Birinci Dünya Savaşı'nın bitişi ve anlaşmalarda şöyle görüyoruz Önce ateşkes anlaşmaları var.
Öncelikle şunu belirteyim dünya savaştan ilk çekilen devlet Japonya'dan arkadaşlar.
Daha sonra Rusya vesaire geliyor.
Ama ittifak tarafına baktığımız zaman ise işte Almanya'nın savaştan çekilmesi, Bulgaristan'a savaştan çekilmesi.
Avusturya'nın en sonunda işte Osmanlı savaşına çekilmesini göreceğiz.
Burada önce ateşkes anlaşmalarını bilmemiz gerekiyor.
Almanya'ya Red Hans ateşkes anlaşması.
Avusturya Macaristan'la villa diye, Bulgaristan'la Selanik, Osmanlı'yla Mondros.
Şuna biz denize daha çok.
Bu 1918'de savaş bitti.
Ha ateşkes anlaşması tamam, bir de asla anlaşmalar var.
Bunlar da özetle Sevr Anlaşması'nı detayli göreceğiz.
Biz TBMM'nin açılmasında buna değineceğiz.
Şimdi Almanya Versay Anlaşması çok kötü bir anlaşma.
Almanların bütün imkanlarını kısıtlıyor.
Avusturya Macaristan bakın artık ayrıldı.
Bakın burada tek de birdi.
18'de Hoca 19'da ayrıldı.
Avusturya ile ayrı.
Sence harman anlaşması.
Macaristan ile TIR aran anlaşması yapıldı.
Aman Bulgaristan ne anlaşması ile çekildi bakımdan hepsi kötü anlaşmalar, hepsi kısıtlanıyor.
En ağırı da Almanya için burada.
Bizi de en sona bırakacaklar.
Yani Sevr'i taaa 1920 Mustafa Kemal Samsuna çıkacak, Milli Mücadele'nin hazırlık evresini tamamlayacak.
Ondan sonra biz Büyük Millet Meclisi'ni kurduktan sonra onda da tak Sevr Anlaşmasını bize dağıtacaklar.
Niye bunlar?
En erken, bizimkiler en son.
Çünkü Osmanlı dediğini paylaşmakta anlaşamıyorlar.
Böyle bir sorun var.
Yani İtilaf Devletleri kendi aralarında sorun yaşıyor.
Mustafa Kemal de bunu milli mücadelede kullanacak.
Şimdi Birinci Dünya Savaşı'nın sonuçlarına bakalım.
Arkadaşlar imparatorluklar parçalandı.
Artık yerine ulus devletleri göreceğiz.
İşte Türkiye, Polonya, SSCB gibi sivil savunma teşkilatlarını kurulduğunu görüyoruz. Çünkü Birinci Dünya Savaşı'nda daha çeşitli silahlar kullanıldığı için daha fazla sivil ölümler meydana gelmiştir.
Bu yüzden de bir daha sivil ölümlerin önüne geçebilmek için sivil savunma teşkilatları kurulacak.
1929 ekonomik krizine ortam hazırlanıyor.
Çünkü bu savaşta Amerika çok silah sattı.
O sattığı silahların parasını alamayacak.
Hatta borç da verdi, onları da alamayacak.
O yüzden de Amerika'da büyük bir ekonomik kriz meydana gelecek ki bu da İkinci Dünya Savaşı'nın tetikleyicisi olacak.
Milletler Cemiyeti Arkadaşlar kurulmuştur, Paris Konferansı'nda kararı alınacak, onu söyleyebiliriz.
Şimdi bunun için şunu söyleyeyim.
Milletler Cemiyeti ile ilgili ilk defa nerede bahsi geçiyor?
Wilson da nerede kuruluyor?
Paris Konferansı'nda yine yeni ideolojilerin olduğunu görüyoruz işte.
Nazizm, faşizm, cumhuriyet, demokrasi gibi yeni rejimler ortaya çıkıyor ilk defa tank, denizaltı, kimyasal silahlar gibi, uçak gibi kitle imha silahları kullanılmaya başlanıyor.
O yüzden medya burası insanla demiştik, milyonlarca insan ölmüştür.
Yeni sınırlar belirlenirken milliyet esası göz ardı edilmiştir.
