk, şarap, tabiat, hayattan zevk alma şiirlerinin başlıca konularıdır.
  • Düşüncesi yaşamak ve sevmek üzerine kurulu olduğundan, insanı dünya zevklerinden yoksun bırakmaya çalışan dine dayalı görüşlere karşı çıkmıştır. Şiirlerinde dini ve tasavvufi konulara hiç yer vermemiştir.
  • Edebiyatımızda şarkı türünün en önemli ismidir.

Şeyh Galip (1759 – 1799)

  • Divan edebiyatının son büyük şairidir.
  • Galata Mevlevihanesinin şeyhidir, mutasavvıftır.
  • Süslü ve çeşitli söz sanatlarıyla yüklü, ağır bir dili vardır.
  • Sebk-i Hindi adı verilen üslubun edebiyatımızdaki temsilcisi olmuştur.
  • Hüsn ü Aşk, bir aşk hikayesi gibi görünse de gerçekte, tasavvuf yoluna düşen ve Allah aşkına ulaşmak isteyen dervişin macerasını anlatan bir mesnevidir. Sembolik bir tarzda yazılmıştır. Aşk’ın Hüsn’e kavuşmasındaki güçlülüğü belirten eser, konusu bakımından özgündür. Çünkü bu tür aşk hikâyelerinde ilk önce erkek kıza aşık olurken, bu yapıtta önce aşık olan kız (Hüsn) olmuştur.

Divan Şiirindeki Edebi Akımlar

  1. Türki-i Basit (Basit Türkçe) Akımı: Bu akımın temsilcileri, aruz ölçüsünü ve divan şiiri biçimlerini kullanmakla birlikte bütünüyle öz Türkçe denebilecek şiirler yazmışlardır.
    • Tatavlı Mahremi, Aydınlı Visali, Edirneli Nazmi
  2. Mahallileşme (Yerlileşme) Akımı: İstanbul şivesine ve İstanbul tabiatına daha fazla yaklaşma amacı güdülmüştür. En başarılı temsilcisi Nedim’dir.
    • Baki, Nedim, Enderunlu Vasıf
  3. Sebk-i Hindi (Hint Tarzı) Akımı: Hint tarzı anlamına gelen bu akım, İran edebiyatından bize 17. yüzyılda geçmiştir. Sebk-i Hindî, şiire yeni bir söyleyiş getirmeyi amaçlar. Daha önce yapılmamış benzetmeler, ince ve zor anlaşılan sözler, orijinal ifadeler, karışık hayaller bu akımına bağlı şairlerin şiirlerinde yer alır. Bu gazellerde amaç anlam derinliği meydana getirmektir.
    • Neşati, Nail-i Kadim, Şeyh Galip

Önemli Divan Şiiri Kavramları

  • Beyt-i Hasî: Mısraları kafiyeli olmayan beyitlerdir.
  • Beyt-i merhûn: Anlamı başka bir beyitle tamamlanan beyitlerdir.
  • Basitname: Divan edebiyatında yalın Türkçe ile yazılmış gazellerdir. Bunlara “Türkî-i basit gazel” de denir.
  • Dibace: Çokulkla mensur, manzum eserlerin başında yer alan, eserlerin yazılış nedenini açıklayan ön söz.
  • Hüsn-i matla: Matla beytinden sonra gelen beyte denir.
  • Mısra-i Azade: Tek başına anlamı olan ve hiçbir manzumenin parçası olmayan tek dizelere denir.
  • Mısra-i Berceste: Yüksek bir anlamı olan ve kolayca ezberlenen, ilgi çekici dizelere denir.
  • Muamme: Divan şiirinde bilmeceye verilen addır.
  • Musammat: Bendlerden (Üç veya daha fazla mısralı bendler) oluşan nazım biçimlerinin genel adı. Müselles, murabba, terbi, şarkı, muhammes, tardiye, tahmis, müseddes, tesdis, müsebba, tesbi, müsemmen, tesmin, mütessa, muaşşer, ta’şir, taştir, terkib-i bend, terci-i bend nazım şekilleri musammattır.
  • Musarra (mukaffa): Birbiriyle kafiyeli iki mısraya denir.
  • Müfret: Tek başına bulunan, altında veya üstünde başka beyit bulunmayan beyit.
  • Mürettep Divan: Şiirlerin belli bir düzene uygun şekilde yerleştirildiği divanlardır. Birinci bölümde kasideler, ikinci bölümde tarihler, üçüncü bölümde musammatlar, dördüncü bölümde gazeller, beşinci bölümde lugazlar, muammalar, müfredler, azadeler gibi küçük parçalar olacak şeklinde düzenlenmektedir.
  • Mülemma: Bir şiirin bazı mısraları bölümleri veya bir mısranın bazı değişik dillerde yazılması. Divan edebiyatında Arapça, Farsça, Yunancanın Türkçe ile birlikte kullanıldığı şiirler yazılmıştır.
  • Müselsel Gazel: Bütün mısraları aynı kafiyeyi taşıyan gazellere denir.
  • Redd-i matla: Matla beytinin bir mısrasını şiirin başka bir yereinde tekrar etmektir.
  • Sekti Melih: Divan edebiyatında mesnevi gibi uzun şiirlerinde farklı aruz kalıplarını kullanmaktır.
  • Selh: Başkalarına ait bir şiirin anlamını alıp kelimelerini değiştirerek yeniden yazmaktır.
  • Takti: Divan edebiyatında ölçüyü bulmak için kısaheceyi nokta, uzun heceyi çizgiyle göstermektir.
  • Tasri: Bir beytin iki mısrasını kendi içinde kafiyelendirmektir.
  • Zatü-l matla: Birden fazla matla beyti olan kaside veya gazele denir.

