Çekirdek karşınıza nükleus olarak da çıkabilir. Hücrenin yönetim ve kalıtım merkezi olan çekirdek küremsi veya oval bir şekle sahiptir.
Genellikle hücrenin ortasında bulunur.
Acaba her hücrede sadece bir tane mi çekirdek bulunur?
Ya da her hücrede çekirdek bulunur mu?
Hemen cevaplıyorum. Her hücrede çekirdek zaten bulunmaz çünkü prokaryot hücreler de vardı hatırlarsanız.
Ayrıca her hücrede bir tane çekirdek bulunma şartı da yoktur. Mesela çizgili kas hücrelerinde çok sayıda, paramesyumda iki tane çekirdek bulunur.
Memeli canlıların alyuvarları da olgunlaştıkları zaman çekirdeğini kaybeder.
Bitkilerdeki trake hücrelerinde de durum böyledir.
Prokaryot hücrelerde çekirdek bulunmadığı için kalıtım maddesi yani DNA hücre sitoplazmasının belli bir bölgesinde yoğunlaşmış olarak bulunur.
Yani çekirdek yoksa haliyle DNA'nın sitoplazmada bulunduğunu söyleyebiliriz.
Genel olarak çekirdek, çekirdek zarı, çekirdekçik, çekirdek plazması ve kromatin iplikler olmak üzere dört kısımdan oluşur.
Çekirdek zarına karyolemma, çekirdek plazmasına karyoplazma çekirdekçiğe nükleolus adı da verilir.
Çekirdek zarı çift katlıdır.
Bu zarda bulunan kanalla por adı verilir.
Bu porlar hücre zarındaki porlardan daha büyüktür, bu nedenle bu porlardan büyük moleküller rahatlıkla geçebilir.
Mesela mRNA, ATP gibi büyük moleküller bu porlardan geçer.
Ayrıca çekirdeğin dış zarının yüzeyinde protein sentezinden sorumlu olan ribozomlar da bulunur.
Zaten hatırlarsanız ribozomlar hücrede birçok yerde bulunuyordu. Mitokondrinin ve kloroplastın içindeki sıvıda bile ribozom bulunuyordu.
Çekirdek zarı hücre bölünmesi sırasında dağılır ancak bölünme tamamlandıktan sonra tekrar oluşur.
Çekirdek plazması çekirdeğin içindeki sıvı kısımdır.
Sitoplazma sıvısı gibi yarı akışkan bir yapıya sahiptir.
Çekirdeğin içindeki bütün yapılar bu yarı sıvı ortamda yerleşim gösterir.
Çekirdekçik mikroskopla incelendiğinde çekirdek içerisinde koyu renkli ve diğer kısımlara göre daha yoğun görülen bir kısımdır.
Çekirdekçiğin zarı yoktur.
Ribozomun ve ribozomal RNA'nın üretim yeridir.
Tıpkı çekirdek zarı gibi çekirdekçik de hücre bölünmesi sırasında kaybolur ve sonra tekrar oluşur. Hücre bölünme aşamasında olmadığında çekirdek plazmasını bir ağ gibi saran dağınık, uzun ve ipliksi yapıya kromatin denir.
Ökaryot hücrelerde ve arkelerin kromatin ipliklerinde histon proteini bulunur.
Bakterilerde ise histon proteini bulunmaz.
Kromatin iplikler DNA içerir yani canlıların kalıtsal özelliklerinin belirlenmesinde görevlidir.
Hücre bölünürken kromatin iplikler kısalır, kalınlaşır yani yoğunlaşarak kromozomları oluşturur.
Böylece hücre bölünmesi kolaylaşır.
Bu şekilde dağınıkken hücre bölünmesi biraz zor olurdu.
Hücre bölünmesi tamamlandıktan sonra kromozomlar tekrar kromatin iplik haline döner. Çekirdeği olmayan ökaryot bir hücrenin uzun süre yaşamını sürdürmesi mümkün değildir.
Şimdi çekirdeğin canlılık açısından önemini gösteren bilimsel bir deneyin basamaklarını inceleyelim. Burada özdeş 3 amip hücresi var.
Kontrol grubu olarak kullanılan amipe hiçbir işlem uygulanmıyor ve amipte büyüme gözleniyor.
İkinci amipin ise sitoplazması ve çekirdeği birbirinden ayrılıyor. Bu amip ise kesiliyor.
Çekirdeğin etrafında az miktarda sitoplazma bırakılıyor.
Sonra bilim insanları bir süre bekliyor.
Bu amipin hem çekirdeğinin hem de sitoplazmasının bir süre sonra canlılığını kaybettiğini gözlüyorlar. Bu amipin de çekirdek içermeyen kısmı yine ölüyor ancak çekirdekli kısım canlılığını devam ettiriyor ve ardından eksik kısımlarını da tamamlayarak olgun bir amip hücresine dönüşüyor.
