Birinci akım umuz tasavvuf akımı.
Şimdi tasavvuf akımında tevhit inancı ön plandadır.
Onu bir kere bileceğiz.
Tevhit inancı ne demek?
Allah'ın bir olduğunu, tek olduğunun anlatıldığı inanç sistemidir.
Bakın buradan hareketle oluşmuş bir akımdır ve en önemli temsilcisi de Mevlana dır.
Bakın ikinci akım ımız Türkçe, basit yani basit Türkçe demek.
Bakın burada ne var.
Bir kere öz Türkçe denebilecek sade, anlaşılır bir dil kullanılır.
Bunu bileceğiz.
Özellikle de halk şiirindeki mecaz, deyim, benzetme ve atasözlerinin kullanıldığını da bileceğiz.
Aynı zamanda bu akımın mahalli leşme akımının habercisi olduğunu da bileceğiz.
Peki temsilcilerimiz bakın Tatavla Alı Mahremi, Aydınlı misali ve Edirneli Nazmi bu akımın temsilcileri arasındadır ve bu akımın habercisi dediğimiz yani mahalli leşme akımının habercisi dedik.
Türkü basit için.
Peki mahalli çeşme akımı ne demek isterseniz?
Muhallebi akımının özellikleri üzerinde duralım bakın.
Mahalli leşme akımında yerli ve mahalli unsurlara biz sıkça yer verildiğini görüyoruz.
Özellikle de hece ölçüsüyle şiirler de yazıldığını görmekteyiz.
Atasözleri ve halk deneyimlerine yine yer verilmiştir.
Aynı zamanda günlük ve sıradan bakın olaylar.
Çünkü mahalli ya günlük sıradan olayların konu edildiğini görüyoruz.
Bakın Baki, Nedim.
Ender Unlu Fazıl ve Ender Unlu Vasıf mal leşme akımının önemli temsilcileridir.
Diğer bir akımı mız Hind tarzı da dediğimiz bakın tepki hindi tarzıdır.
Peki burada neler var?
Bu akımın amacı nedir?
Bakın mesajlarla yüklü, anlam derinliği olan ve kapalı bir söyleyişi tercih edildiği bir akımdır bakın.
Özellikle de Arapça ve Farsça sözcüklerle yüklü ağır bir dilim kullanıldığını görüyoruz.
Mazlumlar, yani kalıplaşmış sözler.
Mesela kaşlar, yaya kirpikler oka benzetilir gibi.
Özellikle de çağrışım zenginliği olan hayal oyunları yine bu akımın önemli özelliklerindendir.
Anlam sözden üstün tutulmuştur.
Yani önemli olan sözü anlatılan şey değil, anlam dır bakıma.
Peki akımın temsilcileri, önemli isimleri kimler?
Bakın bir kere Neşat Naili, Kadim Nefi ve Şeyh Galip kesinlikle bu akımın önde gelen temsilcileri olarak bilmekteyiz.
Daha doğrusu bilmeliyiz ve geldi̇k.
Divan edebiyatındaki son edebi akımı.
O da hakemi tarz bakır hakim hane de denir.
Aslında Nabi ekolü Nabi yani diye yazan kaynaklar da var.
Bakır Nabi yani.
Çünkü en önemli ismi Nabi olduğu için hikmetli, öğüt veren bir akım bu.
Dolayısıyla Nabi yani ifadesini de görebiliriz.
Bakın burada ne var?
Birincisi, düşünceye ağırlık veren ve didaktik bir anlayıştan hareketle oluşturulan bir akımdır.
Özellikle de toplumsal aksaklıklar ve bozukluklar ele alınmıştır.
Peki temsilcilerimiz kimlerdir?
Bakın zaten en önemli isim Nabi dir.
Bunu kesinlikle bileceğiz.
Nabi'nin izinden giden Koca Ragıp Paşa'yı bileceğiz.
Keçecizade İzzet Molla yı bileceğiz.
Sümbül zade Vehbi bileceğiz.
Ve son olarak Tanzimat Sanatçısı Ziya Paşa'nın da hakemi tarz ekolüne bağlı olduğunu söyleyebiliriz.
Ve bu şekilde Divan edebiyatındaki edebi akımları da bitirmiş oluyoruz.
Tasavvuf Akımı Nedir?
Tasavvuf, İslam dininin mistik yönüne odaklanan ve manevi arayış, içsel keşif ve Allah'a yakınlaşma konularını ele alan bir İslamî düşünce ve yaşama tarzıdır. Tasavvuf, Arapça bir kelime olan "tasavvuf" kelimesinden türetilmiştir ve kelime anlamı olarak "temizlenmek, arınmak, saf olmak" gibi anlamlara gelir.