Divan Edebiyatında Düz Yazı

  1. Sade Nesir: Halkı bilgilendirmek için yalın, sanatsız bir dille yazılan pıtlardan oluşur. Genel olarak tefsir ve hadiskitapları, din, tasavvuf konularında yazılanlarla tarih, menakıpname niteliği taşıyan yapıtlar bu türdendir.
    • Mercmek hmet’in Farsçadan çevirdiği, didaktik özellikler taşıyan “Kâbusname” adlı yapıtı sade nesrin başka bir örneğidir.
    • Kul Mesut’un Beydaba’dan çevirdiği, didaktik özelliği taşıyan “Kelile ve Dimne” adlı yapıtı sade nesrin başka bir örneğidir.
  2. Orta Nesir: Günlük konuşma dilinden ayrılmış, zaman zama süslü nesrin niteliklerini taşımakla beraber; nalatılmak istenenei, anlaşılır bir şekilde ortaya koyan nesirdir. Öğretici bir amacı lan, bilim ve kültür konularında yazılmış yapıtların çoğu orta nesir niteliği taşır. Özellikle tarih, gezi, coğrafya ve din kitapları bu türde yazılmıştır.
    • 17. yüzyılda yaşayan Naima “vakanüvis” göreviyle sarayda uzun süre çalışmıştır. “Naima Tarihi”, 1951-1656 yılları arasında geçen olayları tarih sırasına göer anlatan önemli bir yapıttır. Anlatımında “orta nesir” özelliği vardır.
  3. Süslü (Sanatkârane) Nesir: Süslü düzyazıda hüner ve marifet göstermek amaçlanmıştır. Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalarla yüklü, “seci”lerin kullanıldığı, sanatlarıyla dolu, bağlaçlarla uzayıp giden cümlelerle örülmüş, güç anlaşılır bir nesirdir.
    • Süslü nesrin ik örneğini “Tazarrurname” adlı yapıtıyla 15. yüzyıl yazarlarından Sinan Paşa kaleme almıştır.
    • 16. yüzyıl yazarlarından Lamii Çelebi, “Münazara” ve “Bahar ü Şita” adlı yapıtılarında ustalık göstermek amacıyla süslü nesri kullanmıştır.
    • 17. yüzyılda Veysi “Hâbnâme” ve NergisiHamse” adlı yapıtlarıyla süslü nesrin başarılı örneklerini vermiştir.

Divan Edebiyatında Düz Yazı Ürünleri

Tezkire

Ünlü kişilerin yaşam öykülerinin toplandığı yapıtlardır. Biyografi’nin Divan edebiyatındaki karşılığıdır. Daha çok snatçıların yaşamlarına ve yapıtlarına ait bilgilerin bulunduğu yapıtlarolarak karşımıza çıkar. Bu alanda, evliyaların gerçek ya da efsaneleştirilmiş yaşam öyküleri ile kerametlerini anlatan yapıtlar da ortaya konmuştur. Bu yapıtlarda evliyaların yaşamlarına ilişkin bilgilerin yanında, vaazlar ve ahlaki öğütler de yer almaktadır.