Genellikle hücrenin ortasında bulunur.
Acaba her hücrede sadece bir tane mi çekirdek bulunur?
Ya da her hücrede çekirdek bulunur mu?
Hemen cevaplıyorum. Her hücrede çekirdek zaten bulunmaz çünkü prokaryot hücreler de vardı hatırlarsanız.
Ayrıca her hücrede bir tane çekirdek bulunma şartı da yoktur. Mesela çizgili kas hücrelerinde çok sayıda, paramesyumda iki tane çekirdek bulunur.
Memeli canlıların alyuvarları da olgunlaştıkları zaman çekirdeğini kaybeder.
Bitkilerdeki trake hücrelerinde de durum böyledir.
Prokaryot hücrelerde çekirdek bulunmadığı için kalıtım maddesi yani DNA hücre sitoplazmasının belli bir bölgesinde yoğunlaşmış olarak bulunur.
Yani çekirdek yoksa haliyle DNA'nın sitoplazmada bulunduğunu söyleyebiliriz.
Genel olarak çekirdek, çekirdek zarı, çekirdekçik, çekirdek plazması ve kromatin iplikler olmak üzere dört kısımdan oluşur.
Çekirdek zarına karyolemma, çekirdek plazmasına karyoplazma çekirdekçiğe nükleolus adı da verilir.
Çekirdek zarı çift katlıdır.
Bu zarda bulunan kanalla por adı verilir.
Bu porlar hücre zarındaki porlardan daha büyüktür, bu nedenle bu porlardan büyük moleküller rahatlıkla geçebilir.
Mesela mRNA, ATP gibi büyük moleküller bu porlardan geçer.
Ayrıca çekirdeğin dış zarının yüzeyinde protein sentezinden sorumlu olan ribozomlar da bulunur.
Zaten hatırlarsanız ribozomlar hücrede birçok yerde bulunuyordu. Mitokondrinin ve kloroplastın içindeki sıvıda bile ribozom bulunuyordu.
Çekirdek zarı hücre bölünmesi sırasında dağılır ancak bölünme tamamlandıktan sonra tekrar oluşur.
Çekirdek plazması çekirdeğin içindeki sıvı kısımdır.
Sitoplazma sıvısı gibi yarı akışkan bir yapıya sahiptir.
Çekirdeğin içindeki bütün yapılar bu yarı sıvı ortamda yerleşim gösterir.
Çekirdekçik mikroskopla incelendiğinde çekirdek içerisinde koyu renkli ve diğer kısımlara göre daha yoğun görülen bir kısımdır.
Çekirdekçiğin zarı yoktur.
Ribozomun ve ribozomal RNA'nın üretim yeridir.
Tıpkı çekirdek zarı gibi çekirdekçik de hücre bölünmesi sırasında kaybolur ve sonra tekrar oluşur. Hücre bölünme aşamasında olmadığında çekirdek plazmasını bir ağ gibi saran dağınık, uzun ve ipliksi yapıya kromatin denir.
Ökaryot hücrelerde ve arkelerin kromatin ipliklerinde histon proteini bulunur.
Bakterilerde ise histon proteini bulunmaz.
Kromatin iplikler DNA içerir yani canlıların kalıtsal özelliklerinin belirlenmesinde görevlidir.
Hücre bölünürken kromatin iplikler kısalır, kalınlaşır yani yoğunlaşarak kromozomları oluşturur.
Böylece hücre bölünmesi kolaylaşır.
Bu şekilde dağınıkken hücre bölünmesi biraz zor olurdu.
Hücre bölünmesi tamamlandıktan sonra kromozomlar tekrar kromatin iplik haline döner. Çekirdeği olmayan ökaryot bir hücrenin uzun süre yaşamını sürdürmesi mümkün değildir.
Şimdi çekirdeğin canlılık açısından önemini gösteren bilimsel bir deneyin basamaklarını inceleyelim. Burada özdeş 3 amip hücresi var.
Kontrol grubu olarak kullanılan amipe hiçbir işlem uygulanmıyor ve amipte büyüme gözleniyor.
İkinci amipin ise sitoplazması ve çekirdeği birbirinden ayrılıyor. Bu amip ise kesiliyor.
Çekirdeğin etrafında az miktarda sitoplazma bırakılıyor.
Sonra bilim insanları bir süre bekliyor.
Bu amipin hem çekirdeğinin hem de sitoplazmasının bir süre sonra canlılığını kaybettiğini gözlüyorlar. Bu amipin de çekirdek içermeyen kısmı yine ölüyor ancak çekirdekli kısım canlılığını devam ettiriyor ve ardından eksik kısımlarını da tamamlayarak olgun bir amip hücresine dönüşüyor.