Bu da İkinci Dünya Savaşı'nı sebepleri arasına girecek.
Yani azınlık sorunları ortaya çıkacak.
Dünyanın siyasi haritası değişmiştir diyoruz.
Savaşın sonuçlarında şunlar dikkat çekiyor İngiltere en karlı devlet oluyor.
Avrupa'da Uzak Doğu'da da Japonya çok karlı devlet olacak.
Yine İtalya savaş sırasında tek taraf değişen devlet olacak.
Onu söyleyeyim.
Osmanlı savaşın süresini uzatan devlet olarak görülüyor.
Çanakkale savaş özellikle yine Rusya.
Savaşlar rejimi değişen ilk devlet oluyor.
Yani Çarlık rejiminden Bolşevik diye geçiyor, sosyalizm gibi.
Abd ise savaşın süresini kısaltan devlet olarak görünmüştür.
Çünkü savaşa girdiği andan itibaren savaşın kaderini değiştiriyor ve savaş bitiyor arkadaşlar. Wilson ilkeleriyle zaten Wilson ilkelere, savaşın bitmesine ortam azalan ilkeler, savaşı bitiren ülkeler olarak da geçer.
Gelelim Mondros Ateşkes anlaşmasına ve işgallere.
Şimdi İttihat Terakki üyeleri artık ülkeyi terk ediyorlar.
Savaş onların yükümlülüğü altında olduğu için onlar da giriyor.
Enver, Cemal ve Talat Paşalar yurt dışında suikast istenecek.
Sadece Enver Paşa Kafkasya geçip orada Basmacı harekatını başlatacak.
Bunu bilelim.
Artı Padişah Beşinci Mehmed Reşad vefat etmiş, on yerine Altıncı Mehmet Vahdettin gelmiş.
Osmanlı'nın son padişahı bu.
Yine yeni hükümet, Ahmet İzzet Paşa verildiği için bu da ateşkes çağrısında bulunmuş diyor.
Biz Wilson ilkelerine göre her ateşkese giriyoruz.
O yüzden de bu Mondros gibi ağır bir anlaşmayı imzalıyoruz.
Nasıl olsa bir son ilkeleri var.
Bize bir şey yapamazlar.
Mondros Güven var burada.
Aslında Wilson'un ilkeleri Amerika'nın dünya düzeni yani Amerika'nın yeni dünya düzeni hayaliydi.
Tabi Wilson ülkelerinde İngiltere, Fransa, Amerika'ya gidilmeyecek.
Şimdi bakalım biz Wilson ilkelerine güvendik diye Mondros imzaladık.
Ama ne var bu Mondros da?
Bir kere her şeyimizi hakimiyet altına alma gibi bir amaçları var.
Maddeleri hemen hemen öyle.
Burada Çanakkale ve İstanbul boğazları İttihat güçlerine bırakılacak.
İtilaf güçleri güvenliklerini tehdit eden bir unsur olursa o bölgeyi yani o stratejik bölgeyi işgal edebilecekler.
Yani bu bizi işgallere açık hale getiriyor.
Vilayeti Sitte de yani 6 vilayette karışıklık çıkarsa buralarda iş kalabilecek.
Buna biz dev diye diyebiliriz.
Ulaşım ve haberleşme İttihat eklerinin kontrolüne geçecek burada.
Onların Osman denetimindeki halkın örgütlenmesini vesayet engelliyor.
Sınırların korunması ve iç güvenlik haricinde askerler terhis edilecek arkadaşlar. Yani askerlerin de çoğu teslim olması isteniyor.
Sadece güvenlik için belirli bir kısım asker bırakılıyor.
Tüm silahlara tüm askeri araç ve gereçleri el konulacak.
Şimdi bizi savunmasız bırakmaya çalışıyorlar.
Burada Osmanlı esirleri tutuklu kalacak.
İtilaf güçlerinin esirleri serbest bırakılacak.
Adil olmayan, eşitlik ilkesine dayanmayan bir madde.
Osmanlı ekonomik unsurları İtilaf güçlerine bırakılacak.
Yani yer altı, yer üstü haklarımız, limanları mız vesaire.