  • İlk tezkire örneği, Ali Şir Nevai’nin şairlerin yaşamlarını anlattığı “Mecalisü’n Nefasis” adlı yapıtıdır.
  • Sinan Paşa’nın Tezkiretü’l Evliya adlı yapıtı da evliyaların yaşamlarının yer aldığı bir tezkiredir.
  • Heşt Behişt” (Sehi Bey), “Gülşen-i Şuara” (Ahdi), “Tezkiretü’ş Şuara” (Latifi), “Meşairü’ş Şuara” (Aşık Çelebi) önemli tezkirelerdir.

Seyahatname

Yazarların gezip gördükleri yerlerden edindikleri izlenim ve bilgileri aktardıkları yapıtlardır. Amaç, gezilen yerlerin doğan güzelliklerini, toplumsal yaşamlarını, gelenek ve göreneklerini tanıtmaktır.

  • Evliya Çelebi’nin “Seyahatname” adlı yapıtı bu türün en öemli örneklerinden biridir.
  • Seydi Ali Reis’in “Miratü’l Memalik” hem bir seyahatname hem de bir anıdır.
  • Babürname“; Babür Şah’ın anı türünün ağır bastığı, gezi yazısı özelliğini de gösteren bir yapıtıdır.

Sefaretname

Osmanlı elçilerinin, bulundukları ülkelere ait bilgileri ve izlenimlerini içeren ve gezi yazısına benzeyen bir yapıttır. Siyasal görevle yurtdışına gönderilen elçilerin ya da bunların yalarında bulunanların gittikleri yerin durumuna ve özelliklerine ilişkin izlenimlerini, görüşlerini, olayları anlattıkları yapıtlardır.

  • Yirmisekiz Çelebi Mehmet’in “Paris Sefaretnamesi” adlı yapıtı bu türün başarılı bir örneğidir.

Siyasetname

Devlet adamlarına yöneticilik ile ilgili bilgiler veren edebî yapıtlardır. Gnellikle hükümdarlar için kaleme alınmış olan bu yapıtlarda, devlet yöneticilerininsahip olması gereken nitelikler, saltanatın koşulları ve kuralları anlatılır. İdal bir devlet örgütünün nasıl olması gerektiği belirtilir. Kötü yönetimlerin zararlı sonuçları açıklanarak, yöneticiler uyarılır.

  • Edebiyatımızda bu türün ilk örneği, Yusuf Has Hacib’in mesnevi tarzındaki “Kutadgu Bilig” adlı yapıtıdır.
  • Ayrıca Nizamülmülk’ün Siyasetname, Lütfi Paşa’nın “Asafname” adlı yapıtları bu türün başarılı örneklerindendir.

Münşeat

Mektuplardan veyaçeşitli konulardaki süslü nesir örneği olan düzyazılardan oluşan yapıtlardır.

  • Nabi’nin özel-resmi mektuplarından ve değişik yazılarından oluşan “Münşeat” adlı yapıtı bu türün başarılı örneklerindendir.

Siyer

Hz. Muhammed’in hayatını anlatan yapıtlardır. Bu yapıtlarda Hz. Muhammed’in dünyaya gelişi, peygamberliği, Miraç olayı, Hicret olayı, savaşları, mucizeleri ve vefatı derin bir heyecanla dile getirilir.

  • Edebiyatımızda bu türün ilk örneği, Erzurumlu Kadı Darir’in “Siretü’n Nebi” adlı yapıtıdır.

Gazavatname

Savaşların, kahramanlıkların, zaferelerin anlatıldığı yapıtlardır. Arap edebiyatında “magazi” diye bilinir. Türk edebiyatında ilk gazavatname örnekleri 15. yüzyılda yazılmaya başlanmıştır.

Menakıbname

Din büyüklerinin, mürşitlerin, tarikat büyüklerinin hayatlarını, gösterdikleri kerametleri konu alan eserlerdir.

Fütüvvetnâme

Ahiliğin özelliklerini anlatan, insanlara toplumda nasıl davaranmaları gerektiğini açıklayan dini – ahlakî nitelikli öğüt kitaplarıdır.