Tasavvuf, İslam dini içinde bir inanç ve yaşama tarzı olarak ortaya çıkmıştır ve İslam'ın temel öğretilerini kabul eder. Ancak, tasavvufun özelliği, İslam öğretilerini içsel bir deneyim olarak yaşamak, bu deneyimi yoluyla Allah'a yakınlaşmak ve kendini arındırmak için özel bir teknikleri ve yöntemleri kullanmaktır.
Tasavvufun ana prensipleri arasında, Allah'a yakınlaşmak, Allah'ın birliğini kavramak, manevi bir arayış içinde olmak, nefsi terbiye etmek ve kendini tanımak yer alır. Tasavvuf düşüncesinin merkezinde, insanın Allah'a yakınlaşması ve kendini arındırması için manevi bir eğitim ve rehberlik süreci bulunur. Bu eğitim sürecinde, tasavvuf öğretmenleri veya şeyhler, öğrencilerine yol gösterirler ve onların manevi gelişimine katkıda bulunurlar.
Tasavvuf, İslam dünyasında oldukça etkili bir akım olarak varlığını sürdürmüştür ve farklı coğrafyalarda farklı tarikatlar ve mezhepler şeklinde kendini göstermiştir. Tasavvuf, İslam dünyasında sanat, edebiyat ve müzik gibi alanlarda da etkili olmuş ve İslam kültürünün zenginliğine katkıda bulunmuştur.
Türk-i Basit (Basit Türkçe) Akımı Nedir?
Türk-i Basit, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Divan edebiyatına karşı geliştirilen bir edebiyat akımıdır. Türk-i Basit, "basit Türkçe" anlamına gelir ve Türk dilinin sadeleştirilerek kullanılmasını savunur.
Bu akımın öncüleri arasında Şemseddin Sami, Ali Canip Yöntem ve Ahmet Rasim gibi yazarlar yer alır. Türk-i Basit akımı, Divan edebiyatının aşırı süslü ve yapmacık diline karşı çıkmış ve dilin günlük hayatta kullanılan haliyle yazılmasını savunmuştur.
Türk-i Basit akımı, dilde ve edebiyatta halkın dilini kullanma fikrine dayanır. Bu akım, Türk edebiyatında Batılı etkilerin arttığı bir dönemde, milli bir dil ve edebiyat anlayışının oluşmasına katkıda bulunmuştur.
Sebkihindi (Hint Tarzı) Nedir?
Sebk-i Hindi, Türk edebiyatında 17. yüzyılda Hindistan'da gelişen bir edebi tarzın benimsenmesiyle ortaya çıkan bir edebi akımdır. Türkçe'de "Hint üslubu" anlamına gelen Sebk-i Hindi, edebiyatta Hint kültüründen etkilenmeyi ve Hint tarzında yazmayı ifade eder.
Sebk-i Hindi akımının öncülerinden olan Nef'i, bu tarzda şiirler yazmıştır. Bu tarzın temel özellikleri arasında özgün kelimelerin kullanımı, hareketli ve zengin bir dil kullanımı, şiirin ritmik yapısına önem verilmesi yer alır.
Sebk-i Hindi akımı, Türk edebiyatının gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Bu akım, Türk edebiyatında Arapça ve Farsça sözcüklerin yoğun olarak kullanıldığı dönemlerde Türkçe'nin zenginliğini ve güzelliklerini ön plana çıkarmıştır.
Hikemi Tarz (Hakimare) Nedir?
Hikemi Tarz, Türk edebiyatında 16. yüzyılda ortaya çıkan bir edebi tarzdır. Bu tarz, divan edebiyatında şiir ve düzyazı arasındaki bir geçiş tarzı olarak kabul edilir.
Hikemi Tarz'ın öncüleri arasında Hoca Mesud el-Kaşgari, Ali Şir Nevai, Muhammed b. Yusuf el-Herati gibi yazarlar yer alır. Bu tarzda yazılan eserler, bir yandan divan edebiyatının kurallarını izlerken diğer yandan halkın diline daha yakın bir üslup kullanır.
Hikemi Tarz, hem şiir hem de düzyazı türlerinde kullanılmıştır. Bu tarzda yazılan eserler, günlük hayatta kullanılan dilin birçok özelliğini barındırır ve bu nedenle Türk edebiyatındaki dilin gelişimine katkıda bulunmuştur.