Eğitim Kurumları

Herkese Merhaba.
Kunduz'un yedinci sınıf sosyal bilgiler dersi.
Beşinci ünite eğitim kurumları konusuna hepiniz hoş geldiniz.
Bu konu içerisinde sizlerle beraber Mesleki Eğitim ve Selçuklular ve Osmanlı'daki eğitim teşkilatlarına detaylı bir şekilde bakacağız.
Hazırsa hemen başlayalım.
Ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerinde rol oynayan en önemli faktörlerden bir tanesi sevgili arkadaşlar.
Nedir?
Mesleki eğitimdir.
Bireylerin eğitim seviyeleri yükseldikçe nitelikli iş gücü ihtiyacı karşılanmış olur.
Nedir bu nitelikli iş gücü?
İşini en iyi şekilde yapabilen insan demektir.
Bu da zaten nasıl ortaya çıkacak?
Bu da mesleki eğitim sonucunda ortaya çıkacak bir insandır.
Ne kadar iyi mesleki eğitim, o kadar nitelikli iş gücü.
Böylece en yüksek iş verimliliği ortaya çıkmış olacak.
Bu ortaya çıkarsa yani aslında bunlar birbirine bağlı sonuçlar olarak görülebilir.
Arkadaşlar bakın şöyle ilerleyelim.
Ne kadar iyi bir mesleki eğitim, o kadar nitelikli iş gücü, ne kadar nitelikli iş gücü, o kadar işin verimli olması, işin verimli olması demek sonucunda bilimsel ve teknolojik gelişmelerin hız kazanması demektir.
Türkler tarih boyunca kurdukları devletlerde mesleki eğitime önem vermiş ve kurulan okulları desteklemişlerdir.
Şimdi o mesleki eğitim okullarından ilki olan Ahilik teşkilatıyla İsterseniz başlayalım.
Ahilik teşkilatının kurucusu, Kırşehir çevresinde çalışmalarını yürüten Ahi Evran dır.
Sevgili arkadaşlar, Ahilik teşkilatı Selçuklu zamanında kurulmuş bir esnaf ve zanaatkarlar birliğidir.
Yani esnafların birliği olarak düşünebilirsiniz.
Peki bu teşkilat nasıl çalışmış?
Usta çırak ilişkisine dayalı bir mesleki eğitim vermiş.
Sadece mesleki eğitim vermekle kalmamış, aynı zamanda meslek etiği, meslek dürüstlüğü de kazandırmakta büyük rol oynamıştır. Arkadaşlar.
Ahiler kaliteli mal üretilmesine kesinlikle çok dikkat etmişler.
Hatta kaliteli mal üretmeyen üyeleri varsa onları teşkilattan atmışlardır.
Çünkü bir kişinin prestiji ahilik teşkilatının prestiji demektir.
Bu yüzden ahiler kaliteli mal üretilmesine, üretici ve tüketici haklarının korunmasına ve mesleki dayanışmaya büyük önem vermişlerdir.
Ahilik teşkilatında her esnaf kolunun yani örnek veriyorum.
Ayakkabıcılar, un, işte nal bantların her birinin birer kolu vardı.
Birbirlerine dayanışma amacıyla da bu çalışmaları yürütmüş işlerdir.
Gelelim Lonca teşkilatına.
Arkadaşlar Osmanlı Devleti'nin deki önemli bir meslek teşkilatı idi.
Bu teşkilat Ahilik teşkilatının devamı niteliğindedir.
Yani Selçuklu'da esnaf teşkilatına biz ahilik diyoruz.
Osmanlı devletinde bu teşkilata lonca teşkilatı diyoruz.
Ahi teşkilatına aralarında fark şuydu.
Arkadaşlar Ahi teşkilatına sadece Müslüman esnaflar katılabiliyor.
Lonca teşkilatına Osmanlı devletinin hoşgörüsü de eklenince gayri Müslim esnaf da katıla bilmiştir.
Yani aralarındaki fark budur.
Peki gelelim yine bir mesleki eğitim okulumuza.
Enderun Mektebi arkadaşlar, Osmanlı Devleti'nde saray içinde eğitim veren saray okuludur.
Dikkat edin sarayın içinde eğitim veren saray okuludur.
Padişahın çocukları da bu okulda eğitim almıştır.
Peki bu okula öğrenciler nasıl seçilmiş arkadaşlar?
Şöyle bu kurumda devşirme sistemiyle gelen yetenekli çocuklar bu okula alınmışlardır.
Bakın burası çok önemli.
Devşirme sistemi nasıl bir sistemdi?
Balkanlarda gidiyoruz.
Fetih yaptığımız yerlerde ailelerin rızası ile çocuklarını alıyoruz bu sistemle ve Enderun Mektebi'ne getiriyoruz onları.