Surname

Şehzadelerin sünnet, kadın sultanların evlilik törenlerinin anlatıldığı yapıtlardır. Bu yapıtlar, yazıldığı dönemin toplumsal yaşamına ilişkin bilgiler de verdiği için tarihi bir özellik taşır.


Divan Edebiyatında Düz Yazı Alanındaki Başlıca Temsilcileri

Sinan Paşa

  • 15. yüzyılda yaşamış, süslü nesrin ilk temsilcisidir.
  • Söz sanatları ve mazmunlarla dolu süslü ve ahenkli bir dili vardır.
  • Yapıtlarında din, tasavvuf, ahlak ve felsefe konularını işlemiştir.
  • Tazarruname adlı yapıtı süslü nesrin ilk örneğidir. Allah’a içten yakarışların yer aldığı yapıttır.
    • Öğüt kitabı: Maarifname, Tezhibü’l Ahlak
    • Biyografi: Tezkiretü’l Evliya

Evliya Çelebi

  • 17. yüzyılda yaşamış, ömrünün büyük bir bölümünü seyahatlerde geçirmiştir.
  • Gezilerine İstanbul’u dolaşarak başlamış, sonraları Anadolu’yu, komşu ülkeleri; Kuzey Afrika ve Avrupa’ya kadar birçok yeri gezmiştir.
  • Seyahatname, elli yılı aşan gezilerini ve izlenimlerini anlattığı, on ciltlik yapıtıdır. Yapıt, 17. yüzyıl toplumlarının yayılışını, gelenek, töre, kültür ve uygarlıklarını anlaştışı bakımından tarih sayılabilir. Sanatçı, söyleyeceklerini çoğunlukla açıki anlaşılır, ama abartılı bir anlatımla hikaye etmiştir. Yabancı sözcükler kullandığı uzun cümleleri de vardır.

Katip Çelebi

  • 17. yüzyılda yetişmiş büyük bir bilgindir.
  • Bir süre orduda görev yaptıktan sonra, kendini tamamıyla ilme vermiştir.
  • Tarih, coğrafya, devlet idaresi, hukuk, maliye, denizcilik gibi birçok alanda yapıtlar ortaya koymuştur.
    • Bibliyografya: Keşfü’z Zünun
    • Coğrafi bilgiler: Cihnanüma
    • Ansiklopedik bilgiler: Fezleke
    • Dini ve sosyal konular: Mizanü’ Hak
    • Osmanlı denizcilik tarihi: Tuhfetü’l Kibar fi Esfarü’l Bihar

Şimdi Divan Şiiri soru çözümlerine devam edebilirsin!

Divan Edebiyatı konusunda bolca soru çözerek pratik yapabilirsin. Divan Şiiri Birimleri, Nazım Şekilleri, Divan Sanatçıları, Divan Edebiyatında Düz Yazı pek çok bilgi ve kavram içeriyor. Bu da daha çok soru tipini barındırdığı anlamına gelir. Bilgileri, tanımları ve önemli ipuçlarını öğrendikten sonra, soruların içinde nasıl yer aldığını görmen gerekli. Kendi kaynaklarına ek olarak MEB Kaynaklarını da incelemen faydalı olabilir. Türkçe netleri yükseltmedeki anahtar bolca soru çözmek ve yapılamayan soruların doğrusunu öğrenmek. Kunduz’da şu ana kadar, Divan Edebiyatı konulu binlerce soru alanında uzman Türkçe eğitmenleri tarafından çözüldü. Daha fazla Divan Edebiyatı sorusu ve detaylı çözümlerini görmek istersen, aşağıdaki butona tıklayabilirsin! Uygulamamız içerisinden ücretsiz erişebileceğin soru ve çözümler ile, bu konudaki hakimiyetini arttırman mümkün!

☀️☀️☀️

Her ders için değişmeyen kilit nokta bol bol soru çözümü ile pratik yapmak. Çözemediğin sorulara yanıt bulmak istiyorsan sınava hazırlık sürecinde Kunduz hep yanında! Profesyonel eğitmenler tarafından hazırlanan Soru Çözümü, binlerce soru ve çözümden oluşan Soru Bankası hizmetlerimizden faydalanabilirsin.

Sınava hazırlanmanın en kolay yolu

Sınırsız video içerikler ve soru çözümleri ile sınava hazırlan

ÜCRETSİZ KAYDOL