Toros tünelleri, demiryolları, ticari gemiler itilaf güçlerine bırakılacak.
Şimdi bu maddelere baktığımız zaman sorun yok.
Bunları yorumluyor, bilmek önemli.
Bunlar ezber demeyelim.
Şimdi Çanakkale ve İstanbul boğazları itiraz sene verildiyse ne olacak?
Burada Anadolu ile İstanbul'un arası kesiliyor.
Yani Başkentli Anadolu kopartılmış oluyor.
Başkentin denetimi kime geçmiş oluyor?
Artık itilaf güçlerine geçmiş oluyor.
Burada ulaşım ve haberleşme İtilaf güçlerine geçerse ne olur işgalleri kolaylaştırıcı bir etken olur.
Çünkü milletin birbirinden haberi olmaz.
Ulaşım da sağlanamadığı için ne olur örgüt demezler.
Silahları mı el koyuyorsa, direniş gösterene askerleri mi el koyuyorsa savunma yapamam yani bunun gibi yorumları yapmamız isteniyor burada.
Yeni hükümet Damat Ferit Paşa oluyor.
Damat Ferit tabi biliyoruz teslimiyetçi bir politika izliyor, bir de İngiliz yanlısı politika izliyor.
Mebusan mecliste fes ediliyor ve Osmanlı işgale uğramaya başlamıştır.
Bu anlaşmayla beraber yine Osmanlı neden savaştan çekildi?
Hemen söyleyelim, Bulgarların savaştan çekilmesiyle Almanya'yla ile Osmanlı'nın bağlantısı kesildiği için yine Almanya'nın yenilgiler alması.
Amerika karşısında ciddi kayıpları var.
Bu da bizde güven sarsıyor.
Savaşın kaybedeceğini anlaşılması üzerine ise hemen Osmanlı ne yapıyor, o da barış istiyor. Niye güveniyor?
Wilson ilkelerine güveniyor.
Yine İstanbul işgaller geçici diyor.
Teslimiyetçi bir politika izliyor.
İttihatçılar kendilerini feshetmiş, gelecek düz fırkası haline gelmişler.
Mustafa Kemal, milli mücadele için çalışmalara başlıyor.
İstanbul'da 6 ay, 7 ay gibi toplantılar yapmaya başlıyor.
Anadolu'da işgallere karşı Kuvay i Milliye oluşmuş durumda.
Çünkü Mondros da İngiltere, güneyde Musul'a vesaire saldırmaya çalışıyor.
Suriye, Hatay bölgesini saldırmaya çalışıyor.
1918'de bahsediyorum bunlar.
1919'da geldiğimiz zaman ise Yunanistan İzmir'e saldıracak.
Şimdi Mondros ile beraber hem bana Mondros ateşkes anlaşmasını yap diyorsun hem de gelip benim toprağına saldırıyorsun.
O zaman ne olur halk kuvayi milliye oluşturur ya bu milis kuvvetlerdir, halk kuvvetleridir, kendini savunuyor.
Asker yok, silahlar yok, hepsi alınmış verilmiş.
Eee ne olacak ülkeyi?
Askerler değil artık millet.
Kendi başının çaresine bak şimdi.
İstanbul hükümeti de teslimiyetçi bir politika izlemiş.
İngiltere daha fazlası değerlendirmeye çalışıyor.
Damarlarına bakmayalım, ne diyorsa yapalım diye bir politikaları var işte.
Osmanlı Mondros da fiilen sona ermişti diyor.
Yani burada İtilaf Devletleri gizli anlaşmaları uygulama imkan elde ediyorlar.
Bir Osmanlı işgalleri açık hale gelmiş, artı Osmanlı Devleti'nin egemenlik hakları da deneniyor.
Yani Mondros da beraber.
Bu anlaşma ya.
Peki bu anlaşmayı kim yaptı?
İşte Rauf Orbay ile Amiral Castro nerede?
Yapma Mondros da yani Bursa'da bir gemide yapılıyor.
Agamemnon adında bir zırhlı gemide yapılır.
Yine Mustafa Kemal de bu anlaşmayı imzalarken, Suriye'de Yıldırım onların komutanlığında görev yapıyor ve buna çok ciddi tepki gösteriyor.
