Bazı moleküller hücre zarından pasif ya da aktif olarak taşınamayacak kadar büyüktür.
Bu durumda endositoz ve ekzositoz adı verilen mekanizmalar devreye girer.
Bu olaylar yoğunluk farkına bağlı olmadan gerçekleşir.
Taşıma sırasında ATP harcanır.
Endositoz büyük maddelerin hücre içine alınmasıdır.
Eğer katı bir madde hücre içine alınıyorsa buna fagositoz, sıvı ve büyük bir madde hücre içine alınıyorsa buna pinositoz adı verilir.
Fagositoza hücrenin yemesi, pinositoza hücrenin içmesi de diyebiliriz.
Şimdi bunları biraz daha detaylandıralım.
Burada bir hücre var.
Mesela bu amip olsun.
Amip, fagositoz yaparak beslenir.
Bu esnada yalancı ayaklarını uzatır.
Fagositoz yaptığına göre buradaki besinin katı olması gerekiyor.
Amip yalancı ayak ile bu besinin etrafını sarar.
Hücre zarında bir miktar küçülme gözlenir.
Çünkü içeride besin kofulu oluşur.
Bu besin kofulunun zarı aslında hücre zarından kopan zardır.
Burada da lizozom var.
Lizozomun içinde sindirim enzimleri bulunur. Besin kofulu ve lizozom birleşir.
Böylece sindirim kofulu oluşur.
Bu olayda ATP harcanır ve enzim kullanılır.
Taşıma hücre dışından içeriye doğru tek yönlü olarak gerçekleşir.
Biraz önce de söylediğim gibi yoğunluğun bir önemi yoktur. Fagositoz sadece beslenme amaçlı yapılmaz. Bizim vücudumuzda bulunan beyaz kan hücreleri yani akyuvarlar savunma amaçlı olarak fagositoz yapar.
Büyük ve suda çözünebilen moleküllerin sıvı damlacıklar halinde hücre içine alınmasına da pinositoz diyoruz.
Burada yine bir hücre var.
Burada bulunan da sıvı bir madde olsun.
Bu hücre içine alınırken hücre zarında pinositik cep oluşturulur sonra pinositik cebin iki ucunun birleşmesiyle besin kofulu oluşur. Burada yine lizozom var.
Besin kofulu ve lizozom birleşir.
Sonrasında yine sindirim kofulu oluşur. Bu olayda da yine hücre zarında küçülme olur. ATP harcanır enzim kullanılır.
Hücre duvarı bulunduran canlılar endositoz yapamaz.
Mesela bakterinin peptidoglikan yapılı hücre duvarı vardır bu nedenle endositoz yapamazlar.
Burada da olay yine hücre dışından içeriye doğru tek yönlü olarak gerçekleşti.
Böylece büyük maddelerin hücre içine nasıl alındığını öğrenmiş olduk.
Şimdi de büyük bir molekülün hücre içinden dışına nasıl gönderildiğini konuşalım.
Evet buna ekzositoz diyoruz.
Burada boşaltım kofulu var.
Hatta buna salgı kofulu da diyebiliriz.
Bu koful hücre zarına gelir ve burada hücre zarıyla kaynaşır.
Sonrasında da içeriğini hücrenin dışına gönderir.
Böylece hücre zarında da büyüme gözlendi.
Endositozda tam tersi hücre zarında küçülme oluyordu.
Tabii ki burada da yoğunluk farkı önemli değildir. Taşıma hücre içinden dışarıya doğru tek yönlü olarak gerçekleşir.
ATP harcanır.
Bu olayın gerçekleşebilmesi için enzimlere de ihtiyaç vardır.
Hücrede üretilen enzim ve hormonların salgılanması, çeşitli atıkların vücuttan uzaklaştırılması ve hormonların kana verilmesi gibi olaylar ekzositoz ile gerçekleştirilir.
Bu durumda endositoz ve ekzositoz adı verilen mekanizmalar devreye girer.
Bu olaylar yoğunluk farkına bağlı olmadan gerçekleşir.
Taşıma sırasında ATP harcanır.
Endositoz büyük maddelerin hücre içine alınmasıdır.
Eğer katı bir madde hücre içine alınıyorsa buna fagositoz, sıvı ve büyük bir madde hücre içine alınıyorsa buna pinositoz adı verilir.
Fagositoza hücrenin yemesi, pinositoza hücrenin içmesi de diyebiliriz.
Şimdi bunları biraz daha detaylandıralım.
Burada bir hücre var.
Mesela bu amip olsun.
Amip, fagositoz yaparak beslenir.
Bu esnada yalancı ayaklarını uzatır.
Fagositoz yaptığına göre buradaki besinin katı olması gerekiyor.
Amip yalancı ayak ile bu besinin etrafını sarar.
Hücre zarında bir miktar küçülme gözlenir.
Çünkü içeride besin kofulu oluşur.
Bu besin kofulunun zarı aslında hücre zarından kopan zardır.
Burada da lizozom var.
Lizozomun içinde sindirim enzimleri bulunur. Besin kofulu ve lizozom birleşir.
Böylece sindirim kofulu oluşur.
Bu olayda ATP harcanır ve enzim kullanılır.
Taşıma hücre dışından içeriye doğru tek yönlü olarak gerçekleşir.
Biraz önce de söylediğim gibi yoğunluğun bir önemi yoktur. Fagositoz sadece beslenme amaçlı yapılmaz. Bizim vücudumuzda bulunan beyaz kan hücreleri yani akyuvarlar savunma amaçlı olarak fagositoz yapar.
Büyük ve suda çözünebilen moleküllerin sıvı damlacıklar halinde hücre içine alınmasına da pinositoz diyoruz.
Burada yine bir hücre var.
Burada bulunan da sıvı bir madde olsun.
Bu hücre içine alınırken hücre zarında pinositik cep oluşturulur sonra pinositik cebin iki ucunun birleşmesiyle besin kofulu oluşur. Burada yine lizozom var.
Besin kofulu ve lizozom birleşir.
Sonrasında yine sindirim kofulu oluşur. Bu olayda da yine hücre zarında küçülme olur. ATP harcanır enzim kullanılır.
Hücre duvarı bulunduran canlılar endositoz yapamaz.
Mesela bakterinin peptidoglikan yapılı hücre duvarı vardır bu nedenle endositoz yapamazlar.
Burada da olay yine hücre dışından içeriye doğru tek yönlü olarak gerçekleşti.
Böylece büyük maddelerin hücre içine nasıl alındığını öğrenmiş olduk.
Şimdi de büyük bir molekülün hücre içinden dışına nasıl gönderildiğini konuşalım.
Evet buna ekzositoz diyoruz.
Burada boşaltım kofulu var.
Hatta buna salgı kofulu da diyebiliriz.
Bu koful hücre zarına gelir ve burada hücre zarıyla kaynaşır.
Sonrasında da içeriğini hücrenin dışına gönderir.
Böylece hücre zarında da büyüme gözlendi.
Endositozda tam tersi hücre zarında küçülme oluyordu.
Tabii ki burada da yoğunluk farkı önemli değildir. Taşıma hücre içinden dışarıya doğru tek yönlü olarak gerçekleşir.
ATP harcanır.
Bu olayın gerçekleşebilmesi için enzimlere de ihtiyaç vardır.
Hücrede üretilen enzim ve hormonların salgılanması, çeşitli atıkların vücuttan uzaklaştırılması ve hormonların kana verilmesi gibi olaylar ekzositoz ile gerçekleştirilir.