Bir Müslüman gibi bu okulda yetiştireceğiz. Arkadaşlar bu okuldan mezun olan güçlü kuvvetli kişiler yeniçeri ocağına alınırdı.
Böylece asker ihtiyacı karşılanırdı.
Zeki ve akıllı olan çocuklar ise eğitimlerine devam edip ileride devlet adamı olurlardı ki Osmanlı devletinde önemli sadrazamlar bu sistemle de yetişmiştir.
Mesela bir örnek vermek gerekirse Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı olan Pargalı İbrahim Paşa, Enderun sistemiyle yetişen devşirme sistemiyle bu okula gelen bir çocuktur.
Yani ne kadar kaliteli eğitim verildiğini buradan sizler de anlayabilirsiniz.
Gelelim bir diğer okul türü müze.
Medrese.
Osmanlı'daki en yaygın okul türü sevgili arkadaşlar, medreseler.
Bu bu okulda ne verilmiş?
Dini eğitim verilmiş.
Yani fıkıh, kelam, Kur'an gibi dersler verilmiş.
Bunun yanında matematik, tıp, astronomi gibi pozitif bilimlerde okutulmuş.
Yani dini ve pozitif bilimler birlikte okutulmuş.
Şudur Medrese deyince kafanız karışmış olabilir ama karışmasın.
Medrese eşittir bugünkü lise ve üzeri yani üniversite düzeyinde eğitim veren okullardır.
Arkadaşlar bu okulların güzelliklerinden bir tanesi şudur.
Bu kurumda medreselerde ücretsiz bir şekilde yatılı bir eğitim verilmiştir.
Yani kısaca şunu söyleyebiliriz.
Bu okulda devlet ücretsiz ve yatılı bir eğitim veriyorsa yani Osmanlı Devleti alsın daha ne olarak çalışmıştır?
Sosyal bir devlet olarak çalışmıştır.
Sevgili arkadaşlar, vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılayan devlete sosyal devlet denir.
Bakın eğitim ihtiyaçları ücretsiz ve yatılı bir şekilde karşılanmıştır.
Bu masraflar ise kim tarafından bir önceki ders işlediğimiz vakıflar tarafından karşılanmıştır.
Sadece eğitim kurumu olarak bunlar mı var?
Tabii ki hayır.
Başka okullarımız da var, başka meslek okulları da var. İkinci Mahmud zamanında memur yetiştirmek amacıyla Mektebi Maarif Adliye Okulu açılmış ve bunun yanında Mektebi Doğumu edebi okulları da açılmıştır.
1842 yılına geldiğimizde yine Askeri Baytar Mektebi, 1847 yılında Ziraat Talim Hanesi ve 1882 yılında Güzel Sanatlar Fakültesi'ne dönüşecek olan Sanayi i Nefise Mektebi açılmıştır.
Arkadaşlar Cumhuriyetin ilanından sonra da mesleki eğitime gereken önem ve değer verilmiştir.
Mesleki eğitim milli bir meseledir.
Çünkü arkadaşlar şunu düşünürseniz eğer gelecek kuşaklarda meslek erbabı olma durumu gittikçe azalmakta.
Bir örnek verecek olursak ilerleyen yıllarda öğrencilerimize sorduğumuzda Ne yapmak istiyorsun, ne meslek sahibi olmak istiyorsun dediğimizde genellikle hizmet sektörüne dair meslekler söyleniyor.
Yani avukat, asker, polis, öğretmen, doktor gibi meslekler.
Ama meslek erbabı arı da yetişmesi gerektiği için.
Çünkü o işleri de elbet birilerinin yapması gerektiği için.
Mesleki eğitim milli bir meseledir ve direkt olarak bu işe Milli Eğitim Bakanlığı el atmıştır.
Bu çerçevede okullar açılmıştır.
Hatta Bakanlığımızın şöyle bir sloganı ve projesi de vardı.
Meslek Lisesi Memleket Meselesi diye bir proje ile birlikte meslek liselerine gereken değer verilmişti.
1934 yılına geldiğimizde çıkarılan kanun ile meslek okulları, çıraklık okulları, sanat okulları, teknik okullar ve mühendislik okulları açılmıştır.
Şunu unutmayalım ki mesleki eğitimin en önemli amacı şunu sağlamaktır.
Nitelikli iş gücü yetiştirmektir.
Daha önce de konuştuğumuz gibi ne kadar nitelikli iş gücü, o kadar iş verimliliği, o kadar üretim ve ülkenin kalkınması demektir.
Ekonomi ve Sosyal Hayat
İşinin Ehli İnsan Yetiştirmek 1 / 2
Eğitim Kurumları
Eğitim Kurumları