Özellikle maddelerin tekrar gözden geçirilmesini ısrarla istiyor.
Öncelikle şunu belirteyim dünya savaştan ilk çekilen devlet Japonya'dan arkadaşlar.
Daha sonra Rusya vesaire geliyor.
Ama ittifak tarafına baktığımız zaman ise işte Almanya'nın savaştan çekilmesi, Bulgaristan'a savaştan çekilmesi.
Avusturya'nın en sonunda işte Osmanlı savaşına çekilmesini göreceğiz.
Burada önce ateşkes anlaşmalarını bilmemiz gerekiyor.
Almanya'ya Red Hans ateşkes anlaşması.
Avusturya Macaristan'la villa diye, Bulgaristan'la Selanik, Osmanlı'yla Mondros.
Şuna biz denize daha çok.
Bu 1918'de savaş bitti.
Ha ateşkes anlaşması tamam, bir de asla anlaşmalar var.
Bunlar da özetle Sevr Anlaşması'nı detayli göreceğiz.
Biz TBMM'nin açılmasında buna değineceğiz.
Şimdi Almanya Versay Anlaşması çok kötü bir anlaşma.
Almanların bütün imkanlarını kısıtlıyor.
Avusturya Macaristan bakın artık ayrıldı.
Bakın burada tek de birdi.
18'de Hoca 19'da ayrıldı.
Avusturya ile ayrı.
Sence harman anlaşması.
Macaristan ile TIR aran anlaşması yapıldı.
Aman Bulgaristan ne anlaşması ile çekildi bakımdan hepsi kötü anlaşmalar, hepsi kısıtlanıyor.
En ağırı da Almanya için burada.
Bizi de en sona bırakacaklar.
Yani Sevr'i taaa 1920 Mustafa Kemal Samsuna çıkacak, Milli Mücadele'nin hazırlık evresini tamamlayacak.
Ondan sonra biz Büyük Millet Meclisi'ni kurduktan sonra onda da tak Sevr Anlaşmasını bize dağıtacaklar.
Niye bunlar?
En erken, bizimkiler en son.
Çünkü Osmanlı dediğini paylaşmakta anlaşamıyorlar.
Böyle bir sorun var.
Yani İtilaf Devletleri kendi aralarında sorun yaşıyor.
Mustafa Kemal de bunu milli mücadelede kullanacak.
Şimdi Birinci Dünya Savaşı'nın sonuçlarına bakalım.
Arkadaşlar imparatorluklar parçalandı.
Artık yerine ulus devletleri göreceğiz.
İşte Türkiye, Polonya, SSCB gibi sivil savunma teşkilatlarını kurulduğunu görüyoruz. Çünkü Birinci Dünya Savaşı'nda daha çeşitli silahlar kullanıldığı için daha fazla sivil ölümler meydana gelmiştir.
Bu yüzden de bir daha sivil ölümlerin önüne geçebilmek için sivil savunma teşkilatları kurulacak.
1929 ekonomik krizine ortam hazırlanıyor.
Çünkü bu savaşta Amerika çok silah sattı.
O sattığı silahların parasını alamayacak.
Hatta borç da verdi, onları da alamayacak.
O yüzden de Amerika'da büyük bir ekonomik kriz meydana gelecek ki bu da İkinci Dünya Savaşı'nın tetikleyicisi olacak.
Milletler Cemiyeti Arkadaşlar kurulmuştur, Paris Konferansı'nda kararı alınacak, onu söyleyebiliriz.
Şimdi bunun için şunu söyleyeyim.
Milletler Cemiyeti ile ilgili ilk defa nerede bahsi geçiyor?
Wilson da nerede kuruluyor?
Paris Konferansı'nda yine yeni ideolojilerin olduğunu görüyoruz işte.
Nazizm, faşizm, cumhuriyet, demokrasi gibi yeni rejimler ortaya çıkıyor ilk defa tank, denizaltı, kimyasal silahlar gibi, uçak gibi kitle imha silahları kullanılmaya başlanıyor.
O yüzden medya burası insanla demiştik, milyonlarca insan ölmüştür.
Yeni sınırlar belirlenirken milliyet esası göz ardı edilmiştir.
Bu da İkinci Dünya Savaşı'nı sebepleri arasına girecek.
Yani azınlık sorunları ortaya çıkacak.
Dünyanın siyasi haritası değişmiştir diyoruz.
Savaşın sonuçlarında şunlar dikkat çekiyor İngiltere en karlı devlet oluyor.
Avrupa'da Uzak Doğu'da da Japonya çok karlı devlet olacak.
Yine İtalya savaş sırasında tek taraf değişen devlet olacak.
Onu söyleyeyim.
Osmanlı savaşın süresini uzatan devlet olarak görülüyor.
Çanakkale savaş özellikle yine Rusya.
Savaşlar rejimi değişen ilk devlet oluyor.
Yani Çarlık rejiminden Bolşevik diye geçiyor, sosyalizm gibi.
Abd ise savaşın süresini kısaltan devlet olarak görünmüştür.
Çünkü savaşa girdiği andan itibaren savaşın kaderini değiştiriyor ve savaş bitiyor arkadaşlar. Wilson ilkeleriyle zaten Wilson ilkelere, savaşın bitmesine ortam azalan ilkeler, savaşı bitiren ülkeler olarak da geçer.
Gelelim Mondros Ateşkes anlaşmasına ve işgallere.
Şimdi İttihat Terakki üyeleri artık ülkeyi terk ediyorlar.
Savaş onların yükümlülüğü altında olduğu için onlar da giriyor.
Enver, Cemal ve Talat Paşalar yurt dışında suikast istenecek.
Sadece Enver Paşa Kafkasya geçip orada Basmacı harekatını başlatacak.
Bunu bilelim.
Artı Padişah Beşinci Mehmed Reşad vefat etmiş, on yerine Altıncı Mehmet Vahdettin gelmiş.
Osmanlı'nın son padişahı bu.
Yine yeni hükümet, Ahmet İzzet Paşa verildiği için bu da ateşkes çağrısında bulunmuş diyor.
Biz Wilson ilkelerine göre her ateşkese giriyoruz.
O yüzden de bu Mondros gibi ağır bir anlaşmayı imzalıyoruz.
Nasıl olsa bir son ilkeleri var.
Bize bir şey yapamazlar.
Mondros Güven var burada.
Aslında Wilson'un ilkeleri Amerika'nın dünya düzeni yani Amerika'nın yeni dünya düzeni hayaliydi.
Tabi Wilson ülkelerinde İngiltere, Fransa, Amerika'ya gidilmeyecek.
Şimdi bakalım biz Wilson ilkelerine güvendik diye Mondros imzaladık.
Ama ne var bu Mondros da?
Bir kere her şeyimizi hakimiyet altına alma gibi bir amaçları var.
Maddeleri hemen hemen öyle.
Burada Çanakkale ve İstanbul boğazları İttihat güçlerine bırakılacak.
İtilaf güçleri güvenliklerini tehdit eden bir unsur olursa o bölgeyi yani o stratejik bölgeyi işgal edebilecekler.
Yani bu bizi işgallere açık hale getiriyor.
Vilayeti Sitte de yani 6 vilayette karışıklık çıkarsa buralarda iş kalabilecek.
Buna biz dev diye diyebiliriz.
Ulaşım ve haberleşme İttihat eklerinin kontrolüne geçecek burada.
Onların Osman denetimindeki halkın örgütlenmesini vesayet engelliyor.
Sınırların korunması ve iç güvenlik haricinde askerler terhis edilecek arkadaşlar. Yani askerlerin de çoğu teslim olması isteniyor.
Sadece güvenlik için belirli bir kısım asker bırakılıyor.
Tüm silahlara tüm askeri araç ve gereçleri el konulacak.
Şimdi bizi savunmasız bırakmaya çalışıyorlar.
Burada Osmanlı esirleri tutuklu kalacak.
İtilaf güçlerinin esirleri serbest bırakılacak.
Adil olmayan, eşitlik ilkesine dayanmayan bir madde.
Osmanlı ekonomik unsurları İtilaf güçlerine bırakılacak.
Yani yer altı, yer üstü haklarımız, limanları mız vesaire.
Toros tünelleri, demiryolları, ticari gemiler itilaf güçlerine bırakılacak.
Şimdi bu maddelere baktığımız zaman sorun yok.
Bunları yorumluyor, bilmek önemli.
Bunlar ezber demeyelim.
Şimdi Çanakkale ve İstanbul boğazları itiraz sene verildiyse ne olacak?
Burada Anadolu ile İstanbul'un arası kesiliyor.
Yani Başkentli Anadolu kopartılmış oluyor.
Başkentin denetimi kime geçmiş oluyor?
Artık itilaf güçlerine geçmiş oluyor.
Burada ulaşım ve haberleşme İtilaf güçlerine geçerse ne olur işgalleri kolaylaştırıcı bir etken olur.
Çünkü milletin birbirinden haberi olmaz.
Ulaşım da sağlanamadığı için ne olur örgüt demezler.
Silahları mı el koyuyorsa, direniş gösterene askerleri mi el koyuyorsa savunma yapamam yani bunun gibi yorumları yapmamız isteniyor burada.
Yeni hükümet Damat Ferit Paşa oluyor.
Damat Ferit tabi biliyoruz teslimiyetçi bir politika izliyor, bir de İngiliz yanlısı politika izliyor.
Mebusan mecliste fes ediliyor ve Osmanlı işgale uğramaya başlamıştır.
Bu anlaşmayla beraber yine Osmanlı neden savaştan çekildi?
Hemen söyleyelim, Bulgarların savaştan çekilmesiyle Almanya'yla ile Osmanlı'nın bağlantısı kesildiği için yine Almanya'nın yenilgiler alması.
Amerika karşısında ciddi kayıpları var.
Bu da bizde güven sarsıyor.
Savaşın kaybedeceğini anlaşılması üzerine ise hemen Osmanlı ne yapıyor, o da barış istiyor. Niye güveniyor?
Wilson ilkelerine güveniyor.
Yine İstanbul işgaller geçici diyor.
Teslimiyetçi bir politika izliyor.
İttihatçılar kendilerini feshetmiş, gelecek düz fırkası haline gelmişler.
Mustafa Kemal, milli mücadele için çalışmalara başlıyor.
İstanbul'da 6 ay, 7 ay gibi toplantılar yapmaya başlıyor.
Anadolu'da işgallere karşı Kuvay i Milliye oluşmuş durumda.
Çünkü Mondros da İngiltere, güneyde Musul'a vesaire saldırmaya çalışıyor.
Suriye, Hatay bölgesini saldırmaya çalışıyor.
1918'de bahsediyorum bunlar.
1919'da geldiğimiz zaman ise Yunanistan İzmir'e saldıracak.
Şimdi Mondros ile beraber hem bana Mondros ateşkes anlaşmasını yap diyorsun hem de gelip benim toprağına saldırıyorsun.
O zaman ne olur halk kuvayi milliye oluşturur ya bu milis kuvvetlerdir, halk kuvvetleridir, kendini savunuyor.
Asker yok, silahlar yok, hepsi alınmış verilmiş.
Eee ne olacak ülkeyi?
Askerler değil artık millet.
Kendi başının çaresine bak şimdi.
İstanbul hükümeti de teslimiyetçi bir politika izlemiş.
İngiltere daha fazlası değerlendirmeye çalışıyor.
Damarlarına bakmayalım, ne diyorsa yapalım diye bir politikaları var işte.
Osmanlı Mondros da fiilen sona ermişti diyor.
Yani burada İtilaf Devletleri gizli anlaşmaları uygulama imkan elde ediyorlar.
Bir Osmanlı işgalleri açık hale gelmiş, artı Osmanlı Devleti'nin egemenlik hakları da deneniyor.
Yani Mondros da beraber.
Bu anlaşma ya.
Peki bu anlaşmayı kim yaptı?
İşte Rauf Orbay ile Amiral Castro nerede?
Yapma Mondros da yani Bursa'da bir gemide yapılıyor.
Agamemnon adında bir zırhlı gemide yapılır.
Yine Mustafa Kemal de bu anlaşmayı imzalarken, Suriye'de Yıldırım onların komutanlığında görev yapıyor ve buna çok ciddi tepki gösteriyor.
Özellikle maddelerin tekrar gözden geçirilmesini ısrarla istiyor.